bugün

"ne zaman başlıyacaksın amına koyduğumun dizisi?" son 15 aydır her hafta sonu kullandığım cümle. o değilde arkadaşlım bari pikman en son ne yaptı onu gösterin ya? *
4.sezonu 17 temmuzda başlayacak olan,mükemmel ötesi,tapılası dizi.
bu dizi niye mi güzel, niye mi kaliteli, niye mi imdb puani öyle, niye mi bu kadar az insan izliyor etrafta, mr.white'ın ağzından alalım cevabı;

http://www.youtube.com/watch?v=2_s3hzeXR7o
dördüncü sezonu bir türlü başlayamamış fakat benim beklemekten sıkılıp tuvalete gitmem gerektiğini düşünmeye başladığım dizidir. Bu da can kardeşim patlayalımmı.
emmy ödülü almış bi dizidir.
çok iyi bir dizi. zira başroldeki oyuncu pek şahane oynuyor.
geri sayım başladı...
Bir gece rastladığım dizi. Kendisine hayran bırakmıştır ve bir kez daha iyiki bu kadar çok ve hızlı zap yapıyorum diye düşünmeme sebep olmuştur. Özellikle ilk bölümdeki ilk sahne şaheserdir. Beni baya düşündürmüştür nasıl bu hale geldiler diye, ayrıca içinde bir taş barındıran dizidir. (bkz: aaron paul)
(bkz: walter white)
--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=I0Mqb-5BYpg
--spoiler--
ilk sezonunu f471h isimli çevirmen tek başına çevirmişti. 2008 de ilk çıktığı zaman kimse bu diziyi sallamamıştı. ortalık himym, lost, the oc gibi dizilerle doluydu. bryan cranston ilk sezon sonunda en iyi erkek oyuncu emmy ödülünü aldı.

2. sezonu çevirmek için divxplanete üye oldum. hatta bir kaç arkadaşımı da üye alımları açıkken üye yaptım. dizi biraz daha popülerleşmişti fakat yine de belirli bir kitleyi aşamıyordu. çok fazla ilgi yoktu. f471h, mellonnim, mets, chako ve skywalker777 olarak birbirimize saygıda kusur etmeyerek 2. sezonu da çevirdik. 2. sezonun sonunda bryan cranston tekrar emmyi kapınca dizi artık "kıdemli" çevirmenlerin ilgisini çekti.

3. sezonda eşekherif, Taskano, ruthless gibi ünlü çevirmenler işin içine dahil oldu ve bizim 2 sezon boyunca yaptığımız işlere hakaret edilmeye, ya biriniz çevirin ya da çevirmeyin tarzında yorumlar gelmeye başladı. gördüm ki divxplanette de bir devrecilik var. 2 sezon boyuncaki emeklerimiz "tamam üstünüze düşeni yaptınız şimdi çekilin artık biz varız" tarzı bir yaklaşım ile karşılaştı.

bu sebeplerle diziyi çevirmekten soğuduğumu söyleyebilirim. fakat yine de yeni sezonu çevirmek için çok istekliyim. yurt dışından döner dönmez ilk bölümden itibaren çevirip, diziye yetişmek gibi bir niyetim var. kısmet.
son 1 hafta...

hafızalarımızı muhteşem bir trailer ile tazeleyelim;

http://www.youtube.com/watch?v=--z4YzxlT8o
türkiye saatiyle 18 temmuz sabaha karşı 05:00'te 4. sezonun ilk bölümünün yayınlanacağı muhteşem dizi.
4x01'i az önce izledim ve hala nefesimi düzenlemekle uğraşıyorum.

--spoiler--
ne walter, ne jesse arkadaş, gus fring!

lab'da o 5 kişi * * * * * hep birlikteyken, gus'ın üzerini değiştirmesiyle başlayan o gerilimli atmosfer, gus'ın harika bir soğukkanlılıkla has adamının gırtlağını bir çırpıda kesmesiyle doruk noktasına ulaştı. bu arada, gus ile jesse'nin orada birbirlerine bakışı, birini öldürmüş olmanın nasıl bir psikolojiye, nasıl bir bağa yol açtığının apaçık ve mükemmel bir göstergesiydi. zaten, gale'i öldürdükten sonra bölüm boyunca sus pus olan jesse, diğer elemanın mort olmasıyla kendine geldi. bu bana, jesse ile alakalı ağır psikolojik problemlerin işleneceği bölümler izleyeceğimiz izlenimini verdi 4. sezonda.

hank ve marie cephesinde ise hank'in sağlık durumunun izleri devam ediyor. hank "altından alınan" bir kişi durumuna gelmiş ve doğal olarak, hele o yapıdaki bir adamı düşünürsek fazlasıyla rahatsız bu durumdan.

skyler konusunda değişen bir şey yok, yine aynı kadın sinir bozuculuğu.

gale saf bir karakter gibi gözükse de, rahmetli aslında fazlasıyla akıllıydı ve o lab notes kapaklı dosyanın orada rastgele bırakıldığını hiç zannetmiyorum, bunu da belirteyim. vaktiyle gale'in lab'ın ilk kuruluşunda makineleri çevreleyen kolileri açmak için kullandığı falçatanın, aynı lab'da, onun öldürülmesi yüzünden başka birinin canını almak için kullanılıyor olması da breaking bad'i farklı yapan şeylerden biri olsa gerek...

