bugün
- cin görünce yapılması gerekenler19
- koltukta uyumak12
- garanti bankası13
- anın görüntüsü11
- akp ve chp'nin birbirinden farkı olmaması8
- diyanetten skandal cuma hutbesi13
- uludağ sözlük zirvesi29
- 9 yaşındaki felçli çocuğa yoğun bakımda tecavüz25
- akp belediyelerinin hiç yolsuzluk yapmaması28
- ekrem imamoğlu13
- otizmliye cennet garanti mi15
- 80 yaşında olmak11
- aykolik'in gönüllerin yetkilisi olması9
- ülkemde başı açık kadın istemiyorum15
- muhalifler neye muhalifler21
- müge anlı mı esra erol mu9
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri26
- piyasadaki en adam gibi sigaranın rothmans olması13
- tas kafa saç modeli9
- faiz yemenin wow haram olması12
- kemalizm9
- sözlüğün 18 yaş altına hitap etmesi9
- masklavinin bu aralar çok gergin olması32
- vampirov'a sorular17
- küresel nerde yahu9
- eski bir anı hatırlamak16
- kemalist erkekler gizli eşcinsel midir15
- ölüm10
- bunlar çürük bunlar sürtük diyen cumhurbaşkanı21
- mühendis erkekler16
- true nun çaylak olması9
- 2 yaşındaki bebek öldüresiye dövüldü20
- gelmiş geçmiş en güzel türk kadın oyuncu12
- tayyip erdoğanın türkiyeyi fetöden kurtarması23
- 1 mayıs işçi bayramı25
- bir erkeğe alınacak en güzel hediye15
- reis dünya lideridir10
- cumhurbaşkanlığı yolunda kaç chp'li telef olacak17
- bir ilişkinin kısa sürme sebebi10
- putin doğalgazı kesince karanlıkta kalan avrupa9
- yazarların ruh hali9
- menzil şeyhinin çakarlı aracı16
- aykolik'in eski sevgilisinden şok açıklamalar9
- akepeye oy verenlerin tipleri29
- hayvanseverlik adı altında insan düşmanlığı yapmak8


entry'ler (2001)
19Lt damacana suya %20 zam yaparak 11.5 TL'ye satmaya başlayan firma. Arkadaş sen bu ürünü doğal kaynaklardan sağlıyorsun, yurtdışına satış da yapıyorsun. Yani bu dolardaki artış sana pek koymaz. Etkilese etkilese akaryakıt maliyetlerinde ve kullandığın yabancı menşeili sürekli madde varsa onda etkiler. %10 tamam mantıklı olur bir şey demem de %20 nedir birader ya ?!
Ocak ayında çalışanlarına da %20 zam yapacak mı çok merak ediyorum. Fiyatları düzeltmezlerse daha da Erikli almam.
Ocak ayında çalışanlarına da %20 zam yapacak mı çok merak ediyorum. Fiyatları düzeltmezlerse daha da Erikli almam.
Çağrı merkezinde dil seçenekleri arasına Arapça'yı da eklemiş olan internet sağlayıcısı. Çok talep görmüşse demek.
alışverişinizin sonrasında puan ve yorum yaparken sizden ürünün resmini de isteyen e-ticaret sitesi. Ya arkadaş manyak mıyım bi yorum yapıcam diye ürünün resmini çekicem de bilgisayara atıcam da yorum yapıcam. Hiç yapmıyorum o nedenle.
edit : resme gerek yokmuş. yeni çözdüm.
edit : resme gerek yokmuş. yeni çözdüm.
Letonya karşısında özellikle Melih ve Göksenin'in muhteşem performansları ile galibiyeti alan milli takımımızdır. Maç sonrası internette milliyet ve fanatik adlı spor anlayışları bikinili fotoğraf içerikli ve insanları yanlış yönlendiren başlıklardan oluşan gazetelerin web sayfalarına göz gezdirdim.
Dün milliyet'in sağ sütununda bulunan ufak bir bölümün 3. sekmesinde milli takımın aldığı galibiyetle ilgili bir başlık varken, şu an da anasayfada milli takımın m'si yok.
Avrupa liginde fenerin kazandığı maç daha önemli olacak ki o hala duruyor ama milli takımın haberi kaldırılmış bile. Hadi onu geçtim "yaş gününde çırılçıplak videosunu yayınladı" başlıklı haber var gene milli takım yok.
Fanatik desen, "porno yıldızı kulübe sponsor oldu" başlığıyla gazetecilik anlayışını aynen devam ettiriyor.
Tanıma gelecek olur isem; uçkur haberlerinin değerinin, kendisinden daha değerli olan milli takımdır.
Ne yazık ki.
