bugün

Bazende iyiki bitti dedirten olaydır .
eskidir işte lan ! bırakın ikinci el sevenler kullansın...
Eskidir. Hatırlanmaz bile. Yolda görülse adı bile hatırlanmaz o derece.
Arada bir hatra gelip gidendir. Eski kalması gereklidir. Hatta allah belasını da verebilir. selam söylüyorum buradan.
tanım yaparken kendimle çeliştiğim sevgilidir ki kendisi hiçbir zaman eski olmamıştır benim için.

pişman olduğum zamanların çoğu kendisine aittir. öğrencilik yıllarımda hastalandığımda zorla doktora götürmüş, maddi olarak dara düştüğüm anlarda hep yanımda olmuştur. pişmanlıklarımın çoğu da onun bu yaptıklarına layık olamamaktan kaynaklıdır.

şimdilerde kel bir kocası, tatlı bir oğlu var.

artık sadece ailecek mutluluklarının bozulmamasını dilediğim kadındır.
yalnızlığı seçenler için çoğu zaman pişmanlıktır, ama bu bir yanılsama bir ruh halidir. onlar* akla düştüğünde genç osman yavaş dinlenilmemelidir.
az önce onu hiç özlemediğimi farkettiğimdir. ve de buna sevindiğim.
-ler eki takıp köprü ayağına dolgu malzemesi yapmak istediğim kişi topluluğu.

edit: tamam bebeğim seni ayırmadım, gir şu çimento kazanına.
gerçekten içten sevilmişse eski olan sadece sıfatıdır.
ona duyulan sevgi, hayranlık her zaman yepyeni kalır.
Zamanında çok sevilen, göz yaşı dökülendir.
zamanla geçer.
herkes eskiyor...
gün geçtikçe gözümden hızla düşmeye devam eden birey. bir insanın aynı anda kaç farklı kişiliği olabilir sorusunu yanıtlamakta benim gibi dengesiz bir insanın bile önüne geçmiştir.
ekim ayında nişanlandığını söylemişti.
eylül ayında evleneceği bilgisi geldi.
eski sevgilim yok.
Aralıkta doguruyormus.
Aralıkta kazığa oturtcaklarmış.
vurduruyormuş.
https://www.youtube.com/watch?v=1gt7gACEleM
Eski araba gibidir.
Eski mi yeni mi belli olmayan bi türü de mevcut olan sevgili türü. Du bakalım sözlük az kaldı.
dün en olmadık yerde karşılaştık bununla. dedim: "tipe bak miley cyrus'a dönmüşsün". dedi: "hiç değişmemişsin hala hayvansın".

görüşme bu kadar sürdü. ben de sevişiriz sanmıştım amına koyim.
sonradan hep şöyle düşündüm ben bunların hakkında.
terkedilmişsem eğer, ki ben kimseyi terketmedim hep terkedildim.

miniminnacık içinde bir sevgi olsa zaten şu anda yanımda olurlardı.
ben sevgimle bir anlam katmışımdır aslında senin manasızlığına.

galiba dünyadaki en aptalca şey sizi sevmeyen bir insan için üzülmek.

hayır zamanında bende yaptım, bakınca aslında kendimi üzmüş olmama üzülüyorum.

son sözüm, gelen hoş gelmiş * gidenin de cehennemin dibine kadar yolu var *
şu an mutlu değilsek en büyük sebebi.
Genelde geceleri ortaya çıkarlar, sıklıkla kelimeleri doğru yazamayacak kadar sarhoş olup, yer yer konuşamayacak kadar sarhoş olanları da görülmüştür, Bişeyler anlatmaya çalışıp, anlatamamayı tam başarıyorken sızarlar. evet evet eski sevgilin ben! Hatırladın mı? Yok o değil, bi önceki. işte ne olsun, sahi rüyamda gördüm ben seni, sonra dedim hayırdır inşallah bu bi işaret mi, ne alemde bi bakayım dedim.
önce müzik vardı;

https://youtu.be/C3skXjCmvVc

eski mesajlarına bakılmaması gereken insan. bi sigara yakmanıza neden oluyor. yok, unutamamak değil. sanki güzel bir şeyin, başlangıçta hiç olmayan bir şeyin birden ortaya çıkışını ve sonra birden yok oluşunu görmek gibi. acı veriyor bir şeyin yok oluşunu hızlı çekim izlemek.

