bugün
- çin kapitalizmi başarısını mao'ya borçlu8
- arkadaşlar iş var mı12
- sözlükte tek kalsanız yazmaya devam eder misiniz9
- 17 şubat 2025 çaykur rizespor galatasaray maçı11
- türkiyenin en çirkin şehirleri17
- menuet'e burs veriyoruz kampanyası10
- evleniceğin kadını kaybetmek16
- menuet'in beni favlaması13
- aykolik'e burs veriyoruz kampanyası14
- hayattaki amacınız ne27
- recep tayyip erdoğan11
- işten gelip hanımın sıcacık göğsünde uyumak18
- depremden korkan erkek8
- chp'nin cumhurbaşkanı adayına mecbur değiliz14
- 17 şubat 2025 ankara depremi15
- cumhurbaşkanına hakaret suçu12
- gözleri kapatıp sadece kadın vücudu düşünmek10
- 16 şubat 2025 fenerbahçe kasımpaşa maçı16
- 17 şubat 2025 galatasaray'a verilen penaltı12
- bugün benim dogum günüm12
- evli erkeğin gözünün dışarıya kayma sebebi21
- mervelere diye mertlere giden sözlük erkeği9
- rte'nin hala yüzde 45 oy alabilmesi20
- uludağ sözlük 2025 hataları15
- bazı erkeklerin gerizekalı olması18
- gıdı liposuction11
- ekşi sözlüğün yazar alımına kapalı olması16
- bugün lahmacun yiyecek olmam19
- nervio'nun önceki hali vs sonraki hali9
- hatundan istemek10
- kayıplara karışanlar listesi15
- mevcuttaki sözlük kızı sayısı33
- sözlüğe görsel ekleyememek8
- instagram kullanmayanlar mağarada yaşasın18
- sözlüğün en ünlü yazarının ses tonu9
- para için birlikte olan kadın11
- kahtalı mıçı10
- galatasaray'ın üzerindeki kara bulutlar13
- instagram da stalklayan görülüyor mu9
- normal sözlüğe akın eden uludağ yazarları10


entry'ler (2488)
Marmaray'daki dilencililerin oyunculuk performansını bir üst düzeye çıkardığını gösteren yeni bir para indirme yönetimidir. Marmaray ile yolculuk eden istanbul sakinlerinin iyi bildiği üzere hemen her yolculukta en az bir defa bu dilencilerle karşılaşılır. Yanındaki çocuk bazen değişir bazen değişmez ama hep aynı numarayı yıllardır kullanırlar. Büyük olasılıkla artık millet gözünü açtığı için eskisi kadar hasılat kaldıramıyorlar olacaklar ki mesleklerini artık yanlarındaki çocuğu neredeyse mumyalayarak yapmaya başlamışlar. Dilencilik performansında sınır tanımayacaklarını gösteren bu dilencilere icra ettikleri sanatlarında başarılar dilemekten başka söz kalmıyor.
Kaynak: https://tinyurl.com/4ep2363y
Kaynak: https://tinyurl.com/4ep2363y
Karakter sınırı nedeniyle doğru hâli "5 Ekim 2020 başakşehir çam ve sakura şehir hastanesi protestosu" olması gerekirken kısaltılmış konu başlığıdır.
istanbul'un Başakşehir ilçesinde bulunan Başakşehir çam ve sakura şehir hastanesi'nde görevli sağlık çalışanları tarafından bugün gerçekleştirilen alkışlı protestodur. Hastanede görevli sağlık emekçileri, Haziran ve temmuz ayına dair vadedilen ek ödemelerin yapılmadığını ve ağustos ayı ek ödemesinin beklenenden düşük tutarda yapıldığını öne sürmüşler; adil bir ödeme yapılmaması hâlinde her gün protesto yürüyüşü gerçekleştireceklerini belirtmişler.