Dün milliyet'in sağ sütununda bulunan ufak bir bölümün 3. sekmesinde milli takımın aldığı galibiyetle ilgili bir başlık varken, şu an da anasayfada milli takımın m'si yok.
Avrupa liginde fenerin kazandığı maç daha önemli olacak ki o hala duruyor ama milli takımın haberi kaldırılmış bile. Hadi onu geçtim "yaş gününde çırılçıplak videosunu yayınladı" başlıklı haber var gene milli takım yok.
Fanatik desen, "porno yıldızı kulübe sponsor oldu" başlığıyla gazetecilik anlayışını aynen devam ettiriyor.
Tanıma gelecek olur isem; uçkur haberlerinin değerinin, kendisinden daha değerli olan milli takımdır.
Ne yazık ki.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da artık "alması" alışkanlık yaptığı için aldığım oyun. Yılda ortalama 250 saat oynama sürelerine erişiyorum zaman zaman, tabi çalışırken bir yanda arka fonda oynayabileceğiniz bir oyun olduğu için bu değere rahatlıkla erişmek de mümkün.
Gel gelelim aldık ama naptık nettik faslına. pre-order döneminde eski oyunlara sahip olduğum için indirimle 80 tl ye düşmüştü ama almak için çıkmasını bekledim. Betalar çıkınca da fiyatı çat diye 110 tl'ye çektiler. Dedim vay efendim siz misiniz fiyatı arttıran gittim durmaplay'den aldım. Herhangi bir problem yaşamadığımı da belirteyim.
Oyunu açtığımızda karşımıza müzik sesi geliyor. Müzik fena değil aslında. Yıllardır oyunda değişiklik anlamında kadrolar dışında pek bir şey olmayınca böyle bir heyecanlanmadım değil, içim kıpraştı. Hele ki bu tür menejerlik simülasyonlarına Premier Manager 98 ile başlamış biri olarak, o eski günler canlandı gözümde. Tüm oyun boyunca arka fonda hafif, güzel ve rahatsız etmeyen bir tempoya sahip müzik. Bak 98 yılının oyunudur o zamanın teknolojisiyle maç grafikleri fifa gibiydi ! Görüntü kalitesi tartışılırdı tabi ama 3D gibi 3D idi.
Neyse, devam edecek olursak oyunun beta versiyonuna 2 kere Antalyaspor 1 kere de ingiltere 2. liginden bir takımla başlayıp ligin 7. haftasına kadar 0 galibiyetle gittim. Böyle oyun mu olur diye isyan ettim. Sesimi duydular sanıyorum ki betalar bittiğinde böyle bir problemle karşılaşmadım.
Antalyaspor'u aldım ki yıllardır hep Galatasaray'la başlarım. Dedim bu sene, elinde bu kadar kaliteli oyunlar varken Antalya nasıl maç kaybediyor. Kaybedilebiliyormuş...
Menejer profilini oluştururken antrenör özelliklerim biraz bir şeye benzesin diye eski futbolcu dedim ama itibar sıfıra yakın. La takım sallamıyor ya beni. Eto'o diyor sen hayırdır. Kim kopeksin sen de gelip bana laf edeceksin. Adam haklı şimdi. 28 yaşımda geçsem Antalya'nın başına ilk antrenmanda ayaklarımı kaba etime vura vura koşup gider göbeğime imzasını attırırım Eto'o'ya yani o derece. Velhasıl kelam kadro hiyerarşisi, oyuncuların sana saygı duyması, kadro uyumu falan güzel olmuş. Uyum sıfırsa takım zor maç kazanıyor.
Taktik ekranı değişmiş, inanılmaz ayar oldum. Adamı kadroya koymuşum adam sakat çıkıyor. Ama sakat olduğu taktik ekranında gözükmüyor. La nerden bilecem sakat olduğunu adamın sakat olduğunu ?! Taktik bölümünü ufaltıp oradan bakmak gerekiyor falan, sarmadı beni. Eski hali daha güzeldi net bir şekilde. Oyuncu sakat profilini açıyorum sakat olduğu hiç bir yerde gözükmüyor. Anca kadro listesinde yanındaki kocaman SKT yazısından onun sakatat değil de sakat olduğunu anlayabiliyorum. Bir yerde gözüküyorsa da ben bulamadım henüz oyuncu profilinde. Taktik ekranıyla ilgili tek güzel gelişme oyuncuların birbirleri ile olan uyumu Fifa'da olduğu gibi renkli ağlarla gösteriliyor. Örneğin 2 oyuncu birbirleri ile çok uyumlu ise yeşil renk bir bağ oluyor aralarında. Uyum söz konusu değil ise hiç ağ olmuyor. Ek olarak sahada hangi bölgelerde güçlüsünüz hangi bölgeleriniz zayıf bu da görselleştirilmiş, hoş olmuş. Orta saha için de ek yeni 2 pozisyon türü gelmiş.
