bugün

entry'ler (1678)

özlem duyulan bir şey

Gelecek. Her şeyin mükemmel olacağını hayal ettiğimiz, içinde bulunmayı reddetme cürretine sahip olup gelecekte yaşamaya cesaret edebildiğimiz o an. Devasa özleniyor.

yazacağım

Kararlılık göstergesidir. Aynı zamanda bir birikmişlik ifadesi. Evet, yazacağım. Başka bir çaresi yok zira.

Şimdiye kadar yazdıklarımı okudum bir süre evvel. Bu sebeple karar verdim yeniden yazmaya. Yazdıkça var olduğunu fark ettin mi hiç? Yazdıkça var olduğumu fark ettim, hep öyle var olmuşum aslında.

Bir varoluş etkenliği, çabasıdır yazmak. Var olur muyum bilmiyorum zamanın herhangi bir yerinde, ancak çabalayacağım her zaman. Aynı şimdiye dek olduğu gibi.

Bir yanım bahar bahçe, bir yanım hep yaprak döker şekilde.

Yazacağım.

ukte

yeniden bir şeyleri umut edebilmeyi, yeniden hayaller kuracak gücü kendinde bulmayı düşlemek. *kimine göre*

erguvan şenliği

olum efsane şarkı lan, dinleyin. şahane dinginliğinin yanında, içine işlemeye kararlı sözleri olan pilli bebek şarkısı.

en ideal kız boyu

178 cm brüt 168 cm net.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

yazdıklarını okuyorum. bu başlık dahil. söylediklerini hatırlamakla birlikte. yaptıklarımızı anımsamaktan da kaçınmıyorum. adaya gittiğimiz günü ısrarla tekrarlıyorum zihnimde. bir de sabahında işe gidecek olmama rağmen gecenin üçünde üsküdara indiğimiz akşamı. ya da taksim taleste içtikten sonra eve dönerken hollandalı turisti tavlamaya çalışan çapkınla dalga geçtiğimizi de hatırlıyorum dün gibi. ben unutmadım seni.

söyleyecek çok şeyim var esasında. ama yüzüm yok galiba, eskisi kadar cesur da değilim hem. bereket ki numaran eski telefonumda kalmış, eski telefonum afyonda. arayamıyorum da en sarhoş anımda.

sağlıcakla.

sözlük yazarlarının rüyaları

yıllardır hayatını yalnız yaşayarak hayatına devam eden ve hatta artık adı genç kızların yedek sevgilisine çıkan ben, dün gece rüyamda 3 ayrı evlilikten 3 ayrı çocuğu olmuş olarak gördüm kendimi. üç çocuğumun ikisi erkek biri kızdı. kız çocuğum benden nefret ediyordu. kız çocuğumun annesi de öyle. annelerden sadece kızın annesini gördüm. önceki sene hayatımda kısa süreliğine bulunmuş bi hanım kızdı. ağladığını görüp konuşmaya çalıştım lakin her şey için rüyamda da çok geçti sanıyorum. tek kelime etmeden yeşil yeşil ağladı. o ara erkek çocuklardan birisi baba diye yanıma koşturdu, öyle uyandığımı hatırlıyorum.

olum?! noluyo?! bugüne dek gördüğüm etkileyici bir çok rüya vardı da, bu üst düzey oldu resmen. hala bi garibim.

sözlük yazarlarının itirafları

yalnız yaşamak büyük hata olum. yalnız olunca ne kimseye bişey diyebiliyosun canın sıkıldığında. ne kimseye sesini duyurabiliyosun.. ne canının sıkkınlığını geçirebiliyosun. çük gibi kalıyosun öyle. ahmet kaya dinliyosun falan.

https://www.youtube.com/watch?v=vBgWfYPRIQA

yılların editi: gün geldi, geçmişe yolculuk edip neler yaşanmış bakayım dedim. link çalışmıyor gençler. kim bilir hangi şarkısıydı ahmet kayanın o zaman canımı sıkan. o dönemlerde yakarım geceleri şarkısına sardığımı hatırlıyorum. aynı dönemde sabahattin ali'nin kitaplarını okuyup, ileride hayatım sabahattin ali karakterleri gibi mi olacak acaba diyerek derinlere daldığımı ve bundan bi 10 yıl sonra yeniden okuyacağım sabahattin ali'yi dediğimi de hatırlıyorum.

