bugün

yalnızlık hayatım boyunca nereye gitsem peşimi bırakmadı. barlarda, arabalarda, kaldırımda, dükkanlarda her yerde... bundan kaçış yok. ben tanrı'nın yalnız adamıyım.
Duvarların üstüne gelmesi ile oluşan duygu. Güneş batıp yalnız bıraktıktan sonra insanın kendisiyle yüzleşmeye başladığı gecelerde, yaşamış olduğu duygu.
Uzun boylu, motorcu, müzisyen, yakışıklı değilseniz yaşanılması kaçınılmaz olan duygudur.
bazılarının kanunmuş gibi yakışıklı ve uzun boylu tiplerle çıkıp yatan kadınlardan dolayı mahkum edildiği tek başınalığı ve kalp kırıklığını anlatmak için kullandığı niteleme. elimizden bir şey gelmiyor, kız sürekli aynı tiplerle çıkıp yatıyor hatta arkadaşlık yapıyor. ne yapalım ? kolundan tutup '' benimle çıkacaksın '' mı diyelim. bazı yalnızlıklarımıza bizim yerimize karşı cins karar verir.
bazılarının sahte yalnızlıklar yazması için açılmış başlık.
iki çeşidi olan yaşam türü.
ilki kendi tercih ettiğimiz yalnızlıktır. Soluklanır, yenileniriz sayesinde.
ikincisi başkalarının tercihiyle yaşadığımız yalnızlıktır. Ezberlemiş gibi hep aynı tiplerle çıkıp yatan karşı cins bu yalnızlığa bizi hapseder. Biriyle çıkıp yatmak için istemediğin / sevmediğin şeyleri yapmayacağın için de ölene dek yalnız kalırsın. Sorumlusu da seni tanımadan dış görünüşü iyi tiplere koşturan karşı cinstir.
Neticede her şey elimizde değildir bu hayatta. istemek eylemi tuzak ve hüzünle dolu olabilir.
kimi insana göre bir ödül, kimine göre ise bir lanettir. bunun cevabını kendinizde aramalısınız.

neticede yalnızlık bir "tercih"tir.
görsel
böyle bir şey.
bu beni anlatıyor dediğim durumdur.
insanın yaralarını sarmak, ruhunu temizlemek, yenilenip yeniden mücadele etmek amacıyla yaşamaya karar verdiği çeşidi faydalı olan yalnızlıktır.
bir başka çeşidi de kanunmuş gibi sürekli dış görünüşe bakarak romantik ve cinsel partner edinen karşı cinsin mahkum ettiği, sıkıcı ve adaletsiz bir yalnızlıktır.
biri yara sarar diğeri yeni yaralar açar.
emrah serbes her millet dunyaya bi sey katar, fransızlar da ic sıkıntısını katmıstır der.
gercekten yıllarca fransa da yasamanın etkisi tam kisiligimin oturdugu donemde boyle varoluscu, icim sıkılıyor sabri bunalıyorum, yalnızlıktan kafamı duvarlara vurmak istiyorum, kalabalık icinde yalnızlık cekiyorum tarafım vardır benim:)
ama o tarafımı cok beslemeyi sevmiyorum.
ben filmlerde kesinlikle drama bile izlemiyorum artık.
neseli seyleri seviyorum.
tabi ki melankoli, felsefe gibi seyler dunyanın ilerlemesi icin de sanat icin de cok mucizevi seyler. kimse bunu yatsıyamaz.

amma:
bir tom ve jerry kesitleri paylasan site var instagramda. yıllardır ara ara kesitler paylasır.
gecen gun beni kalbimden vuran bir sey paylastı onca yıldan sonra.
tom ve jery birbirinin poposuna vuruyor, el sakaları yapıyor, atlıyor zıplıyor, kocaman kahkahalar atıyor. ve altında: -kendinle aynı enerjiye sahip birini buldugunda dunya cennete doner yazıyor. ihih.

mitolojiye gore biz yarı at yarı insan canlılarız. ortadan ikiye bolunduk ve herkes diger yarısını arıyor. bir elmanın iki yarısı gibi.
tabi ki bir insanı iki sıfatla tanımlamak cok gercekci degil. pek cok sıfatın ve ozelligin ve cehrenin birlesimiyiz. ama bunca yolumun kesistigi insandan secme sansım olsaydı kimi secerdim? popoma saplak atıp el sakası yapıp atlayıp zıpladıgım, enerjisi acayip yuksek, sakacı, muzip, neseli adamı. cok kalp. oteki yarımın boyle bir adam olduguna inanıyorum.

