bugün
- icardi190513
- ruh okuzu9
- ellerim bos gonlum hos9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi25
- anın görüntüsü15
- sözlük kızlarının don renkleri14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu34
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı17
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı13
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss24
- evlilik9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak13
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- arda güler12
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- karınıza range rover alır mısınız18
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı25
''Belli başlı tüm uygarlıklarda eşcinsellik cinsel yaşamın bir parçası olarak süregelmiş, bazı uygarlıklarda (Grekler gibi) bir estetik -erotik anlayışının da öğesi olarak yüceltilmiş, bazı uygarlıklarda ise teşvik görmese bile hoşgörüyle karşılanmıştır. Bir tek Yahudi Hıristiyan geleneğinde, eşcinselliğin sert yaptırımlarla bastırılmak istendiği görülmektedir.
Elimizdeki en eski destan olan Gılgamış Destanı'nın M.Ö. Yedinci Yüzyıl'a ait bir metninde Asurluların ulusal kahramanı Gılgamış'la vahşi savaşçı Enkidu akasındaki efsanevi aşk hikaye edilmektedir.
Grek uygarlığının doruk nortasına ulaştığı Atina'da kadınlar kölelerin biraz üstünde, ikinci sınıf muamelesi görürken, özellikle pederasti (olgunluğa erişmemiş genç erkeklere karşı daha yaşlı bir erkeğin duyduğu ) eşcinsel aşıkların birbirlerine tam takım askeri donatım armağan etmeleri töredendi.
Tep kentinin ünlü 300 kişilik kutsal taburu eşcinsel çiftlerden oluşmuştu. Yıllarca her savaştan galip çıkan bu yenilmez armadayı dize getirmek ancak Makedon Kralı Filip ile oğlu Büyük iskendere nasip olmuştur.
Grekler, bir sevgi ve güzellik idealinin simgesi olmasının dışında, eşcinselliği insanın yaradılışında da görmüşlerdir. Aristofanes'in anlattığı bir efsaneye göre, ilk insanlar erkek, dişi ve hermafrodit olarak üç türden oluşmaktaydı. Tanrılara meydan okumaları sonucu, ceza olarak ortalarından ikiye bölünmüşler; böylece hermafroditten erkek ve dişi heteroseksüeller, erkekten eşcinseller, dişiden ise, lezbiyenler, yani seviciler türeyerek, sonsuza dek öbür yanlarıyla birleşme özlemi içinde yaşamaya mahkum olmuşlardır.
Romalılar eşcinselliği 'Grek töresi' olarak küçümsemekle birlikte, Sezar'ın Bitinya kralı Nikomedes'e olan aşkı, askerleri tarafından seferlerde söylenen şarkılarda dile getirilecek kadar ün kazanmıştı. M.Ö. Altıncı yüzyıldan itibaren de Roma'da eşcinsel seks partilerinin olağan hale geldiği bilinmektedir.
Uzak Doğu uygarlıklarında Grek düşüncesine koşut olgular göze çarpmaktadır. Örneğin, Çin'de Konfüçyüs, çocukların eğitiminde öğretmen-öğrenci dostlu tutku insan sevgisinin en yücelmiş ifade biçimi olarak olağan ve teşvik gören bir olguydu. Ayrıca, gençlerin eğitiminin bir parçasıydı. Yeni yetişen bir erkek çocuğunun eğitimi için yaşlı, deneyimli, ve bilgili bir erkek hocanın yanında kalması gerektiğine inanılırdı.
Eşcinsellik ne diğer eski uygarlıklarda, ne de Greklerde hiç bir zaman kadınsılık anlamına gelmemiştir. Tersine, Greklerde çok büyük önem taşıdığını vurgulamıştır. Bu arada, Greklerde aşağılamakla beraber sık rastlanan eşcinsel fahişelerden bir türü, Çinlilerde Siang-kong denilen tiyatro oyuncusu oğlanlardı. Özel olarak yetiştirilen bu gençler, tiyatroda kadın rollerine çıktıktan başka, şölenlerde de konuklan eğlendirmekle görevlendirilirlerdi.
