bugün

ben o yazıyı sana yazalı çok oldu.. mesela o zamanki türkçe ile şimdiki aynı değil.. yeni terimler, yeni deyimler eklendi lügate.. zaman çok değişti sevgilim, her şey değişti. değişmese iyi idi ama değişti.
yaşıyor muyum, yoksa sadece nefes mi alıyorum? boğuluyorum. inan ki artık nefes alamıyorum. yemin ederim nefessiz kalıyorum koca okyanus değil de bir yüreğin içinde. çaresizce çırpınıyorum. nasıl bir acıysa geçmiyor, her güne katlanarak yüreğimi yakıyor. unutamıyorum, öldürüyor. öldürmekten bile beter. aldığım her nefes acıtıyor beni artık. artık yazarken parmak uçlarım acıyor. yazmak istemiyorum, fakat yazamazsam nasıl arındıra bilirim yüreğimi bilmiyorum. içimde koskoca bir boşluk, o boşlukta ise bir adam var. ölüyorum. ben bir daha asla bir başkasına böyle yenilmem diyordum, asla bir daha bu kadar yanmaz canım diye düşünüyordum. yanılmışım, her zamanki gibi.. hayatıma giren herkes, sanki büyük bir hayal kırıklığı olarak kalmak için yapıyor bunu. hiç sevdiğin biri yüzünden hayatını değiştirdin mi? ben değiştirdim. hayatım tam anlamıyla değişti. giyim tarzım, müzik zevkim, acılara dayanıklılığım, çevremdeki insanlar ve niceleri. kısaca tamamen değişti hayatım artık yeni biriyim. öncelerde hep süslü püslü, her şeyi birbirine uyumlu yapan ben şimdilerde elime ne gelirse alıp giyiyorum. oncelerde hep yabancı şarkı dinleyen ben şimdilerde ise t-rap hayranı oldum. önceden parmağım azcik kesilse canımın acısından ölen ben şimdilerde kendim kesiyorum vucudumun parcalarini. önceden bir erkek için ağlamak çok saçma diyen ben şimdi seni her gordugumde yeniden ağlıyorum. bir erkek için ölüyorum diyenlerle hep dalga geçerdim ama şimdi seni her görüşümde dirilip tekrar ölüyorum sevdiğim. aslında seni sevmekten pişman değilim. sen ne de olsa bana hem sevmeyi öğrettin, hem de ihaneti. tüm bunlara rağmen seni hâlâ seviyorum. aslında sevmek istemiyorum ama seviyorum iste. vazgeçemiyorum. işte en çok da bunun için kızıyorum kendime sana fazla deger verdim. artık uykunun verdigi mutluluğu unuttum. her gece ağlıyorum artık. sırf seni unutamadığım için bayılıyorum ya en çok da buna üzülüyorum. ben gözlerinin önünde ölüme bir adım daha yaklaşırken sen sürekli kahkaha atıyosun. sanki ölmemi istermiş gibi. boş yere bekleyip duruyorum seni. umudum hiç tükenmiyor ama. bügün seni görmeyişimin üzerinden tam 3 ay geçti. seni o kadar çok özledim ki! ses tonuna kadar özledim. bu özlemi anlaman imkansız. ben senin kokunu bile bilmiyorum, bu özlem neyin nesi? en çok ta neyi istiyorum bilir misin? seninle uyumayı. uyku tek başına bu kadar güzelken seninle olan uyku nasıl mükemmeldir kim bilir? senine kokunla uyuyup, senin kokunla uyanmak, varlığını yanımda hissetmek, beni saran kolların sen olduğunu bilip uzun zamandır o hasretini çektiğim huzurlu ve güvenli uykuya dalmak ne güzeldir kim bilir? nefes almak için sana ihtiyacım var benim. benim sana ihtiyacım var. sen o mal kız için ağladın ben gizli gizli senin için. biliyor musun ben seni böyle sıradan sevmemiştim. ben seni tüm yıldızlar kadar sevmiştim. müzik gibi sevmiştim seni. o vazgeçilmezim olan browni gibi. öyle starbucksa götür, pahalı alışveriş-veriş merkezlerinde film izleyelim falan değil de ben bize nescafe yapardım mesela sen bilgisayardan film açardın sana sokulurdum beraber izlerdik o filmi. öyle pahalı, abartılı şeyler istemedim ben senden. beni sev istedim sadece. sen onu seçtin onu sevdin ama. boşver, sen mutluysan sorgulamaz benim kalbim. herşeye rağmen seni seviyorum mavi gözlü bayım. havalar da iyice soğudu. kar yağdı hatta. kendine iyi bak, üşütme.

