bugün

entry'ler (19)

ielts

0 ile 9 arasında puan alınabilen bir sınav. puanlar 0.5'in katları olabiliyor. dört ana beceri için (reading, writing, listening ve speaking) 0 ile 9 arasında ayrı ayrı puan verilip, bu dördünün aritmetik ortalaması alınıp, sonra yuvarlanıyor. (0.5'in katları olacak şekilde.)

işsizlik bunalımı

bu süreci yaşayan herkesin bir an önce iş bulup, bu bunalımı atlatmalarını dilediğim hede.

iki farklı kız arkadaşımın mezuniyet sonrası iş arama süreçlerine ilk elden müdahil oldum, özellikle kızlar bu konuda çok duygusallar. gerçi erkek arkadaşlarım da içlerine atma eğilimindeydi, dışarıdan her şey güllük gülistanlık gözüküyor ama toplumdaki "eli ekmek tutan erkek" imajını henüz yakalayamadıkları için büyük bir buhran içerisindeler. allah kolaylık versin tüm iş arayanlara.

erkeklerin en çekici olduğu an

kollarını kapının üst kısmına dayayıp, içerideki kadını sessiz bir şekilde gözleriyle süzdüğü an.

toric lens

astigmat göz kusuru olanlar için üretilen lens türü.

bilinmesi gerekenler:

- aynı marka/model normal lenslere göre %20-30 seviyesinde daha pahalıdır.

- derece seçenekleri daha azdır. markasına göre 2.25 veya 2.75'ten büyük astigmat derecelerinde toric lens pek bulunmaz.

- uygun lensi bulmak bir tık daha zordur. birkaç farklı markayı denedikten sonra, en rahatını seçmek en doğrusudur.

- normal lenslere göre stok problemi zaman zaman olabilir. (ben yaşamadım ama yaşayan arkadaşlarım var.)

yds

başarı için iki altın kuralı olan sınav:

1. yds soru tiplerini yalayıp yutmak (hep aynı soru tiplerinden, aynı sayıda soru çıkıyor.)

2. yds'de sıkça çıkan kelimeleri ezberlemek (memrise'da yds için en az üç farklı kelime listesi var, birini seçebilirsiniz.)

youtuber

youtube'da kanalı olan ve tercihen birkaç bin ve üzeri takipçisi olan kişilere ve ayrıca yaptıkları işe verilen tanımlama.

videolarda gösterilen reklamlar ve sponsorluk, bu işi yapanların en temel iki gelir kalemi.

ders çalışmak

bir plan etrafında yapıldığında anlamlı olan, yoksa çoğu kez sağa sola savrulmaktan başka işe yaramayan aktivite.

özellikle ygs, lys, teog, kpss gibi uzun soluklu sınavlar için ders çalışması gerekenler için şurada rehber niteliğinde faydalı bir yazı var:

http://www.dersverilir.ne...g/plan-hazirlama-rehberi/

barış özcan

bir yıldan kısa sürede 100 bin takipçiyi aşan youtuber.

zinciri kırma ve 40 sabah erken kalk gibi projelere imza attı şimdiye kadar, yenilerini bekliyoruz.

ygs 2016

puanlardan ziyade, sıralama sonuçlarının daha önemli olduğu sınav.

ha, bir de... sınav sonucunda kendini yere kapaklanmış hissedenler için harika bir video buldum.

bakın bakalım, benzer yaşlardaki bir genç kız 600 metrelik yarışın 400. metresinde beklenmedik bir olay yaşayınca ne yapıyor:

http://www.dersverilir.net/blog/asla-pes-etme/

şeker bağımlılığı

her türlü işlenmiş şekere 1,5 yıl ara verdikten sonra, gerçekten varlığına inandığım bağımlılık.

ayrılığın ilk iki haftasında baş ağırılarımı dindirmek için günde ikiye varan ağrı kesici almam gerekmişti; iki-üç haftadan sonra taşlar yerine oturdu ve hem kronik baş ağrılarım neredeyse tamamen geçti, hem de bir türlü kontrol edemediğim açlığım kontrol edilebilir seviyeye geldi.

