bugün

20. yüzyılın en önemli bestecilerinden. 1905 ve 1975 seneleri arasında yaşamıştır. 15 tane senfoni bestelemiştir. 1934 yılında da büyük önder atatürk tarafından türkiye'ye davet edilmiştir.
(bkz: eyes wide shut)
(bkz: piano trio no 2)
(bkz: 24 preludes op 34)
Rusya'nın 20. yy de yetiştirdiği en önemli bestecilerinden.

(bkz: igor stravinsky)
2 tane muhteşem keman konçertosu vardır. çello için yazdığı eserler de muhteşemdir; ancak "insan çalacak yahu bunları" dedirtmektedir..
rus klasik muzık bestecisi ve virtüözü, Lenin Nişanı sahibi insan.
1906 - 1975 yılları arasında yaşamış rus kompozitör.
sovyetler birliği'nin en önemli, 20.yy bir kaç büyük bestecisinden biridir.
igor stravinsky ve eric satie ile birlikte incelediğim, klasik müziğin ikinci yenicilerinden.
müziği efsane olacak detay ve güzelliktedir. farklı farklı biçemlerde çalışmış, hemen hepsinde başarı göstermiştir. ammavelakin keman ve viola suitleri bir başkadır.
ekseriya stravinsky ile beraber düşünülür, analiz edilir, takip edilir. sebebi, ikisinin birbirini tamamlaması da değildir hakikatta. sebebi bir bakıma, dönemde egemenliği mevcut müzik kurallarından çok farklı müzik yapmalarıdır. yoksa ikisi arasında büyük farklılıklar vardır, aynı müzik diyemeyiz. şostakoviç'in yaylılar için çalışmaları biraz geç farkedilmiş, ama değeri anlaşılmıştır. klasik müzik çatısı altında kategorize bile edilmediği vakitlerden sonra, klasik müziğin caz ile harmanlanması değere binmiş, şostakoviç ile stravinski bu noktada -geç de olsa- değer görmüştür.

günümüzün zbigniew preisner'lerinin, eleni karaindrou'larının gelişmesinde bir basamaktır fikrimce şostakoviç.
sovyet doneminin en onemli bestecilerinden.
(bkz: waltz 2 from jazz suite)

ahan da bu işte:

http://www.video75.com/ML...-suite-no-vi-waltz-part-/
20. yüzyılın son dahi bestecilerindendir. s.s.c.b.'nin en buhranlı dönemlerinde yaşamış, herşeye rağmen ülkesini terketmemiş, hükümetten beş kuruş değeri olmayan adamlar tarafından süründürülmüş, yine de yaratıcılığını son nefesine kadar elden bırakmamış bir üstaddır. üretkenliği ve müziğindeki kendine özgü derin ciddiyet ya da burjuvaziye yaptığı hiciv dolu göndermeler, onu ve müziğini ölümsüz kılmıştır. herşeyden önce her biri farklı değerlere sahip 15 senfoni ve 15 yaylı dörtlüsü ile anılmalıdır. bunun dışında büyük çaplı tek operası mtsensk'li lady macbeth, hamlet için yazdığı oyun müziği, yahudi şarkıları, piyano için prelüd-fügleri, onun ne denli üretken bir besteci olduğunun kanıtıdır.

özellikle şu senfonileri dinlemeden bu dünyadan ayrılmamak gerek kanımca: 1, 2, 5, 6, 7, 11, 13, 14
rivayet odur ki naziler sovyetlere saldırdığında stalin, dmitri shostakovich'i yanına çağırır ve hem moral-motivasyon olsun, hem de konuyla uyumlu olsun vs. diye ondan bir senfoni bestelemesini ister. ve shostakovich 7. senfoniyi, stalingrad saldırısı esnasında hazırlar.
20. yylin en önemli bestecilerindendir.

hakkinda cok kisa olarak sunu yazalim. önemli rus gazetelerinden moskovskje nowosti "ülkemizin 30´lardan 70´elere kadar yaptigi yolculuk sostakowitch´in senfonilerinde gizlidir" demistir. bircok önemli müzik adami bu senfonilerin "20 yyilin soundtrack i " olarak adlandirmislardir.

sostakowitch stalin i öven müzikler yazmistir. ancak aslinda rejimle olan iliskisi pekcok kitaba konu olmustur, aslinda sovyetlerin resmi kompozitörü olmaktan hic de memnun degildi. yazdigi müziklerde de son derece rejim karsiti sarkilari partitüre gizlemekten cekinmemistir.

cok üretken bir besteciydi sostakowitch, 15 senfoni yazmistir, ve her biri ayri ayri degerlidir. yazdigi koncertolar cok önemlidir. 2 keman koncertosundan birincisi 20 yyilin en önemli eserlerinden addedilir.

bunun disinda akla gelen en önemli eserleri quartetleridir. bunlar da 15 adettirler. op.68 quartet cok enterasandir, en sondaki varyasyonlar, birden bire romantik müzik formatina bir ara dalar ve gene birdenbire cikar. op.133 12nci quartettir ve bu quartette bach in hristiyan kilisesine yazdigi chorallerden alintilar mevcuttur- oysa ki bu quartettin yazildigi 1968 yilinda dini semboller üzerine calismak kesinlikle yasakti sovyetlerde.

son derece karmasik dinleyiciye hitap etmeyen ama sanatsal degeri cok yüksek eserler de yazmistir, ancak besteci hakkindaki genel kani, sovyet anlayisina binaen, müzigi halka indirmek adina basit motifleri fazla karistirmadan bestelemek, seklindedir.