seni yıldızlar kadar çok seviyorum.
Vazgecilmez olan sen degilsin, vazgecmeyi bilmeyen benim...
"Giderek seni daha cok seviyorum" demisti.
O yuzden gitti demek ki...
Gözünün gördüğü her şey senin olsun.
Ama kalbini bana bağışla...
her an yanımda olmanı istiyorum.
bildiğin almanca kelime sayısı kadar sivrisinek tarafindan yazın uykunun en güzel yerinde ısırıl inşallah.

not: almanca bilen yazarlarımızı yardıma bekliyorum. b2 üstü bilip de siklemeyen yazarlara ise, yukardaki beddua ve türevleri girsin. amin.
Oysa iki kar tanesinin hikayesi, ayni semte düşerken başlar.
annemden bahsederken annenin olmadığını unuttuğum ve hatırladığımda çok saçma bi şekilde geçiştirdiğim için çok özür dilerim ama o anda daha fazla konuyu üstelemek istememiştim.
ne sende aşk var ne bende, yüzük muzuk yok ilerde...
--spoiler--
Kirpi gibisin çocuk;
her tarafın diken..
kim elini uzatsa,
delik deşik..

üstelik sen de kan içindesin..!
--spoiler--

(bkz: Attila ilhan)
(henüz yoksun, ama bir gün geleceksin diye..)

gözlerin o kadar yeşil ki.. öpsem çimen tadı kalır dudaklarımda.

(bkz: yeşil gözlü kadınların çok çekici olması)
beraberliğimizin 7.ayını dolduracağımız güne yaklaşırken seni ne çok sevdiğimi allah imtihanlar ederek bana gösteriyor. seni hala ilk günkü gibi heyecanla seviyorum, ilk ve tek aşkımsın bir tanemsin. 7 ayda yaşadıklarımız, eylül ayında beşiktaş'tan bebek sahiline uzanan uzun yolda ortaköye giden o ağaçlı yolda yağmurlu havada yaptığımız yürüyüşlerimiz, yıldız parkında sararıp ağaçlardan düşen yaprakların altındaki hoş vakitlerimiz, izlediğimiz filmlerimiz, işlerimizde yaşadığımız haksızlıklara karşı birbirimize destek oluşumuz, birbirimize samimiyetle yaklaşmamız hepsi bizim için hoş anılar olarak kaldı. çok kıskanıyorum seni, kendimden bile kıskanıyorum. seni çok üzüyorum bazen bilmeden binlerce kez özür dilerim senden.

kalbimin bir anahtarı varmış sanki onu kilitlemişim ve sana vermişim; kilidini adeta denize atmışım da sende kalmış kalbim. senden başkasıyla kendimi düşünemem ben, sensiz ben bir ruhsuz beden, sokaktaki binlerce boşa gezen insandan biriyim. sen varsan ama kalbimde ben biriciği için yaşayan biriyim. para, refah senin için önemli değil, benim için de öyle. senle aynı yerde bulunayım yeterli, senin nefesini duyayım yeterli benim için. ben senin için yaşıyorum son 7 aydır. sensizlik benim için anlamsız. iste senin için kalbimi çıkartıp vereyim. iste canımı vereyim.

ben senin için bir yabancı olamam artık, senden kopamam ben. senden uzaklaşamam. beni kendinden mahrum etme, beni kendinden uzak tutma. sen benim için bir masumiyet simgesi, çocuksu bir hayat arkadaşısın. sen benim eşim olacaksın, çocuklarımın da annesi.