-arkadaş olarak başlamışız hatta arkadaş bile değilmişiz, yeni tanışmışız. sayın bayan falan diyomuşum. o kadar hızlı gelişmiş ki her şey. "siz" den "sen" e, "sen" den "canım" a geçmişiz. gülmüşüz aynı şeylere. ne kadar çok ortak noktamız olduğunun farkına varmışız. müzik önermişiz birbirimize. ortak noktamız müzik olmuş. müzik kadar ömrü olmasa da yaşadığımızın.

-sevgili olmuşuz apansız. birkaç gün geçmiş bir önceki evrenin üzerinden. artık daha çok konuşur, daha çok özler olmuşuz. müzik daha bi duygusal olmuş. eskiden sevdiğimiz müzikler artık sevdirmeye, üzmeye, özletmeye, acı vermeye başlamış. yine çok hızlı gelişmiş her şey. beraber uyumuşuz. sarılıp uyumayı, uyandığımızda çırılçıplak olmayı çok sevmişiz. beraber içmişiz. beraber dışarı çıkmışız. beraber eve dönmüşüz. beraber uyumuşuz, uyanmışız, sevmişiz, sevişmişiz. birbirimizi arkadaşlarımızla tanıştırmışız. çevremizdeki herkes bizi çok sevmiş. herkes çok mutluymuş. sonra bir şey olmuş. apansız başlamış herşey. kıskançlıklar. her hareketimiz güzel gelirken birdenbire sinirlenebilmeye başlamışız. kızabiliyormuşuz artık birbirimize. konuşmalar azalmış. müzik azalmış.

-eski sevgili olarak tamamlamışız ömrümüzü. özlüyormuşuz. ama olmuyormuş. ortak noktalarımız sanki hiç yokmuş gibi görünmeye başlamış. bitmiş. yıkılmış. yarım kalmış her şey. hayaller, istekler, vaadler... "siz" bile demiyormuşuz artık birbirimize. yastığa sarılıp uyuyormuşuz. eski fotoğraflara bakıyormuşuz. rüyalarda buluşmak bile imkansız gelmeye başlamış. yalnız içiyormuşuz dışarı çıkıp. yalnız uyuyormuşuz. yalnız uyanıyormuşuz. kimse mutlu değilmiş artık. sevgi azalmış, müzik azalmış ve bitmiş. artık müzik yokmuş, olan da acı vermekten başka bir işe yaramıyormuş.

-anı olarak devam etmişiz hayatımıza. iki farklı anı. iki farklı yerde. birbirini bilen, ama artık tanımayan.

edit: -yok olmuşuz. hiç yoktan varolmuş bir şeyken zaten bizimki. "var" el ile tutulabilecek kadar var! hani birisi dese ne kadar seviyorsun diye, kalbimizi ellerine koyabilecek kadar "var" ken... "yok"... ümit... umut... aşk... mutluluk... gözler... ten... rüzgar vurunca dalgalanan saçlara "ölürüm lan ben bunun için" demem bile yok... kalp yok... artık hiçbir şey elle tutmayı bırak gözle görülür bile değil... sonumuz yoklukmuş... yokluğumuz sonmuş... ateşimiz başka yerlerde alevlenmeye çalışmış ama sönmüş... hiçbir şey kalmamış... sadece, belki sadece bikaç kadeh içtiğimizde aklımıza gelir olmuşuzi, belki, ne güzeldi be diye anar olmuşuz... ama yokmuşuz... müzik yokmuş...