bugün

(bkz: overrated)
En sevdiğim kısımlardan biri:

- uzak durun yalnıza haksızlık etmekten, nasıl unutur yalnız olan! nasıl çıkarır acısını! dipsiz bir kuyuya benzer yalnız. taş atılabilir içine: fakat deyin bana dibe varırsa bu taş, onu kim çıkarabilir oradan? sakının yalnızı incitmekten! eğer incittiyseniz, beklemeyin, öldürün!
"Şimdi hafifim, uçuyorum, kendimi altımda görüyorum,
Şimdi içimde bir tanrı dans ediyor,
Zerdüşt, böyle buyurdu."
Metnini kapsayan kitap.
Bazı satırlarını anlamak için verdiğiniz savaş sonrası "eeaah okumuyorum yaa" deyip, bir zaman sonra okuduklarınız kafanızda yerleşince, birden "haaaa, aslında bunu demek istemiş" diye uyanıp, tekrar elinizde bulacağınız kitap. çok şey katar.
Niye derdinizi tek cümlede anlatmak için götünüzü yırttınız amk? Nokta diye bir şey var olum, kullansanıza şunu. Nefes alamadım len resmen. Benim dil bilgisi pek iyi değildir ama bu yaptığınızı etik bulmuyorum sayın amına koduklarım.
Bir insanüstüdür tutturmuş gidiyor.
Bir ufak not ile kapıda beliren ve su ana dek aldığım en güzel hediye.
Niçe' (Nietzsche) nin de dediği gibi bu eser aforizmalar şeklinde yazılmıştır. Yani kim ne anlarsa. Kitabın konusu:

--spoiler--
Kitabın baş kahramanı zerdüşt düşünen ve üstinsana özlemli biridir. Bu yüzden zerdüşt dağlarda yaşar ve arada sırada halkın arasına iner. Halkın arasına inip üstinsanı anlatır, tanrı öldü der, insanın aşılması gereken bir varlık olduğunu ve türlü türlü düşüncelerini söyler. Fakat halk onu anlayamaz.

Kitabın son bölümü yaşanan bir günü anlatır. Zerdüşt dağda iken bir yardım çığlığı duyar. Zerdüştte merak edip yola koyulur. Zerdüşt tek tek sembolik anlamları olan kişilerle tanışır ve her biriyle konuşması bittikten sonra onları mağarasına davet eder. En sonunda zerdüşt kimsenin kalmadığını fark eder fakat yardım çığlığı hala gelmektedir. Bunun üzerine zerdüşt çığlığın mağarasından geldiğini ve tanıştığı insanların ondan yardım istediğini anlar. Mağarasına gider. Onlarla bir yemek yer. Kitabın sonunda ise zerdüşt dağdan ışıklar saçarak iner yani üstinsan olmuştur.
--spoiler--

(bkz: aforizma)
(bkz: üstinsan)
(bkz: tanrı öldü)
...
Fakat sevgim ve umudum hakkı için yalvarırım sana: içindeki kahramandan yüz çevirme! En yüksek umudunu kutsal tut.
en büyük sevginiz bile sadece tutkulu bir taklitten ve sancılı bir ateşten ibaret.
günün birinde şöyle haykıracaksın;
her şey sahte!
yılar önce okuduğum ama hiçbir şey anlamadığım eser. fazla mı edebi, ben mi böyle şeylere akıl erdiremiyorum bilemedim.
irvin d. yalom'un nietzsche ağladığında kitabından sonra , fazlaca kendini olağanlığa kaptıran, "okuyorum,okuyorum bir şey anlamıyorum ya, neyini sıkılmadan okuyorsun" diyen arkadaşımın sabırsızlığı gibi gelebilir ilk etapta.

Nietzsche' nin düşüncelerinin nirvanaya ulaştığı hatta hakkında "En derin eser" dediği kitabıdır böyle buyurdu zerdüşt. bi sonraki fasılda da okudukça kendimi kitabın her seferinde başında buluyormuşum hissi yaratmadı değil hani.
(başka bir tuhaf gelen ise deliliğe övgüye bi hayli benzettim)

burada spoiler verip kafanızı kasmayacağım rahat olun gençler.

merak edip, okumak isteyenlere önerim boş vaktinizi doldurmak için, kafanız doluyken ya da başka bir düşünce ile (biriyle mesajlaşırken) okumayın bu kitabı hiçbir şey anlamazsınız. Sakin kafayla okumak zorundasınız, bakın zorundasınız diyorum başka türlü algılamak imkansız. (ki sabah 05:30-06:00 arasında bu verimi alabildiğim doğrudur) kitaptan yapılan bir alıntı hayat felsefelerimden biri haline gelmiştir; ''iyi uyku uğruna tüm gün uyanık kalmak gerekir'' cidden okurken temiz zihinle okudum ve uyumak için her zaman yorgun oluyordum, bana bunu da öğretti yalan yok.
tek tek okumaya çalışın, işte o zaman bu kitabın neden yazdığını anlayacaksınız nietzsche 'nin.
ha bi de çeviri yapan kişinin ustalığı önemli bu arada bu kitaplarda kelimenin,cümlenin bütünlüğü bazen kafa karışıklığı yapıyor.

