bugün

semaver kumpanya ekibinin 20 ekim 2021 tarihinde zorlu psm'de sahneleyeceği oyundur.
Kendisine bile para harcamaya çok çekinir arkadaşları onun parası olmadığını düşünür fakat tanıdığı herkesten zengindir.
Bu dünyada fakir gibi yaşayıp, kıyamette zengin gibi hesaba çekilecek kişi.
Fransızca orijinal ismi l'avare olan, Moliere'nin tek bir günde okunabilecek mizahi tiyatro oyunu. Okuyup bitirene kadar Bir 17.yy eserinin beni bu kadar güldürebileceğini hiç tahmin edemezdim. Özellikle dördüncü perdeden sonra yalan yanlış laf taşımaların karakterlerin farklı bir konuyu sanki aynı konuymuş gibi konuştukları sahnelere "hmss" diye de güldüm doğrusu. Evet tarihin baya bir gerisinde kalmış bir mizah tekniği ama moliere'nin olay örgüsü işleyiş şekli farklı kılıyor bu tip teknikleri. Türkçe çevirisi de çok güzel olmuş, bir cümleyi iki kez okutturmuyor. Tavsiye edilir.
Orta okulda 0.7 kalem sahiplerinin fazlaca uç dağıttığını görünce hemen 0.5 bir kalem sahibi olmuştum üniversitede bile hala 0.5 uçlu kalem kullanıyorum ve en sevdiğim diyalog;
+hocam uç var mı ya?
-kaç senin?
+0.7
-ha 0.5 var bende kardeşim ya...
Bunun bir üst seviyesi için; (bkz: 0 9 uçlu kalem kullanan adam)
"Cimrilerden uzak durun çünkü onlar sevgi konusunda da cimridir." (Seda diker)
Nefsin en sevdiği huylardandır.
Dünya sevgisinin nirvanası demektir.
Cimriligin aslı; mal sevgisi , aşırı ihtras, fakirlik korkusu ve evlat sevgisindendir.

infak et hep, korkma sen eksilmeden,
Verdi allah rızkı elbet önceden
Cimrilik darlıkta vermez fayda hiç
Varsa vermektir zararsız bilki sen.
cimri bir kimse asla toplumun saygınlığını kazanamaz.
Vermeden alamayacağı şeyleri asla öğrenemeyecek olan aptaldır.
kapitalist ise aklı başında bir cimridir.
Eli sıkı. Cebinde akrep var. Boş mezar istiyor. Sinekten yağ çıkarır. Para verirken elleri titrer.
semaver kumpanya'nın sahneye koyduğu versiyonunu izlediğim bir moliere eseri.

ayrıca istanbul'da şehir tiyatroları tarafından bir çocuk oyunu olarak, devlet tiyatrosu tarafından ise yetişkin oyunu olarak sergileniyor.

eminim istanbul'da ve diğer şehirlerde amatör ve profesyonel pek çok farklı tiyatro topluluğu tarafından da oynanıyordur. örneğin bizim gittiğimiz gün, muhtemelen lise çağında aynı oyunu sahneye koyan bir grup arkadaş, kendi rollerini nasıl daha iyi oynayabileceklerine dair fikir alışverişinde bulunuyorlardı.

ben izlediğim sırada henüz yeni olan oyunda genç oyuncuların toylukları fazlasıyla hissedilse de, serkan keskin ve zerrin bozacı'nın sahneye çıkışı ile birlikte oyun bambaşka bir havaya ve ritme kavuşuyor. diğer oyunculara haksızlık olmasın ama özellikle oyunun son bölümünde serkan keskin sazı iyice eline alıyor.

özetle, komedi türünde uzun süredir izlediğim en keyifli oyun bu oldu. emeği geçen herkese teşekkürler!
(bkz: iplikçi nedim)
(bkz: cimri vakası)
açık ara sözlüğün en boş yazarı olduğu iddia edilendir. bende şöyle bir baktım da harbi boş. sizde bakın;

görsel

ayrıca (bkz: mehmets) in fake i olduğu söyleniyor.
dünyada fakir olarak yaşayıp ahirette zengin olarak hesap verecek insanlardır.
ödedikleri her kuruşun takibinde sekmez bir inat ve dikkatleri vardır. dünyadaki bunca zulme, haksızlık, adaletsizliğe kör olan gözleri böyle boktan ayrıntılarda atmaca kesilir. uyanık olmayı var olmak sanırlar. kazıklanmamak, enayi yerine konulmamak paranoyasından, sahiden sahip olmaları gereken hiçbir paranoyaya sahip değillerdir.

(yüksek topuklar-murathan mungan)
en sevilmeyen insan tipleri arasında yer alır. kesinlikle yolculuğa değil tuvalete bile gidilmeyen insan sıfatıdır.
sanıldığı gibi sadece maddi anlamda değil duygusal anlamda da çeşitleri bulunan insan tipi.
Bir şala 30 lira veren ablamda olmasını istediğim özellik.
elindeki parayı harcamayan, para harcayana da kızan sorunlu ve kıskanç kişi.
moliere'in eseri, okunulası oyundur.

oyunda, harpagon'un kızı elise diyor ki:

- ah! insan sevdiğinin sözlerine ne çabuk kanıyor! evet, valere, bana ihanet etmeyeceğinizi biliyorum. beni gerçek bir aşkla sevdiğinize, bana sadık kalacağınıza inanıyorum; bunlardan şüphe etmek hiç aklımdan geçmiyor. derdim bu değil.
bu eserden aklımda kalan tek cümle yanlış hatırlamıyorsam;
'il faut manger pour vivre, non pas vivre pour manger' idi..
(bkz: yaşamak için ye yemek için yaşama)
tutumlu akıllı parasının kıymetini bilen insandır. *