eserlerinde ritmik ögelerin coklugu müzigi halkin anlayabilecegi ancak sanatsal degerinin ucuzlamayacagi bir platforma oturtma endisesidir. bircok müzik adami sostakowitch in yazdigi müzigin sanatsal degerinin digerlerinden daha az oldugunu, o müzigin halka inmek adina kalitesinden ödün verdigi görüsünü savunurlar. ancak onlari haksiz cikartan bircok senfonik bölüm de mevcuttur- hakli cikartan bölümler daha cokturlar.

bütün bunlara ragmen sostakowitch cok büyük ve güzel eserleri dünyaya kazandirmis cok önemli bir bestecidir.
hakkında sadece 1 entrynin yazıldığını görünce dayanamayıp bir iki kelime çiziktirmeye karar verdiğim efsanevi sovyet bestekarı. kanımca 20. yüzyılın en büyük bestecisidir.

kendisinin en büyük ilham kaynağı gustav mahler olmakla beraber beethoven, çaykovski, stravinsky ve alban berg de etkilendiği isimler olmuştur. bestelerinin büyük çoğunluğu senfoniler ve yaylı çalgılar dörtlülerinden oluşmaktadır.

eserlerinde 2. dünya savaşı etkileri görülmektedir. dolayısıyla epik unsurlara sıkça rastlanır.
türklerin tarkan film müzikleriyle tanıdığı deha. *
1935 yılında, cumhurbaşkanı Mustafa kemal Atatürk'ün daveti üzerine, sscb'nin önemli sanatçılarından oluşan bir heyetle Türkiye'ye gelmiştir.
her alanda dünya'ya müthiş insanlar kazandırmış olan rusların klasik müzik alanında da dünya'ya kazandırdırmış oldukları enfes bestecilerin en önemlilerinden biri. muhteşem orkestrasyon bilgisi/uygulaması ve duyguları yansıtmadaki ustalığı, eserlerinde tamamen açığa çıkmaktadır. 15 adet senfoni, keman, viyolonsel ve piyano konçertoları ve çok sayıda oda müziği eseri bestelemiştir. dünya genelinde eserleri en çok çalınan besteciler arasındadır. şahsımın da stravinski ve prokofiev ile birlikte en sevdiği ve en çok dinlediği bestecidir.
doğuştan yetenekli olan ünlü bestekâra ilk piyano dersini zaten piyanist olan annesi verir. zorlu bir çocukluk dönemi geçirmiş, bu evreyi geride bırakmışken ikinci zor yıllarını da stalin hegomonyasının alıp yürüdüğü, otuzuna yeni girdiği yıllarda yaşadı. sanatçı hassasiyetinden olsa gerek beşinci senfoniyi bu dönemde meydana getirdi.

cihat aşkın tarafından da çok sevilen bir bestekârdır hatta. * yalnız rusya için değil, tüm dünya için önemli bir isimdir.
müzik adamı olmasının yanında sscb döneminde milletvekilliği de yapmış, haliyle politik bir duruşu vardır. bir sovyet sanatçısı olarak tarihe tanıklığım adında bir de kitap yazmıştır.

sanat fikrini onun ağzından yazalım:
--spoiler--
lenin' in işçi ve köylülerin anlayıp sevebilecekleri gerçek, büyük sanata ulaşma hakkını elde ettiklerine yönelik söylediği sözler, sanatı boş ve anlamsız eğlence dünyasına çevirme yönündeki ideolojik tartışmaların sürdüğü günümüzde çok daha önem kazanıyor. gerçek sanat, insan için ve insan adına yaratılır; gerçek sanat insanı geliştirmeli, daha bilge yapmalı, onu arındırmalı, ona neşe ve umut vermelidir. sanat, doğası gereği hümanisttir, değilse zaten sanat değildir.
--spoiler--
komünist besteci, ironiktir ki müziklerini rus sosyetesi tarafından büyük ilgi görmüştür. 5 no'lu senfonisi bambaşkadır.
http://www.youtube.com/watch?v=IP-jxd3DE9I&feature=related
tam adiyla Dmitri Dmitriyevich Shostakovich. second waltz gibi bir saheseri bestelemistir. http://www.youtube.com/watch?v=mmCnQDUSO4I
20. yüzyıldan günümüze kadarki dönem içinde yetişmiş en büyük klasik müzik bestecisidir. beethoven'ın romantik dönem eserleriyle gelişip serpilen tarz, shostakovich'te çok farklı bir yansıma bulur. dinleyicinin zihniyle dalga geçen, bulmaca gibi, zaman zaman kahkahalarla gülen eserleri tam da o anda suratınıza sağlam bir tokat aşkeder, size acı gerçekliğin, savaşın, otoriterizmin gerçeklerini gösterir.

ilginç bir şekilde en fazla bilinen eserlerinden second waltz o'nun tarzının en uzağındaki eseridir. gülümseyen, insana yaşama enerjisi veren bir tadı vardır. bu da aslında bir ironidir. en önemli senfonilerinden 5, 7, 9 ve 10. senfonileri gürül gürül çağlar, bazısı üstü kapalı stalin'nin baskıcılığına bir isyandır, bazısı da ölüme karşı gösterilen çaresizlik havasındadır. ancak altar'ın oğlu tarkan kartal tibet, tarkan filmlerinde kullanır 5. senfoninin bir kısmını, başka da pek popülerleşememiştir bizim için.
genelde döneminin özelliklerini taşıyan kaotik senfoniler ortaya çıkarmıştır. insanın içi sıkılır ama bırakamaz dinlemeyi. adam çok iyi beyler.
içimde tek başıma vals dansını bana icra ettirendir. 2 numaralı Waltz, kaybettiğimde de kazandığımda da üzerine bir şeyler katıyor elimde kalanların.