bildiğim kadarıyla şeker hastası değilim. (belki gizli şeker vardır, onun için ayrıca test yaptırmadım.) yine de işlenmiş şekeri tamamen bırakmak hayatımdaki en doğru kararlardan bir tanesi oldu.

genco erkal

lise yıllarımda can yücel'i anlatan can oyunuyla kendi memleketimde seyredip, o zaman değerini sınıfça pek bilemediğimiz usta tiyatro sanatçısı.

istanbul'a gelince, özellikle son yıllarda, daha çok oyununu izleme şansına kavuştum. zaten ne mutlu ki, istanbul'un dört bir yanında oyunlar sergiliyor ay boyunca. hatta bildiğim kadarıyla çoğu şehri kapsayan turnelere çıkıyor. (lisede okuduğum yıllarda, benim okuduğum şehre gelen profesyonel tiyatro sayısı oldukça azdı.)

yaşına göre sahnedeki enerjisiyle kendisine ayrı bir hayran bırakıyor. sağlığında olabildiği kadar çok oyununu izleyin derim.

metot

semaver kumpanya tarafından oynanan ve tam 2,5 saat süren, tek perdelik oyun.

sıradışı bir iş görüşmesini konu alan oyun, her ne kadar gerçeküstü öğeler içeriyor gibi gözükse de, iş görüşmelerine sık sık girip çıkmış biriyseniz, "aslında benim yaşadıklarım da bundan pek farklı değil" dedirtiyor. oyunu izleyen arkadaşlarıma ek olarak, salondan çıkarken etraftan duyduğum sözler de tam olarak bu şekildeydi.

oyunun temposu zaman zaman düşse de, dört oyuncunun hepsi de baştan sona usta bir oyunculuk sergiliyor. hatta dikkatli izlerseniz, oyunun bazı bölümlerinde kendilerinin de gayet eğlendiklerini fark edebilirsiniz.

finalin kolay kolay tahmin edilememesi ise bence - normalde uzun olan - bu oyunun artılarından.

iki arada bir yerde

hiç yorumlara bakmadan gittiğim ve hiç memnun kalmadan çıktığım nadir tiyatro oyunlarından bir tanesi.

istanbul şehir tiyatroları tarafından sergilenen oyun, konu itibariyle savaş temalı olduğu için, oyunun çocuklara yönelik hazırlandığını söylemek zor; ama her nedense yapılmaya çalışılan espriler çocukların bile gülmeyeceği bayatlıkta. oyuncular ise sanki birbirlerinin repliklerini bekliyormuşcasına oynuyor.

ortada bir emek vardır mutlaka; ama şehir tiyatrolarında izlediğim o kadar güzel oyundan sonra büyük bir hayal kırıklığı oldu.

iyi bir tiyatro seyircisiyseniz, ilk yarıdan sonra çıkmamak için kendinizi zor tutacağınıza inanıyorum. ilk defa tiyatroya gidecekseniz de, daha güzel örneklerle bir başlangıç yapabilirsiniz.

cimri

semaver kumpanya'nın sahneye koyduğu versiyonunu izlediğim bir moliere eseri.

ayrıca istanbul'da şehir tiyatroları tarafından bir çocuk oyunu olarak, devlet tiyatrosu tarafından ise yetişkin oyunu olarak sergileniyor.

eminim istanbul'da ve diğer şehirlerde amatör ve profesyonel pek çok farklı tiyatro topluluğu tarafından da oynanıyordur. örneğin bizim gittiğimiz gün, muhtemelen lise çağında aynı oyunu sahneye koyan bir grup arkadaş, kendi rollerini nasıl daha iyi oynayabileceklerine dair fikir alışverişinde bulunuyorlardı.

ben izlediğim sırada henüz yeni olan oyunda genç oyuncuların toylukları fazlasıyla hissedilse de, serkan keskin ve zerrin bozacı'nın sahneye çıkışı ile birlikte oyun bambaşka bir havaya ve ritme kavuşuyor. diğer oyunculara haksızlık olmasın ama özellikle oyunun son bölümünde serkan keskin sazı iyice eline alıyor.