Japonya'da, genç Samurailer arasında eşcinsellik, Greklerdeki gibi teşvik görmekteydi ve kadına tutulmanın zayıflık ve kadınsılık belirtisi olduğu düşüncesi egemendi. Soylular çevrelerini genellikle kurtizanların oğulları arasından seçilen gençlerle donatırlardı. Aynı kökten gelmelerine karşın, islam ve Yahudi-Hristiyan uygarlıklarının eşcinselliğe karşı değişik tavırlar aldıkları görülür. Yahudiler arasında Mısır'dan kovuluşlarından ve Filistin'e yerleşmelerinden sonra görülen milliyetçi akım, çevre topluluklarında görülen cinsel davranışları tümüyle yasaklayıcı kuralların çoğalması ve tabulaşmasına yol açarken, Müslümanlarda islamiyeti kabul eden yerel kültürlerin davranış biçimlerine uyma şeklinde kendini gösteren bi hoşgörü izlenmiştir. Doğu'da halk edebiyatının önemli bir örneği olan Binbir Gece Masallarında ise eşcinselliğin halk arasında sık rastlanan ve kabul gören bir cinsel davranış biçimi olduğunu gösteren birçok öyküye rastlamak mümkündür. Doğu'dan Batı'ya geçince manzara değişmektedir. Eski Ahit'ten bu yana geçen yirmi beş yüzyıl boyunca Batılı toplumlarda eşcinsellerin çeşitli idam cezalarına çarptırıldığını, hapsedildiklerini, sonuçta sürekli olarak toplum dışına itildiklerini görüyoruz.
Dinsel doğmanın etkisindeki toplumun baskılarına karşın, özellikle güzel sanatlarda ve dinsel yaşamın içinde eşcinselliğin düşünce ve davranış olarak devam ettiği görülmektedir. Papalık tahtına kadar tırmanan eşcinsellik, güzel sanatlarda Mikelanjve Leonarda da Vincigibi ustaların yapıtlarında yansımıştır. Marlowe, Wilde, Proust ve Gide gibi yazarların yaşam ve yapıtları da, eşcinselliğin en azından bireylerin yaşamında ne denli önemli bir yer tuttuğunun tanıkları olmaktadır.
Yirminci yüzyılda girildiğinde, bir yandan duruma insan hakları açısından bakan hünanistlerin, bir yandan da kendi eğilimlerini savunan eşcinsellerin iki kollu bir özgürleştirme kampanyasına giriştikleri izlenmektedir.
Kinsey'in erkek ve kadın cinselliğiyle ilgilli raporlarının o ana dek saklı kalmış bazı gerçekleri ortaya çıkarmasıyla, özgürleştirme hareketi bilimsel bir destek bulmuştur.
1970 yılının Haziranında New York'ta polisin eşcinsellerin uğrağı olan bir bara baskın yapmasıyla patlak veren olaylar ve 15-20 bin kadar eşcinselin katıldığı ünlü protesto yürüyüşüyle, ilk kez önyargılı bir kamuoyuna kesin bir tepki gösterilmiştir. Bugün bir çok batılı ülkede eşcinsellerin dayanışma örgütleri bulunmaktadır.
Kinsey Raporu, Amerika'daki erkekler arasındaki bir örneklemede orgazmla sonuçlanan eşcinsel temasta bulunmuş erkeklerin oranını yüzde 35.5 olarak göstermekte; orgazm kıstası kaldırılınca bu oran yüzde 50'yi bulmaktadır. Kinsey' in bulguları ayrıca, eşcinsellerin en az heteroseksüeller kadar davranışlarında çeşitlilik gösterdiklerini kanıtlamaktadır. Daha sonraki araştırmacılar tarafından da doğrulandığı gibi, 'tipik' bir eşcinsel yoktur.
Örneğin eşcinsellerin sevişme tarzıyla ilgili sanıların tamamen yanılgılı olduğu, eşcinsellerin kendi açıklamalarından ve yapılan araştırmalardan meydana çıkmaktadır. Eşcinsel ilişki sanıldığı gibi yalnız anal penetrasyon yoluyla gerçekleşmemekte, tersine, anal penetrasyon en az kullanılan yöntemler arasında bulunmaktadır. Aynı heteroseksüeller gibi, eş cinseller de daha çok karşılıklı okşama, mastürbasyon, fellasyo gibi yöntemlere rağbet etmektedirler. En önemlisi, eşcinsel çiftlerde etkenlik ve edilgenlik, şu ya da bu eşe özgü bir rol olmamaktadır. Her iki eş de değişik rolleri üstlenmektedir.
