bugün

günümüzde hükümet, veliler, öğrenciler ve öğretmenlerin kendileri* tarafından günbegün itibarsızlaştırılıyor malesef.

aslında unutulmamalı,
bu ülkenin ve bu cumhuriyetin kurucusu mustafa kemal atatürk bizi öğretmenlere emanet etmiştir.
--spoiler--

430 bin atanamayan öğretmenimiz umutla bekliyor. Sadece 20 bin atama vadedip, buna müjde diyorlar. iYi Parti olarak Genel Başkanımız Meral Akşener'in vurguladığı gibi genç öğretmenlerimizi öğrencileri ile buluşturup, bu kaosa son vereceğiz.
#TürkiyeiYiolacak

--spoiler--
öğrencisini her gün okula getirip götüren bir öğretmen:

görsel
Çok da sikimde ben özel sektörde öğretmenim ne yaparsanız yapın.
bir insan yavrusunun hayatini sekillendiren, ogretmenin yaninda egitmesi de beklenen kişi.

simdi sözlük benim hayatimda kotu anilara sebebiyet veren hayata inancimi ve guvenimi kiran iki ogretmen var. bu ikisi sosyal medyada karsima cikiyor surekli. herkes guzel anilarla öğretmenlerine doner tesekkur ederken ben bu ikisine kotu hatirlandiklarini islerini duzgun beceremediklerini vs iceren bir mesaj atip gunlerini morallerini sikmek istiyorum. kufur falan degil ha. bu minvalde agir laflar yeter. bu ogretmenlerden biri sirf kendi defterime galatasarayin amblemini cizdim diye gozlugumu cikartirip tokat atmisti mesela 2. siniftaydim daha. hak etmiyor mu simdi bu kadin bunu? yasliligin verdigi duygusallıkla pic olsun istiyorum meslegiyle duydugu gururu. ama kendim de zehirlenecekmisim gibi geliyor bu tutuyor beni bi tek.
kim dedi sana öğretmen ol sen kendin istedin.
o zaman görevini ağlama zırlama hayır başar.
artık, devlet denen damızlık ineğin memelerinden birine ağzını dayayıp, bir ömür keyif sürmek isteyen asalakların rağbet ettikleri meslek türü haline gelmiştir.

ondan bu kadar talep var, ondan bu kadar rağbet ediliyor.

iki kelimeyi yan yana getirip konuşmaktan aciz cahil insanlar, bir şekilde atanıp senede 5 ay tatil yaparaktan, erken rezervasyonla çıkılacak tatillerin hayalini kuruyor.

atanamayana da gram acımıyorum! fırsatçı, boş beleş tipler.
Bu yıl 12. Yılıma başlarken geriye dönüp baktığımda olgunlaştığını hissediyorum hele hele koridorda nöbet bekleyen mini mini 5 lerimi özledim.Bu duyguyu yaşamak müthiş.Sadece bilgi vermek değil karşılıklı etkileşimde bulunmak beraber gülmek,beraber üzülmek bu mesleğin güzel yanları.iyi ki öğretmen oldum.Kuzularıma kavuşmama az kaldı.Hayatıma renk katan,bana çok şey katan yavrularım iyi ki vardınız.Tüm meslektaşlarıma iyi bir eğitim öğretim yılı diliyorum.
siz tüm gün ofislerinizde, gün ışığı görmeden patronunuza para kazandırıyor, şirketin bekası için saatlerinizi israf ediyorsunuz o masaların, bilgisayarların başında. bu öğretmen öfkenizin esas sebebi bu.

biz gerçek teşekkürler alıyoruz, avuç içlerimizden öpülüp, her gün sevgi ve minnet mektupları, resimleri alıyoruz. çalışırken oyun oynuyoruz, gülüyoruz, insan yetiştiriyoruz, insanların hayatlarına dokunup, değiştiriyoruz.

sizi anlıyor ve üzülüyorum. keşke sizler de gerçek neticeleri olan, paradan başka şeyler için de yapılan meslekler icra etseniz.
Size sarılan sevgi dolu yürekleri gördükçe mesleğinizi sevmenize neden oluyor.Hele üniversite kazananları da duyduğunuz da gururunuz,mutluluğunuz artıyor.Sıcacık yürekleriyle bana sarılıp sıkıntılı anlarımı az da olsa unutturan yavrucuklarım sizleri çok seviyorum.iyi ki varsınız,iyi ki hayatıma anlam katıyorsunuz.Verdiği haz hiçbir şeyle ifade edilemeyecek meslek.
görsel
Dünyanın en saygı duyulması gereken mesleği. Bu bir meslek değil bir misyon aslında. Öğretmenler olmasa, öğrenme eylemi olmasa insanlık ne kadar ilerleyebilir ki. insanın başlıca öğretmeni hayattır ve insan yaşadığı sürece sadece bir öğrencidir.
https://www.uludagsozluk.com/e/40308198/
görsel
Değil mi?

Lise bitene kadar okulun ilk günü herkes ayağa kalkıp ismini soyismini, mahallesini, babasının mesleğini söylemedi mi?