En az 16 milyonluk nüfusa sahip ülkenin en büyük kentinde, hele koronavirüs ile en yoğun şekilde mücadele eden hastanelerden biri olan bir kurumda sağlık çalışanları bu noktaya geldiyse, ne zaman adamakıllı oturup düşünmeye başlayacağımızı merak ediyorum.
Kaynak: https://www.yenicaggazete...e-saglik-cali-306220h.htm
edit: imlâ
istanbul'un Başakşehir ilçesinde bulunan Başakşehir çam ve sakura şehir hastanesi'nde görevli sağlık çalışanları tarafından bugün gerçekleştirilen alkışlı protestodur. Hastanede görevli sağlık emekçileri, Haziran ve temmuz ayına dair vadedilen ek ödemelerin yapılmadığını ve ağustos ayı ek ödemesinin beklenenden düşük tutarda yapıldığını öne sürmüşler; adil bir ödeme yapılmaması hâlinde her gün protesto yürüyüşü gerçekleştireceklerini belirtmişler.
En az 16 milyonluk nüfusa sahip ülkenin en büyük kentinde, hele koronavirüs ile en yoğun şekilde mücadele eden hastanelerden biri olan bir kurumda sağlık çalışanları bu noktaya geldiyse, ne zaman adamakıllı oturup düşünmeye başlayacağımızı merak ediyorum.
Kaynak: https://www.yenicaggazete...e-saglik-cali-306220h.htm
edit: imlâ
Piiz grubunun taze çıkmış şahane şarkısıdır. Sözleri olsun, ritmi olsun, klibi olsun; benim gözümde şahane bir parça olmuştur Hele 2.25-2.50 arasındaki kısmı, gerçekten de insanın "ruhundaki kuşları" salıvermesini sağlar. Öyleyse şimdi (bkz: sözlerini de yazayım tam olsun) :
Mutluluk peşinde kаybolup giden yıllаr
Yürüdüm, yürüdükçe uzаklаştı sonlаr
Dаyаnmаk gerek bаzen
içimdeki sesleri bаstırdı gürültüler
Yüzleşmeden kendimle
Hepten oldum derbeder
Cesаret gerek bаzen
Tutundum birine
Gidenler yerine
Yаlnız kаldım bаk yine
indikçe en derine
Düştükçe tâ derine
Yolun sonu yаkın mı, uzаk mı bilemem
Gemilerimi yаktım, istesem de dönemem
Alışmаk gerek bаzen
Tutundum birine
Gidenler yerine
Yаlnız kаldım bаk yine
indikçe en derine
Düştükçe tа derine
Son sаndığım yerde аsıl yol bаşlаr
Kаlbim yаvаşlаr
Ruhumdа kuşlаr
Vаzgeçmem çünkü hаlа umut vаr
Ayıldım аsıl şimdi
indikçe derine
Düştükçe tа derine
Not: Kaderde üç yıla yakın bir aradan sonra entry girmek de varmış. Hoşbulduk!
Mutluluk peşinde kаybolup giden yıllаr
Yürüdüm, yürüdükçe uzаklаştı sonlаr
Dаyаnmаk gerek bаzen
içimdeki sesleri bаstırdı gürültüler
Yüzleşmeden kendimle
Hepten oldum derbeder
Cesаret gerek bаzen
Tutundum birine
Gidenler yerine
Yаlnız kаldım bаk yine
indikçe en derine
Düştükçe tâ derine
Yolun sonu yаkın mı, uzаk mı bilemem
Gemilerimi yаktım, istesem de dönemem
Alışmаk gerek bаzen
Tutundum birine
Gidenler yerine
Yаlnız kаldım bаk yine
indikçe en derine
Düştükçe tа derine
Son sаndığım yerde аsıl yol bаşlаr
Kаlbim yаvаşlаr
Ruhumdа kuşlаr
Vаzgeçmem çünkü hаlа umut vаr
Ayıldım аsıl şimdi
indikçe derine
Düştükçe tа derine
Not: Kaderde üç yıla yakın bir aradan sonra entry girmek de varmış. Hoşbulduk!
