bugün

fevkalade trajik bir olaydan dolayı ortaya çıkan yunan dansı.
zalongo halayıve ölüm halayı olarak da bilinir.
görsel

o kadar dokunaklı, o kadar acıklı bir halaydır ki bu, yürek dayanmaz.

halay ağır bir havada cereyan eder, 8-10 ya da daha fazla kadın -ki esasen toplam 53 kadınla yapılmış bir halaydır- el ele tutuşur ve halay çekerler.

izleyelim;
https://streamable.com/dvfp7

yukarıdaki videoda da gördüğünüz üzre halayın her turunda önce çocuklar olmak üzre her turda bir kişi halaydan ayrılıyor ve ıstavroz çıkararak sahneden atlıyor...
bir dini ritüel gibi...

işte halayda tasvir edilen konu da bu.
1803 yılında zalongo dağlarında yaşanan acıklı bir olay...

aralık 1803'te tepedelenli ali paşa komutasındaki osmanlı kuvvetleri epir'deki souli'yi kuşattılar ve buradaki isyancıları yenerek dağıttılar.
"souliotes" adı verilen yunan isyancılar bölgeyi tahliye etmeye başladılar.

bu tahliye sırasında bir grup kadın ve çocuk epir dağlarında osmanlı kuvvetleri tarafından çembere alındı. kaçabilmeleri imkansızdı.
işte bu çemberde kadınlar yakalanıp köleleştirilmemek için önce çocuklarını, sonra da kendilerini dik bir uçurumdan atarak intihar etmeyi seçtiler.
efsaneye göre de bunu yaparlarken de birbirlerine cesaret vermek için şarkı söyleyip el ele tutuştular. işte bu efsaneden zalongo dansı, zalongo halayı doğmuştur...

zalongo halayında bu trajedi tasvir edilir.
https://streamable.com/zgigh

zalongo dağlarında yaşanan bu trajedi bir efsane haline dönüşmüş ve günümüze kadar gelmiştir.
zalongo'da yaşananları dünya çapında üne kavuşturan ilk adım fransız ressam ary scheffer'in yapmış olduğu tablolardır.
bu tablolardan biri; "les femmes souliotes";
görsel

bu trajediyi anlatan bir başka ünlü tablo da claude pinet'in zalongo dansı tablosudur.
görsel

şimdi ben bütün bunları neden anlattım?
yunanlar bu zalongo hadisesinden ötürü türklere nefret duyarlar, oysa ki bu felakete sebep olan türkler değildir.
türkler hiçbir zaman, masuma, aman dileyene, kadına, çocuğa acımasızlık yapmaz, eziyet etmez, katletmez...

zalongo olayının sorumlusu da türkler değil, devşirmelerdir.
buradaki hadisede yunan kadınların kendilerini kurban etmesine sebep olan kişi bir arnavut devşirmesi olan tepedelenli ali paşa'dır.
görsel

yunan kadınlar zalongo'da ne yaşadılarsa, aynı şeyleri anadolu'daki türkmenler de yaşamış, devşirmeler tarafından katledilmişlerdir.

hatta bizim folklorümüzde de bu devşirmelerin katliamları üzerine deyişler, türküler vardır.

buna en güzel örneklerden biri grup orhun'un "celaliler" türküsüdür.

--- spoiler ---
celaliler saldırır devşirmeler üstüne
türkler başa türk ister istanbul’un kastı ne ?
devşirmeler milleti kuyulara tıktılar.
feryat figan içinde acımadan yaktılar.
--- spoiler ---

daha eski çağlarda zalongo'nun bir benzeri de yine anadolu'da yaşanmıştır.
türkiye'nin güneybatısında antik çağda kurulan likya uygarlığı'nın en önemli şehri olan xanthos'un kadınları ve çocukları da düşmanın eline geçmektense kendilerini öldürmeyi seçmişlerdir.
(bkz: xanthos/#40336367)

yunanistan'da bugün zalongo anıtı varsa, türkiye'de de xanthos'ta, yazılı pilye dediğimiz anıt vardır.
görsel

xanthos halkının yaşadığı trajedi, işte bu yazılı pilye anıtına nakşedilmiştir.

--- spoiler ---
evlerimizi mezar yaptık mezarlarımızı ev,
yıkıldı evlerimiz, yağmalandı mezarlarımız,
dağların doruğuna çıktık, toprağın altına girdik,
suları altında kaldık,
gelip buldular bizi, yakıp yıktılar,
biz ki analarımızın, kadınlarımızın,
ve ölülerimizin uğruna toplu ölümleri yeğleyen,
bu toprağın insanları
bir ateş bıraktık geride,
hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan...
--- spoiler ---

şeklinde yazmaktadır bu trajedi anıtının üzerinde...