Sağlık merkezi koymuşlar ki sevdiğim özelliklerden birisi oldu. Hangi oyuncu sakatlanmaya meyilli, hangisi yorgun vs. görebiliyorsunuz. Oyuncunun kondisyon ve maç kondisyonu 90 küsürlerde olsa bile maç yorgunluğundan artan bir sakatlık riski varsa burada görüp, "Sen bu maç dinlen yiğenim" diyebiliyorsunuz.
Takımda bulunan tüm gözlemcilerimin alnının çatına vurmak istiyorum. Adama diyorum ki, bana Türkiye'den oyuncu bul. Adam gidiyor brezilya'dan öneriyor. Eskide olduğu gibi bir ülkeyi ya da bir ligi seçip bir gözlemciyi oraya gönderemedim. Yapılabiliyor mu emin değilim. Uyruğu Türk olan adamları önerin bana diyemedim. Bunlar gıcık yanları. Güzel yanı da, bir gözlemci bütçemiz var artık. Yıllık gider olarak şu kadar kullan vs. diyebiliyoruz.
Bu gelişmelerin dışında Antalyaspor'la başladığım sezon beni çok yordu. Özellikle Eto'o ve Nasri gibi dünya yıldızlarını yönetmek cidden zor ve oyun bunu size daha çok hissettiriyor. ilk sezonun sonunda Eto'o'nun gitmesiyle hem finansal olarak hem de bu takım uyumunu yıpratmasından kurtulmam sebebi ile biraz daha toparladık. 2. Sezona kötü başladık ama süper devam ettik. ilk yarı bittiğinde 4. sıradaydım ve artık Nasri ile de yolları ayırmanın vakti gelmişti. Adamlara 1-2m teklif vereni zor bulduk, adamlar gittikleri takımda direk 12m oldular ona ayrı bir ayarım zaten de, neyse. ikinci yarıda coştuk arkadaşlar. Muhteşem bir sezon geçiyordu. Taa ki 23. haftaya kadar. Bak o hafta ne oldu hiç bilmiyorum. Her şey süper, uyum bozulmasın diye takım liderlerinin gözünün içine bakıyom, ayaklarını yıkayacam neredeyse, düzen aynen devam ama çat diye maç kazanamamaya başladık. 12 maç yaptık 2 galibiyet 4 beraberlik 6 mağlubiyetle bitti sezonun kalanı. Bak işin diğer garip yanı son haftaya kadar da 5.'yim hala bu leş performansla. Gidip lider beşiktaş'ı yeniyorum 2-1 gelip evimde 16.-17.-18. sıralarda olan takımlara yeniliyorum. Çözemedim ya sinirden duvarları kırıp tekrar yapıp bi daha kırasım geldi. Son hafta maç Bursa'yla. Bursa 4. ben 5. Bursa'yı yenersem avrupa kupalarına gidicem ki hedefim o. Tabi ben isterim de yenebilir miyim. Yedim 3 tane oturdum aşağı. Ligi de çat diye 8. likle bitirdim.
Son düzlükteki bu olaya anlam veremedim. Modum çok düştü. 2 tane genç yeteneğim var gazlıyorlar birbirlerini gidelim avrupaya ortamlara akalım diye. Pislikler. Bari avrupa kupalarına gideydim kalırlardı belki. Gidene kal demem asla. Çünkü takım uyumu. Akşam eve gidince satayım bari onları da para gelsin.
Şimdilik bu kadar sayın sözlük.
Edit 1 : 2 genç yeteneği bi kaç sezon daha satmadım. Sonra forveti sattım. Eski oyunlardaki gibi çat diye 20-30m na satamadım ama 15'e okuttum gene. Bu arada eski oyunlarda TSL'deki takımların -özellikle 4 büyüklerin- hiç transfer yapmamasından çok şikayetçiydim. Artık öyle bir olay yok arkadaşlar. Galatasaray 8-9m na oyuncu alıp satıyor. Diğer takımlar da aynı. Ya bu artık gerekmiyo bana satam para kazanam dediğim adamıma bursa falan sağlam teklifler veriyor yani. Sevdim transfer olayını.
Sevgiyle ve saygıyla kalın.
Gel gelelim aldık ama naptık nettik faslına. pre-order döneminde eski oyunlara sahip olduğum için indirimle 80 tl ye düşmüştü ama almak için çıkmasını bekledim. Betalar çıkınca da fiyatı çat diye 110 tl'ye çektiler. Dedim vay efendim siz misiniz fiyatı arttıran gittim durmaplay'den aldım. Herhangi bir problem yaşamadığımı da belirteyim.