Rusya federasyonu devlet başkanı vladimir putin'in, ülkede tarımın gelişmesiyle ilgili yapılan toplantıda söz alan tarım bakanının yaptığı gafa kendini tutamayıp gülmesidir. Rusya Tarım bakanı, Rus tarımında gelirlerin artması için Asya ülkelerine domuz eti ihracatı yapılmasını öneren bakan Tkachov, Almanya'nın ürettiği domuz etinin yarısını ihraç ettiğini örnek olarak verdikten sonra, bu ürünü alanlar arasında Çin, Japonya, Güney Kore ile birlikte Endonezya'yı da saydı. Endonezya'nın Müslüman bir ülke olduğunu ve bu nedenle domuz eti yemediklerini söyledikten sonra, bakandan gelen "Ne farkı var?" lafına katıla katıla gülmüş.
Yani neticede diktatör elbette ama en azından arada bir herkesin saçmalayıp gülebileceği şeylere gülüyor, o da bir şey, biz pek görmüyoruz.
Olayın videosunu izlemek için kaynak: http://www.euronews.com/2...a-muslim-majority-country
Yani neticede diktatör elbette ama en azından arada bir herkesin saçmalayıp gülebileceği şeylere gülüyor, o da bir şey, biz pek görmüyoruz.
Olayın videosunu izlemek için kaynak: http://www.euronews.com/2...a-muslim-majority-country
Aykut kocaman'ın en sevdiği ifadedir, ilgili veya ilgisiz, sık sık kullanır.
bugün yapılan açıklamaya göre, "istiklal caddesi'nde topu atanlar" kulübünün son üyesi olmuş, 30 Haziran'da kapanacak sinemadır. Böylece istiklal caddesiüzerinde, bu sinemanın tam karşısındaki Atlas sineması, yeşilçam sineması ve cinemajestic olmak üzere topu topu üç bağımsız sinema kaldı ki atlas dışında diğer ikisi her an kapanabilir. Atlas'ın uzun süre daha direnebileceğini düşünsem de onun durumu da yüzde yüz garanti değil.
Sinemanın yaptığı açıklamada, tekelleşen dağıtım ve gösterim zincirleri nedeniyle sabit giderlerini karşılayamadıklarını, 2013'te bu yüzden kapanma noktasına geldiklerini ama başka sinema'nın desteğiyle durumu idare edebildiklerini, fakat geldikleri noktada teknolojik altyapı yatırımına da kaynak bulamadıklarından artık bunun da yeterli olmadığı belirtilmiş. Sponsor aramışlar ama bu girişimden de sonuç alamamışlar.
Beyoğlu sineması bilindiği üzere, uluslararası istanbul film festivali ve filmekimietkinliklerinin de beyoğlu'ndaki iki adresinden * biriydi. Görünen o ki festivaller de -mecburen- alışveriş merkezlerine daha da kayacak.
Kapanan bağımssız sinema salonları benim içimi sızlatır. Fakat açıkçasını söylemek gerekirse, her ne kadar 1989'dan beri hizmet veren bir salon olsa da Beyoğlu sineması'na pek üzülmedim. Zira 2017 yılını gördüğümüz şu dünyada, hâlâ yer gösterdiği için bahşiş dilenen, vermeyince surat asan, yerinizi bilmenize rağmen, sırf bahşiş koparmak için size zorla yer göstericilik yapan görevlileri olan, dümdüz ve görüş açısı son derece kısıtlı, havalandırması doğru dürüst çalışmadığından kışın soğuk, yazın sıcak koltuklara mahkum olduğnuz bir salona sahip bu sinemayı fazla özlemeyeceğim.
