bugün

öğretmen

çocuklarınıza isteyerek ya da istemeyerek bu şekilde öğretmenlerini sevmemeyi, saygı duymamayı öğretiyorsunuz ya, en çok da size ve dolayısıyla yine kendilerine zarar veriyorlar hayat boyu. çünkü bir çocuk, sevmediğinden ve saygı duymadığından kesinlikle öğrenemez. çünkü öğrenmenin birinci kuralı bilgiye duyulan heves, dolayısıyla öğretene duyulan sevgi ve hürmettir ilkin. sevgi ve saygı ise hayata karşı bir tutumdur, kişilerle, olaylarla veya olgularla alakası yoktur. ve saygı dediğimiz şey öteki'ne, sana ait olmayana duyduğun sevgidir her şeyden önce.

şöyle bir gerçek var ki, günlük kırk dakikadan on ay bir şekilde geçer o ders. sabrınız tükenip, çaresiz kaldığınızda nihayetinde bir meslektir ve bir şekilde, her türlü olumsuzluğa rağmen hevesli olanlarla yapılır. fakat sonrasında hayat boyu size yapıyorlar o saygısızlıkları unutmayın. ve şu da bir gerçek ki birbirlerine vermiş olduğu zararlar çok daha kötü. bırakınız öfkelendiklerinde, oyunlarında bile birbirlerine karşı son derece acımasız ve sevgisizler. ve sevgisizlikleri öğretmenlerinden öğrenebilecekleri bir bilgi, öğretmenlerinden tamamlayabilecekleri bir eksik değil. sevilmeyi bilmeyen çocuk sevmeyi beceremiyor maalesef.

yukarıda verilen bu kötü öğretmen örnekleri vardır doğru belki liselerde, fakat ebeveynlerinin iletişim dahi kurmak istemediği bu öğrencilerin otuz tanesini bir sınıfta sizi dinlemeye ikna etmek, kabul edilmeli ki, büyük bir sabır ve beceri örneğidir fikrimce.