Oyunu açtığımızda karşımıza müzik sesi geliyor. Müzik fena değil aslında. Yıllardır oyunda değişiklik anlamında kadrolar dışında pek bir şey olmayınca böyle bir heyecanlanmadım değil, içim kıpraştı. Hele ki bu tür menejerlik simülasyonlarına Premier Manager 98 ile başlamış biri olarak, o eski günler canlandı gözümde. Tüm oyun boyunca arka fonda hafif, güzel ve rahatsız etmeyen bir tempoya sahip müzik. Bak 98 yılının oyunudur o zamanın teknolojisiyle maç grafikleri fifa gibiydi ! Görüntü kalitesi tartışılırdı tabi ama 3D gibi 3D idi.
Neyse, devam edecek olursak oyunun beta versiyonuna 2 kere Antalyaspor 1 kere de ingiltere 2. liginden bir takımla başlayıp ligin 7. haftasına kadar 0 galibiyetle gittim. Böyle oyun mu olur diye isyan ettim. Sesimi duydular sanıyorum ki betalar bittiğinde böyle bir problemle karşılaşmadım.
Antalyaspor'u aldım ki yıllardır hep Galatasaray'la başlarım. Dedim bu sene, elinde bu kadar kaliteli oyunlar varken Antalya nasıl maç kaybediyor. Kaybedilebiliyormuş...
Menejer profilini oluştururken antrenör özelliklerim biraz bir şeye benzesin diye eski futbolcu dedim ama itibar sıfıra yakın. La takım sallamıyor ya beni. Eto'o diyor sen hayırdır. Kim kopeksin sen de gelip bana laf edeceksin. Adam haklı şimdi. 28 yaşımda geçsem Antalya'nın başına ilk antrenmanda ayaklarımı kaba etime vura vura koşup gider göbeğime imzasını attırırım Eto'o'ya yani o derece. Velhasıl kelam kadro hiyerarşisi, oyuncuların sana saygı duyması, kadro uyumu falan güzel olmuş. Uyum sıfırsa takım zor maç kazanıyor.
Taktik ekranı değişmiş, inanılmaz ayar oldum. Adamı kadroya koymuşum adam sakat çıkıyor. Ama sakat olduğu taktik ekranında gözükmüyor. La nerden bilecem sakat olduğunu adamın sakat olduğunu ?! Taktik bölümünü ufaltıp oradan bakmak gerekiyor falan, sarmadı beni. Eski hali daha güzeldi net bir şekilde. Oyuncu sakat profilini açıyorum sakat olduğu hiç bir yerde gözükmüyor. Anca kadro listesinde yanındaki kocaman SKT yazısından onun sakatat değil de sakat olduğunu anlayabiliyorum. Bir yerde gözüküyorsa da ben bulamadım henüz oyuncu profilinde. Taktik ekranıyla ilgili tek güzel gelişme oyuncuların birbirleri ile olan uyumu Fifa'da olduğu gibi renkli ağlarla gösteriliyor. Örneğin 2 oyuncu birbirleri ile çok uyumlu ise yeşil renk bir bağ oluyor aralarında. Uyum söz konusu değil ise hiç ağ olmuyor. Ek olarak sahada hangi bölgelerde güçlüsünüz hangi bölgeleriniz zayıf bu da görselleştirilmiş, hoş olmuş. Orta saha için de ek yeni 2 pozisyon türü gelmiş.
Sağlık merkezi koymuşlar ki sevdiğim özelliklerden birisi oldu. Hangi oyuncu sakatlanmaya meyilli, hangisi yorgun vs. görebiliyorsunuz. Oyuncunun kondisyon ve maç kondisyonu 90 küsürlerde olsa bile maç yorgunluğundan artan bir sakatlık riski varsa burada görüp, "Sen bu maç dinlen yiğenim" diyebiliyorsunuz.
Takımda bulunan tüm gözlemcilerimin alnının çatına vurmak istiyorum. Adama diyorum ki, bana Türkiye'den oyuncu bul. Adam gidiyor brezilya'dan öneriyor. Eskide olduğu gibi bir ülkeyi ya da bir ligi seçip bir gözlemciyi oraya gönderemedim. Yapılabiliyor mu emin değilim. Uyruğu Türk olan adamları önerin bana diyemedim. Bunlar gıcık yanları. Güzel yanı da, bir gözlemci bütçemiz var artık. Yıllık gider olarak şu kadar kullan vs. diyebiliyoruz.