Sinemanın yaptığı açıklamada, tekelleşen dağıtım ve gösterim zincirleri nedeniyle sabit giderlerini karşılayamadıklarını, 2013'te bu yüzden kapanma noktasına geldiklerini ama başka sinema'nın desteğiyle durumu idare edebildiklerini, fakat geldikleri noktada teknolojik altyapı yatırımına da kaynak bulamadıklarından artık bunun da yeterli olmadığı belirtilmiş. Sponsor aramışlar ama bu girişimden de sonuç alamamışlar.
Beyoğlu sineması bilindiği üzere, uluslararası istanbul film festivali ve filmekimietkinliklerinin de beyoğlu'ndaki iki adresinden * biriydi. Görünen o ki festivaller de -mecburen- alışveriş merkezlerine daha da kayacak.
Kapanan bağımssız sinema salonları benim içimi sızlatır. Fakat açıkçasını söylemek gerekirse, her ne kadar 1989'dan beri hizmet veren bir salon olsa da Beyoğlu sineması'na pek üzülmedim. Zira 2017 yılını gördüğümüz şu dünyada, hâlâ yer gösterdiği için bahşiş dilenen, vermeyince surat asan, yerinizi bilmenize rağmen, sırf bahşiş koparmak için size zorla yer göstericilik yapan görevlileri olan, dümdüz ve görüş açısı son derece kısıtlı, havalandırması doğru dürüst çalışmadığından kışın soğuk, yazın sıcak koltuklara mahkum olduğnuz bir salona sahip bu sinemayı fazla özlemeyeceğim.
Euronews'e göre Bugüne dek nice gence hayatın önemli bir parçasından kesitler sunan ve hatta kimilerinin idol olarak kabul ettiği ünlü italyan porno yıldızı rocco siffredinin yaşam öyküsünün belgesele aktarılmasıdır. Filmle ilgili ayrıntılar ve fragmandan kesitleri aşağıdaki bağlantıda bulabilirsiniz.
kaynak: http://tr.euronews.com/20...-nin-hayati-beyaz-perdede
kaynak: http://tr.euronews.com/20...-nin-hayati-beyaz-perdede
Gebererek dünyadan bir islamcı terörist eksilten şahıs, darısı diğer köktendinci teröristlerin başına!
dünyanın en büyük devletlerinden Rusya'nın Ankara büyükelçisinin katledilmesidir. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı en büyük politik krizlerden birine neden olacaktır.
Bu hikâye bugün başlamadı. Bir ülkenin yaşadığı iç savaşta yer alan muhalifleri Haliç kıyısında topladığın an belliydi bunun nerelere varabileceği. Ego içgüdüleriyle, ideolojik saplantılarla, toplum mühendisliği ihtirasıyla bir ülkenin dış politikası çöktü. Daha birkaç gün önce istiklal Caddesi'nde Rusya ve sonrasında iran konsolosluğuna yığınla yobaz yürüdüğünde, sözde insanlık kisvesi altında konsolosluk kapılarına dayandığında kimse müdahale etmedi. O gün, bugünün habercisiydi ama kimse takmadı. Çünkü Suud tankları Bahreyn'e girdiğinde, Yemen'de 380 küsur kişi tek bir saldırıda katledildiğinde sesi çıkmayan "öfkeli çocuklar", hedef alınan insanlar farklı olduğunda kızgınlıklarını göstermeliydi. Tıpkı Danıştay saldırısında olduğu gibi, birileri alenen hedef gösterildi ve üzerine salınacak güruha bol miktarda şovenist-dinci propaganda basıldı, sonucun bu olması asla şaşırtıcı değil. Buyrun işte, Türkiye Cumhuriyeti en büyük politik krizlerinden biriyle karşı karşıya geldi. Öyle bir olay ki bu sefer yapılacak geri vitesler de bir işe yaramaz. Bir ülkenin büyükelçisi ülkemizde öldürüldü farkında mısınız? Gerçi kendi vatandaşını koruyamayan bir yer yabancı misyon şefini nasıl koruyacak ki? Hata biraz da ondaymış (!), bir tane yakın koruması yokmuş ve başkaları gibi binlerce korumayla gezmiyormuş. Tam anlamıyla bir üçüncü dünya ülkesine döndük, her gün başka bir olayla uluslararası basına malzeme oluyoruz, bu da işte onların zirvesiydi sanırım. Tek bildiğim böyle bir toplumun parçası olmaktan utandığım, zira üzüntümü tarif edebilecek hiçbir kelimem yok, kalmadı, hiçbirimizin kalmadı. Ama olsun, bizim tünellerimiz, metrolarımız, hızlı trenlerimiz var, yetmez mi? (!)
