bugün

öncelikle;
"ne çekse izlerim" denilen adamdır.

farklı bir şeyler deneyen, sinemada görmek istediğini çeken, bunu yaparkende "lan madem mesaj veriyorum o zaman gişeyi umursamıyım" artizliğine girmeyen yönetmendir. bu yüzden çok izlenir, hatta populer kültür dediğimiz deryada boğulur bazen. ama bunun altında herkese hitap etmek, her yere tele dokunmak gibi sömürgeci denilebilecek bir sinema anlayışı yatmaz. bu yüzden çok da sevilir.
güzel öykü bulur bir de, yani derdini en sağlamından anlatır, kurguyu oturtur, detayı da unutmaz.
bibirinden bağımsız filmlerinin ortak noktası, masalsı yanıdır hep.
iyi oyuncularla, sık sık aynı isimlerle çalışır, ustalık gösterisi gibi bir şey tabi, ama bu sayede repliğe değil oyuna ağlarız. aslında kendisine yönetilen, ağlatmak için uğraşıyor eleştirisi oldukça ağır, çünkü o ağlatmak anlatmak için çok uğraşıyor. acıların bu ülkede ancak konuşarak, yas tutarak tükenebileceğinin en az ece temelkuran kadar farkında. hatta ben onları aynı projede görmeyi çok istiyorum. arkadaş değillerse de olsunlar, neticede aynı dünya..birbirlerini tutsunlar.
televizyon konusunda, reyting gücünü hafife almayarak, gerçekçi bir adam olduğunu da göstermiştir.
favorim olan "ulak" filmi ise, kendisinden bile ayrı değerlendirilmelidir, o kadar değerlidir.

bir tek insanları koşarken çenelerinden çekmesin istiyorum.. lütfen ama!
çemberimde gül oya ve mustafa hakkında herşey için takdir edilesi ;
babam ve oğlum gibi kötü olduğu için ağlatan bir film çektiği için yuhalanası adam.
harward mezunu ama kodu mu oturtan güneydoğu ağasını, onun holivud motifleriyle modifiye edilmiş ve son derece seksi hale getirilmiş modern ilişkilerini, bir şekilde yandan yedirilmiş ve amerikan aile ve sınıf yapısıyla entegre hale getirilmiş acaip hibrid bir tür ailevi kast sisteminin mucidi.
yeni filmi 'karanlıktakiler'in fragmanı;
http://www.renkhaber.com/..._filmi___video/11549.html
(#5478118)
populer kültüre alet olmuyormuş gibi görünüp, onun en büyük temsilcilerinden biri olan yönetmen. bi iki demirkubuz filmi izlesin de yeteneğini doğru yönde kullansın bari.
Güzel işlere de imza atmış olmasına rağmen, "korku/gerilim" filmlerinin Erdil Yaşaroğlundan esintiler taşıdığını düşündüğüm yönetmen.
salakça bir aşk filmini mutsuz sonla bitirerek insanların ağlamasını amaclayacak kadar derin yönetmen.
bizleri sadece sinan çetin, mustafa altıoklar gibi vasatın altı yönetmenlerden ibaret bir sinemadan kurtaran insanlardan birisi. sırf bunun için bile olsa saygıyı hakediyor.
hem sanat filmlerine hemde gişe filmlerine önem veren yönetmen. yeni çıkan filmine gitmek için herhangibir tavsiye gerekmez. film fragmanı izlenmemiş olsa dahi filmin afişinin bir köşesinde çağan ırmak ismini görmek elin cüzdana gitmesi için yeterli olacaktır.