10 yıl geçmemiş bu itirafı edeli. itiraf da bi sike benzemiyor zaten neresinden bakarsak bakalım. kaldı ki şu an yalnız da yaşamıyorum. fakat bazı şeyler değişmiyor, sabahattin ali hala sabahattin ali, ahmet kaya hala ahmet kaya. yitirilmiş şeylerin eskimemesi böyle bir şey elbette. şimdiki aklımla buraya not düşeceğim şarkı şudur;

https://www.youtube.com/watch?v=olxRXVnE3eY

ben bu yazıyı sana yazdım

turuncu yıldız yerine kırmızı kalp getirmek ne lan? favlayın demenin hiçbir cazibesini bırakmadınız twitter denen sahte mecrada.....

kübra

güzel hatırlanırlar hep.

silivri adliyesi

şehrin hay huyundan uzak. göztepeden 3 saate ancak geliniyor. bir de duruşmaların ortalama 2 saat geç başlamasıyla meşhur.

ben bu yazıyı sana yazdım

şimdi düşünüyorum da, son zamanlarda hatta biraz sıklıkla da düşündüğüm bir şey bu; beni şimdiye dek senin kadar seven olmadı galiba. yahu biz nerede yıllanıyoruz ulan istanbul serzenişine kaptırmış gidiyorken kendimi her seferinde, farkına varmamış değilim esasen bu gerçeğin. lakin şu an tek bir söz bile söylemeye hakkımın olmadığını bildiğim gibi, hiçbir şey söylememek gerektiğinin de bilincindeyim. şimdi, şu an, tam olarak 8 ekim 2015 günü saat çeyrek geçiyorken on biri ben şile adliyesinde duruşma sırası beklerken düşünüyorum da, yalnızca doğum gününü kutlamak istediğimden eminim. onun dışında hayatımda emin olduğum ve belirgin olan başka hiçbir şey yok. iyi ki geçtin hayatımdan.

gobel odulu vs nobel odulu

kesinlikle ikisi de bir kozel değildir.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

yine cengiz kurtoğlu dinliyorum gençler.

https://www.youtube.com/watch?v=6t4BiJH15s0

hatta bi de içiyorum üstelik.

şu an hayatınızın fon müziği

cengiz kurtoğlu- gece olunca

https://www.youtube.com/watch?v=06NbHAy6cz0

lady d arbanville

gecenin şarkısıdır efendim. hoş, naif. hazır yağmurlu da hava, cat stevens bugünler için söylemiş resmen!

https://www.youtube.com/watch?v=vjfI3uSN8DQ

yalnızlık

her an yanıbaşınızda.

sözlük yazarlarının itirafları

anlamadığım bir şekilde son 1 saattir cengiz kurtoğlu dinliyorum. bir bilinçaltıcı yok mu aranızda?

yazarların okulda aldığı en düşük not

anayasa hukuku- 16. sabah 09.00'daydı sınav ve saat 2 civarında yanlis hata ile taksim sokaklarında geziniyorduk. sonuç 16 olmuştu. güzel günlerdi. hey gidi.

6 eylül 2015 istanbul da sonbahar zirvesi

içkiyi bırakmış olmama rağmen katılacağım zirvedir. son 1 ayda aldığım alkolün haddi hesabı falan var tabi yine o kadar abartmadım. ama bırakıyorum bir süre demişliğim var bir kaç akşam evvel. yine de gidecem ulan.