Bu hikâye bugün başlamadı. Bir ülkenin yaşadığı iç savaşta yer alan muhalifleri Haliç kıyısında topladığın an belliydi bunun nerelere varabileceği. Ego içgüdüleriyle, ideolojik saplantılarla, toplum mühendisliği ihtirasıyla bir ülkenin dış politikası çöktü. Daha birkaç gün önce istiklal Caddesi'nde Rusya ve sonrasında iran konsolosluğuna yığınla yobaz yürüdüğünde, sözde insanlık kisvesi altında konsolosluk kapılarına dayandığında kimse müdahale etmedi. O gün, bugünün habercisiydi ama kimse takmadı. Çünkü Suud tankları Bahreyn'e girdiğinde, Yemen'de 380 küsur kişi tek bir saldırıda katledildiğinde sesi çıkmayan "öfkeli çocuklar", hedef alınan insanlar farklı olduğunda kızgınlıklarını göstermeliydi. Tıpkı Danıştay saldırısında olduğu gibi, birileri alenen hedef gösterildi ve üzerine salınacak güruha bol miktarda şovenist-dinci propaganda basıldı, sonucun bu olması asla şaşırtıcı değil. Buyrun işte, Türkiye Cumhuriyeti en büyük politik krizlerinden biriyle karşı karşıya geldi. Öyle bir olay ki bu sefer yapılacak geri vitesler de bir işe yaramaz. Bir ülkenin büyükelçisi ülkemizde öldürüldü farkında mısınız? Gerçi kendi vatandaşını koruyamayan bir yer yabancı misyon şefini nasıl koruyacak ki? Hata biraz da ondaymış (!), bir tane yakın koruması yokmuş ve başkaları gibi binlerce korumayla gezmiyormuş. Tam anlamıyla bir üçüncü dünya ülkesine döndük, her gün başka bir olayla uluslararası basına malzeme oluyoruz, bu da işte onların zirvesiydi sanırım. Tek bildiğim böyle bir toplumun parçası olmaktan utandığım, zira üzüntümü tarif edebilecek hiçbir kelimem yok, kalmadı, hiçbirimizin kalmadı. Ama olsun, bizim tünellerimiz, metrolarımız, hızlı trenlerimiz var, yetmez mi? (!)
15 temmuz darbe girişimi sonrasında ilân edilen olağanüstü hâl kapsamında çıkarılan 1 eylül 2016 tarihli kanun hükmünde kararname ile görevden alınan profesördür.
Her geçen yıl daha çok aradığımız müzisyendir. Attığı sololara, yazdığı basit ama anlamını kaybetmeyen şarkı sözlerine ve tamamen müziğe odaklı müzisyen kişiliğine aslında her zamankinden daha da hasretiz. Türkçe blues yapılabileceğini göstermesinin yanında, müziğin niteliksel bir kavram olduğunu, bu gözle bakılması gerektiğini de gösteren biriydi. Şimdi arabesk sözlerin üzerine üç-beş elektrogitar basan grupların "rocker" diye yutturu8lmadığı, bu kandırmacayı da yemeyen bir dinleyici kitlesinin olduğu bir dönemin belki de son temsilcilerindendi. Direnme gücü olsa ve yaşamına son vermeseydi, bugün içinde yaşadığımız buhrandan da kim bilir neler çıkarırdı? hem sosyopolitik hem de müzikal anlamda yaşadığımız yozlaşmayı, çöküşü kim bilir kaç şekilde ifade ederdi? Sen de haklısın Yavuz, "Topu topu sekiz farklı nota avr, kaç farklı şarkı yapılabilir ki?" diyenlerin tutunduğu ve alkışlandığı piyasaya sen fazlaydın, ne diyeyim ki?
