bugün

-bir zamanlar turkce diye bir dil vardi evlat
-sen zamanında "entry giriyorum" de, "sol frame" de ondan sonra, gel bana bunu anlat, ben bunu yemem dede.
(bkz: bye bye türkçe)
sözlük olarak türkçemizi savunmamız ve bunu adet haline getirmemiz için bizi sarsmasını ve kendimize getirmesini dilediğim başlık.
+br zmnlr trkc dy br dl vrd yvrm
-...?
(bkz: once upon a time son once upon a time)
celebrity ler aldı goturdu çek ettiler sonra geri getirecekler bir şey olmadı.
ilerde torunlarımıza veya çocuklarımıza türkçe'yi anlatırken kullanacağımız söz.

ne yazık ki bazı amerikan özentisi gençler sözcükleri yaya yaya konuşmaktadırlar. bunun sonucunda ne olduğu anlaşılmayan sözcükler ortaya çıkmaktadır. yine bu amerikan özentisi bazı gençlerimiz türkçe'ye "okeeeyyy", "down oldum", gibi sözcükler eklemişlerdir. bu tür insanlar yüzüneden türkçe giderek bozulmakta, özünden uzaklaşmaktadır. elbette ki dedelerimiz gibi osmanlı'dan kalma sözcükler kullanacak değiliz ama özümüzden de ayrılmamamız düşüncesindeyim.
+bir zamanlar türkçe diye bir dil vardi evlat!
-ee
+işte o sana girsin ehiehiehi
-of ulan dede!

bu dilde bu kıvraklık var iken, asla yok olmaz. asıl sorun kalkıp bu kıvraklığı başka dillerle kombineyşin halde kullanıp leyır üstüne leyır halde anlaşılmaz bir testimoni kreasyonlamamız...
allah kurdurtmasın dediğimiz cümledir.
-bir zamanlar türkce diye bir dil vardi evlat...
-sorry, i could't understand, can you repeat in english.
-?!?
türk dili ve edebiyatı bölümü öğrencilerinin toptan mahvolacağı bir durumdur.
-bir zamanlar, türkçe diye bir dil vardı yavrum.
-off dede yaa, tmm bi sus pls.
türk insanı olarak duyarsak ölmeyi yeğleyeceğimiz sözdür, bunu yerine bir zamanlar bütün dünya türkçe konuşmuyordu tabii ki de evlat ı destekleyebiliriz.* * *
akla şöyle bir yazıyı getiren yakarı:

Karamanoğlu mehmet bey'i arıyorum
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayımlamıştı;
Bu günden sonra divanda, dergahta, bergahta, mecliste, meydanda,
Türkçe'den başka dil konuşulmayacak diye, Hatırlayanınız var mı?

Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri
Fermana uyanınız var mı?

Nutkum tutuldu, şaşırdım, merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showman, radyo sunucusunun discjokey,
Hanım ağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?

Dükkanın store, bakkalın market, torbasının poşet,
Mağazanın süper, hiper, gros market
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?

ilan tahtasının billboard, sayı tabelasının skorboard,
Bilgi akışının brifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde wellcome,
Çıkışında good-bye okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın body-guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
itibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı?

Seki'nin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?

iş hanımızı plaza, bedestenimizi galleria,
Sergi yerlerimizi center room, show room,
Büyük şehirlerimizi , mega kent diye gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın fast-food,
Yemek çeşitlerimizin mönü olduğu yerlerde,
Hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?

iki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkıyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa sponsorluk diyeniniz var mı?

Mesireyi, kır gezintisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air-bag,
Pekalayı, olur'u okey diye söyleyeniniz var mı?

Çarpıcı, önemli haberler flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri oley oley
Yıldızları star diye seyredeniniz var mı?

Vırvırık dağının tepesindeki köyde, Cafe-show levhasının altında,
Acının da acısı, neskaaaave içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,
Özün, el diline özendiğine içi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi,
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik.
Türkçe'miz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?

Karaman oğlu Mehmet Bey'i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı...
Hayal meyal hatırlayıp da sahip çıkanınız var mı?

Prof.Dr. Atilla Aydınlı
böyle giderse ileride söyleyeceğimiz fakat türkçemizi düzeltmediğimiz için her söylediğimizde daha da çok yakınacağımız sözdür. *