bugün

genelde anın ambiansına kapılarak düşülen hata. sonu istisnasız acı ve ızdıraptır.
aldatmak tek gecelik bi eğlence değil
*gören ortak dostlarıniz
*coluk çocuğunuz
falan için de çok büyük bir yıkımdir.

aldatmak sadece esinize karşı değil buna tanık olan 3. kişilere de yapılmış çok büyük bir darbedir.
Fantezi işidir.
türk erkekleri için kanıksanmış olaydır.

dünyada en çok aldatan erkek siralamasinda ikinciler.
size güvenen bi insanı yarı yolda bırakmak en büyük şerefsizlik bence.
dusunsenize barda ahmet'i görüyorsunuz bir kadınla. sarılıyor öpüşüyor. bardan çıkıyorlar kim bilir nereye.
ama o sizi görmedi.

sonuç olarak
"sevim'e söyleyecek misiniz?" söylemeli misiniz?
oysaki birlikte ne kadar mutlu görünüyorlardı tamam bi kaç kavgaları olmuştu ama?

esas soru "peki ben şimdi ne yapacagimm!"

böyle hissetmek ister miydiniz? en yakın dostlarinizla ilgili?
o zaman "hissettirmeyin!"
Aldatılandan çok aldatan acı çekiyor bence. Çünkü aldattığın kişi durumu bilmiyor ve sen en başta kendi kendini kandırmış oluyorsun. Yani kendini kandırmak ve bir yalanın içine sürüklemek fazlasıyla acizce ve ucuz değil mi?
Sadece seksle ilintili değildir bu amk şeyi.
bu konuda büyük konuşmamak gerek ama son zamanlarda fazlasıyla normalleştirilmeye başladı bu olay. normalleştirenlerin bir gün en sevdikleri tarafından aldatılmalarını temenni etmek düşüyor bize de.
Detaylarına hiç girmeyeceğim. Onu bilir, onu söylerim.

Aldatan, kendini aldatır.
Iradesiz, zayıf insan davranisidir.

Bir insanın bobreklerini çalin ama güven duygusunu çalmayin.
görsel
adam olanın yapmayacağı eylem. Adam olun adam gibi ya sevin yada boş yapmayın.
insanın vicdanını sızlatan bir eylemdir. Doğru bir şey değildir. Yanlıştır.
Aldatan insanı bir kaşık bal yemek yerine bir kovan balı yemeye çalışan insana benzetebilirim. Nasıl desem büyük mutlulukları her zaman tadabilecegini sanır böyle insanlar ve sonuçları hesaba katmazlar.
onur, haysiyet, şeref duygusundan yoksun olmanın tercümesidir.
ka rak ter siz lik.
(ses:#3738)
bir adabı olmalıdır. ikinciyi üçüncü ile aldatmak kaşarlanmışlıktan başka birşey değildir.
En adice bulduğum şey, düzgünce ayrıl abisi. Aldatmak şerefsizliktir, affı da yoktur.
..gerçek aşkın korkunç ağırlığını taşıyamayarak, bir köprü gibi çöküp iki kıyısında iki insanı çaresiz bırakan bir ilişki.
Bir Paulo coelho romanı.

Ben kitap eleştirmeni falan değilim evet ama güzel kitapla gereksiz kitap arasındaki farkı anlayacak kadar da okumuşumdur sanırım. Coelho'nun daha önce birkaç kitabını okumuş ve çok beğenmiştim.
(bkz: simyacı)
(bkz: veronika ölmek istiyor)
(bkz: şeytan ve genç kadın)
(bkz: brida)

Ve haliyle bu kitabı da bende beklenti oluşturdu. Fakat beklentilerimi karşıladı mı derseniz, cevabım hayır. Zira kitap boş. Size bir şey katacağını sanmıyorum. Yani en azından benim gibi okuduğundan verim almak isteyen kişiler için bir anlam ifade etmeyecektir. Ama genel yorum olarak "okunur ya" diyebiliriz. Hani okumasan da olur ama oku yani gibi.

--spoiler--
Çocukken ağlarsak ilgi, üzüntümüzü belli edersek de teselli göreceğimizi öğreniyoruz. insanları gülümsememizle ikna edemediğimizde gözyaşlarımızın mutlaka işe yarayacağını biliyoruz.
Büyüyünce ise -banyoda kimselere duyurmadan ağladıklarımızı saymazsak- çocuklarımızın yanı haricinde ne ağlıyoruz ne de gülüyoruz. insanlar bizi savunmasız görüp bundan faydalanmak isteyebilir diye duygularımızı belli etmiyoruz.
Uyku her derde deva.
--spoiler--
Tensel sonuçları olan tinsel kandırmacadır. Ancak Kanan ve kandırılan yoksa bu aldatmak değildir.

Stefan zweig "tokluk, açlıktan daha az kışkırtıcı değildir" der, çok doğru söyler ve şöyle betimler Korku adlı nefis eserinde:

"Fırtına veya bunaltıcı sıcak kadar havanın durgunluğu da insanı rahatsız edebilir, aynı şekilde ılımlı bir mutluluk da talihsizlik kadar kışkırtıcı olabilir."
bir aldatılmak değildir.
Aldatmayınız efendim . Ne olursa olsun aldatmayınız .
Aldatmak düşüncede başlar. Başka birine bakıp onunla ilgili hayal kurmak bile aldatmaktır benim gözümde.
Ayriyeten etkileri hiç geçmez. Her gün öldürür insanı içten içe...