--spoiler--

breaking bad, piyasadaki tartışmasız en iyi dizi olduğunu, 1 senelik bir ara vermiş olsa da 4. sezon prömiyeriyle gösterdi.

10/10
yeni bölümüyle şunu söyleyebilirim ki; gus sen koca bir çılgınsın!
4x01'i az önce izledim efendim diyeceğim şudurki hayatımda izlediğim en iyi dizi .

--spoiler--

ana karakterlerin çok az konuşması bile yetti adeta, özlemişiz üstadlar. lab'ta gus reis falçatayı çıkarınca nefeslerimizi tuttuk sonunda yine şaşırdık, yine bir hassiktir lan dedik ,bir kez daha bayıldık bu diziye. kısacası çok güzel bir sezon açılışı oldu ve bu sezon dahada bir kanlı geçecek gibi

bu arada bölümün sonunda çalan şarkı .

(bkz: alex ebert)
(bkz: truth)

http://www.youtube.com/watch?v=n_atfmcuj1o

--spoiler--
malcolm in the middle dan tanıdığımız başarılı oyuncu bryan cranston ın baş rolünde oynadığı güzel bir dizidir. ülkemizde e2 ve cnbce kanallarında yayınlanmaktadır.

dizinin konusu kaba taslak olarak şöyledir; kimya öğretmeni ve ek iş olarak araba yıkamacıda çalışan walt şiddetli öksürük nedeniyle iş yerinde bayılınca hastahaneye kaldırılır ve akciğer kanseri teşhisi konur. kanser ileri seviyededir, walt bir müddet tedaviyi reddetsede sonradan kabul eder. ailesinin ekonomik sıkıntıları vardır ve walt ölünce onlara biraz para bırakmak istemektedir. bu yüzden kimya bilgisini kullanarak meth işine girer ve kısa zamanda başarılı olup büyük paralara oynamaya başlar. işler gittikçe karışır. burdan sonrasını anlatırsam sürprizi kaçar.
yeni başladığım bir dizi. henüz ilk iki bölümünü izledim.
ilk olarak söylemeliyim ki şahsi kanaatimce en güzel başlangıç yapmış dizi dalında ki ödülüm bu diziye ve insanüstü performans gösteren sayın abim Bryan Cranston'e veriyorum. aslında bu kadar ilgi çekememesinin nedenini de anlamış değilim. hakkında ekşi sözlükte ve burada daha çok yazı beklerdim. ama lost, supernatural gibi kıytırık iki diziye peygamber muamelesi yapan güruhtan olmadığım için de bir o kadar kıvanç doluyum *
oradan oraya savrulan, düşenin dostu olmadığını bize gösteren walter white abimizin yaşama sevincinin bile can kattığı dizi. bütün sezonlar sürükleyici oldu, öyle burun kıvırılacak bir yanı olmadı. herkesin çıkarlarının peşinde olduğu, kirli işlerin döndüğü bir ortamda hayata tutunmaya çalışıyorsun ya, o bile yetiyor işte. diğerleri çırpındıkça batıyor, sen kurtuluyorsun. çok sürükleyici bir hikayesi var. iptalası olmamak elde değil.

s4b01

--spoiler--
gus ne kesti lan! tam bir fecaat.
--spoiler--
yeni sezonu bomba gibi başlamıştır. özlemiştik.
--spoiler--
gus naptın sen öyle ya ercümen çözer bile öyle adam kesemezdi.
--spoiler--
--spoiler--
repliksiz oyunculuğun doruklarına ulaşılan sahneyi belirtmeme gerek yok herhalde. falçatayı yere atması, bir anlamda çaresizliğini belirtti gus' un. yeni sezona harika bir başlangıç. umarım böyle de devam eder.
--spoiler--
s4e2 yavaş geçti ama silah tüccarının olduğu sahne tadından yenmezdi doğrusu.

3. kez izliyorum aynı sahneyi.

--spoiler--

bu arada o sahnede silah tüccarı revolver silahtan 38 special diye bahsediyor ama 38 special bir silah değil fişek çeşidi.
--spoiler--
4x02 de walter'ın bebeğinin çok şirin mi şirin olduğunu görüyoruz.
dönüşü muhteşem olmuştur.
Yeni sezona hızlı başlayan dizidir. Go hom walter. Go home. Seviyorum bu diziyi. Ayrıca walter in karısına bitmekteyim.