Bu gelişmelerin dışında Antalyaspor'la başladığım sezon beni çok yordu. Özellikle Eto'o ve Nasri gibi dünya yıldızlarını yönetmek cidden zor ve oyun bunu size daha çok hissettiriyor. ilk sezonun sonunda Eto'o'nun gitmesiyle hem finansal olarak hem de bu takım uyumunu yıpratmasından kurtulmam sebebi ile biraz daha toparladık. 2. Sezona kötü başladık ama süper devam ettik. ilk yarı bittiğinde 4. sıradaydım ve artık Nasri ile de yolları ayırmanın vakti gelmişti. Adamlara 1-2m teklif vereni zor bulduk, adamlar gittikleri takımda direk 12m oldular ona ayrı bir ayarım zaten de, neyse. ikinci yarıda coştuk arkadaşlar. Muhteşem bir sezon geçiyordu. Taa ki 23. haftaya kadar. Bak o hafta ne oldu hiç bilmiyorum. Her şey süper, uyum bozulmasın diye takım liderlerinin gözünün içine bakıyom, ayaklarını yıkayacam neredeyse, düzen aynen devam ama çat diye maç kazanamamaya başladık. 12 maç yaptık 2 galibiyet 4 beraberlik 6 mağlubiyetle bitti sezonun kalanı. Bak işin diğer garip yanı son haftaya kadar da 5.'yim hala bu leş performansla. Gidip lider beşiktaş'ı yeniyorum 2-1 gelip evimde 16.-17.-18. sıralarda olan takımlara yeniliyorum. Çözemedim ya sinirden duvarları kırıp tekrar yapıp bi daha kırasım geldi. Son hafta maç Bursa'yla. Bursa 4. ben 5. Bursa'yı yenersem avrupa kupalarına gidicem ki hedefim o. Tabi ben isterim de yenebilir miyim. Yedim 3 tane oturdum aşağı. Ligi de çat diye 8. likle bitirdim.
Son düzlükteki bu olaya anlam veremedim. Modum çok düştü. 2 tane genç yeteneğim var gazlıyorlar birbirlerini gidelim avrupaya ortamlara akalım diye. Pislikler. Bari avrupa kupalarına gideydim kalırlardı belki. Gidene kal demem asla. Çünkü takım uyumu. Akşam eve gidince satayım bari onları da para gelsin.
Şimdilik bu kadar sayın sözlük.
Edit 1 : 2 genç yeteneği bi kaç sezon daha satmadım. Sonra forveti sattım. Eski oyunlardaki gibi çat diye 20-30m na satamadım ama 15'e okuttum gene. Bu arada eski oyunlarda TSL'deki takımların -özellikle 4 büyüklerin- hiç transfer yapmamasından çok şikayetçiydim. Artık öyle bir olay yok arkadaşlar. Galatasaray 8-9m na oyuncu alıp satıyor. Diğer takımlar da aynı. Ya bu artık gerekmiyo bana satam para kazanam dediğim adamıma bursa falan sağlam teklifler veriyor yani. Sevdim transfer olayını.
Sevgiyle ve saygıyla kalın.
Tofaş - istanbul BBSK maçına bilet alayım dedim. Hizmet bedelini bildiğimden normal deyip geçtim o bölümü ama, en sonda bilet teslimatı diye bir şey var, seçenekleri aşağıda yazıyorum.
1 ) E-maille göndericez bileti, çıktısını alıp gitmen lazım ( 3,5 TL )
2 ) Barkod göndericez akıllı telefona, o barkodla giriceksin ( 3,5 TL )
Eee senin hizmetin bu değil miydi ? Zaten bunun için para almamış mıydın benden ?
Dolandırıcılık yapıyorlar resmen ama du bakalım gün gelecek siz de gideceksiniz.
1 ) E-maille göndericez bileti, çıktısını alıp gitmen lazım ( 3,5 TL )
2 ) Barkod göndericez akıllı telefona, o barkodla giriceksin ( 3,5 TL )
Eee senin hizmetin bu değil miydi ? Zaten bunun için para almamış mıydın benden ?
Dolandırıcılık yapıyorlar resmen ama du bakalım gün gelecek siz de gideceksiniz.
Güvenilir mi güvenilmez mi pek bilmiyorum. Bitcoin ile alakalı ufak bir tecrübe yaşamak adına kayıt olup deneme yaptığım site. Bitcoin alımı oldukça rahat. 5 dk içerisinde alım tamamlandı ve hesabımda gözüktü.
Zamanla edindiğim diğer tecrübeleri de yazarım buraya.
Zamanla edindiğim diğer tecrübeleri de yazarım buraya.
Olur arkadaşım o da olur. Milletvekilinin dokunulmazlığı olduğu sürece hepsi olur. Bu tür dalavereler gerçekleştiren milletvekilleri hakkında tutanak tutulsa, dava açılsa sahtekarlıktan, milletvekilliği düşürülse bakın bakalım yapabiliyorlar mı bir daha. Benim kendi öz vekilimin dokunulmaz olması nasıl bir saçmalıktır ya. Vakti zamanında kim koymuşsa bu kanunu büyük hata etmiş.
Turkcell'in tatile çıkmış olan özelliği.
