bugün

yer yüzünde en gereksiz duygu bokmu var başka birine kendini endeksliyorsun ?
sevişirken seni seviyorum demek.
-aşk bir çevireçtir.
+ne çevireci?
-sevgiyi nefrete çeviren bir çevireç.
Kelimelerle tarif edilemeyecek kadar güzel bir duygudur. (bkz: anlatılmaz yaşanır).
tıpkı ölüm gibi insanları eşitleyendir. dünyanın neresinde olursa olsun, eğitimi, konumu, yaşı, rengi, dini fark etmeden her insanda benzer tepkileri görebildiğiniz duygudur. gece sevdiğine sarılıp yatmanın mutluluğu ya da yatamamanın hüznü her dilde aynı.
aşkın ben hastalık olduğunu düşünüyorum. aşık insan sağlıklı düşünemiyor. hatta nereye bakarsa hep o yüzü hep o kişiyi görür. o o o heryerde o. hep yanında o olsun ister.

baktım, bir halk türküsünün ince telinde
sendin sözcüklerin vurguladığı anlm
düçlerde imbat esip
gerçeklerde dağ soluyan
sendin, insanlar içnde insan.
görsel
bir insanın yasayabilecegi en guzel duygulardan; ozlersin
senin olmayacağını bile bile çabalamaktır aşk.
bir insanın yasayabilecegi en guzel duygulardan; ozlersin
arzulamak, elde etmekten; hasret kavuşmaktan; hatırlamak, unutmaktan bin kat şiddetliyse hissedilen duygu.
o dalga geçtiğin, maytap geçtiğin ergenus canlısı varya aynı öyle olursun hatta beteri bile olursun böyle karikatür karakteri gibi ağzından salya akar.
ama o salak hal en harbi en samimi en gerçek en kandırılabilir evrenin en saf canlısıdır. işte öyle birşey.
taksim meydanında -yokmu beni siken- diye bağırmaktan farklı değil aşık olmak. sonunda pişman olacağını bilsende zevk alıyorsun.
hüseyin nihal atsız - geri gelen mektup.
kalan son bir dal sigara gibidir, aşk. içmekden çekinirsin, içmeyerekde öfkelenirsin....
genelde böyle.
http://fc01.deviantart.ne...89b0664ba6548f93cc87d.jpg
Hastalıklı duygunun tekidir. Adam gibi seveceksin rahat rahat. Aşk neymiş? Aşık olan kaybediyor.
aşk her ne olursa olsun onu düşünmek, ne yaparsa yapsın vazgeçememek, gün içinde olmasa bile gece yastığa kafanı koyduğunda onun aklına gelmesi ve onunla uyumaktır. belki acıtır ama tatlı bir acıdır bu, kimi zaman isyanlarda da olsanız her zaman umutla yaşatır. ve en önemlisi bence aşk tek taraflı olduğunda; ona değil, kendi içinde yarattığın ona aşık olmaktır.
(bkz: libido)
aşk, onun kadar heyecanlandıran birinin olmamasıdır.
insanın varoluşuyla sulardaki yansısını ilk gördüğünde duyduğu şaşkınlık ve de hayranlıkla benzerini izlediği anda aklına düşendir.
sulara dokunduğunda dalgalanan aksin ötesinde, gerçekten de benzeyenine dokunabilmesidir. dokunduğunda kendisini diğerinde de bulup bilmesi, bir hayale, bir akse, bir serapa böylece ulaşabilmek istemesidir.

aşk emektir.

insanoğlunun yarattığı düzen içinde kelime anlamı her an yozlaşsa, küçülse, kendisini kaybetse de gerçekten asla ama asla kirletilemeyecek denli kutsal olan mucizedir.
aşk yalnızca birini sevmek değildir. sevginin eşlik ettiği hayranlık ise hiç değildir. aşk tek olmak istediğidir bir kalarak. bu yüzden de en büyük emeği ve de çabayı haketmektedir. bu anlamda da aşk acıdır, aşk katlanabilmektir...
aşk herşeyin kirlendiği, çamurlara bulandığı bu zamanda o kabullendiğimiz mutlak yalnızlığın içinden çıkmaya çaba harcamak, sivrileşmiş egolarımızdan, bol dikenli kabuklarından vazgeçmek demektir.
aşk güvenmektir. hem kendimize, hem o aşkın kendisine, hem de içimizde olan biten o başkalaşmaya, bir nevi o içsel devinime, ve de devrime.

aşk bir değişimdir. kendini sürekli yenileyendir... o yüzden vazgeçilmezdir.
ölmeden öğrenecek miyim acep dediğim histir. sanırım cevap olumsuz.
içindeki hatunun beslemeden büyümesi.
ruhun evrim geçirmesidir.
aşk; birine seni yok edebilme gücü verip bunu kullanmayacağına dair ona güvenmekmiş.