bugün

entry'ler (400)

sözlüğü bu kadar ciddiye almayın insanı

tanım: bazı durumlarda sözlüğün bile insanı rahatlatabileceğini fark etmemiş insan.

şimdi ben buraya hayatımı oldukça olumsuz etkileyen (depresyon ve anksiyete tanısı almama sebep olan) bir derdimi yazacağım. sözlüğü ciddiye almak mı dersiniz, sözlüğe yazacak kadar düşmek mi dersiniz bilemiyorum. üstelik derdim işimle ilgili ve iş yerindeki bilgisayardan giriyorum bu entryi, girdiğim site falan hep belli oluyor pc kullanıcı adımdan. umrumda değil.

devlet memuruyum. pek çok insanın haberlerde okumaya, izlemeye dayanamadığı bir alanda 5 yıldır fiilen çalışıyorum, 6. yıla girdim. bu süre zarfında hem sürekli cinsel istismar, fiziksel şiddet vb gibi ciddi vakalarla uğraşıyorum. hem de bu işleri yapan veya geçmişte bu tür şeyler veya başka travmalar yaşadığı için şiddete eğilimli, çoğu zaman faaliyete geçen insanlarla. bu insanlarla sürekli iletişim halinde olmak zorundayım. resmi şikayetler, anlamsız olay çıkartmalar bu alanda çalışan herkesin hayatının bir parçası. ancak olay kişisel tehdite, hakarete, saldırıya, ailenize bedduaya (çocuğun arabanın altında kalsın vb) sıklıkla ulaşıyor. örneğin hamileyken üstünüze sıcak çay savurabiliyorlar ve bunu yaparken hamile olduğunuzu bilse bu insanlar direkt karnınızı hedef alır. çünkü kendi çocuğuna neler yapmış ve halen yanına almak istiyor, düşünün.

evet anlaşılacağı üzere bu olay benim başıma geldi ama öncesi var. son iki yıldır anlamsız baş ağrıları çekiyordum, zaman zaman kalbim çok çarpıyordu. migren olabileceği şüphesiyle doktora gittim kronik baş ağrısı dedi ve o iki yıl boyunca ben ilaç kullandım. stresimin arttığı çoğu zaman hiçbir işe yaramadı. kalp çarpıntısı için kardiyoloji doktoruna gittim yine bir şey çıkmadı. işte ben bu noktada uyanmaya başladım.

yaklaşık 5 ay önce gebelik haberini almamla beraber benim yaşadığım belirtiler kötüleşmeye başladı. sonradan ortaya çıktı ki bende depresyon ve anksiyete varmış ve gebelik hormonları benim ağzıma daha fena sıçmaya devam ediyor, edecek. ilaç da kullanamıyorum tabi. ilaçlık olmuşum haberim yok. bunun tek çözümü yaşadığın stresten uzaklaşmak, iş yerini değiştirmek. farklı uzman görüşleri bunu söylüyor. kendi müdürümün yanına gittim çok defa bana dediği tek şey relax ol oldu. vay babayın kemüğüne ben bunu niye düşünemedim? bu arada olaylı vakalar bitmiş değil tekrarlanıyor. daha üst birime gittim genel geçer ifadelerle geçiştirdiler derken tesadüfen tanıştığım ve beni oralarda ağlarken göre biri bana yardımcı olmaya karar verdi. meğer adamın böyle durumlara karşı zaafı varmış, yardım edebilecek biri anlayacağınız. neyse iki ayın sonunda benim kendi müdürüm ikna oldu gitmeme ve kendi kuruluşuma benimle aynı işi yapacak iki personel atandı, yazımız kendi kuruluşum olumlu yazdı. herkes bana gidecek gözüyle bakıyor hatta idare bile bu şekilde. ama ben inanmıyorum, inanamıyorum bir türlü. niye? çünkü bundan iki yıl önce de benzer bir durum olmuştu ben düğün iznindeyken tayinim çıkmış, orada bir hafta çalışmış görünmüşüm ancak yeniden tayinim eski yere yapılmış, şaka gibi değil mi? ben bu olayın müsebbibini hiç öğrenemedim. sonuç olarak bu sabah ortaya çıktı ki bana ikinci kez dilekçe verdirtmelerine ve tebrik mesajları atmalarına rağmen dilekçem reddedilmiş. ve beni daha boktan bir yere verme ihtimalleri varmış. mesela çinçin gibi bir bölgeye bakan birim de seçenekler arasında. ve bu dilekçeyi reddeden şahıs bir bardak çaya kendi personelinden çok değer veriyor. ikram olarak gelen çayı içemedim diye (çünkü hamileyim amk senin çayımı içmedi diye trip atacağını hiç düşünemedim) içmeyeceksen ziyan etme isteyip dedi. temel sıkıntı tum bunlarin bebege zarar vermesj ve bunu bile bile bir sey yapmamalari. işte böyle. 5 kurusluk degeriniz yok insan olarak ve elinizden de bir sey gelmiyor. durumu çaktırmamam lazım etrafıma iş yerinde. güçlü durmaya çalışıyorum fakat çok zor. istifa et diyenleriniz çıkabilir. eşim özel sektörde ve 10 gün önce işten çıkarıldı. nasil zorla delirtildigimin hikayesidir. sonuna geldik.

