bugün

yarının bölüm sonu canavarı.

bana şans dileyin.
mulakat esnasinda iceriye kapi calmadan dalan caycinin dikkat dagitma oyununa gelmeyin diye tavsiyede bulundugum sinav.
imkanınız varsa ales, yds ve not ortalamasını yüksek tutarak, formaliteye çevirmeniz gereken saçmalık.

Bu hafta girip, saydığım notlarım yüksek olduğu için kazandım. Sorulara düzgünce yanıtlar verirken dikkat dağıtmaya çalışan, anlamsız sorular sorup cevap bekleyen 3 hocaya denk geldim. Aptal şeyler söyleyip böyle değil mi dediler, hayır dedim. Sorular üzerine tartıştık. Mesela bir bilim dalı olarak pazarlama ve tanıtımın halkla ilişkiler ile olan bağları nedir? Diye soru sordular; 'bence pazarlama ve tanıtım bir bilim dalı değildir siz galiba onları bilim dalı zannediyorsunuz' dedim. Bunun bölümleri var falan yapınca da, 'onlar alandır, hiçbir alan da tek başına bilim dalı değildir' deyince beni sınavdan çıkarttılar. Ama o sınava gelene kadar notlarım Yüksek olduğu için (87 ales) not vermedilerse de elimi kolumu sallaya sallaya programı kazandım.

Özetle ales kadar önemi olmayan mülakattır.
okuduğum üni okuduğum bölümde gireceğim sınav.

anabilim başkanlığında diyor. bu benim bölüm oluyor herhalde ?

bir de ne giymeli bir erkek ? bölümdeki tüm hocaları tanıyorum, muhabbetim de iyi. kot+t-shirt olur mu merak ediyorum.
Bilgi birikimine güvendikten sonra yabancı bir üniversitede, tek bir kişiyi bile tanımadan, o okulun mezunlarını eleyerek kabul edilebiliyor insan. illa tanımak gerekmez.
1 temmuz'da başvurduğum okul listeleri açıklayacak, mülakata kalıp kalmadığımı öğreneceğim.
işte o zaman yaldır yaldır milleti arayıp ya da internetten falan araştırıp hangi kitaplara çalışmam gerektiğini hızlı hızlı değil de çabuk çabuk öğrenmemem lazım.

ama bir kişi yüksek lisans mülakatına girmek istiyorsa,
kendi okuluysa tanıdık hocaların kanına girip jüriyi öğrenmeli,
kendi okulu değilse yine birilerine gidip "köpeeen oluyum jüriyi süle." demelidir.
jüriyi öğrenirse işler kolaylaşır kanımca.
mülakat varsa eğer torpilde vardır bu sınavlarda, kadrolara bakılırsa çok rahat anlaşılır aslında. örnek vermeye lüzum yok, her şey apaçıktır.
mülakatta sorulan sorular doğal olarak üniversiteden üniversiteye, bölümden bölüme değişebilmektedir. örneğin bazen sadece 'neden yüksek lisans yapmayı düşünüyorsun' ve 'hangi alana yoğunlaşmak istiyorsun' gibi sorular sorulurken çoğu zaman bölümünüz ile alakalı 4-5 tane soru ile karşı karşıya kalırsınız. bilmediğiniz bir soruda kem küm etmek yerine dürüstçe bilmiyorum demeniz daha olumludur. önemli olan ilgi ve alakanızı karşı tarafa yansıtabilmektir.
kazandıktan sonra salonu gangnam style dansı ile terk ettiğim sınavdır. ayrıca sadece ismi sınavdır. torpilin gırla döndüğü akademik basamağın ilk adımıdır.
alesten 91 al, kpds'den 88. ortalaman da 3.38 olsun, istenmiyorsan seni çatır çatır eleyeceği sınav. not: ben.
yarın gireceğim sınavdır. sonucu nasıl olur bilemeyeceğim.
uzmanlaştığım alandır, perşembe günü itibariyle bu senenin ilk, toplamda üçüncü yüksek lisans mülakatına girdim.
üçüncü başarıyı bekliyorum. bilgili iseniz ve kendinizi iyi ifade ediyorsanız sorun yok.
heyecanlanmayın ama istekli görünün ve mutlaka yazılı kağıdınız iyi olsun.
üniversiteden üniversiteye, bölümden bölüme değişir zorluğu hatta kişiden kişiye. yaşadığım deneyime dayanarak seri bir sınav olabileceğini söyleyebilirim. 3-4 hoca sırayla "bu nedir? şu neydi? bu adamı hiç duydun mu? bilmem ne teorisi hakkında ne biliyorsun?" gibisinden soruları daha cevaplarınız bitmeden arka arkaya yöneltebilir. evet kesinlikle lafınız bitmeden bir diğer soru gelir ve bu tip seri mülakatlarda "nasılsın?, neden yüksek lisans? niye burası?" gibi şeyler sormazlar direk alanla ilgili soru yağmuruna tutulursunuz ve sıradaki sıradaki arkadaşını gönder deyip mülakatı sonlandırırlar. ancak puanlamada adil davranırlarsa sorun yok.**
ales denilen sınavın muhakeme ve temel matematik yeteğeniği ölçmede uygulandığını bilmeyen kodamanlarca uygulanan sınavdır.

ayrıca yüksek lisans için her akademisyen adayının bilmesi gereken yabancı dil sınav sonucu, ve en az 4 yıllık performansınızın, ders çalışma, kavrama, araştırma becerinizin de kısmen ölçüldüğü lisans ortalaması da kullanılır.

oğlum. tamam mülakat da adam gibi uygulandığında geçerliği olan bir sınav. elbette yazılı sınavlar kadar değil. ama geçerliği var işte. illa yapacaksan yap.