-sevgili, beraber bos yapalım mı?:p
Benim kaderim. Belki de öyle ya da böyle hepimizin kaderi.
Mecburi yalnızlık genellikle insanı maymuna çevirir,
Seçilmiş bir yalnızlık ise insanı derinleştirir.
yalnızlık yırttı benim ruhumu allahım; kendimi sana teslim ediyorum.

necip fazılkısakürek - cinnet mustatili / 18 ocak 1952
şuan yaşadığım. o yüzden burdayım zaten. gerçi burası da eskisi gibi değil ya neyse.
gecenin sessizliği...
yapış yapış pembiş aşıkların ve havalı güzel kadınların evlerine çekilmesi...
sadece su borularından gelen sesler...
telefonu uçak moduna alıp her şeyden uzaklaşmak...
insana huzur vermektedir.
huzur vermeyen tek yalnızlık çeşidiyse emir almış gibi sürekli aynı tiplerle çıkıp yatan kadınlar tarafından maruz bırakılıp acı çektiren yalnızlıktır.
ilki dinlendirir, ikincisi öfkelendirir.
görsel

Sen susarak katlanırsın, onlarsa anlamazlar seni
Solar gidersin susarak...

diyor hölderlin amca. Yalnızlık, insanın gerçeği.
tam manasıyla başarırsam verim alabileceğim hededir.
..Nervio ablanızdan size minik tavsiye..

Dertlerinizi, kafanızda büyüyen şeyleri hiç tanımadığınız bir insana anlatmak çok daha iyi.
Hem sizi tanımıyor yargılamaz hem de yanlı bir bakış açısı ile size bir şeyler söylemez. Objektif olur..
Bir derdiniz olur anlatmak isterseniz ben ve benim gibi sizi dinleyecek yazarlar burada var. Biz bir aileyiz çocuklarhehe.
date uygulamalarında dilenci gibi sürünmektir. anca eskortlara talimim gibi duruyor ve insanlar çok egolu. kötü bir hal bence yalnızlık. gerçeği bırak sanalda bile yalnızım. bu çağın büyük vebası da bu. eğer sanal bir kimlik oluşturamadıysanız ve gerçekte de çevreniz yoksa birine ulaşmanız pek mümkün değil. benim gibi düz mantık insanların harikalar yaratması da söz konusu değil herkes için sıkıcı biriyim. insanlar birlikte nasıl eğleniyor ne konuşuyor hiç anlamıyorum ben kimseyle kolay kolay sohbet edemem.
Gırgır yapacağım, gezip alkol kahve içeceğim arkadaşlarım var ama kötü hissettiğimde problem anlatabileceğim, aklına güvenip arayabileceğim bir kişi bile yok.
iki tanedir. ilkinde kendi isteğinle kapıyı kilitler, insanlardan uzakta kafa dinler, sevdiğin şeyleri yaparsın.
ikincisinde kadınlar tarafından bol bol reddedilir, hep başkalarıyla mutlu olmalarını seyreder, hak etmediğin bu tip yalnızlıktan ötürü üzüntü ve öfkeden kurtulamazsın.
ilki kendi tercihimiz, ikincisi başkalarının tercihidir.
iki farklı yalnızlık yaşıyoruz. ilki huzur veriyor, ikincisi haksız olduğu için çıldırtıyor.
ulan bu çok tuhaf bir hadise. yanında insan oluyor yine yalnız kalabiliyorsun. hatta insan sayısı artıyor iyice yalnız oluyorsun. mantıksız bir durum işte.
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
Su olsan kimse içmez,
Ölür de susundan
Yol olsan kimse geçmez,
Sarp kayalara uğratır da yolunu
Elin adamı ne anlar senden?

Çıkarsın bir dağ başına,
Bir ağaç bulursun
Tellersin pullarsın
Gelin eylersin.
Bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün
Bir de bulutları görürsün
Köpürmüş gelen bulutları
Başka ne gelir elden?
Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı
Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı!
Birkaç gündür bütün arkadaşlarım ile iletişimi kesmek ve telefonu da kapatıp kafayı yemek istiyorum. Gerçekten bunu istiyorum. Yalnızlıktan delirmeyi.. Beynimi susturmak yerine delirmesine izin vermek.. Kendimi yalnızlaştırıp, hatalarımı sürekli sürekli düşünüp mutlak delirmeye ulaşmak.