bugün

kimsenin yüzleşmek istemediği , insani hafif hafif buhrana surekleyen düşüncedir.

ölüm insanin aklinda sürekli yer etmiş bir düşünce degildir. insan ölümü düşünmez, düşünmek istemez. çünkü onu bilinmezlik bekliyordur orada. kalben inansa bile bilincaltinda acabalari vardir. kimsenin gidip gelmedigi bir yer , kimsenin bilgisinin olmadigi , farkli farkli efsanelerin gezdigi yerdir ölüm sonrası hayat.

her insan kendini saf ve temiz gordugu icin kendisini cennete yakistirir. o yuzden; benim kalbim temiz , tanriyada inaniyorum , bu dunyada çile ceksem bile zaten orada sonsuza kadar mutlu olacagim der ve ölümü düşünmez.

dusunsenize olumden sonra bir hayat olmadigini , sevdigin kadini kokusunun olmadigini , annenin yuzunu goremeyecegini , minik kizina sarilamayacagini, en sevdigin dostlarinla konusamayacagini. öldün ve yoksun yasadigin her sey yok oldu seninle.

sevismelerin,sarilmalarin, kitap satirlarinda uzerlerini cizdigin sozler, annenin yaptigi o nefis yemek , sevgilinin parfum kokusu , elindeki peceteyi satin aldiginda sana masumca gulumseyen o cocuk ve daha nice guzel anı... hepsinin yokluga karanliga karisacagini dusunsene. bir boslukta bosluksun ve kimsenin senden senin kimseden haberin yok.

bu dusunmesi bile insanin kalbine bir agirlik veriyor. bazen tanriya dua etmek yerine, tanrim umarim varsindir ve beni dinliyorsundur diye dua ediyorum. ve tekrar soyluyorum ; tanrim umarim bizi duyuyorsundur ve oradasindir.

milyonlarca yillik evrim surecinde veya yaratilista , adina ne derseniz deyin, dnalarimiza kodlanmis bir tanri inanci mevcut icimizde. yillarca ateist olarak yasamama ragmen yinede acabalarim , keske olsaydi , olumden sonra hayat iyi olurdu diye içimden gecirdim.

kim ne derse desin icimizde bir yerlerde tanrinin bir parcasi var. ben hissediyor gibiyim. ya da olumden sonraki karanligi dusunup korkuyorum.

çünkü , olmama ihtimali korkunc birsey.
(bkz: entry nick uyumu).
Ya sen de yoksan?
Tanrı yoksa insan da yoktur.
düşünmediğim şey.

nasıl yok diyebiliyor millet anlayamıyorum. ya insan bir çevresine bakar. bilmem kaç milyar yıl önce bir patlama olmuş parçacıklar evrene yayılmış (evren hazır duruyor ama dikkatinizi çekerim). sonra tesadüfler zinciri sonucunda bir hücre oluşmuş da işte o hücre kendi kendine koloniler oluşturmuş da bilmem ne.. e peki bu kadar çok genetik çeşitlilik nasıl oldu? sadece mutasyonla mı? ya bir düşünsenize bu kadar mükemmel şeyler üreten, tasarlayan, düşünen insan beyni tesadüfen nasıl oluşabilir. bir şey kendi kendine nasıl oluşabilir lan?
Tanrı yok, Allah C.C var .
su dolu bir kuvet hayal edin. tipasi cikarildiginda ne oluyorsa, tanrinin olmadigini farkettiginizde de aynisi olur.
var olma ihtimali daha korkutucudur.

allahtan allah var.
Ya varsa diye cevap verilmesi gereken durumdur. (bkz: kısa ve net)
gencler bakin acikliyorum... bi hayat var ve bu hayat bizim hayal gucumuz. herkes icin oyle. mesela ben entry i kendi hayal gucume kendi hayal gucumdeki insalara yaziyorum. öldükten sonra yeni bi hayal dunyasina gecicem. ölmek de şudur artik biter her sey sona gelinir bi anlik kararti ve yeni dusunceler... belki karinca olarak belki baska bi sey. eger suan benim hayal dunyama girmiş olan varsa ben sistemi cozdum hocam memnun degilseniz intihar ediniz..
yaratırız kardaş.
Ya öyle demesene .s.s
(bkz: sonum yokluk olsa bu varlık niye)
(bkz: nedensellik)
ve sen yok diyorsan sorun yok. eğer tanrı var da sen var diyorsan gene sorun yok. ama tanrı olmasına rağmen yok diyorsan boku yedin.
Var.. Bir ve tek... Ve suan hepimizi izliyor...