bugün

aile kavramı olmayacağından insanlarda huzursuzluk başta olmak üzere bir çok psikolojik sorun yaşanırdır. hayat düzensiz ve anlamsız olurdu. yanınızda mutluluğunuzu ve zor anlarınızı paylaşacağınız içten insanlar olmazdı. herşey boktan olurdu işte...
kimse evlenmezdi.
hepimiz piç olurduk.
Ellenmek ideal isim.
medeni hal diye bir kavram olmazdı.
sanıldığının aksine düzensizlik değil, şu anki algı oluşmayacağından o ortamdaki düzen algısı da farklı olacaktı.
birey o ortamın şartlarına göre psikoloji oluşturacaktı. belki de beraber yaşayan çiftlerin çocukları travmalar yaşayacaktı. belki değil kesin.
evlenmeden olmaz diyip vermeyen türk kezbanları olmazdı.
olmayan bir şey üstüne konuşmak çok enteresan, yokluk hakkında konuşalım mı ?. evlenmek diye bir şey olmasaydı kelebek etkisinin neler doğuracağını bilemezdik belkide daha mutlu olurduk belkide varlık sınırları içinde olmazdık kim bilir.
Herkes surekli zina yaparak cehenneme davetiye cikartirdi. ortaligin pic kaynamasindan bahsetmiyorum bile.*
aile toplumun en iç çekirdeği, insanların topluma entegre edilme sürecinin ilk aşaması, bazı radikal feminist akımların hedefinde de aile kavramı vardır, mesela onlar okunabilir, olmasaydı ne olabilirdi diye. ama olmasaydı diye bir şey asla olmayacak

edit: olabilirde.
(bkz: baban kimdi bilemezdin şerefsiz)
(bkz: be hey dürzü)
(bkz: geçti tamam)
o zaman devlet düzeni de farklı olurdu. dünyaya gelen çocukların bakımı da ortak olurdu ve devletin daha büyük etkisi olurdu. gerçi her türlü etkisi olmalı.
aslında belki de daha değişik olurdu. yani sonuçta insanlar neden evleniyor? dini kurallara uygun olarak sevişebilmek için. yoksa zinaya falan giriyor. kimse bir yuva kurayım çocuk yapayım diye evlenmez. çocuk her şekilde yapılır yani. evlilik sadece bir meşruiyet kazandırır. buna mukabil düşündüğümüzde toplumsal kurallar daha değişik olurdu o zaman. yani "dost hayatı yaşamak" gibi saçma deyimler ortadan kalkardı mesela. bir kişinin hayatı boyunca bir kişiye bağlı kalması gibi bir şey de söz konusu olmazdı ki bana kalırsa da böyle olması gerekiyor. saçmalıktan ibaret olan düğün, dernek, kına, nişan olayları tarihe karışırdı ki bu en büyük temennilerimden biri olmuştur. genelde oğlan tarafı düğün yapmak istemese de kız tarafından şöyle bir talep geldiği için bunca masrafın altına giriliyor: "kaç kere evleneceğim ki, ben doya doya düğün yapmak istiyorum." işte bir kişinin ömrü boyunca bir kişiye bağlı kalmasının ardındaki gizli ekonomik çöküş. onca masraf. halbuki evlilik diye bir şey olmasa, hiç böyle şeyler de olmayacak. insanlar kafaları rahat yaşayacaklar. ha tabii cinselliğin bir tabu olarak da görülmemesi gerekiyor o zaman memlekette. o kadar büyük bir tabu ki herhangi bir alakasız konuyla ilgili söylenilen bir kelime insanların aklına direk yarak falan getirebiliyor. bunun çözülmesi gerek. bir toplum, bir populasyon cinsel yönden bu kadar baskı altında tutulamaz, tutulmamalıdır da. seksten kim ölmüş de neyinden korkuyorlar anlamıyorum ki. genç kızların en büyük korkusu "sikti bıraktı." olmuş memlekette. e şimdi adam da istediğini alabilmek için kızın damarına basıp onu çok sevdiğini, kesinlikle evleneceklerini falan söylemek zorunda çünkü kızlarda evlenme hobisi diye bir şey var. adam zaten inanarak söylemiyor bunları. sonra "sikti bıraktı." oluyor. halbuki tek gecelik ilişki denen kavram az biraz yaygınlaşsa bu sorunlar da ortadan kalkacak. her sevişen evlenir, gibi bir beklenti var toplumda. bunu yapmayın işte.

amma da anarşikmişim lan.

edit: imlâ.
(bkz: veled-i zina)
doğum oranı azalabilir.
condomlarin satış fiyatı artardı. (bkz: daldan dala daldan dala)
bekaret ne zaman bozulmalı sorunsalı olmazdı. konuşacak başka bişi bulurdunuz.
olmazsa olmazdı. gün gelir ailenin önemi kavranır ve illa ki bi noktadan sonra aileler oluşurdu.
güzel olmazdı ya. düşünsenize akşam eve gelirken ne lazım diye birini aramıyorsunuz, hep birlikte tatile gidebileceğiniz bir kılanınız yok. ayrıca erkek egemen tonunu sorumluluk alarak, yani ailesine bakma iç güdüsü ile yaşar. o halde erkek olmanın ne anlamı var diye geçiyorum içimden.
bir akşam çocuğuma masal anlatmayacaksam, eşimle tatlı bir kaçamak yapıp balkonda yıldızlara karşı şarap içemeyeceksem, hayat çok saçma olmaz mı.
olur. * *
evlilik güzelmiş be yada yaşlanıyorum ve evlenmediğim için nasıl olabileceği ile ilgili halüsinasyonlar görmeye başladım *
ask olmezdi. *
Hayvan gibi urerdik. Bilumum diger hayvanlar gibi bizimde ozel bir ayimiz olurdu ve o ay dunya butun isini gucunu birakip sevisirdi. Ay olarakta kasim ayi uygun olurdu herhalde, romantizm falan cagristiriyormus bazi insan disi yaratiklara oyle duydum. *

(bkz: kasimda sex baskadir)
Kezbanlar olmazdi. Net. Evlilik hayaliyle boyle oluyor halkin kadinlari.
nikah memuru olmazdı.
hiç bir kız mervelerde kalmazdı.
Hayat çok daha güzel olurdu.