başka etkisi, okuduktan sonra (defalarca okuduktan sonra tabi, altı çizilen her satırda yine sonsuz kez aynı hissi yaşadıktan sonra) sinir bozucu da bulduğum kitap aynı zamanda zira hayatın ve anlaşılması gereken bütün her şeyin bilinmesinin, algılanmaya çalışılmasının ne kadar mide bulandırıcı olduğunu da öğretti bana. (şaka değil devasa mide bulantısı çekiyorum son bir haftadır, belkide yeniden 'hoş geldin ülsercim bey' demem gerekiyor galiba,bilemedim bu kısmını ya, NEYSE BAKALIM)

kitapta Nietzsche, kafasında kurduğu ütopik varlığı "insanüstü"yü okurlarına (mesaj niteliğindde sunarcasına) örnek olarak gösteriyor ve hangi yollardan nasıl ulaşılacağına dair bilgiler veriyor. Zerdüşt bir yolda insanları insanüstü ile tanıştırmak için yol alıyor ve deneyimleri ile gerekliliğini okurlarına kanıtlamak istiyor, anladığım kadarıyla.

esas ismialso sprach zarathustra olan kitabın, şu kısmı da etkilemedi değil, "en iyi de bile hala tiksinilecek bir şey vardır; en iyi bile aşılması gereken bir şeydir! ey kardeşlerim, dünyada çok pislik olmasında, çok bilgelik vardır!" ( yakın bir sözlük dostum aklıma gelmedi değil bunu okurken, deyip selam da çakalım buradan unutmadan)

Son söz, Nietzsche'ye hem hayran olabiliyor hem de sinirlerinizi bozduğunu düşünüp ondan nefret edebiliyorsanız anlamak adına büyük yol kat ettiğinizi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
kezban kılıklı niçe'nin ay şöyle mikemmelim ay siz kim kopeksiniz, deyip durduğu anlamsız kitap.
niçe size netti?
Üniversiteye yeni başlayanların ortamlarda havam olsun diye okuduğu kitap. Çoğu da bitirmeden atar köşeye.
Saçma salak birşey ha beğenenlere birşey diyemem ama bana göre vakit kaybı kitap israfı.
Hiçbir şey anlamayıp niçe gibi bir düşünüre, "ben anlamadıysam sorun ben de değil onu yazanda" diyebilecek kadar beyin yoksunu olduklarını belirten cahilleri gördüğüm için onlar adına utanıyorum.

Bir de, ahlakın soy kütüğü üzerine adlı kitabını okusalar ne diyecekler acep.

Niçe'yi anlamak için okumak yetmez. Yunan mitolojisi, antik yunan-roma, ortacag, alman felsefesi ve tarihi iyi bilmeniz icab eder.

Zira Adam sıfırdan birsey yazmiyor. Bir birikimin üzerine ve o birikimlerin çoğu zaman eleştirisi üzerine yazıyor ve kendisini ortaya koyuyor. roman okur gibi olmaz bu işler.

Kendine yatırım yapmayan, antrenmansız bir adamın profosyonellik gerektiren bir arenada top koşturması nasıl mümkün değilse bu da böyledir.

Tavsiyem kronolojik ilerleyiniz.

Ve Kant, schopenhauer, hegel, marx hakkında bilgisi yok denecek kadar az olan birinin niçe'yi anlayabilmesi mümkün müdür? Anlarsa da ne kadar anlar insan onu?

Suç sizde değil size bu kitabı satanlarda a.q. önüne gelen alıp bi köşeye fırlatıyor yazık, yazık.
anlamayanlar saçma demiş. eh niçe üstad tatlış pempikto aşk hikayeleri mi anlatsaydı size. gayet güzel kitaptır üzerinde düşünülerek okunulması gereken bir kitap.
görsel
inanılmaz mantık hatası içeren kitap.

niçe tanrıya bürünüp kezbanca öğütler veriyor amma lakin ki Zerdüşt tanrı değildir.

ahura Mazda buna çok kızdı.
sadece 3 sayfasına tahammül edebildiğim abuk subuk kitap.
altını çizmeye doyamadığım şaheser. insanlar hakkında ancak bu kadar doğru tespitler yapılabilinirdi. yolumuzu aydınlattın zerdüşt!
"Beni anlamıyorlar.Ben bu kulaklara göre
ağız değilim. "

"Kaçın kardeşlerim kaçın ağızlarında zehir fırlatanlardan, onlar tanrının maskesinin arkasında saklananlardır."

"Yaşamak;havanda su dövmektir; yaşamak, kendi kendini yakıp kavurmak ve yine de ısınamamaktır."

Edit:imla
"boşluğa yeterince uzun süre bakarsan, boşluk da sana bakar".
Birde niye anlamaya çalışımki niye kafa yorim ,ha sevenleri yapabilir..