üzerinden 200 yıldan fazla bir süre geçmiş olan bu zalongo trajedisi'nin hatırasını yaşatmak için bugün kassope'deki zalongo dağı'nda, yaşanan trajediyi yansıtan bir anıt yükselmektedir.
görsel
görsel

zalongo anıtı tanıtım videosu;
https://streamable.com/egxg6

son olarak ek; (bkz: yunan folklorü/#42367670)

#tarih
yazık. ben de bu olayları tam tersi sanardım. ne kadar yalan dolan varmış meğerse!

insanların milliyetçilik duygularıyla oynayıp Türkçülükten söz ederek gerçeklik payı olmayan şeylerden söz edilen yazılar her dönem olur.

yazık. böyle şeyleri artılayanlara da ayrıca yazık.

(#43090198)
tarihte yaşanmış nice trajedilerden birisinin anısına yapılan danstır.

şahsi görüşüm olarak değil, apaçık bir tarihi gerçek olarak söylüyorum ki tarihi bu nevi facialardan ari tek bir ulus yoktur neredeyse. kimse suçu kimseye atmaya kalkmasın, türk yapmaz, yunan etmez, devşirme suçludur filan demesin...

bu felaketi devşirmelere, alevilere, sünnilere şuna buna yıkmanın manası yoktur. bir kere felaketin yaşandığı tarihte yeniçeri ocağı devşirme usulünü bırakalı çok olmuştu. zaten emir dinledikleri filan da yoktu. tepedelenli'nin kuvvetleri yeniçerilerden çok, çevreden toplanmış başıbozuklardan oluşuyordu. içlerinde türk, arnavut, pomak vs. her çeşit insan vardı.

balkanları kaybetme sürecimizde benzer katliamlar çok yapıldı. hiç öyle gavur iftirası filan değil. misal, cabi tarihini açın da görün...

sorun şu: türkler katliam yaptı diye tatava edenler, kendilerinin yaptıkları katliamları görmezler. mesela 1821'de başlayan yunan isyanında yunan mora'daki türkleri öyle vahşetle katletti ki isyana destek vermek için giden lord byron gibi yabancıların bile midesi bulandı. bu katliamların karşılığı ise yine katliam oldu. tablolara konu olan sakız adası katliamı bunlardan biridir. neylersin ki lord byron gibiler neler olduğunu yazsalar da yunan yanlısı genel propagandayı bastırmak mümkün olmadı.

ta macaristan'a kadar uzanan köylerimiz zaman içinde yok edildi, balkan savaşları gibi uygarlığın nispeten kendisini hissettirdiği varsayılan dönemlerde bile korkunç katliamlar yapıldı, yunan ordusu anadolu'da yemediği boku bırakmadı ama bir tek bizim yaptığımız katliamlar anılır.

daha geçmişe gidersek, zamanında araplar türk topraklarında yapmadıklarını bırakmadılar. buna karşı oğuzların arap topraklarına girdiklerinde yaptıkları destan olur. osmanlı ordusunun bırakın avrupa'da yaptıklarını, anadolu'da yaptıkları anlatmakla bitmez.

bu işler böyledir, kim ne derse desin durum bundan ibarettir...

en çok şuna kızıyorum: ister avrupalı orduların yaptıkları olsun, ister osmanlı ordusunun, insanlar sanki o orduların içinde bulunan kimse iki sayfa bir şey yazmamış gibi, hiç okumaya zahmet etmeden, kendi siyasi meşreplerine, dini inançlarına göre hayali bir gerçek yaratıp, onu pazarlamaya çalışıyorlar. tarih kimsenin oyuncağı değildir. bu konular çok merak ediliyorsa, bir zahmet o dönemde yaşayanlar, olaylara şahit olanlar ne yazmış, ona bakmak gerekir.

şahsen konuyla ilgili hayli bilgim olmasına rağmen pek anlatmak istemiyorum. anlatmak değil, ilgili sayfaların fotoğrafını hemen şuraya koyabilirim. misal, evliya çelebi'nin kendisinin de katıldığı erdel seferi'nde olanlar konusunda yazdıklarını okumak isteyen olur mu? takdim edeyim isterseniz? fakat bu acıları kaşımanın gereği yok çok zorunda kalmadıkça...
özelden mesaj yoluyla yollayacağım görseldeki gibi hakaretler eden mantıktaki nefret dolu insanların, daha 2016 yılında (bkz: yavuz sultan selim in baği olması/#30981915) gibi başlıklar açarak nefretlerini kustukları halde "bir tek bizim katliamlarımız anılıyor" diye sayıkladığı başlıktır.

belki de kinini ve nefretini atatürkçülük ve türkçülük gibi yüce ideolojilerin maskesini takarak insanları yanlışlara yönlendirdikleri içindir? kim bilir. neden olmasın. ama aklım ermez o işlere. o yüzden tengir abimin dediklerinden şaşmam araştırma ruhu yok napalım. güzel yazı.
görsel
güncel Önemli Başlıklar