Daha önce samsung ve htc nin amiral gemimiz dedikleri telefonlarını kullanmışlığım var. Ancak işletim sistemi nedeni ile hepsi 2. yılın sonunra mortingen straize olma yolunda sağlam adımlar attılar. HTC en sevdiğim idi. Göz bebeğim idi. Yere düşer düşer sağlam kasası sayesinde bir şey olmaz idi. Ama android idi.
Velhasıl kelam sonrasında iphone 6 aldım. Baktım çok ince. Dedim ben bunu kırarım. Kalınlığını 2 katına çıkaran da bir kılıf aldım. Artık kırılmaz bu dedim. Neredeyse 1.5 yıl falan oldu. Kabın her tarafı darbe görmüş çizilmiş ama telefon hala sıfır gibi tek bir çizik yok. Üstüne işletim sisteminde de zerre yavaşlama yok. Yani cihazın yazılımsal ömrü android cihazlardan daha iyi.
Konu başlığı olan iphone 7 ye gelecek olur isek, telefonumu upgrade etmek için herhangi bir sebep görmüyorum. Hiç bir anlam ifade etmiyor onla beraber gelen özellikler. Bu gidişle zaten iphone 9-10'a kadar da ifade eden bir özellik gelecek gibi görünmüyor. Elimdeki telefon da o zaman kadar dayanır gibi duruyor.
Velhasıl kelam sonrasında iphone 6 aldım. Baktım çok ince. Dedim ben bunu kırarım. Kalınlığını 2 katına çıkaran da bir kılıf aldım. Artık kırılmaz bu dedim. Neredeyse 1.5 yıl falan oldu. Kabın her tarafı darbe görmüş çizilmiş ama telefon hala sıfır gibi tek bir çizik yok. Üstüne işletim sisteminde de zerre yavaşlama yok. Yani cihazın yazılımsal ömrü android cihazlardan daha iyi.
Konu başlığı olan iphone 7 ye gelecek olur isek, telefonumu upgrade etmek için herhangi bir sebep görmüyorum. Hiç bir anlam ifade etmiyor onla beraber gelen özellikler. Bu gidişle zaten iphone 9-10'a kadar da ifade eden bir özellik gelecek gibi görünmüyor. Elimdeki telefon da o zaman kadar dayanır gibi duruyor.
Anadolu takımlarından biri formasını giydirebilirse, sezon ortası ya da sonunda 4 büyüklere transferi için 4-5 m ların konuşulmasına sebep verebilir bu durum.
Bursa için 2 yer söyleyebilirim.
1 ) Ata Bulvarından sanayiye girerken Durmazlar'ı geçtikten hemen sonraki kavşakta sol tarafta bekleyen dayı da.
2 ) FSM Bulvarında camiden hemen önce. Ara sıra polis çevirmesi olur orada. Tam çevirmenin başında duruyor abimiz.
1 ) Ata Bulvarından sanayiye girerken Durmazlar'ı geçtikten hemen sonraki kavşakta sol tarafta bekleyen dayı da.
2 ) FSM Bulvarında camiden hemen önce. Ara sıra polis çevirmesi olur orada. Tam çevirmenin başında duruyor abimiz.
ilk kez, bu tür işlerle ( web sitesi, teknoloji vs. ) hiç uğraşmayan hatta pek bilgisi de olmayan kuzenimden duymuştum.
-Ya kozmik böyle böyle bişi varmış. Geçen bi arkadaş dedi. Çok para kazanıyoz falan dedi. Nasıl bişey o sen biliyosundur.
+Abi şimdi ilk kez duydum da bu dediğin bildiğin saadet zinciri. Bulaşma deyim ben sana. Olayı tam anlamadım ama hiç bulaşma.
Sonrasında bulaşmadı bizim kuzen de.
Geçtiğimiz yıllarda yarım dönem beraber okuma fırsatı bulduğum bir arkadaşımın da facebook'unda uzunca bir süredir aşağıdaki gibi yazılar paylaştığını gördüm.
#StandUpBeDetermined
#FightForTheOurFuture
Dedim ki "vaayy helal olsun bak, biz diyoduk bi şirket kurmak lazım falan diye adam heralde buna girişti. Konferanslar seminerlere falan katılıyo. Start up olcak heralde"
Neyse bu olay bu şekil devam etti. işte aynı etiketler altında farklı elemanlarla falan fotoğraflar. Hayır şimdi tipleri de görüyorum. Yani tamam start up'ın yaşı yoktur ama türkiye'de 30 küsürlerde yapılır genelde. Ulan elemanın yanındakiler 18-19 yaşında tüy bıyıklı tipler. Allah allah dedim nasıl bi iş yapıcaklar falan.
