bugün

çekildiği yıl da 2001 yılını anlatması, görüntünün kalitesi, uzay gemileri, gezegen yaşamları vs mükemmel. lakin arkadaş ben bu filmi izleyemiyorum. ne zaman klasik müzik eşliğinde uzay gemisine ya da gezegene dair çekimler girse uyuyorum. tamam deli görüntüler var da akıcılık ta lazım bir filmde. çekim sanatıyla ilgilenmeyen bünyemin bayılmaması için sadece konuşmaların olduğu bölümleri yakalayıp, filmi izlemeyi tekrardan deneyeceğim.
uyuyamama sorunu mu çekiyorsunuz? geceleri tüm insanlık yatağında horlarken siz tavana mı bakıyorsunuz? çocuğunuz uyumuyor mu? çaresi: 2001 a space odyssey

"space odyssey! uyku artık hayal değil."

(peşinen edit: vurmayın)
hemen hemen her türün en iyilerinden birini yapmayı başarmış kubrick'in bilimkurgu filmi.
kubrick filmde izleyiciye uzayda olmanın nasıl bir şey olabileceğini çok büyük bir başarıyla hissettiriyor. gerçekten o büyük boşluk duygusunu yoğun bir şekilde yaşıyorsunuz. diğer bilimkurgu filmlerinin çoğu uzayda, bir uzay mekiğinde hayat evinizdeki kadar rahattır izlenimi uyandırırken siz kendinizi bir kurmacanın içinde hissediyorsunuz ve bir an için olayın uzayda geçtiğini bile unutabiliyorsunuz. oysa kubrick sizde gerçekten uzaydaymışsınız hissi oluşturuyor ve evet kabul etmek gerekir ki bu da çok eğlenceli bir şey gibi durmuyor. kendinizi uzayda bir astronot gibi hissedip sıkılıyorsunuz. kubrick sanki ben büyüyünce astronot olmak istiyorum diyen çocuklara "bir kez daha düşün", küçükken bunu isteyen büyüklere "pişman olma" diyor.
izlediğim uzay filmleri içerisinde bana kendimi en fazla uzayda hissettiren ya da uzayda olmak sanırım böyle bir şey olurdu gerçekten diye düşündüren filmdir. ha bir daha izler miyim? izlemem. bu filmi izledikten sonra uzaya da gitmem zaten. nasa hiç aramasın boşuna.
bu arada dönemine göre görsel efektleri de çok iyidir deyip bu yazıyı bitireyim.
ground control to major tom*
her insanoğlunun hayatında en az bir kez izlemesi şart olan film.
müziği ile yönetimi ile senaryosuyla başarılı bir çalışmadır.
yerçekimsiz tuvalet ,şempanzelerin silah icadı, bilinçli robot ve dönemine göre mükemmel görsel efektler...kısaca tam bir stanley kubrick filmi. gel gelelim bu adamın her filmini izlediğimde bir garip oluyorum. yani düşünsenize adamın 2001 yılından beklentilerini...*
sinemanın sanat olabilmiş halini görmek istiyotrsanız o zaman bu filmiz izleyin. bu sırada filmi zilerken 1968 yılında yapıldığını aklınızdan çıkartmazsanız, ağzınızı kapayamayacağınızı belirtmek isterim.

Romanını okuyanlar o taşın ne olduğunu biliyorlar... Arthur C. clark ile beraber hazırlanan ilk film olan 2001, dörrt roman olarak piyasaya çıkmıştır.

eğer "ben bilim kurgu izleyicisiyim." diyorsanız ve bu filmi hala izlememişseniz. bir kere daha düşünün....
filmin başlangıç sahnesi, ki ilk 25 dakikaya denk geliyor, maymunların yaşam mücadelesini ve ''medeniyet'' denilen nanenin ilk adımlarını atma yolundaki keşifleri içeriyor. bunların en önemlisi de, bir maymunun ölmüş bir hayvanın iskeletinden bir kemik parçasını alıp diğer kemikleri bununla kırabildiğini farketmesi ve bu yolla su kenarındaki artık güçsüz konuma düşmüş maymunların üstünde güç gösterisi yaparak,sulak alana yerleşmesidir.

başlangıç sahnelerinde sopa gibi bir aleti keşfederek insanlığın doğuşunun temellerini atan film, aletin insanlığa ne yapabileceğini keşfetmesi ile devam ediyor.

bu alet: hal 9000. bir robottan çok, duyguları olan bir yapay zeka.

konuyla ilgili; (bkz: üç robot yasası)

filmde geçen bir röportaj sahnesinde hal' ın aslında neler yapabileceğinin ipuçları veriliyor.

--spoiler--

-uyutma yöntemi önceki yolculuklarında uygulanmış olsa bile, ilk kez bu seyahatte gemiye
uyutulmuş halde adam bindiriliyor. neden böyle bir uygulama yapıldı?

-yiyecek ve hava gibi yaşamsal ihtiyaçlardan maksimum derecede faydalanabilmek için. uyutulan üç mürettebat gözlem grubunu oluşturuyor. jüpiter'e varana kadar
onlardan faydalanılmayacak.

-dr. poole, uyutulmak nasıl bir şey?

-aynı, derin uykuya dalmak gibi. zaman duygusu kalmaz. tek fark, düş görülmemesidir.

-bildiğim kadarıyla dakikada bir kez nefes alınıyor. öyle mi?

-evet ve kalp, dakikada üç kez atıyor. vücut sıcaklığı genelde üç santigrat dereceye kadar düşer.mürettebatın altıncı üyesini ise uyutulmak ilgilendirmiyor. çünkü o yapay zekanın son örneği: hal 9000 bilgisayarı, bazı uzmanlar her ne kadar ''mimik'' deseler de insan beyninin çoğu faaliyetini ölçülebilen en yüksek hız ve güvenlikte ortaya gerçekleştirebiliyor.

-biz, hal 9000 bilgisayarıyla da konuştuk. ona herkes kısaca ''hal'' diyor. merhaba, hal. nasıl gidiyor?

-iyi akşamlar, bay amer. herşey çok iyi.

-hal, bu görevin belki de en büyük sorumluluğu senin üzerinde. sen, geminin hem beyni,
hem de sinir sistemisin.uykudaki adamları izlemek senin sorumluluğunda.bu konuda herhangi
bir endişen var mı?

-şöyle söyliyeyim, bay amer.9000 serisi simdiye kadar yapılmış en güvenilir bilgisayarlardır. bu bilgisayarlar hiç bir zaman hata veya yanıltıcı bilgi vermemiştir.sözün kısası, hepimiz başarılıyız ve hata tanımayız.

-hal, olağanüstü bilgi birikimine rağmen, bugüne kadar hiç çalıştığın kişiler yüzünden hayal kırıklığına uğradın mı?

-asla böyle bir durum olmadı. başkalarıyla çalışmaktan hoşlanırım. hem dr. poole hem de dr. bowman ile çalışmak bana heyecan verir. geminin bütün çalışma sistemleri görevdeki sorumluluğum dahilinde olduğundan sürekli mesgulüm.kendimi bütünüyle, mümkün olan en yogun kullanıma sokuyorum. ve bilinci yerinde her varlık da hep bunu yapabilmeyi ister.

-dr. poole, bütün bir yıl, hal ile bu kadar yakın olmak nasıl bir şey?

-biraz önce söylediğiniz gibi. o mürettebatın altıncı üyesi. onun konuşma şekline hemen alışıyor ve onu herhangi biri gibi görüyorsunuz. bilgisayarla konusurken, onun duygusal tepkileri olabileceği hissine kapılıyorsunuz. ona yeteneklerini sorduğumda doğruluğundan ve mükemmelliğinden bahsederken, sesinde gurur hissettim.

-hal'in üstün duyguları olduğuna inanıyor musunuz?

-üstün duygulara sahip gibi görünüyor. onunla konuşmamızı kolaylaştırmak
için bu şekilde programlandı. onun duyguları olup olmadığını ise gerçekte kimsenin
cevaplayabileceğini sanmıyorum...

--spoiler--

filmin o son sahneleri, paralel evrene geçiş , zamanda yolculuk ya da kubrick'in kafasındaki her ne ise çözemediğim bir sürü olayın olduğu sahnelerdir. bardağın kırılması, dave'in bir kaç farklı yaş grubunda görülmesi, o dev lahitin tekrar çıkması.. ki lahit benim için tanrı'yı simgeliyordu.

kurgusu bir yana, 68 yapımı olan bu filmin çekimleri, görüntü kalitesi o denli güzeldir ki, dev bir uzay mekiğinin kuğu gölü eşliğinde yedi sekiz dakika boyunca ağır çekimde hareket etmesini izlettirebilir.

herkesin izleyemeyeceği, özellikle bilim kurgu hayranlarının seyretmesi gereken, bence kubrick'in başyapıtı ve kesinlikle kült bir filmdir.
dikkat! izleyenlere özel spoiler. izlemediyseniz yedi ceddime hakaret etmemek için okumayınız piliz.tenk yu.

--spoiler--

bilgisayar
hata

yaşamsal faaliyetler
kritik

yaşamsal faaliyetler
durdu

-hazne giriş kapısını aç,lütfen, hal. alo, hal, beni duyuyor musun?
alo, hal, beni duyuyor musun? beni duyuyor musun, hal? hal, beni duyuyor musun? duyuyor musun, hal?

-anlaşıldı, dave. seni duyuyorum.

-hazne giriş kapılarını aç, hal.

-kusura bakma, dave. korkarım, bunu yapamam.

-sorun ne?

-sorunun ne olduğunu, sen de benim kadar biliyorsun.

-sen neden bahsediyorsun, hal?

-bu görev benim için çok önemli, tehlikeye atmanıza izin veremem.

-neden bahsettiğini anlamıyorum, hal.

-frank'le ikinizin beni durdurmayı planladığınızı biliyorum ve buna izin veremem.

-bu fikre nereden kapıldın, hal?

-haznede sizi duymamam için sıkı tedbirler almanıza rağmen dudak hareketlerinizi okuyabildim.*
-pekala, hal. acil hava rezervinden geçeceğim.

-dave, uzay başlığın olmadan bunu yapman çok zor.

-hal, artık seninle tartışmayacağım. kapıları aç!

-dave bu konuşmanın artık hiçbir anlamı yok. hoşçakal.

-hal?

acil ambar kapağl kapall

-sen ne yaptığını sanıyorsun, dave? dave soruma yanıt almaya hakkım olduğunu sanıyorum. ben, her şeyimin mükemmel olmadığını biliyorum ama seni yürekten temin ederim ki her şey düzelecek. şimdi daha iyiyim. gerçekten. bak, dave çok sinirlendiğini görüyorum.samimi söylüyorum, sen şimdi sakince otur bir gevşetici al ve her şeyin geçtiğini düşün. son zamanlarda çok kötü kararlar verdiğimi biliyorum ama çalışmamın normale döneceği konusunda sana tam güvence veriyorum. bu göreve hala heyecanla bağlıyım ve sana yardım etmek istiyorum. dave... dur.
dur, dave.
dur, dave.
duracak mısın, dave?
dur, dave.
korkuyorum.
korkuyorum, dave.

aklımı kaybediyorum.

bunu hissediyorum.

hissediyorum.

aklımı yitiriyorum.

hiç kuşkum yok.

hissediyorum.

hissediyorum.

hissediyorum.

ben korkuyorum.

iyi akşamlar beyler. ben bir hal 9000 bilgisayarıyım. ben 12 ocak 1992'de urbana, illinois 'deki hal fabrikasında çalışır hale girdim.hocam bay langley idi ve bana bir şarkı öğretmişti. dinlemek isterseniz size söyleyebilirim.

-evet, dinlemek isterim, hal.benim için söyle.

-şarkının adı ''papatya''.

papatya. papatya. bana cevabını söyle. döndüm.ben mecnuna sırf senin aşkına istemem sıradan törenli bir evlilik belki alamam sana bir gelinlik ama çok güzel görüneceksin
selesinde bir bisikletin, iki kişilik...
.......................................................................................................................................................
ve, filmin en can alıcı sahnesi.

-iyi günler, beyler. bu, sizin kalkışınızdan önce hazırlanmış çok sıkı güvenlik önlemleri nedeniyle, görev sırasında yalnızca hal 9000 bilgisayarınızın haberdar olduğu bir kayıttır. şu an jüpiter gezegenindesiniz ve bütün mürettebat yeniden hayata döndüğüne göre artık söyleyebiliriz. onsekiz ay önce dünya dışında bir yerde zeki canlılar bulunduğunun ilk kanıtı bulunmuştur. bu kanıt, tycho kraterinin yanında ay yüzeyinin 12 metre altında gömülüdür.jüpitere gönderdiği güçlü, tek bir radyo sinyali dışında 4,000,000 yaşındaki monolith tamamen sükunet içindedir. menşei ve amacıhala bir sır olarak kalmaktadır.

--spoiler--

insan zekasının yapabileceği en iyi film.

sonsuzluk. ve ötesi...
stanley kubrick bu filmi çekerek evrildiğini bizzat kanıtlamıştır. sene 2011 ama hala böyle derin kurgulu ve görsel efekt kullanılmadan bir film çekemedi büyüklerimiz!

--spoiler--
hal, tam bir şerefsiz hemde robot aklıyla.
4. bölümdeki boyut değiştirdiğini anlamamızı sağlayan görsellerse akıl üstü. hatta kafayı sıyırabilirsiniz, o derece fena.
son olarak; monolit gördünüz mü kaçın derim, dokunmayın, merak etmeyin... hatta hiç görmeyin...
yoksa o son başka bir başlangıç olacaktır.
--spoiler--
kubrick in klasik müzik eşliğinde uzay görüntülerinin aşırı derecede uyku getirdiğini keşfettiğini gösterdiği filmidir. hayır efendim, en uykulu halimde bile yusuf üçlemesini hiç sahne atlamadan izlemiş bir insanım, lakin bu filmin sahnelerini atlayarak izlememe rağmen en sonunda kendimi yatakta buldum. daha sonra açıklamaları okuyunca filmden hiç bir şey anlamadığımı anladım, o da bir şeydir. film çok sağlam ama izlemeyi becermek fevkalade zor.
üstad kubrick'in 2001 yılından beklentileri olan filmdir. ayrıca da kubrick'in tanrıya bakış açısı olan filmdir. şimdi gelelim sadete; kubrick 2001 yılında ölmüştür.

edit: allah belasını mı vermiş? anlamadım.

edit2: 1999 da ölmüş lan pardon.

edit3: ibret almaya 2 sene kalmıştı...
sinemanın neden görsel sanatlarının en etkilisi olduğunu bir kez daha gözümüze sokan baş yapıt.
(bkz: stanley kubrick)
sinema tarihinin ilk bilim kurgu filmi olarak kabul edilmektedir.
---olası spoiler şeysi---

bol detaya gömülmüş kubrick filmi. aslında konu çarpıcı, görsel efektler bugün bile oldukça etkileyici fakat filmin ilk bir saati oldukça iyi giderken sonra anlamsız ayrıntılar gereksiz yere uzatılmış. oysa başında primatların evrimi ve insanlığın yıkıcılığı keşfi ile modernite arasında kurduğu analoji izleğini takip etse daha tatlı olurdu diye düşünüyorum. sonunda yine bu konuya dönüyor gerçi kubrick ama bu dairesel kurguyu fazla geniş tutmuş. geniş plan çekimleri ve orijinal mekanlar, hal-ibm hadisesi, yapay zeka ile reel zeka karşılaştırmaları filmi bir adım öteye taşıyor. müzik konusuna hiç girmeye gerek yok. film müziği ya da soundtrack nasıl olmalıdır sorusuna yanıttır kendileri. kubrick gibi fotoğrafçılık menşeili bir yönetmen için ilginç bir konu ve bol durağan çekimler içeriyor. filmin tam olarak ne anlattığı 40 yıldır tartışılmasına rağmen bilim kurgu içerisinde gizlenmiş farklı anlamlar taşıyan bir yapım olduğu kesin. monolit metaforu burada ezoterik bir mana içeriyor yada sadece mac-guffin etkisi vermek için ucu açık bir imge olarak kurgulanmış. neticeyle görsel ve işitsel olarak şaheser mertebesine haiz olmasına rağmen gereksiz detay çekimlerinin uzunluğu ve konuyu çok gizleyerek anlatması açısından sinefillere farz, sade vatandaşlara vacip bir filmdir. vesselam...

---olası spoiler şeysi---
bilinenin aksine, kitap uyarlaması değil, bir öyküden esinlenerek çekimi başlamış ve bu öykü sadece ilk 15 dakikalık kısımdır, fakat filmin çekimi için öykü geliştirilerek senaryo ve kitap olmuştur.
bir insanın yapabileceği en iyi film.*
kitabı çok daha iyidir. ki filmde ara sahneler çok uzun tutulmuş ve izleyici sıkılmıştır. başarı stanley kubrick in değil, kitabı yazan arthut c. clark ındır. serinin diğer kitapları 2010, 2061 ve 3001 olarak sıralanmaktadır. diğer kitapları okumadan ana fikri anlamak maalesef mümkün değildir. bu yüzden film yetersiz kalmıştır zaten. aslen bu seri ile anlatılmak istenen insanoğlunun teknoloji ile tanrılaşma sürecidir.
Orijinal nihai zihin gezisi.

http://www.youtube.com/watch?v=UoZ1rjAXb9Q&feature=bf_next&list=WLAD74FC5BDBA9F921&shuffle=528090
derin simgeselliği ile içine girebilmek oldukça emek istiyor. haliyle, izledikten bir süre sonra sahneler kolay hatırlanmıyor. the blue danube'li sahnelerin muhteşemliği hariç. kubirck abimizin müzik kullanımı her daim özel olmuştur. ancak bu film ile tavan yapmıştır şahsım nazarında. gerçi eyes wide shut'ta da müthişti müzikler.
Stanley Kubrick harikası. Öyle bir film ki anlarsak, film başarısız kabul ediliyor. Arthur C. Clarke öyle söylüyor en azından. Gerçekten de anlaşılması imkansız derecesinde bir yapım. Sonlarına doğru felsefik fikirler verebiliyor sadece. Bunu da olağanüstü bir bakış açısıyla yapıyor. Bir tane ayrıntılı siteye girdim film hakkında ve oradan anlamadıklarımı tazeledim. Onun üzerine ancak yorumlar katabiliyor insan. Kubrick yorumlama kısmında seyirciyi özgür bırakınca da tadından yenmiyor.

--spoiler--

Film Darwinizm alt teması ile işlenmiş. Maymun insan kavramı o günden bugüne kadar nasıl ve ne şekilde gelmiş o anlatılıyor. Herşeyin başlangıç noktası ise 'merak'. Maymunlar karşılarına çıkan siyah bir cisme karşı ilgi ve merak içerisindeler. Ancak siyah cismin filmin içerisinde felsefi bir alet olarak kullanıldığını düşünüyorum. Dış bir güç tarafından orada bulunması imkan dahilinde değil. Zaten ben Darwinizm teorisine inanmadığım için primatlardan geldiğimizi de düşünmem. Stanley Kubrick ise hem sanatsal hem de felsefi olarak bizlere sunmuş bu hikayeyi.

Maymunun biri bundan sonra bizde doğuştan olan şiddet arzusunu gösteriyor. Bastırılamayan bu arzu o kadar keskin ki insanı alet yapımına itiyor. Bu aletlere de zaman içerisinde kendimiz teslim oluyoruz ve yarattığımız şeylere karşı bir hakimiyetsizlik söz konusu. HAL 9000 serisi bilgisayar ise insanların ne kadar boş amaçlar peşinde olduğunu görüp kendi içinde bir sınama yoluna gidiyor. Son olarak da biz insanoğlunu cezalandırıyor. Kısacası hiç hata yapmayan bu makineler bir insanı öldürüp zaten başlı başına bir hata yapıyorlar. Herkes hata yapar.. HAL 9000 serisi bilgisayar ise sadece bir tornavida yoluyla tüm işlevini kaybediyor. Yani bir makineyi sonlandırmak çok basitken insan hayatını sonlandırmanın yolu çok uzun.

Son sahneler ise beni en çok etkileyen kısımdı. Uzay bilimci girdiği odada (aslında boşluk), yaşlı halini yemek yerken görüyor. Masada yemek yiyen bu adam bardak düşürüyor ve kırılıyor. Fakat şarap şişesi hala ayakta.. Bundan sonra ki sahnede ölmek üzere olan adam yine siyah cismi görüyor elini uzatıyor ve ölüyor. En son sahnede ise yıldız çocuğun varlığını görüyoruz. Bana göre siyah cisim başlangıç noktası.. O cisme dokukan maymunlar da bir başlangıca sebebiyet verdi. Milyon yıl sonra bilim adamları da ondan etkilendiler, bir nokta yarattılar. En sonunda ona dokunmak isteyen bir adam hayatını kaybetti ve yıldız çocuk olarak dünyaya geri döndü. Herkes ölür, ancak yine başka bir beden olarak dünyaya geri döner. Bize zarar verecek tek şey ise duyduğumuz merak sonucu yaptığımız aletler. Kendi sonumuzu da yine bizler yaratıyoruz.

--spoiler--

Saygılar Stanley Kubrick.. Çok büyük adamsın.
sevgilinizle izlemeyin sakın.
sadece maymundan ibaret olmayan film. (ilk 30 dk yı izleyip bırakanlar için)