Kamuoyu yanılgılarından ve önyargılarından arındırıldıkça, ileri batılı toplumlardan başlamak üzere, eşcinsellerin uzun süredir uygulanan maddi ve manevi baskılardan artık sıyrılmakta olduklarını söylemek olanaklıdır.
Garip bir tezatla, Batı kültürünün tavrının yumuşamaya ve daha akılcı olmaya başladığı bir sırada, bu konuda tarih boyunca hoş görülü davranmış olan Doğulu toplumlar, Batının kültürel etkisiyle eşcinselliğe karşı Batılıların terketmeye başladıkları tavırları almaya başlamışlardır. Halk, Batılı dogmalar çevresinde düşünmeye alıştıkça, Doğulu toplumlarda her zaman var olan eşcinsellik sosyal bir sorun haline gelir olmuş, hatta Batı yozlaşmasının ithal edilen bir ürünü olarak nitelendirilmiştir.''
kaynak: kadınlar sitesi.com.
Elimizdeki en eski destan olan Gılgamış Destanı'nın M.Ö. Yedinci Yüzyıl'a ait bir metninde Asurluların ulusal kahramanı Gılgamış'la vahşi savaşçı Enkidu akasındaki efsanevi aşk hikaye edilmektedir.
Grek uygarlığının doruk nortasına ulaştığı Atina'da kadınlar kölelerin biraz üstünde, ikinci sınıf muamelesi görürken, özellikle pederasti (olgunluğa erişmemiş genç erkeklere karşı daha yaşlı bir erkeğin duyduğu ) eşcinsel aşıkların birbirlerine tam takım askeri donatım armağan etmeleri töredendi.
Tep kentinin ünlü 300 kişilik kutsal taburu eşcinsel çiftlerden oluşmuştu. Yıllarca her savaştan galip çıkan bu yenilmez armadayı dize getirmek ancak Makedon Kralı Filip ile oğlu Büyük iskendere nasip olmuştur.
Grekler, bir sevgi ve güzellik idealinin simgesi olmasının dışında, eşcinselliği insanın yaradılışında da görmüşlerdir. Aristofanes'in anlattığı bir efsaneye göre, ilk insanlar erkek, dişi ve hermafrodit olarak üç türden oluşmaktaydı. Tanrılara meydan okumaları sonucu, ceza olarak ortalarından ikiye bölünmüşler; böylece hermafroditten erkek ve dişi heteroseksüeller, erkekten eşcinseller, dişiden ise, lezbiyenler, yani seviciler türeyerek, sonsuza dek öbür yanlarıyla birleşme özlemi içinde yaşamaya mahkum olmuşlardır.
Romalılar eşcinselliği 'Grek töresi' olarak küçümsemekle birlikte, Sezar'ın Bitinya kralı Nikomedes'e olan aşkı, askerleri tarafından seferlerde söylenen şarkılarda dile getirilecek kadar ün kazanmıştı. M.Ö. Altıncı yüzyıldan itibaren de Roma'da eşcinsel seks partilerinin olağan hale geldiği bilinmektedir.
Uzak Doğu uygarlıklarında Grek düşüncesine koşut olgular göze çarpmaktadır. Örneğin, Çin'de Konfüçyüs, çocukların eğitiminde öğretmen-öğrenci dostlu tutku insan sevgisinin en yücelmiş ifade biçimi olarak olağan ve teşvik gören bir olguydu. Ayrıca, gençlerin eğitiminin bir parçasıydı. Yeni yetişen bir erkek çocuğunun eğitimi için yaşlı, deneyimli, ve bilgili bir erkek hocanın yanında kalması gerektiğine inanılırdı.