vesselam...
filmlerinde ne konuları ne karakterleri derinlemesine işleyemeyen, sonuca dayalı bir sistemi olan yönetmen. çok ağlatan, iyi ağlatan iyi yönetmen değildir, insanın en kolay sömürülen duygusunu acıklı müziklerle, küçük çocukları kullanarak sömürmek iyi yönetmenlik değildir.
ıssız adam filmi gibi çok derin toplumsal analizler yaparak işleyebileceği bir konuda bile konuyu gayet yüzeysel bir şekilde işleyip nerden ağlatsam, nasıl klişeleştirsem diyerek filmiçekmesi aslında abartıldığı kadar olmadığının göstergesidir.
yine babam ve oğlumda bile anlatımın can damarını duygu sömürüsüne dayandırıp ağlatmayı hedeflemesi, ikide bir acıklı müzik falan vermesi bunu gösterir. gel gör ki çok çok daha güzel işlenecek bir darbe sonrası konusu bulmuşsun, ağlatmakla uğraşacağına karakterleri adam gibi çizsene, olayları daha sağlam temellere oturtsana, amacını "ağlatmak"tan çıkartıp saf "bir hikaye anlatmak" olarak belirlesene...
tek beğendiğim yapıtı mustafa hakknda herşeydir. onda da öyle aşırı abartılıcak bir durum yoktu.
velhasıl, iyi konular buluyor, ama ne iyi bir alt metin ne iyi diyaloglar yazabiliyor. daha doğrusu kendi amacı doğrultusunda iyi yazıyor da diyebiliriz, ama amacı insanların duygusal yönden etkiliyim, iki ağlatayım olduğu sürece işini gerçekten iyi yaptığını söyleyemeyiz.
duygular sömürürlür, insanlar etkilenir ve bu da hoşlarına gider, çağan ırmak süper yönetmen ilan edilir. bu noktada hata var maalesef.
asmalı konak dizisinde gösterdiği başarıdan ötürü yapımcıların dikkatini çekmiş ve güvenini kazanmış yönetmendir. Bu başarısı ile diğer genç yönetmenlerinde önünü açan yönetmendir aynı zamanda.
tomris giritlioğlu gibi..
güzel dizileri var ama fimleri o kadarda muhteşem değil.
ama kendisi bir açıklamasında; 'tv seyirciye sunduğum, sinema ise kendi yemeğimi pişirdiğim bir alan, dileyen beğenir, dileyen sevmez' gibi birşey söylemişti. yinede modern sanatın sinema içerisindeki kuvvetli gözü denir.
bu adamı sanat sineması neferi gibi görenleri bir türlü anlamıyorum. bildiğin anaakım sinema örneklerini izleyiciye sunup vizyondan da ciddi başarılarla dönüyor.
hiçbir filminde edebi yada felsefi bir derinlik göremediğimdir sonuç itibariyle.
kimse gibi olmayan yonetmen.
babam ve oğlum filmiyle izleyenleri salya sümük ağlatan peçete kesmez tuvalet kağıdını sinemaya getiren kitlesi yaratmış yönetmen.
şaşıfelek çıkmazı ile gönlüme taht kurmuş yönetmen..
ilk bu şekilde tanıdım onu .Şaşıfelek çıkmazı halen en sevdiğin dizi nedir deseler ismini vereceğim tek dizi..
Bu yaz Erol evgin konserinde hemen önümde oturuyordu ,söylemek istedim ama yeri ve zamanı değildi ,burdan duyar belki ..
yaptıgı işleri cok begeniyor ve takdir edıyorum.Bütün çalışmalarını izledim ve en son karanlıktakiler filminde bir kez hayran kaldım yaptığı işe,başarılarının devamını diliyorum.
sürekli çalıştığı oyuncu kadrosuna uğur polat'ı eklemesini istiyorum.Çilekli pasta ile kalmasın bu..
çoğu yapımında kendi sol görüşünü ve sosyalizmi yapımlarının tabanına indirgemeyi esirgemeyen yönetmen. dikkat edildiğinde bunu anlamak pek de zor olmasa gerek. doğruluğu hakkında emin olmamakla beraber eski bir dev-sol üyesi olduğu yönünde bir duyum alınan yönetmendir ayrıca.
hayatımızdan kesitleri gözümüze sokarak bize kendimizle yüzleşme imkanı veren,başarısını biraz da halkın ne istediğini iyi bilmesine borçlu olan büyük adam.
türk sinemasına çok şey katmış ve kalıcı işler yapmış başarılı bir yönetmen ve senaryo yazarı.
yaptığı tüm filmlerinde insanı etkilemeyi başarmış birisidir. filmin içinden hayata ve bize dahil çok şey olduğundan filmden etkilenilir aslında. çağan ırmak işini iyi biliyor insanları en hassas noktalarından vuruyor bunu yaparken ustalığınıda kullanınca allah be demek kalıyor.
en etkilediği filmlerden biri babam ve oğlum olmuştur. gerçektende öyle eee tabi oyuncularında kaliteli olduğu düşünüldüğünde filmin neden süper olduğu anlaşılır. çetin tekindor ve fikret kuşkan ve tüm oyuncular süperdiler.
tüm film aşıklarının "ah işte görüyor musun biz de çekelim diyorum aynı bunun gibi olur" dediği filmleri yöneten süper insan.
filmleri "ben mesaj veriyorum!" diye bağırmasa daha güzel olacak adam. bir filmin kalitesi, verdiği mesajın haklılığıyla doğru orantılı değildir ki. yani keskin bir "iyi-kötü / doğru-yanlış" ayrımını pek doğru bulmuyorum.

misal ulak filmini izlerken, bir an kendimi tiyatroda sandığım sahneler oldu. ayrıca her şey o kadar belirgin ve net çizilmişti ki, o kadar keskin çizgilerle ayrılmıştı ki; çocuk kitabı kıvamına dönüşmesi an meselesiydi. yani sadece ulak filmiyle sınırlamamalı elbette ancak genel hakim hava bu. sinemada eleştiri riskli bir iştir. hele ki sistem eleştirisi, ayrı bir maharet ister. filmin, yapılan eleştirinin gölgesinde kalma riski vardır.

şöyle söyleyeyim; "yanlışı" yermek mi istiyorsun? o zaman onu yücelt. bırak seyirci yanlışla yükselirken, yerdeki doğrunun küçülmediğini görerek alsın bu mesajı. veya kötünün zirvesinde orgazm olsun. bırak seyirci kötüyle bağ kursun. bırak o kadar da uzak olmadığını görsün.
kendisinin ateist olduğunu duyduğumda çok şaşırdığım yönetmen. ulak filmi birebir tanrının mesajını anlatıyor.
başrolünde fikret kuşkan'ın oynadığı 'yolculuk' adlı filmin yapımcısı, yönetmenidir. aslında bir çok filmi vardır ama en çok etkilendiğim bu sanırım. bir de 'ıssız adam ' filmi.
4 Nisan 1970 tarihinde izmir' de doğdu. Çocukluğu Seferihisar' da geçti. Ege Üniversitesi Radyo-TV bölümünden mezunu oldu.

Asmalı Konak adlı televizyon dizisiyle ismini bütün Türkiye' ye duyurdu. Sonra hem 1980' li yılların karışık, gergin ve politik halini, hem 2000' li yıllardaki bir sonraki kuşağın yaşadıklarını anlatan Çemberimde Gül Oya dizisini yazdı ve yönetti.

Bana Şans Dile, Mustafa Hakkında Herşey, Babam ve Oğlum, Ulak, Issız Adam adındaki beş uzun metrajlı sinema filmi ve Çilekli Pasta adlı tv filmi bulunmak üzere, ödüllü kısa filmleri de bulunmaktadır.