entry'ler (77)

keyfi yolunda aşkı sonunda

üst üste sayamayacağımm kadar, tekrar tekrar dinlediğim şarkı. çok güzel olmuş.

günün sözü

seni sevmeyen birini bulursan, git sen de onu sevmeyen birini bul, sevişin gitsin yahu...

yazarların çocukluk dizileri

ruhsaaar.

aşk

her gürdüğünde midene kramplar girmesi,
göremediğinde dünyayı algılamakta güçlük çekmek,
abartı hasaslaşmak acaba ne dedi die saatlerce düşünmek, kıskanmak, huzursuz olmak, sakarlaşmak, öylesine söylediği sözlere içerlenmek ya da umutlanmak,kuzuya, kuşa, miskin kediye dönüşmek, saflaşmak, kendine çeki düzen vermek, hiçbişeye konsantre olamamak, dalıp dalıp gitmek, kalbinin ritminde değişiklikler fark etmek, telefon zırıltısına aşırı hassasiyet, rahat batması, herkese fütursuzca iyi davranma halinin baş göstermesi, beynin tüm fonksiyonlarını bir kenara bırakıp, yalnızca görebilmek için bahane üretmek, sürekli telefona bakan gözler, her telefonda hızla çarpan kalp, aramadığında kramplar giren mide, yanındayken terleyen eller, mide ağrıları, midede kelebeklerin uçuşması, her şeye daha bir değişik bakmak, aşırı derecede motivasyon fazlalığı veya eksikliği, aklın geçici çöküşü, gölgesini gördüğünde bile uzaylı görmüşçesine heyecanlanmak, görünce kalbinin ağzındaymış gibi atması, yaşadığın tek kişilik küçücük dünyayı, iki kişinin alabildiğince yaşayabileceği kadar genişletebilme yeteneğini keşfetmek,
yanındayken konuşamamak, ne söylesen ağzından sen farkında bile olmadan salakça bişeyler çıkacakmış korkusu,
yanında olmadığında sürekli birlikteykenki anları tekrar tekrar düşünmek,
ondan başka herşeyin vızgelmesi, kendinde bütün dünyaya karşı gelecek cesareti bulmak, kalbin unuttuğu yerlerindeki çırpınışlar, dalıp dalıp gitmeler, suratta beliren aptal gülümseyiş, sesi duyulduğunda sımsıcak olan yüz, heyecan, hobileri paylaşma, hobilerini öğrenme ve edinme çabaları,
kimseye hiçbir şey söylememe,onun hakkında her hissi, her düşünceyi birilerine saatlerce anlatmak, söylemek istemek, kimseye bunları anlatamadığını farkedince başka yönlere yönelmek, açıklanamayan iç sıkıntısı sahibi olmak, şaşkın bir şekilde hayatını idame ettirmek ve bu durumun farkına ancak çevredeki kişilerin dürtmesiyle varmak,
ondan bahsederken gözlerinin parlaması, geceleri heyecandan uyuyamamak, ansızın uyanmak,başa sarılan düşünceler, bir çırpıda okunan kitabin yüz küsür sayfasından tek bir kelime dahi hatırlamayı engelleyen şuur kapaması,
iç burkulması, hani böyle kalbini avcunda sıkıyormuş gibi birileri...bir de kaybetme korkusu,
ne yapacağı konusunda kararsız kalmak ve bunu o kadar artırmak ki, sürekli bir git gelin içinde yaşamaya başlamak, paranoyak olmak, hayallerin küçülmesi; iyi bi işim olsun, kariyerim olsun, param olsun, evim olsun, arabam olsun demezsiniz artık. sadece "yanımda 'o' olsun" dedirtir...

işte aynen hissettiklerimi aktardım.

bana inanırsan olur dediler ben de çok inandım, fazla inandım... oldu da zaten, oldu olmasına ama oldu da bitti maşallah...

