bugün

entry'ler (695)

ali atay

leyla ile mecnun'nda ara sıra karadeniz şivesinden esintiler sunuyor dikkatimden kaçmıyor.

saw serisindeki meseleyi bir türlü anlamamak

saykopat bir bireyin hayatından enstantanelerdir. kerli ferli bir adamın abidik gubidik işlerle icabet etmesiyle gelişen olaylar silsilesinden başka bir şey değil, kafa yormamak gerekir neticede hiçbir sike değmez. (bkz: hayat ne garip zincirler keskin aletler falan)

breaking bad

diğer dizilerin yanında ayrı kefeye koyulması gereken dizi. olağanüstü bağlayıcı, her şeyiyle kendine çekiyor. nasıl olurda bu kadar soluksuz yaratıyorlar hikayeyi hayret ediyorum. diziyi bütün oyuncular sırtlıyor. o kadar kıytırık yapımın arasından sivrilen başka bir şey bu. 5. sezonu iple çekiyorum, hep bir olay hep bir atraksiyon. burun kıvıranlarda ziyadesiyle bi siktirip gitsinler, böyle kaliteli yapımı başka hiçbir yerde bulamazlar. kimse kusura bakmasın bu diziye toz kondurmam. takip ettiğim başka dizilerde var ama bu kadar sıkı fanatiği değilim. kaliteli bir yapım, imajı olan bir dizi breaking bad.

sevilmeyen bir yemeği yemektense aç kalmak

bulupta bunayan insan modelinin tercihi. annenin haklı dırdırından nasibini almamıştır muhakkak; aç kalınca kendini bile kemirirsin.

leyla ile mecnun

biz bu diziyi ivedilikle izlemek istiyoruz ya, işte bunu sağlayan ekibin bizi diziye bağladığı su götürmez bir gerçektir. her seferinde ekrana çivilenip o samimi havayı tuvalet terliğiyle, uzayda bile yere serilen kilimle bize yaşatıyorsunuz ya, daha ne olsun. adına besteler yapmak istiyorum bu dizinin. 33. bölümde süper olacak gibi gözüküyor.

burak yılmaz

ideal forvet tipi, elinden ne uçan ne de kaçan kurtulan gollük gülistanlık insan. bu kadar formda olmasının sebebi arkasında oynayan oyuncular ve formasyon, çok iyi bir çıkış yakaladı mevcut durumda türkiye'nin en iyi forveti durumunda, pozisyon takibi var hücum pres yapıyor kondisyonu zaten çoğu futbolcudan daha çok, potansiyel dimitar berbatov. eğer böyle devam ederse bir iki seneye yolcudur abbas bağlasan durmaz raddesine gelir.

the walking dead

aksiyonu pek bol, hızlı ilerleyen bir hikaye ama şu her zaman yaptıkları izleyiciye karakter analizi yaptırma olayından vazgeçseler daha güzel olacak. bu shane denen zibidinin ne menem birisi olduğunu göstermek için yapmadıkları kalmadı. tamam bu adam şerefsizin önde gideni, sancak tutanı bundan her türlü melanet beklenir ama ısrarla da böyle abanılmaz. bu senaryo bu kadar kısır mıdır ayrıca? bir kız ortadan kayboldu diye ortalığı velveleye verdiniz, yakında bir arama kurtarma timi oluşturacaksınız. etmeyin eylemeyin, illa dramatize etmek istiyorsanız başka şeylere yönelin biz de farklı şeylerle karşılaşalım. kanını son damlasına kadar oğluna veren cengaver baba, kız kardeşi öldü diye intihar etmek isteyen ama başkası tarafından kurtarıldı diye o kişiye tavır alan bir kadın, kızı kayboldu diye sürekli ağlak ve histerik bir halde dolaşan anne. yeter lan bu kadar da olmaz.

--spoiler--
s2b3 shane'in yaptığı şerefizlikle vicdan muhasabesi yaptıracağım diye burnumuzdan getirdiniz be şuna bir son verin artık.
--spoiler--

musa çözen

her insanın bir nirengi noktası vardır, ancak bu kadar detaylı bir biçimde tribünden seçmeceleri özenle ve ihtimamla neredeyse burnumuzun dibine kadar sokacaksınız. kendisinin ve şürekasının her maç aynı şeyi tekrarlamasından usandım artık. tribünde alenen hatun fetişi yapıyor, yaftalamak için söylemiyorum. her zaman daimi olarak böyle. işinin ustadır, eline su dökebilecek meslektaşı bir elin parmağını geçmez ama bu kadar da bokunu çıkarma be hocam.

kartal yuvası

inönü stadı'nın hemen altındaki şubesinde 100. yıl formasını fellik fellik aratan mağaza. bir de ntvspor açıp yandaş medyaya prim veriyorlar ya sinir oluyorum.