Eşcinsellik ne diğer eski uygarlıklarda, ne de Greklerde hiç bir zaman kadınsılık anlamına gelmemiştir. Tersine, Greklerde çok büyük önem taşıdığını vurgulamıştır. Bu arada, Greklerde aşağılamakla beraber sık rastlanan eşcinsel fahişelerden bir türü, Çinlilerde Siang-kong denilen tiyatro oyuncusu oğlanlardı. Özel olarak yetiştirilen bu gençler, tiyatroda kadın rollerine çıktıktan başka, şölenlerde de konuklan eğlendirmekle görevlendirilirlerdi.
Japonya'da, genç Samurailer arasında eşcinsellik, Greklerdeki gibi teşvik görmekteydi ve kadına tutulmanın zayıflık ve kadınsılık belirtisi olduğu düşüncesi egemendi. Soylular çevrelerini genellikle kurtizanların oğulları arasından seçilen gençlerle donatırlardı. Aynı kökten gelmelerine karşın, islam ve Yahudi-Hristiyan uygarlıklarının eşcinselliğe karşı değişik tavırlar aldıkları görülür. Yahudiler arasında Mısır'dan kovuluşlarından ve Filistin'e yerleşmelerinden sonra görülen milliyetçi akım, çevre topluluklarında görülen cinsel davranışları tümüyle yasaklayıcı kuralların çoğalması ve tabulaşmasına yol açarken, Müslümanlarda islamiyeti kabul eden yerel kültürlerin davranış biçimlerine uyma şeklinde kendini gösteren bi hoşgörü izlenmiştir. Doğu'da halk edebiyatının önemli bir örneği olan Binbir Gece Masallarında ise eşcinselliğin halk arasında sık rastlanan ve kabul gören bir cinsel davranış biçimi olduğunu gösteren birçok öyküye rastlamak mümkündür. Doğu'dan Batı'ya geçince manzara değişmektedir. Eski Ahit'ten bu yana geçen yirmi beş yüzyıl boyunca Batılı toplumlarda eşcinsellerin çeşitli idam cezalarına çarptırıldığını, hapsedildiklerini, sonuçta sürekli olarak toplum dışına itildiklerini görüyoruz.
Dinsel doğmanın etkisindeki toplumun baskılarına karşın, özellikle güzel sanatlarda ve dinsel yaşamın içinde eşcinselliğin düşünce ve davranış olarak devam ettiği görülmektedir. Papalık tahtına kadar tırmanan eşcinsellik, güzel sanatlarda Mikelanjve Leonarda da Vincigibi ustaların yapıtlarında yansımıştır. Marlowe, Wilde, Proust ve Gide gibi yazarların yaşam ve yapıtları da, eşcinselliğin en azından bireylerin yaşamında ne denli önemli bir yer tuttuğunun tanıkları olmaktadır.
Yirminci yüzyılda girildiğinde, bir yandan duruma insan hakları açısından bakan hünanistlerin, bir yandan da kendi eğilimlerini savunan eşcinsellerin iki kollu bir özgürleştirme kampanyasına giriştikleri izlenmektedir.
Kinsey'in erkek ve kadın cinselliğiyle ilgilli raporlarının o ana dek saklı kalmış bazı gerçekleri ortaya çıkarmasıyla, özgürleştirme hareketi bilimsel bir destek bulmuştur.
1970 yılının Haziranında New York'ta polisin eşcinsellerin uğrağı olan bir bara baskın yapmasıyla patlak veren olaylar ve 15-20 bin kadar eşcinselin katıldığı ünlü protesto yürüyüşüyle, ilk kez önyargılı bir kamuoyuna kesin bir tepki gösterilmiştir. Bugün bir çok batılı ülkede eşcinsellerin dayanışma örgütleri bulunmaktadır.
Kinsey Raporu, Amerika'daki erkekler arasındaki bir örneklemede orgazmla sonuçlanan eşcinsel temasta bulunmuş erkeklerin oranını yüzde 35.5 olarak göstermekte; orgazm kıstası kaldırılınca bu oran yüzde 50'yi bulmaktadır. Kinsey' in bulguları ayrıca, eşcinsellerin en az heteroseksüeller kadar davranışlarında çeşitlilik gösterdiklerini kanıtlamaktadır. Daha sonraki araştırmacılar tarafından da doğrulandığı gibi, 'tipik' bir eşcinsel yoktur.