tüm bunları da bir süre sonra sakin bir kafayla okurum diye yazıyorum ve belki bir şeyler düzelirse nelerden geçmişim demek için.

gelinlik

singer dikiş makinesi ile birlikte her genc kizin hayali. bizim evde de bir adet mevcut ihtiyac sahibi kisiler ve bilgi almak isteyenler benimle iletisime geçebilir. yeni evlenenlere yardimci olmak niyetindeyim. bir adet de bindalli var.

öğretmen

bir insan yavrusunun hayatini sekillendiren, ogretmenin yaninda egitmesi de beklenen kişi.

simdi sözlük benim hayatimda kotu anilara sebebiyet veren hayata inancimi ve guvenimi kiran iki ogretmen var. bu ikisi sosyal medyada karsima cikiyor surekli. herkes guzel anilarla öğretmenlerine doner tesekkur ederken ben bu ikisine kotu hatirlandiklarini islerini duzgun beceremediklerini vs iceren bir mesaj atip gunlerini morallerini sikmek istiyorum. kufur falan degil ha. bu minvalde agir laflar yeter. bu ogretmenlerden biri sirf kendi defterime galatasarayin amblemini cizdim diye gozlugumu cikartirip tokat atmisti mesela 2. siniftaydim daha. hak etmiyor mu simdi bu kadin bunu? yasliligin verdigi duygusallıkla pic olsun istiyorum meslegiyle duydugu gururu. ama kendim de zehirlenecekmisim gibi geliyor bu tutuyor beni bi tek.

uludağ sözlük ondördüncü kelimelik turnuvası

yapistirin ulan beni de.

kerimcan durmaz

ayak bilekleri fotosok olan ponpon kabanli birey.

teoman

yeniden müziği bırakmadan ya da ölmeden ki her ikisi de cok muhtemel bu gidişle, bir kez daha konserine gitmek istedigim adam.

kız çocuğum olacağına ölürüm daha iyi

(bkz: çok cahilsin keşke ölsen)

sol frame

yine kadın düşmanı ucuz trollcüklerle ve at kafalarıyla dolmuş.

mutlu olmayı nasıl başarıyorsunuz

tomurcuk veren çiçeklerime, küçük sürprizlere sevinerek, ufak ancak keyif veren olayları 2018`in şanslı bir yıl olduğuna bağlayarak, fazla beklenti içine girmeyerek. he ben bi de melankolik bir tipim ona rağmen üç beş mutluluk bulup buluşturuyorum kendime.

sözlük yazarlarının itirafları

cebime 20 lira koyun istediginiz adami bıçaklarım.

en iğrenilen kıyafet parçası

kaynanamin doni.

yazarlara whatsapp tan gelen son mesaj

"aksam yemegi tost cok cazip gelmedi bana:))"

yani demek istiyor ki bir gun de su lavaboyu sungerin yesil yeriyle iyice ovdum de

(bkz: sami)

piç misin efendi mi

gavatim.

hadi ateyizler

kendilerinden sürekli açıklama beklenen bir gruba karşı sesleniş biçimi.

ne olursa intihar edersiniz

kumbarayi bozdurursam.

uludağ sözlükte olup diğer sözlüklerde olmayan şey

kötü troll. eller nutella yerken bizim önümüze peripella geliyor.

canı çok acıtan şeyler

sevdigin insanin sana inanmak yerine baskasina inanmasi ya da sadece sana inanmamasi. ihtimal bile vermemesi.

bir nesil bu yalanla büyüdü

tabagini bitirmezsen nisanlin cirkin olur.

anneyle markete gitmek

market posetlerini çöp posedi yapmak icin depo etmekle sonuçlanır.

bir insanda en sevdiğiniz özellik

gavat olması. pezevenklik yapması. itlik serserilik.