bugün

güzel bir duygu olsa gerek . Gerçekten sevdiğinin elini tutmak gözüne bakmak onu görebilmek için sadece adr dakika olsa bile kilometrelerce yol gelmek . Her sıkıntıyı her kederi beraber atlatmak onun ailesi ile arası bozulmasın diye bir süre ondan uzak kalmak ciddi bir aşk yaşayıp onunla bir onur gelecekte mutlu olmayı düşünmek .. Bunlar çok güzel şeyler olsa gerek .. Yaşayanlar bilir ama free bilmez azizim ..
belkide aşk, onu, '' la la lal la la la '' diye sevmekti.
deli sormuş deliye
aşk
nedir diye
deli gülmüş deliye
beni bu hale getiren
nedir diye
üç harflidir.
kendi kendimizi kandırma biçimi.
yeterki mektup yaz canımı dile,
yetmezse uğrunda çektiğim çile,
nazar değer diye resmine bile,
besmele çekmeden bakamıyorum.
Budur.
(bkz: cemal safi)
yuzune bakmaya bile kiyamadigin kizi elin barzosunun evire cevire sikmesidir. iyiler her zaman kaybetmeye mahkumdur bu oyunda.
genel bir terimdir, fakat geçen zamana, değişen hayat koşulları nedeni ile önemini gittikçe yitiren, neredeyse yok olma aşamasında olan bir durumdur.
aç olanlar için büyük bir lüks.
mutluluğumu ifade etmekte zorlandığım günler yaşıyorum. yeryüzündeki birçok kötülüğü tecrübe etmiş ama tertemiz kalmış bi kalpteyim. inanması güç ama gerçek. benim sevgilim tertemiz bi adam. ben onun kalbindeyim, bütün güzelliklerini en yakından görebilen benim. aşk onun elleri, sözleri, şefkati... aşk meğer onun herşeyiymiş.
http://falanca.com/wp-con...ads/izdirap-karikatur.jpg
ertelenen duygu. evet erteliyorsunuz, düşünecek o kadar çok şeyiniz varken, sevgi ihtiyacınız en sona atılıyor, aşk sadece 'lüks' oluyor gözünüzde. fırsat vermiyorsunuz, düşünmüyorsunuz onu, belki geceleri, yalnız uyurken daha çok fark ediyorsunuz eksikliğini ama o da geçiyor işte.
bir hanekefilmi ki; içim şişmişti, kabız olmuştum, ne kadar entel dantel kokona varsa beraber izlediğim ve nefret ettiğim filmdir.
korkutucu, ürkütücü, itici.
Evrime inanmıyorlar, yaşıyorlar,
Devrime inanmıyorlar, savaşıyorlar,
Aşka inanmıyorlar, sevişiyorlar...
aşk tahteravalli gibidir. Hangi taraf çok severse ötekinin götü kalkar.
görsel
herkesin yaşayabileceği, lakin herkesin sahip olamayacağı duygu.

bakıyorum son zamanlarda da, aşk kimlere kaldı? kimler aşk riyası yapıyorlar?

heyhat...
bir mendil alabilmek için yanıp kavrulan aşıklar, yerini chat odalarına, msn ve cam sözde aşklarına bırakıverdi kısa dönemde.

evet, bir çırpıda yok oldu aşk. uzun vadede ise hiç olmayacak gibi...
Yakınken kolay aşk. Bir de araya yüzlerce kilometre girdiğini düşün. Bir de çok tatlı olduğunu düşün. Hadi bi de süper karizmatik güldüğünü ve cana yakınlığını düşün. Tamam, artık çıldırabilirsin.

Çıldırdın di mi ?

böyledir işte aşk.
http://9gag.com/gag/130961/
ne güzel şeyler yazılıyor aşk adına. Bu kadar bağlamayın kendinizi aşk'a Kendinizi bağladığınız da onun kollarındaki bi kelepçe oluyorsunuz. Ne o kelepçenin anahtarı vardır , nede kelepçenizi açıcak insan.
aşk bir dengesizlik işi der bülent ortaçgil malum eserinde*, gegen die wand da ise cahit*, sibel *'ye zil zurna aşık olmuştur, şerefgüven kıraç'e o kırık türkçe'siyle, ''aşikim abi aşik'' der, ve önündeki bardakları tuz buz eder, şeref de,

- aşk ne demek sen biliyor musun, aşk lunaparktaki o tahta ata benzer, hani o üzerine bindiğin, hani böyle bir ileri bir geri gidiyormuşsun gibi bir his, sanki bir yere gidiyormuşsun gibi bir coşku, bir sikime gittiğin yok.'' der.

aha işte böyledir aşk, cahit'te sonra gider o kesik kollarıyla karışır kalabalığın arasına, kaptırmış bir şekilde dans eder, hiçbir şeyi taktığı yoktur, sonunu bilmeden o kesik içerisinde kana bulanmış elleri havada, arasına karıştığı kalabalığın şaşkın bakışları arasında sahneye çıkar, bilmez sonunun aşkın oynadığı oyun olduğu.

aşkta böyledir işte, binersin tahtaya ileri gidermiş gibi yaparsın, bir şeyime gittiğin yoktur. kendini avutmak, paralamaktır aşk, karşıdan beklentinin olmadan sevmek. eğer ki, beklentin olmadan sevdiğin aşık olduğun kişi yine karşılık beklemeden aşıksa sana, o tahta atta gittiğin iki adım ilerisi sana gelir; haa o beklediğin karşılık sana hüzün olarak geri dönüyorsa varsın o attan düş, çiftelerine gel o atın, kaldığın yerden de olmaz, en iyisi aklını başına devşirirsin.

tanım: hissiyatlar bütünü.

ayrıca hayatımın filmlerinden birisi olan film için,

(bkz: gegen die wand)
gerizekalı olma hali ile karışık mantıklı düşünümeme, ne yaptığını bilememe, bazen önündeki şeyi görememe gibi etkiler yaşatır.
galiba yıllar geçtikçe azalıyor. inanamıyorsun hayır bitemez diyorsun. ama azalarak bitiyor. ya da işler zorlaştığında aşk yetmiyor nedenini bilmiyorum.

bittiğinde dünyanın en acıtan şeyi haline geliyor. artık onun da sevdiğini bilerek değil aşkın tek taraflı olduğuna inanmak istemeyerek uyumak zorunda olmak dünyanın en acı şeyiymiş.
En pis insanı olgu, duygu ya da işte her ne deniyorsa... Insanın içini kemirir, mahveder. Ayrıca aşk lükstür. Parası olmayan, tipsiz olan biri aşık olmamalıdır. Aşık olmak güzel ve zengin erkekle kadınlar içindir.

Kendim için ise, keşke başıma gelmese, keşke maruz kalmasam diye düşündüğüm, üzüldüğüm bir şey. Hayır seviyorum, elimde de değil, zaten seçebiliyor olsam daha uygun birini seçeceğim veya kimseyi seçmeyeceğim. Ama seçemiyor insan işte. Aşık olduğum her insanda da her seferinde hayal kırıklığı sonucunu alıyorum. Madem olmuyorsa niye aşık oluyorum, Niye kendime hakim olup aşık olmamı engelleyemiyorum, hiç bilmiyorum. Olmuyor işte, istemiyor o insan beni biliyorum, zaten olmayacağı da belli, hissetme işte şu duyguyu. Ama işte hissediyorum maalesef. Bıktım bu duygudan. Keşke hiç bana uğramasa...