Yalan. Söylemeyin.
Ooo genelleme. severim genelleme yapmayı.
Biraz da öğrencileri ele alalım.
Sizin gibi sikiklere öğretmenlik yapmak çok kolay iş çünkü.

Öğrenci ayırmıyorum. Hepiniz mal, anne bana terbiyesi almamış, edep görmemiş birer bok çuvalısınız. Çünkü en iyi genellemeyi ben yaparım.
Babasının mesleğinden utanan okula gelmesin bi zahmet. bizi yokluğunuzla sınayın lütfen. Emin olun çok üzülürüz. Veyahut ailesinden biri ölmüşse benim şuyum vefat etti desin. Bu kadar mı zor amk apaçileri? Sanki ölüm hayatın gerçeği değil, sadece sizin gibi hassas jojukların yakınları ölüyor. Yedi sülalesine küfredilince bu kadar duyar kasmıyorlar la.

Okuyun siz de öğretmen olun, ana baba mesleği sormayın. Hadi bi nesli komple değiştirin, kendiniz gibi duyarlı vatandaşlar (zaaa) yetiştirin.

Tabii önce danla bilic videosu izlemeyi, şu kızı yatağa nasıl atarım olayını aza indirgemeniz lazım. 30 haykünüzle ancak fetö okullarında çaycı olursunuz.
https://m.uludagsozluk.com/e/40313554/

Ooo genelleme. Almam bi dal.
gururundan kalp krizi geçirip ölür.

yalova valisini de unutmadık.
en aç da bunlardır. kim dedi sana para için bu meslek yapılmaz..
görev kutsaldır.
Genelleme mi yapıyoruz? Güzel.

Ulan benim babam sınıf öğretmenydi, öğretmen çocuğu olmak okulda bir nebze insana özgüven veriyordu benim için zaten hava hoştu, babamla aynı okulda okuyordum.

Ama sizin gibiler öğretmenler her sene başında,
Biz gibi öğrencilere "baban ne iş yapıyor" dediğinde, "babam vefat etti" cevabını veren öğrencinin psikolojisini asla düşünmedi. Düşünemez. Sizde o kapasite yok.

Yazından şunu anladım, sen liseyi kastediyorsun, ben ilkokul ve ortaokulu.

Uludağ sözlük. Beni öğretmenlerden soğutacaksın haberin olsun. Saçma sapan entry girmeyin.
Burada oturmus ogretmenleri ovuyorsunuz. Kusura bakmayin da artik ogretmenlik cigirindan cikti. isler boka sardi. Lisede ogretmenlerimden cok cektim hatta hayatimda ilk kez oyle ogretmenler gordum. Ogretmenlik elbette ki kutsal bir meslek lakin herkesin yapacagi bir sey degil.

Arada birkac kisi cikar gercekten bu meslegi yapan gerisi bok yesin. Sirf is sahibi olayim diye okumuslar.
babasıyla aynı okulda okuyan çok bilmiş pezevemenklerin eleştirdiği meslek.
Siz öğrencilere "babanın mesleği ne" diye sorular sormaya devam ettikçe,

Öğrenciler size "öğretmen" olarak bakmamaya devam edecek.
çocuklarınıza isteyerek ya da istemeyerek bu şekilde öğretmenlerini sevmemeyi, saygı duymamayı öğretiyorsunuz ya, en çok da size ve dolayısıyla yine kendilerine zarar veriyorlar hayat boyu. çünkü bir çocuk, sevmediğinden ve saygı duymadığından kesinlikle öğrenemez. çünkü öğrenmenin birinci kuralı bilgiye duyulan heves, dolayısıyla öğretene duyulan sevgi ve hürmettir ilkin. sevgi ve saygı ise hayata karşı bir tutumdur, kişilerle, olaylarla veya olgularla alakası yoktur. ve saygı dediğimiz şey öteki'ne, sana ait olmayana duyduğun sevgidir her şeyden önce.

şöyle bir gerçek var ki, günlük kırk dakikadan on ay bir şekilde geçer o ders. sabrınız tükenip, çaresiz kaldığınızda nihayetinde bir meslektir ve bir şekilde, her türlü olumsuzluğa rağmen hevesli olanlarla yapılır. fakat sonrasında hayat boyu size yapıyorlar o saygısızlıkları unutmayın. ve şu da bir gerçek ki birbirlerine vermiş olduğu zararlar çok daha kötü. bırakınız öfkelendiklerinde, oyunlarında bile birbirlerine karşı son derece acımasız ve sevgisizler. ve sevgisizlikleri öğretmenlerinden öğrenebilecekleri bir bilgi, öğretmenlerinden tamamlayabilecekleri bir eksik değil. sevilmeyi bilmeyen çocuk sevmeyi beceremiyor maalesef.

yukarıda verilen bu kötü öğretmen örnekleri vardır doğru belki liselerde, fakat ebeveynlerinin iletişim dahi kurmak istemediği bu öğrencilerin otuz tanesini bir sınıfta sizi dinlemeye ikna etmek, kabul edilmeli ki, büyük bir sabır ve beceri örneğidir fikrimce.
şerefsizlikle en çok özdeşleşen kişi.