Rahat uyu altın çocuk: http://www.youtube.com/watch?v=qBiS4cBE2_c
Rahat uyu altın çocuk: http://www.youtube.com/watch?v=qBiS4cBE2_c
uluslararası af örgütü'nün de üst perdeden ve ellerinde açık deliller olduğuna dair bir açıklamayla dile getirdiği iddiadır. Şaşılası durum, bazı insanların herhangi bir inceleme veya araştırma olmadan neden ve nasıl "yalandır" diyebildiğidir. Yalansa neden çekiniyorsun ki? Bırak gelsinler, seninle birlikte araştırsınlar. Aynı kuruluş Filistin'de israil tarafından yapılan insan hakları ihlallerini de sıkça söylüyor. O zaman bu kuruluş güzel de bunu öne sürünce mi kötü oluyor? Kaldı ki bu ülke 12 Eylül'ü görmüş bir ülkedir, nasıl bir rahatlıkla "olmamıştır, yalandır." denebiliyor? ideoloji adalet ararken ve hatta suçluların cezalandırılmasında bile gözleri kör edebiliyor.
kimileri çıkıp kaynağa laf edecek ama kaynak da kuruluşun dediğini aktarıyor zaten: http://t24.com.tr/haber/u...nilir-kanitlar-var,351718
düzenleme: imlâ
kimileri çıkıp kaynağa laf edecek ama kaynak da kuruluşun dediğini aktarıyor zaten: http://t24.com.tr/haber/u...nilir-kanitlar-var,351718
düzenleme: imlâ
Kendisinin "Aziz Yıldırım kulluğu" olarak yaptığı yorumculuğu ve birilerine yaptığı müthiş dalkavuklukları hep eleştirdim, yine eleştiririm. Fakat o başka iş, bu başka! Twitter'a bakıyorum da Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlusu, hatta bir kısım Fenerlisi bile bir "geçmiş olsun" demek şöyle dursun, üstüne bir de beddua ediyor. Geldiğimiz acımasız noktaya, zulmü normalleştirmemize bir baksanıza ya? Birebir ve direkt olarak bir husumetiniz olmayan birine karşı böyle diyebiliyorsanız, sizin ya da bir yakınınızın bu hastalığa yakalanabileceğini hiç düşünmüyor musunuz? Umarım mümkün olan en kısa sürede toparlar ve sağlığına kavuşur. Geçmiş olsun, acil şifalar Rıdvan Dilmen!
tanım: O mâlum, o lanet hastalığa yakalanmış futbol yorumcusu ve eski futbolcudur.
meraklısına not: 4 yıldız! Fakat böyle bir konuda ne önemi var ki?
tanım: O mâlum, o lanet hastalığa yakalanmış futbol yorumcusu ve eski futbolcudur.
meraklısına not: 4 yıldız! Fakat böyle bir konuda ne önemi var ki?
istanbul'un üçüncü havalimanını yapan inşaat şirketi olan Limak'ın patronu Nihat Özdemir'in bir beyanıdır. Üzerinde durmalarına rağmen, 2 yıldır üçüncü havalimanıyla bütünleşik olarak çalışacak demir yolu, kara yolu ve metro hatlarının ihalesinin bile yapılmadığını, bunlar tamamlanmazsa böyle büyük çaplı bir yatırımın şehrin başına belâ olabileceğini söylemiş.
Kaynak: http://t24.com.tr/haber/n...r-yatirim-olabilir,339375
Kaynak: http://t24.com.tr/haber/n...r-yatirim-olabilir,339375
"Allah kadar yalnız" olmak. *
Kendisine yakıştırdığım "başbuğ perinçek" lakabını her geçen gün daha da ibretlik olaylarla kanıtlayan kişidir. "AKP sonunda istediğimiz noktaya geldi. Hayatımın en mutlu günlerini yaşıyorum." , "Savaşta elbette siviller ölür, bunlar doğal şeyler." ,"Muhafazakârlarla vatan cephesinde birleşeceğiz." gibi demeçlerle günbegün vites artıran başbuğ perinçek'in partisi, şimdi de istanbul tabipler odası başkanlığı için AKP ve MHP ile birlikte ortak aday gösterecekmiş.
kaynak: http://t24.com.tr/haber/a...mleri-icin-ittifak,335170
not: başbuğ perinçek diye bir başlık da varmış meğer, hiss-i kable'l vukûnun bu kadarı! *
kaynak: http://t24.com.tr/haber/a...mleri-icin-ittifak,335170
not: başbuğ perinçek diye bir başlık da varmış meğer, hiss-i kable'l vukûnun bu kadarı! *
kendi yurdunda mülteci durumuna düşürülmüş ve önemli bir kısmı damperlerde "gaçgın" olarak yaşamak zorunda kalan Azerilerin durumunu yok sayan görüşün ifadesidir.
Başlık karakter sınırı nedeniyle aslında "Fatih portakal'ın Kemal Kılıçdaroğlu'nu saygıya davet etmesi" olarak ifade edilmesi gereken olaydır.
ensar vakfı'nda yaşanan çocuklara tecavüz olayıyla ilgili olarak belirttiği görüşle kamuoyunda büyük tepki çeken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema ramazanoğlu'na karşı kemal kılıçdaroğlu'nun 17-25 aralık ses kayıtlarındaki bir ifadeye atfen verdiği demeç üzerine, fatih portakal bugün sunduğu ana haber bülteninde, bakanın da bir anne ve kadın olduğunu belirterek ana muhalefet partisi genel başkanını saygıya ve nezakete davet etmiştir. Yani Portakal'a göre ilgili şahıs ne olursa olsun saygı gösterilmesi gereken bir kişidir ve Fatih bey bize bu bağlamda bir düstur öğretmektedir. (!)
Konuyla ilgili olarak Change.org'da bir kampanya bile başlatılmış. Çocuklara tecavüz edenlerin safında yer alanlar için bizden saygı bekleyen Fatih Portakal gibi kişilerin televizyonlarda artık görülmemesi dileğiyle: https://www.change.org/p/...n-i%C5%9Fine-son-verilsin
not: Bakanın bir anne ve kadın olduğunun farkında olup da mâlum demeci verdiğini ne çabuk unutmuşuz.
ensar vakfı'nda yaşanan çocuklara tecavüz olayıyla ilgili olarak belirttiği görüşle kamuoyunda büyük tepki çeken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema ramazanoğlu'na karşı kemal kılıçdaroğlu'nun 17-25 aralık ses kayıtlarındaki bir ifadeye atfen verdiği demeç üzerine, fatih portakal bugün sunduğu ana haber bülteninde, bakanın da bir anne ve kadın olduğunu belirterek ana muhalefet partisi genel başkanını saygıya ve nezakete davet etmiştir. Yani Portakal'a göre ilgili şahıs ne olursa olsun saygı gösterilmesi gereken bir kişidir ve Fatih bey bize bu bağlamda bir düstur öğretmektedir. (!)
Konuyla ilgili olarak Change.org'da bir kampanya bile başlatılmış. Çocuklara tecavüz edenlerin safında yer alanlar için bizden saygı bekleyen Fatih Portakal gibi kişilerin televizyonlarda artık görülmemesi dileğiyle: https://www.change.org/p/...n-i%C5%9Fine-son-verilsin
not: Bakanın bir anne ve kadın olduğunun farkında olup da mâlum demeci verdiğini ne çabuk unutmuşuz.