ama bana gelip de "mülakatta taban puan şart" deme. madem mülakatı geçemeyen yüksek lisansa alınmayacak mülakatın ağırlığını yüzde 70 yap.

mülakatın ağırlığını yüzde 10 tutup taban puanı koymak "ben adamlarımı seçtim. yatırdığın başvuru ücreti de döner sermayeye gidecek. ohh. kebap" demektir.

ha bi de mülakatı adam gibi yap, puanlama anahtarını, sorunun geleceği alanları belirle. eğer imkanın varsa kamera kaydı tut, objektif ol. uzay mühendisliği mezununa tarihten sorma.

senin yaptığın yazıktır, günahtır, kahırdır.
Mülakattan geçmek için jüri üyelerine fiyakalı bir referans mektubu götürmeniz yeterli olabiliyor. Ancak yüksek lisans yapmayı tekrar düşünn. Çünkü iş hayatınızı, sosyal hayatınızı ve ruhsal sağlığınızı etkiliyor.
Ales'in, okul ortalamasının belirleyici olmadığını bilen üniversitelerin de uyguladığı mülakattır.

Ales çarpma bölmedir, Okul ortalaması Oğlum iTÜ'ye gidenle Uludağ üniversitesine ;hatta uludağ üniversitesinden bile daha beter üniversiteler var bu ülkede; bir olur mu? olmaz.

Ha tabi bu mülakat sınavı torpil için de kullanılır. Bu ülkede hiçbir şey amacına göre kullanılmıyor. lakin Okul ortalamam 100 ben kesin yüksek lisansa girmeliyim mantığındaki üniversiteli de okul ortalamasının amacını bilmiyor.
torpil müessesesini canlı tutabilmek için yapılmış bir bypass yöntemidir.

örnek:

üniversite yüksek lisans programlarına başvuru için mülakat sınavı uyguluyor.

siz: "nasılsa alesim 90, okul ortalamam 90. mülakattan 0 bile alsam yüksek lisans garanti." diye düşünebilirsiniz.

yanlış.

kafası bir tek torpil yapmaya yarayan makale, ders anlatım tekniği, bilimsel araştırma v.s den bi sik anlamayan türk akademisyenler bu konuya da çok güzel bir çözüm getirmiş.

isterseniz alesten 100 alın, lisans ortalamanız 100, üds niz de 100 olsun, eğer mülakattan taban puanın altında alırsanız eleniyorsunuz.

vay amk.
hem yazılı hem de sözlü aynı gün yapılanı vardır. torpil rivayetinden haberdardım ve başvurduğum okul lisansı bitirdiğim okul değildi torpilim de yoktu. sözlü mülakattan ağlayarak çıkanını da görmeme rağmen pek bir rahattım, torpil yoksunluğunun neticesi almazlar herhalde zaten hissiyatı da sebep olmuş olabilir buna. sonuç müspettir efenim. ales puanım çok yüksek değildi, lisans ganosu da yüksek değil. bir de yazılı sınava geç kalmıştım ben. buna rağmen aldılar beni valla.
kendini beğenmiş, göbeğini kaşıyan profesörlerin karşınıza geçip ''uzay kirliliği hakkında ne biliyorsun yavrum? '' diye saçma sorular sordukları sınav.
girdiğiniz mülakattaki hocalardan bir tanesini tanımanızın bile, sizden yüksek puan almış birisinin canına okumanıza yettiği sınav türü. bildiğin torpil işi.
Bazı bölümlerde bi adayın ales, dil ve okul ortalaması ne kadar yüksek olursa olsun, jürinin sırf başka bi adayı kayırmak adına 100 üzerinden 1 puan vererek o elemanı devredışı bırakabileceği sınav türüdür. * *
girilmesi gereken sınavdır. ama ilk önce lisansı tamamlamak gerekir tabi.
"kiminle çalışmak istiyorsun?", "bitirme tezin ne üzerineydi?", "hangi konuda çalışmak istiyorsun?" gibi soruların sorulabileceği sınavdır.
makine mühendisliği için konuşuyorum kimi bölümlerde bernoulli denklemi, sağ taraflı homojen diferansiyel denklem sorulabilirken, başka bir bölümde muhabbet de edilebilir. üniversiteden üniversiteye, bölümden bölüme göre değişir ama erkekler için takım elbise giyme klişesi değişmez.
başvurulan yüksek lisans programının niteliği, başvurulan üniversite, başvurulan program, kontenjan ve başvuru sayısı hatta ve hatta mülakatı yapan kişi veya kişilerin o günkü psikolojilerine insanı vezir veya rezil edebilen uygulama. şöyle ki:

eğer bir tezsiz yüksek lisans programına başvurduysanız mülakat soruları genellikle, "neden yüksek lisans ? neden bizim üniversitemiz ? neden bu program ?" gibi klişeleşmiş soruların dışına pek çıkmaz.

böyle bir durumda mulakatı yapan öğretim görevlinin kafası münferit nedenlerden dolayı bozuk değilse; örneğin bir önceki gece "bu gece olmaz rıfkı. çok başım ağrıyor." denilerek eşi tarafından reddedilmediyse, mülakat sınavı çoğu zaman formalite icabı yapılan bir görüşmeden ileriye gitmez.

ancak başvurulan program bir tezsiz yüksek lisans programı değilse işler biraz renk değiştirir.

yüksek lisans için başvurduğunuz üniversite, lisans eğitiminizi tamamladığınız üniversite ise ve siz de öğretim görevlileriyle arası iyi olan, tabiri caizse inek bir öğrenciyseniz durumu fazla yara almadan kotarabilirsiniz. aksi halde mülakat sınavının kalıcı psikolojik rahatsızlıklara neden olabilecek acılı, ağrılı bir süreç haline gelmesi kuvvetle muhtemeldir.