Örneğin eşcinsellerin sevişme tarzıyla ilgili sanıların tamamen yanılgılı olduğu, eşcinsellerin kendi açıklamalarından ve yapılan araştırmalardan meydana çıkmaktadır. Eşcinsel ilişki sanıldığı gibi yalnız anal penetrasyon yoluyla gerçekleşmemekte, tersine, anal penetrasyon en az kullanılan yöntemler arasında bulunmaktadır. Aynı heteroseksüeller gibi, eş cinseller de daha çok karşılıklı okşama, mastürbasyon, fellasyo gibi yöntemlere rağbet etmektedirler. En önemlisi, eşcinsel çiftlerde etkenlik ve edilgenlik, şu ya da bu eşe özgü bir rol olmamaktadır. Her iki eş de değişik rolleri üstlenmektedir.
Kamuoyu yanılgılarından ve önyargılarından arındırıldıkça, ileri batılı toplumlardan başlamak üzere, eşcinsellerin uzun süredir uygulanan maddi ve manevi baskılardan artık sıyrılmakta olduklarını söylemek olanaklıdır.
Garip bir tezatla, Batı kültürünün tavrının yumuşamaya ve daha akılcı olmaya başladığı bir sırada, bu konuda tarih boyunca hoş görülü davranmış olan Doğulu toplumlar, Batının kültürel etkisiyle eşcinselliğe karşı Batılıların terketmeye başladıkları tavırları almaya başlamışlardır. Halk, Batılı dogmalar çevresinde düşünmeye alıştıkça, Doğulu toplumlarda her zaman var olan eşcinsellik sosyal bir sorun haline gelir olmuş, hatta Batı yozlaşmasının ithal edilen bir ürünü olarak nitelendirilmiştir.''
kaynak: kadınlar sitesi.com.
sözlükteki büyük bir boşluğu doldurmuştur bu başlık.
emeği geçenlere teşekkür etmek lazım. tek eksiği buydu sözlüğün.
emeği geçenlere teşekkür etmek lazım. tek eksiği buydu sözlüğün.
(bkz: cinselliğin tarihi)
(bkz: tarihteki eşcinseller)
http://t0.gstatic.com/ima...PanDaphnisSUP.jpg&t=1
yunan mitolojisinde de eşcinsel aşk üçlemesi geçer (isimleri net aklıma gelmiyor.)
yunan mitolojisinde de eşcinsel aşk üçlemesi geçer (isimleri net aklıma gelmiyor.)
lanet ile başlar, kötülük ve rezillikle devam eder, kıyamet ile biter.
işi güçü olmayıp eşcilsellik tarihini araştıran yazarın açmış olduğu, eşcinsel başlık.
Ülkemizde tarihlerini yaşatmaları problem değildir.
detaylı bilgi için;
(bkz: türkiye eşcinselleri koruma derneği)
dipnot: * bir adamım. ayar vereni *. *
--spoiler--
ülkemizde de kabul edildiği üzere hukukun genel prensibi olarak; kanunu olmayan bir şeyin suç olması mümkün değildir. Daha basit bir anlatımla, eşcinselliği cezalandırmak için yetkililerin ellerinde dayanabilecekleri herhangi bir kanun maddesi bulunmamaktadır.
--spoiler--
lakin birine ibne demek suçtur.
detaylı bilgi için;
(bkz: türkiye eşcinselleri koruma derneği)
dipnot: * bir adamım. ayar vereni *. *
--spoiler--
ülkemizde de kabul edildiği üzere hukukun genel prensibi olarak; kanunu olmayan bir şeyin suç olması mümkün değildir. Daha basit bir anlatımla, eşcinselliği cezalandırmak için yetkililerin ellerinde dayanabilecekleri herhangi bir kanun maddesi bulunmamaktadır.
--spoiler--
lakin birine ibne demek suçtur.
sözlüğü amacına uygun bir şekilde kullanan yani bilgi amaçlı entry giren yazarın açtığı başlıktır. homofobik sanrılarla sarsılmaya gerek yok, başlık ete kemiğe bürünüp hiçbirinizin odasına girmeyecek.
alt tarafı birkaç paragraflık bir yazı... ayrıca bkz; okumaya inanmak.
alt tarafı birkaç paragraflık bir yazı... ayrıca bkz; okumaya inanmak.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar