bugün

Kapalı mekanlarda, sigara içilen ve içilmeyen bölüm zorunluluğu getirilmesinin gerektiğini düşündüğüm yasaktır. Madem sigara içmeyenleri koruyan bir yasan, niye giren içenlere giriyor, vergisiylen çatır çatır parasını ödüyorum kardeşim denebilir bunun üzerine. Vergimi öderim, cezamıda öderim.

işin şakası bir yana içenlerinden bir an önce düşünülmesi gerekir. Sigara içen insan, içmeyen insan gibi bir ayrıma gidilmemelidir. Elbet herkes sigarayı bırakmalıdır, zararlıdır. Lakin içiyorsa bir adam onuda düşünmek gerek.
ha birkaç söyleyeceğim daha var sözlük. maddi açıdan hiçbir şey umrumuzda değil, önemli olan insanlarımızın sağlığı diyen sayın yetkililer; sağlıktaki dönüşüm programlarını, herkese parası kadar sağlık getiren uygulamaları, özel hastane kavramını kaldıracağız derken inanılmaz bir çelişkiyle insanları oralara yönlendiren uygulamaları getiren sayın yetkililerle aynı kişiler değiller mi onu merak ediyorum.
paran varsa özele git, yoksa devlet hastanelerinde bir tomografi için aylarca bekleten canım devletim ne de düşünürmüş benim sağlığımı. verilen kandan aids kapan, yapılan bir iğneden ölen insanların olduğu bir ülkede, böylesine denetimli hastaneler varken, temiz hava sahalarına ihtiyacımız var zaten bir tek.
17 Temmuz 2009. Güneş kızıllaşmaya başladı bile. Yani iki günden az kaldı sigara yasağına.

Başta çok karşı çıktım. Devlet büyük bir çelişki içerisindeydi çünkü. Hem çuvallar dolusu vergi alıyordu tütün mamüllerinden, hem de neredeyse ülkenin yarısında içilmesini yasaklıyordu. Tam "Madem yasaklayacaktınız satmasaydınız, kardeşim!" diyecekken, kafamda parlayan bir ampulle içine düştüğüm karanlık fikirlerden kurtuldum. Devlet aslında doğru olanı yapıyordu.

En yakınımdaki insanların sigara içilen kapalı mekanlarda yaşadıkları sorunlara şahit oluyordum. Pasif içicilerin sağlık durumlarının bazen tiryakilerden ble daha kritik olmasına ne demeli peki? Tüm paketlerin üzerinde koyu, siyah puntolarla yazılan "Sigara içmek size ve çevrenizdekilere zarar verir." ibaresi artık anlam kazanmaya başlamıştı. Sigara, evet, bize zarar veriyordu; kendi sağlığımıza, kendi sorumluluğumuz altında zarar veriyorduk; fakat iş başkalarının sağlığını tehdit etmeye gelince, hiçbir insan hakları sözleşmesi durumu izah etmeye yetmiyordu.

Peki hükümetler tarafından yasak koyulacak kadar ciddi bir mesele haline gelen bu sigara da neyin nesiydi? Vakt-i zamanında pipoyla içermiş insanlar tütünü; lakin, savaş esnasında sivri zekalı bir Fransız askeri pipo bulamadığı için kağıda sararak içivermiş tütünü ve hiç farkına bile varmadan sigarayı keşfetmiş. işte o günden sonra yaygınlaşmış sigara tüketimi. içindeki sayısız zehre karşın, tiryakiler o günden beri emzik gibi ağızlarından düşürmemişler sigarayı.

Sahi insanlar neden bu kadar fazla sigara içiyordu? "Bağlanmak" tek başına yeterli miydi sebebini açıklamaya? Sanmıyorum... Çünkü tiryakinin her zaman bir sebebi vardı içmek için. Üzüldüğü zaman örneğin, sadık bir dost oluveriyordu sigara. Her nefeste dumanına yükleyip üfleyiveriyordu dertlerini, fakat aslında her nefeste ciğerlerine yeni dertler çektiğinin farkında bile değildi. Veya sevinçliyken keyfine keyif katıyordu yaktığı bir sigara, halbuki sevinci kara dumanların gölgesinde kalıyordu, habersiz. Yemekten önce pek iyi olmazdı ama içilirdi; fakat yemekten sonra mutlaka yakmalıydı bir tane. Kahvenin yanında, çayın yanında, suyun yanında... Hele sigaraya zam geldiği için kederlenip sigara içenleri ayakta alkışlamalıydı. Peki, bahanesi bu kadar çokken, yasaktan başka çaresi var mıydı sigaradan kurtulmanın?

Çok büyük bir önyargı vardı aslında sigaraya karşı: Bir başlayan bir daha kolay kolay kurtulamaz. Zor diye hemen vazgeçmek mi gerekirdi? "Zamanında bağlandık içiyoruz, şimdi de o bize bağlandı bırakamıyoruz." demek büyük bir çaresizlik örneği değil miydi? Aslında çözüm belliydi: Bırakmak. Akıl sahibi bir insan mı daha güçlüydü, yoksa en uzunu 10 cm. olan bir tütün sarması mı? Tabi ki insan daha güçlüydü, ama yanlış düşünüyordu. Yavuz Bahadıroğlu bir konferansında "Sigara içmeden yazamayacağımı düşünüyordum." diyordu; fakat geçirdiği kalp ameliyatı sonucu sigarayı bırakınca farketmişti sigarasız da yazıldığını. işte böyle yanılıyordu insanlar.

Şimdi yapılacak tek bir şey kalıyordu. Bu güzel yasağı fırsata çevirmek. Ne kadar çok yerde yasaklanırsa, o kadar az fırsat olurdu sigara içmek için. Azalttıkça azaltmak da tiryakiye kalıyordu artık. Günde 3 paket içen bir tiryaki bile, önceki gün içtiği sigaradan her gün bir tane eksiltse, çok değil iki ay sonra ciğerlerine çektiği oksijenin keyfini sürmeye başlar. Ee o kadarını da yapamayacak değiliz ya. insanız sonuçta, akıl sahibi...
tamamen saçmalık.neden içen insanlar mahrum ediliyorki bazı şeylerden.biz içenlerin hak koruyucusu yokmu?satmıycaksın sattırmıycaksın kardeşim ozaman sigarayı.şimdi yasakya dahada tatlı gelir şerefsizim
paşalar gibi yürürlüğe girecek olan yasa. harika, şahane. sağlık alanındaki düzenlemelerde başka başka sorunların olması, sen git önce onları düzelt sonra korursun hava sahanı saplantısını doğrulamıyor malesef. her açık, başlıbaşına bir sorundur güzel kardeşlerim, üç yanlışın var diye bir doğru yapma şansını almıyorlar kimsenin elinden. senin o pofur pofur tüttürdüğün sigara, benim ciğerlerimin anasını belliyorsa eğer, demek ki içmemelisin. yok zaten bardasın, alkol tüketiyorsun zaten, sigara içmeye dışarı mı çıkacağız diye naralar atan paşazadelere sesleniyorum, alkol dediğin şey, sen içerken başkasını sarhoş etmiyor, siroz etmiyor değil mi? öyleyse ne imiş, dışarda içecekmişsin sigaranı evet.

büdüt: işletmeciler uygulamasa, ben uygulayacağım bu yasayı. girdiğim her kapalı ortamda neferi olacağım. eğer denk gelirsem ki, tarih aylardan temmuz ve ötesi, günlerden 19 ve akabi, ve bütün bu emarelere nispeten hala yakılıyor ortamda sigara, alıp o ucu yanmış tütünü işletmecinin alnının çatında söndüreceğim.

ortalıkta temiz ciğer satan bi piyasa olmadığına göre, içmiyorsan koruyacaksın halihazırda temiz olan ciğerini. sen sabah kalk spor yap, yediğine içtiğine dikkat et, sonra akşam git bi bara aaa şu grup şurda çıkıyormuş hesabıyla, sonra dumandan ne ezgi gör, ne günlük. içine çektiğin zehir de cabası.

o halde ne imiş;

yaşasın dumansız hava sahası

e tabi bir de;

(bkz: son bir sigara daha yak öyle git gideceksen) *
(bkz: ciğerlerimiz bayram edecek)
gün itibariyle yürürlüğe giren yasaktır. ellerinden gelse havanın kapalı olduğu günlerde bile sigara içirtmezler. kapalı alan kategorisine koyarlar maazallah.
çok baba bir yasadır.
bu kadar büyütülmesi durumuna tam vakıf olamadığım olay.
ntv canlı yayında geri sayım yapmakta. *
vatana millete hayırlı olsun.
şuan itibariyle yürürlüğe girmiştir. hayırlı olsun.
kan ağlayan esnafı, daha çok ağlatacaktır.
insanları dertlendirip dertlendirip sonrada sigarasına karışıyonuz.cinnet vakaları arttırmada üstünüze yok.yürüyün gidin be.
inşallah hayırlı sonuçlar doğuran bir yasak olacaktır. milletin dumanına tahammül etmek zorunda kalmadan vapur keyfi yaşamanın tadını aldıktan sonra restoranlarda dumansız ortamda yemek yeme zevkini de tadacağız artık. insanları zehirleyerek zenginleşen sigara lobisi çatlasın.
içine girmiş bulunduğumuz ve acaba sonunda sigarayı bırakabilcek miyim sorusunu çoğumuzun aklına getiren tarih olması.
insanların, ceza ödemememek için uyacağı bir yasağın yürürlüğe girmesidir. resmen ' bırak ulan elindeki sigarayı, söndür hemen ! ' cümlesi yankılanacaktır tüm kapalı mekanlarda. yaşasın tercih özgürlüğü(!)...
bugun kıraathaneye gidip, sabah 9 dan gece 12 ye kadar batak, okey, 51, 101, memiş gibi bilumum oyunları oynayıp yanında da bol çay sigara yapmama sebep olan durum. yarından sonra o keyif olmayacak malum.
bugünden itibaren pek çok gencin cafe alışkanlığı sona erecektir. amaç sadece serin bir yerde oturup, muhabbet eder iken sigara içmekti; lakin sigara aradan çekildiğinde sigarasız bir muhabbetin sürekliliği pek mümkün görünmüyor. e dolayısıyla bu tarz yerler muhtemelen sinek avlayacaklardır.
sigara içenler artık cafelere, restaurantlara, şuralara buralara gitmeyeceğinden dolayı işletmelerin zor durumda kalıp kalmayacağının görülmesine sebebiyet verecek yasağın yürürlüğe girmesidir. *
hiç kimse demiyor ki bu yasak sayesinde işletmelerin işi artacak diye. ülkemizde 70 milyonun sadece 17 milyonu sigara kullanıyor ve bu yasağın yürürlüğe girmesiyle belki de sigara kullanmayanlar artık daha çok tüketim yapacaklar değil mi? yani 17 milyonu kaybeden esnaf, kaç milyonu kazanacak hesap edin. sigara içen kişi için, bir cafede sigara içilmesi olmazsa olmaz bir özellik oluyor da, neden sigara içmeyen bir birey için, sigara içilmeyen cafe olmazsa olmaz bir özellik olamıyor acaba?

lafım 17 milyona '' bırakın sizde bu mereti, yok eğer bırakamıyorsanız, kaybeden biz değil esnaf olur tehditini savurmayın, kimse s.klemeyecek sizi ''
* *
Kamusal yerlerde, restoranlarda ya da normal kafelerde yasaklanması uygun ve güzel bir karar ama kahvelerde, barlarda ve nargile kafelerde yasaklanması absürddür. Zaten insanların oraya gidiş amacı belli, orada dumanın olacağı belli... O kadar nargile kafenin kapanmasına yol açıp, o kadar insanı işsiz bırakırsan, turist sayısını azaltırsan, sorarlar adama "senin şu durumdaki ilk hedefin ekonomiyi düzeltmek değil mi?" diye. Zaten dumanlı havayı çeken çadırlar yapılmış, teknoloji var rahat olun ya...
Ayrıyetten nargilede yasaklanıyormuş sanırım. * *
yaz aylarında yürürlüğe girmesiyle herkesin daha rahat uyuyoruz taklidi yapacağı yasadır. ancak kış aylarını şiddetle merak etmekteyim. şubat soğuğu vurduğunda hangi barın önüne atılacak minderde kim içecek sigarasını?

sigara yasağının kamusal alanda uygulanması son derece doğrudur. çünkü buralarda işleyişin disiplini açısından bile bakacak olsak sigara olumsuz bir faktör teşkil etmektedir. ancak bar-kafe tarzı yerlerde yasak olması da bir o kadar saçmadır. evet sigara dumanı içmeyeni rahatsız etmemelidir. o zaman atarsın müffettişlerini bu tip rahatsız eden yerlere, havalandırma şartı koşarsın. gidenlerin bileceği üzere bazı barlar ne kadar dar ve basık da olsa süpersonik havalandırması sayesinde sigara içmeyeni dumanıyla rahatsız etmemiştir. kaldı ki rahatsız eden yerin önünde ben bugüne kadar "sigara istemiyoruz!", "şu içenler ölse de kurtulsak!", "lan! içmeyin lan!", "içerseniz ölümüzü görün!" döviz ve pankartlarıyla toplanmış bir protesto kalabalığı görmedim.

neyse bir içici olarak başkalarını rahatsız ettiği bazı alanlarda bende sigaraya karşıyım. ancak bar-kafe gibi insanların içeceklerini yudumlarken birer sigara tüttürebileceği yerlerde de sigaranın yanındayım. çünkü kyoto sözleşmesini daha geçenlere kadar imzalamamış, yurt genelinde hava kirliliği oranı almış gitmiş, orman arazilerini peşkeş çekmiş, nükleer santral fikrini kafasına koymuş ve en önemlisi rezil mi rezil bir sağlık sistemini sabit tutup geliştirmemiş bir hükümetin bu yasağını insan sağlığına önem verdiğinden çıkardığını düşünemiyorum. bu kadar çelişki varken insan ister istemez düşünüyor: bu bir sağlık atılımı mı? yoksa insanların özgürlüklerine gelecek olası radikal müdahalelerin tatbikatı mı? bekleyip göreceğiz...
eğer bu yasa hakkıyla gerçekleştirilirse birçok kafe ve kahvehanenin isyanıyla karşılaşabilir. sigara içilmeyen bir kahve düşünülemez.
"acaba nargile bu yasağın kapsamına dahil mi?" diye düşündürmektedir. zira ufak bir nargile alıp diyar diyar dolaşmayı planlıyorum. *
(bkz: ağzı dumanlı kalbi imanlı gençlik)
(bkz: gaza getiren yalanlar)
sigarayı bırakmamla sonuçlanmıştır.demekki adamlar doğru bir yasa cıkarmıs.helal olsun valla.