gökçe

tuttu fırlattı isimli şarkısının klibindeki civelek halleriyle beni mest etmiş hatun. o bıcırık, pürneşe halini ne zaman görsem mutlu hissettiriyor, denk geldiğimde seviniyorum. festivaller için biçilmiş kaftan, dinamik bir kız. bu haliyle potansiyeli çok yüksek.

ntv

bünyesinde yeni bir devinim başlatmış kanaldır. yalnız arayüzler olmamış.

barney stinson ın annesinin düğünden kız beğenmesi

gerçekleşirse kendisi için şeç beğen al durumunda olacağı an ama hiç olmayacak iş, çünkü zamparalık tarihine adını altın harflerle yazdırmış kişi kına gecesini bile sabote eder yinede işini görür.

the walking dead

kurgunun random olması bir bıkkınlık hissi uyandırabilir ama yinede kayda değer bir dizi. gerilmekten esneyeceğiz neredeyse, seyrederken koltuğa çiviliyor insanı. o dehşet sahneleri, insanın kanını donduran anlar altüst ediyor. grup içindeki restleşmeler, sürtüşmeler ve gırla giden entrikayla devam ediyor, bunlarında çorbada tuzu var. biraz olsun kabak tadı vermeye başladığı anlar dizinin olayından dolayı oluyor ama bu mundar edildiği demekte değildir. herkes yaşam mücadelesi verdiği için muhakkak bir yerde herhangi birisine odaklanılacaktır, bu sezon itibariyle de yardırmaya adaydır.

--spoiler-- s2b1

gerilimin yüksek dozda seyrettiği arabaların altına gizlenme sahnesinde her şey etkileyiciydi, insanın iliklerine kadar hissettiriyor korkuyu. oyuncuların belli yerlerdeki tiradı kabak tadı vermiyor. aksiyona ve gerilime abansalar mırın kırın edilecek, safi duygusal gitseler bu seferde hani nerede aksiyon kumkuması başlayacak, iki ucu boklu değnek. bu rick'in velet çok atılgan ama böyle olmaz. öyle her şeye saldırma yoksa bir gün haklanırsın, oldu da keza. geyikle başbaşa olayım derken ihale aldın başına.

--spoiler-- s2b1

ayrıca rick'in oğlunu wayne rooney'nin küçüklüğü oynamaktadır. böyle benzerlik olamaz hık demiş burnundan düşmüş.

uykusuz

bünyesindeki çizerler köşelerini sık sık boşlayınca artık hiçte sevdiren bir yanı kalmadı. adamlar sürekli boşluyorlar, sanki kerhen bulunuyorlar orada. bir de bir yüzsüzlük almış başını gidiyor. eski işlerini yayınlayıpta herhangi bir ibare koymayanlar mı dersin, her hafta mutlaka bir işi çıkan çizerler zaten artık bir çay içmeye geliyorlardır herhalde. bu gidişatla kabak tadı veriyordu zaten şimdi hepten tatsız tuzsus bir şey oldu, iyice sikkolaşmaya başladı.

kıvanç tatlıtuğ lu mavi jeans reklamı

oyuncu kişilerin ne kadar meczup bir halde çektiklerine delalet reklamlardır, aykırı olalım derken cozuttular.

leyla ile mecnun

sevenlerinin gönlünde apayrı bir paye edinmiş, sınıfının tek ve bir numarası dizi. bu tür yapımlara hiç aşina olmamıştık şimdiye dek. hiç el atılmamıştı. yarattığı imajla şu anda çok özel bir yerde. herkesin diline pelesenk olan konuşmaları olsun, takındıkları tavırlar olsun. hatta ve hatta doğaçlama çekiyorlar, o kadar katıksız bir şekilde canlandırıyorlar karakterleri, benliklerine bile işlemiştir. herkesin işini titizlikle yapması, yaptığı işten keyif alması ayrı kıldı bu diziyi. e tabi burak aksak'ın da hakkını teslim etmek gerekir. şu son yaşanan hadiseden sonra oyunculardan hiç biri ayrılmasın, yadırgarız. çok pis yadırgarız. bütün oyuncuları kabullenmiş durumdayız çünkü, eğreti olur.

los pollos hermanos

breaking bad'de uyuşturucu piyasasında hatırı sayılır bir yerde olan gus fring'in fast food zincirleri. hem meth hem de tavuk pişiren bir yöneticisi vardır.

gus fring

los pollos hermanos isimli fast food zincirine sahiphir kendileri. müşteri portföyü obezler ve metamfetamin bağımlılarıdır. sürekli ciddiyeti elden bırakmayan, soğuk nevale gibi bir muhtevası vardır ama bir o kadar da işinin piri olan bir adamdır. insaflı adamdır ama yinede, öyle kıyıda köşede insan zehirlemez, piyasası derindir.

kendi evinde son gecesi olan öğrenci

''gelin ata binmiş ya kısmet demiş'' raddesine gelmiştir, bundan sonrası bahtının göstereceklerine bağlıdır.

türk futbolunun unutulmaz üçlüleri

süleyman seba- gordon milne- mehmet özdilek.