ve şimdi; ilk önceleri sanki açık yaraya tuz basarmış gibi sonra da felce uğramışcasına hissiyatsızlık. bir nev'i şok içinde ne olup bittiğini algılayamamak. yaşadıklarının gerçek değil her sabah tekrarlanan bir kabus olduğuna kendini inandırmaya çalışmak, diğer yandan da bu kabustan kaçabilmek için çok sevdiğin bir filmin karelerini izlercesine baş sarıp sarıp eski mutlu günleri düşünüp sürekli geçmişi yaşamak. artık hayal olan o eski günlerin bir süre sonra avutuculuğunu yitirmesi sonucu sanki her gün ölmek ve lanetleniş gibi her gün yine yeni baştan aynı şeyleri yaşamak. kendini, onu ve hayatını "neden ama neden?" diye sorgulamak ve bir türlü doğru cevabı bulamayıp, her şeyden nefret eder hale gelmek. nefret etmenin hayatı, yaşanılanları kolaylaştırmadığını, değiştirmediğini çaresizce kabullenmek. bu çaresizliğinin çektiğin acının panzeri olduğunu bir süre sonra şaşırarak görmek. her şey düzelsin bu günler geçsin/ bitsin diye beklemek, beklemek beklemek... en kötüsü de o kişiyi her gün mecburen görmek ve onun hiç sallamadığına şahit olmak...

sözlük yazarlarının en son dinlediği şarkı

Fun.We Are Young ft. Janelle Monáe

http://www.youtube.com/watch?v=Sv6dMFF_yts

seni seviyorum diyemeyen sevgili

diyemiyorum arkadaş! sanki dersem bütün büyü bozulacak da her şey monotonlaşcakmış gibi işte.

yalnızlığın anlaşıldığı anlar

işte o an şu an.

kızlardan kızlara tavsiyeler

saçını bu yöne değil de, şu yöne atsan daha güzel olur.

sözlük yazarlarının en son dinlediği şarkı

mehmet erdem haydi gel gidelim.

sözlük yazarlarının psikopatlıkları

yatağıma biri oturunca psikopata bağlıyorum. kişiyi kaldırıyorum ve çarşafları değiştiriyorum... evet tam bir psikopatım!

aşk

aşk; sevginin,inanmanin,güvenmenin resme geçirilemeyen yüzüdür. üzerinde genelleme yapılması kesinlikle hata olan bir duygu, kavram.

istemeyerek yapılan şeyler

çöp dökmek!

11 yaşındayken alınan mail adresleri

harbi_crayz_girl@hotmail.com

yalnızlığa alışmak

yalnızlığa alışan insan, tuvaletin kapısını kapatmayı unutmuştur.

facebook

sonu msn'e benzeyecek! acı son... öncelikle bir heves açılır "ulan şunu bulayım bunu bulayım" sonra "şu fotoğrafı yükleyeyim,şunu beğeneyim bunu beğeneyim" sonra twitter ı keşfedersin ikisini birlikte yürütmeye çalışırsın bakarsın twitter daha zevkli gelmeye başlamıştır, ergenler daha basmamıştır orayı! onu beğen bunu beğen diyen kimse yoktur ortada... ve facebooku unutup gidersin işte hayatta böyledir aslında!

kaju

tadı harika olan kuru yemiş. hindistan da fabrika çalışanlarının üretirken yeme yasağı olduğu kuru yemiştir, çünkü yedikçe yeme isteği geldiği için yasaklanmıştır!

sözlük yazarlarının itirafları

galiba aşık oldum! hiç tarzım olmayan biri ama bi farklı bakıyo sanki ya da herkese mi öyle bakıyo çözemedim!

ilginç rüyalar

senaryo yazıyordum ve yazdığım senaryoyu tüm dünya konuşuyordu, fakat uyandıktan sonra yazdığım senaryoyu bir daha hatırlayamadım.

nutella

bir kaşığının 100 kalori olduğunu öğrendiğim çikota markasıdır ve en sevdiğim yiyecektir!

özel hayat

ben de olmayan bir hayat türüdür.