7 ay boyunca bana yaşattığın tüm güzellikler için sonsuz teşekkürler.

birlikte nice 7 aylara, 7 yıllara, sonsuza..
Bugun senin icin birsey yapmiyorsam, dun hersey yaptigim icindir.
Sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim.
sen benim başıma gelen en güzel şeysin, bir kez daha anladım, sadece bugün mü anladın diyeceksin, hayır tabi ki, bugün de kafama dank etti ben seninle doğdum, seninle de öleceğim, bugün sürprizlerin alasıydı derler ya hani öyle bir şeydi, Allah'ım hala şoktayım, iyi ki varsın, hep te ol, senin beni sevdiğin gibi bende seni seviyorum, çok seviyorum.
Hiç mi konuştuklarımız aklına gelmiyor? Hiç mi duygulanmıyorsun ? Aklına bile mi gelmiyorum ? senin allah belanı ...
Hayatım diye hitap ederler hayatımda başka birisi var deyip çekip giderler.
Ben seninle değil yürüyerek semt değiştirmek şehir değiştirmeye bile razıydım hiç yorulmadan. Sen şimdi elalemin sümüklü ergen kızıyla takılmaya devam et, bu yakışıyor çünkü sana.
17012011

sen öldün ben ölüme ilk kez seninle daldım
her yıl -ölümünde- yüzüm toprağa bakıyor
ellerim çimen kokuyor
çiçek bahçesi ayakkabılarım..
kokum sen…
tenim bembeyaz bir gökyüzü…
dudaklarım kan kırmızı…
belki de hayat senin yanındır nasıl desem burası yalan biliyorsun sen de