özetle, komedi türünde uzun süredir izlediğim en keyifli oyun bu oldu. emeği geçen herkese teşekkürler!

oyunun oyunu

kocaeli şehir tiyatrolarında yıllarca oynayan, bu sezon ise istanbul şehir tiyatroları tarafından sergilenen kapı komedisi. (tiyatro tabirlerine aşina değilseniz, oyunu izleyince "kapı komedisi" ile neyi kastettiğimi anlayacaksınız.)

iki perdede sergilenen, aslında üç bölümden oluşan bir oyun. yani özetle, aynı oyunu üç kez (ama farklı açılardan) izliyorsunuz.

bu tekrarlar sayesinde bazı metinler zihne yerleşip, tekrara dayalı komedi öğeleri ortaya çıkıyor. ama dikkat süresinin iyice kısaldığı günümüzde dikkatli bir şekilde ve keyif alarak izlemek için bence uzun bir oyun.

ayrıca tiyatral, abartılı oyunculuklar benim tarzım değil; ama yine de oyuncuların hakkını vermek lazım. sahnede oldukları sürece kan ter içinde kalıncaya kadar hiç durmadan, iyi prova edildiği belli olan ve tempolu bir oyun sergiliyorlar.

oyunun metnine ve istanbul şehir tiyatrolarının bu oyundaki yönetmenine eleştirilerim olsa da, oyunculara yaptıkları çok zor işten dolayı saygılar.

oniki öfkeli adam

istanbul şehir tiyatroları tarafından sergilenen tiyatro oyunu.

filmini izlemedim; ama özetle tiyatro versiyonunu izlemenizi öneririm.

her ne kadar oyunun sonu tahmin edilebilir olsa da, oyunculuklar sade ama kesinlikle etkileyici. (benim çoğu tiyatro oyununda sevmediğim abartılı oyunculuk tekniklerinden uzak durulmuş.) oyunun sonunu tahmin edebiliyor olmanız, seyir keyfini azaltmıyor.

hepsi erkek de olsa, birbirinde farklı on iki karakterin bulunması; bazı karakterlerle hemen bağ kurmanızı sağlıyor. örneğin oyundaki en genç karakterin oyunun başından sonuna gösterdiği değişim şaşırtıcı olduğu kadar güzel de. yaşlı amca ise benim favorim.

değişik zevklere sahip arkadaşlarımdan aldığım yorumlara da dayanarak söyleyebilirm ki; tiyatroya gitmeyi seviyorsanız, pişman olmayacağınız bir oyun seçimi olacaktır.

semaver kumpanya

ocak 2016'da ilk kez sahneye koydukları cimri oyunuyla keşfedip, hemen ardından metot oyunuyla bir kez daha beni kendilerine hayran bırakan tiyatro topluluğu.

her iki oyunun tür olarak birbirinden bu kadar farklı olmasına rağmen, aynı oyuncuların farklı oyunlarda farklı karakterlere bürünmesi ayrı bir güzel.

çoğu oyunlarını kocamustafapaşa'daki çevre tiyatrosu'nda sergiliyorlar.

ayda bir iki kez de kadıköy'deki oyun atölyesi'ne misafir oluyorlar. anadolu yakasında yaşıyorsanız, oyun atölyesi'ndeki oyunlarını tercih edebilirsiniz. (her ne kadar iyi bilet bulmak daha zor olsa da.) oturma düzeni, vs. daha iyi. çevre tiyatrosu'nun eski (ama bence kendine özgü) salonu zaten yeterince eleştirilmiş, onu burada bir kez daha dillendirmeye gerek yok.

tülay günal

genco erkal ile birlikte yaşamaya dair oyununda sahnede devleşen kadın.

sahnede çok sakin sakin durup, keskin hatlı yüzünden beklenmeyen billur gibi ve güçlü sesiyle insanı büyülüyor.

şu playlistte aykırı sorular programındaki performansını izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/w...a1j_83yNa77HEwoUNyE5nTF3x

nutella vs sarelle vs torku

içindekilere baktığınızda üçünün de hemen hemen aynı; ama lezzetlerinin bambaşka olduğu üç farklı marka.

nutalla'nın ve torku'nun şu anda piyasada sadece bir çeşidi varken; sarelle'nin bildiğim kadarıyla üç farklı çeşidi vardır. (klasik, bitter, diyabetik)