Sürekli böyle takım elbise giyinmeler falan. ( Askerden geldiğimden beri giyiyorum o nalet şeyi. ) Google'a "güzel kişisel gelişim sözleri" yazılarak bulunmuş söz paylaşmalar falan.
Sonra lan dedim bu işte bi sıkıntı var. Çocukla üniden sonra da hiç konuşmamışım falan. Açtım facebook'unu bakıyorum neler paylaşmış kimler beğenmiş falan. Krallll , Adaammmm etiketleri ile beraber bi elemanı etiketlediğini gördüm. Sonra baktım bu elemanın profiline Mega Holding'de bilmem neymiş adam. Neymiş la bu mega dedim. baktım zamanında kuzenimin bahsettiği tırıvırı.
Hay dedim sizin beyin damarlarınızı eşşekler yalasın.
Olum manyak mısınız böyle şeylere para kaptırıyonuz. Kafanız mı güzel ya. Sizi büyütürken ananız babanız süt yerine sıvı sabun mu içirdi size ?!
Bakayım ne zaman bu saçmalıkları bırakıp adam akıllı bir iş arayışına giricek. O zaman geri gelicem bu başlık altına sözlük !
-Ya kozmik böyle böyle bişi varmış. Geçen bi arkadaş dedi. Çok para kazanıyoz falan dedi. Nasıl bişey o sen biliyosundur.
+Abi şimdi ilk kez duydum da bu dediğin bildiğin saadet zinciri. Bulaşma deyim ben sana. Olayı tam anlamadım ama hiç bulaşma.
Sonrasında bulaşmadı bizim kuzen de.
Geçtiğimiz yıllarda yarım dönem beraber okuma fırsatı bulduğum bir arkadaşımın da facebook'unda uzunca bir süredir aşağıdaki gibi yazılar paylaştığını gördüm.
#StandUpBeDetermined
#FightForTheOurFuture
Dedim ki "vaayy helal olsun bak, biz diyoduk bi şirket kurmak lazım falan diye adam heralde buna girişti. Konferanslar seminerlere falan katılıyo. Start up olcak heralde"
Neyse bu olay bu şekil devam etti. işte aynı etiketler altında farklı elemanlarla falan fotoğraflar. Hayır şimdi tipleri de görüyorum. Yani tamam start up'ın yaşı yoktur ama türkiye'de 30 küsürlerde yapılır genelde. Ulan elemanın yanındakiler 18-19 yaşında tüy bıyıklı tipler. Allah allah dedim nasıl bi iş yapıcaklar falan.
Sürekli böyle takım elbise giyinmeler falan. ( Askerden geldiğimden beri giyiyorum o nalet şeyi. ) Google'a "güzel kişisel gelişim sözleri" yazılarak bulunmuş söz paylaşmalar falan.
Sonra lan dedim bu işte bi sıkıntı var. Çocukla üniden sonra da hiç konuşmamışım falan. Açtım facebook'unu bakıyorum neler paylaşmış kimler beğenmiş falan. Krallll , Adaammmm etiketleri ile beraber bi elemanı etiketlediğini gördüm. Sonra baktım bu elemanın profiline Mega Holding'de bilmem neymiş adam. Neymiş la bu mega dedim. baktım zamanında kuzenimin bahsettiği tırıvırı.
Hay dedim sizin beyin damarlarınızı eşşekler yalasın.
Olum manyak mısınız böyle şeylere para kaptırıyonuz. Kafanız mı güzel ya. Sizi büyütürken ananız babanız süt yerine sıvı sabun mu içirdi size ?!
Bakayım ne zaman bu saçmalıkları bırakıp adam akıllı bir iş arayışına giricek. O zaman geri gelicem bu başlık altına sözlük !
Bence gelmiş geçmiş en eğlenceli dizilerden biridir. Ancak hiç bir zaman tüm sezonlarını izleyemedim. Eskiden cnbc-e de ara sıra denk gelirdim o kadar. Geçtiğimiz yıllarda bi izlemeye karar vermiş ancak internetteki dizi sitelerinde bulamamıştım. Sonra diziyi indirmiş bu seferde türkçe altyazı için problem yaşamıştım. Belki giderilmiştir deyip şimdi de araştırmaya başladım. 3. sezonla beraber yine altyazı problemi başladı. Neyse ki bu yıllarda ingilizcem diziyi altyazısız izleyecek kadar ilerlemiş. De türkçeye çevirmişsiniz eyvallah da inanılmaz uyumsuz ya. Dizi introsuz başlıyo , sizin çeviride başta intro var. Peh.
2 sene kadar önce tamamen tesadüf eseri bir videolarına denk gelmemle dinlemeye başladığım gruptur. Enfes şarkıları var , hele ki canlı performansları da müthiştir ! Bursa Hayal Kahvesi konserleri müthişti mesela. Solistleri ilhan Gültan'da pek tatlı bir insandır.