biliyorsun sen bu yüzden gitmedin mi zaten
sana melek tacı ve beyaz çok yakışırdı !
biliyor musun aslında sana benzer yanlarım da var
en az senin kadar güzelim ….
gözlerim senin gördüğün kadar ela….
saat p ile başlıyordu
günlerden 1 i 5 geçiyor olabilir .
pazartesiyi Cuma geçe geceye sen kala öldün
her hoşça kala ağladık biz
sulu gözlerinin son yemini mutluluk gözyaşların olsun
bir sır gibi gittin
nedensiz sandı herkes ama nedenleri aramadan sizleri kelimelere ek gördüler layığı bu sandılar….
benim kadar renkli olsun isterdin her şeyin
hayatı renkli pencerelerinde izlerdin
erken zamanda bir yolculuk hayalin vardı biliyordum
çok güzel bir yere gideceğim demiştin
benden istediğin bir şey var mı demiştin
Beyaz , etekleri uçuşan ,içinden kayıp gitme hissi veren koşarken benden sonra gelen elbise demiştim
beyazı çok severdim bilirsin
aşkın rengi kim demiş kırmızı diye
yalan
aşk beyazdır
aşk masumdur
beyaz tüm güzelliklerin rengidir
benim rengimdir
her şeyde vardır biraz
koyu mavinin gündüzünde
yeşilin çimeninde
denizin turkuazında
sanki bir simge gibiydi beyaz
hayatı beyaza boyabilirdik biz ben her renge bir beyaz katar siyahı bile gri yapardım
pembeye toz katan benim mesela
toz pembe hayaller benim eserimdi
uyumamak için içtiğin kahvenin uykunu getirmesine bayılırdın
çilek kokulu mumları senle sevmedik mi aslına en sevdiğin şey vişneydi
dalından koparılan vişne teninde tat bulurdu sanki kulağına takar dünyanın en güzel hatunu gibi gezmeyi severdim
hiç görmedim gökyüzüne bakmadan bitirdiğin bir geceyi …
gitarın telini severdin sen sadece tellerine dokunmayı severdim işte ben bu yüzden
her yazdığım şarkının bir hikayesi olduğunu kimse bilmezdi
her satır yaşanarak yazılırdı bize göre acısı da tatlısı da bizim hayatımızdı
konuşmayı çok severdin
Susmak ölüm gibi bir şeydi senin için ki sen sustuğunda ben arkama baktım ve sen toprağı seviyordun
gökyüzünde çizdiğin meleği yolladığını söylemiştin giderken
her korktuğumda gökyüzüne bakıyorum şimdi
yüz doksan dokuzdan sonra gelen iki yüzden başka iki yüz bilmedin sen
neysek oyduk neysem oyum içim dışım bir diyen insanlara inat biz olduğumuz kadardık
Her şey anlaştığımız gibi bende ama insanlar senin anlattığın kadar kötü değil daha da kötü geçenlerde bir yazı okumuştum kötü insan yoktur Allah ın yarattığı hiçbir şeyde kötü yoktur ahmak insan vardır
böyle bir dünyaya fazlayım sanki sonunu bulup atlamak istiyorum bir buluta rengarenk bir ev kurup orda yaşamak istiyorum……..
sen de çok seviyordun yolculuk yapmayı en az benim kadar
şarkılar söyleyerek saçlarımızı rüzgara bırakırdık
onların aşkına inandık biz aşkın tenine dokunmak gibiydi saçlarınla rüzgara dokunmak
ağlarken dudaklarımı büküşüm komik gelirdi de o yüzden mi susturmazdın beni
geldin işte aklıma geldin …ölüm dediler kahkahalarla güldüler …kaybetmek nedir bilmediler bilmediler ki hayat çok kısa bilmediler ki …
belki bu gece belki yarın gece bir gece sabaha uyanamayacaklarını bilmediler …
kaybettikçe kaybetmeyi seçtiler meleğim….
….her üç nokta bir cümle daha var gizemi tadında bende
ki sakladığım her cümle sana gelsin üç nokta kadar…
bunları yazarken dolan gözlerimi sev…ışığın altında ağlıyorum yeşil olsun diye …
insanlar ölüme gülücükler saçıyor burada haberin olsun ! zorlasalar bir damla gözyaşı gelir mi dersin..
her neyse ..
ben iyiyim beni merak etme …
son dilek fenerimi bıraktım gökyüzüne …
gökyüzü renkli balon tadında…
çilek kokulu mumlarım mavi sularda …
tek bir ağaç orada…
kopuk yapraklarla sana uzanmaya çalışıyor …
ellerim son papatyada ..
ayaklarımın altı yemyeşil çimen …
beyaz elbisemi giydim ben artık bu masaldan gidemem ….
elimdeki pembe pabuçlarım …
dudağımdaki pembe rujuma uymuş …
üzerimdeki gökkuşağını görüyor musun ?
Annem melekler seni korusun demişti …
pamuk helvamı seninle paylaşsam hep yanımda kalır mısın?
ölümün tüm kapılarını kapatıp…
sen benim acilarimi duyamazsin içinde.
Soylesem tesiri yok sussam gonul razi degil.
Bu kaçıncı resmine bakıp içişim bilmiyorum.
Gözlerin o kadar ışıl ışıl ki. Hatırladığım gibi, unutamadığım gibi.
Neyin farkına vardım biliyor musun? Ben sana muhtaçmışım, mecburmuşum.
Seni 20 yıldır görmediğim babamdan, 3 aydır görmediğim annemden kardeşimden daha çok özlemişim. 5 yıl olmuş. Anlamışım ki hiç kimse sen değilmiş, şarkıdaki gibi.
Belki de seni değil seninleykenki mükemmel senin tabirinle "elit" adamı özledim. Şu anki yıkılmış bi boka yaramaz herif beni tiksindiriyor belki. Insan kendinden tiksinir mi ya.
Bilmiyorum, bu sikik adam karar verme yetisinden o kadar uzak ki. Oysa seninleyken bi kararım vardı, bi hayalim vardı. Gözlerindeki ışıltı. Şimdi ne ışıltı var ne gözlerin ne ben.
Keşke, keşke burda olsan da söylesem bunları yüzüne. Keşke. Keşke.
artık bizde mutlu olalım be öküzcüm.
birlikte olsakta olmasakta sana ömrümün sonuna kadar guvenmeyecegim.zaten güvenmedigim biriyle ömrümü gecirmek cinayetim olur.