Şu şarkılarını es geçmeyin mesela :
- Senden Başka
- Salladım Çemberimi
- Yüksek Dağlara Doğru
Şu şarkılarını es geçmeyin mesela :
- Senden Başka
- Salladım Çemberimi
- Yüksek Dağlara Doğru
2015 yılında Ona isimli 4 şarkılık bir mini albüm çıkarmışlardır. Resul Dindar'ın ayrılışından sonra bir çöküş sürecine girdiği de doğrudur. Hele ki Hüseyin Ulusan'ın olduğu dönem en kötü dönemdir bence. Karmate'yi açtığınızda duymak isteyeceğiniz ses değildi yani Hüseyin Ulusan. Ki kendisini imera ile çok severim. imera ile mükemmeldir. imera'yı açtığımda beklediğimdir kendisi, kARMATE'yi DEĞiL.
Hüseyin Ulusan'dan sonra Emrah Nar'ın katılımıyla sanki o eski ses tonunu yakalamış gibi geldiler bana. Özellikle Ona albümlerindeki Kördüğüm ve Sevdaluk şarkılarını inanılmaz beğendim.
Hüseyin Ulusan'dan sonra Emrah Nar'ın katılımıyla sanki o eski ses tonunu yakalamış gibi geldiler bana. Özellikle Ona albümlerindeki Kördüğüm ve Sevdaluk şarkılarını inanılmaz beğendim.
Az önce NtvSpor'da ismail Kartal'ın sarfettiği kelime. Cümle içerisine o kadar uydu ki , hiç garipsemedik. Ne ismail Kartal söylerken ne de ben ve yorumcular dinlerken. O kadar normal , o kadar sıradandı ki garipseyemezdik zaten.
O an fark ettim ne çok kullandığımızı bu kelimeyi. O kadar çok kullandık ki artık garipsemiyoruz , ne söylerken ne de duyduğumuzda.
Hani diyoruz ya terörle yaşamaya alışmayacağız diye. Çoktan alışmışız da haberimiz yok be sözlük.
O an fark ettim ne çok kullandığımızı bu kelimeyi. O kadar çok kullandık ki artık garipsemiyoruz , ne söylerken ne de duyduğumuzda.
Hani diyoruz ya terörle yaşamaya alışmayacağız diye. Çoktan alışmışız da haberimiz yok be sözlük.
Benim tercihim altyazıdan yana olacaktır. Ama dublaj'da da çok iyi olduğumuzu belirtmem gerekiyor. Tabi her film için değil. Bazı filmlerde dublaj yapıcam derken çevresel seslerin tamamını susturuyorlar , çok rahatsız edici bir sessizlik oluyor filmde.
Bazı filmlerin akla türkçe kazındığı da doğrudur. Mesela benim için Geleceğe Dönüş serisi * türkçedir. Altyazılı olarak ilk izlediğimde Hem marty nin hem de professorun seslerini yadırgamıştım.
Bazı filmlerin akla türkçe kazındığı da doğrudur. Mesela benim için Geleceğe Dönüş serisi * türkçedir. Altyazılı olarak ilk izlediğimde Hem marty nin hem de professorun seslerini yadırgamıştım.
lisedeyken okul bizi gezmeye bursa f tipi kapalı ceza evine götürmüştü. Tam gezmelik yer gençler tavsiye ederim. Tabi asıl olay sadece gezmek değildi , etkinliğin 2 ay öncesinden gösteri yapmak için hazırlıklar yapılmıştı falan. Anadolu teknik lisesiyiz bölüm makine sınıfta ki kız sayısının 3 katının karesi sınıftaki erkek sayısına eşit. Yani formülle ;
x = erkek sayısı , y = kız sayısı ise
x = (3y)^2
Diğer bölümlerde böyle bir durum söz konusu değil çünkü diğerlerinde çoğunlukla x=y , hatta öyle bölümler var ki y sonsuza giderken x = 0 yani o derece.
Böyle bir sınıfın cezaevinde gösteri olarak ( mahkumlar ve diğer sınıfların karşısında ) "bir bir biri birilerine bakar bakar bakar dururum" isimli şarkıyı almanca olarak söylediğini düşünün. Çok sağlam travmaydı.
x = erkek sayısı , y = kız sayısı ise
x = (3y)^2
Diğer bölümlerde böyle bir durum söz konusu değil çünkü diğerlerinde çoğunlukla x=y , hatta öyle bölümler var ki y sonsuza giderken x = 0 yani o derece.
Böyle bir sınıfın cezaevinde gösteri olarak ( mahkumlar ve diğer sınıfların karşısında ) "bir bir biri birilerine bakar bakar bakar dururum" isimli şarkıyı almanca olarak söylediğini düşünün. Çok sağlam travmaydı.