bugün

son günlerdeki en moda kıyafet ya da takı...
Chp'nin seçim kampanyalarında rant sağlamaya çalıştığı, meclise girince de karşı çıktığı örtüdür. seçim kampanyalarında akp başörtüsü dağıtmaya teşebbüs etseydi "laiklik elden gidiyor" çığırtılarıyla darbe bile çıkardı bu ülkede; lakin laikliğin biricik koruyucusu olan chp dağıtınca hiçbir şey olmuyor.
http://arsiv.sabah.com.tr...4C9E9D39FE3187D13826.html
dogma işaretidir. buna karşı çıkmak kör karşıtlıktır; zira din dogmadır. başka şeyler de dogma gibi gelebilir ama bu, dinin dogma olduğu gerçeğini değiştirmez. din dogmadır, dindar olduğu için türban takmak dogmayı dışarı yansıtmaktır.

bu noktada, dogmanın kötü ya da iyi bir kavram olup olmadığına bir bakmak gerekir. eğer dogma kötü bir kavram olarak görünüyorsa gözünüze, bu entry kötü oylanabilir; ve fakat bu dinin dogma olduğunu, türbanın da dini bir simge olması bakımından dogma simgesi olduğu gerçeğini değiştirmez. eğer dogma kötü bir kavram olarak görünürken bu entry iyi oylanırsa, bu yine de dinin dogma olduğunu ve türbanın bu sebeple dogma işareti olması gerçeğini değiştirmez. eğer ki dogma iyi bir kavram olarak görünüyorsa gözünüze, bu entry iyi mi oylanır bilemiyorum; ama yine de bu, dinin dogma olduğunu, türbanın da bu sebeple bir dogma simgesi olduğu gerçeğini değiştirmez.

ha, bir de şu var ki; dogmaya bağlı kalarak özgür olunur mu, bunun da üstüne düşünmek, birşeylerin üstüne düşünebilmek için de dogmadan bağımsız olabilmek gerekliliğini anlayabilmek gerekir ki; bu, durumu daha da karmaşık hale getirebilir. bu sebeple dogma ne diyorsa odur demek daha kolay gelebilir. e kolayı kabullenmek insanı rahatsız etmiyorsa, buna da saygı duymak gerekir. ve fakat kölelik mi daha kolay elde edilir, yoksa efendilik mi diye bir başka tartışma açılırsa; bunun cevabında herkesin mutabık olacağını sanıyorum. tıpkı, herkese devlet kasasından onbin ytl verilsin mi başlıklı bir referandum yapılsa evet oylarının ezici çoğunlukla hayır oylarından fazla olacağını sandığım gibi.

peki herkese onbin ytl pratikte dağıtılabilir mi? dağıtılırsa sonuçları ne şekilde olur?

bakın, neresini tutsak elde kalıyor... ***
islamiyet'in kadının giyim kuşam noktasında örtünmeyi emretmesi emretmesi üzerine zaman içinde şekil ve farklılık göstermiş, kültürel yada sosyal farklılıklara göre de halen göstermete devam eden bir örtünmeye yarayan bir giyim eşyasıdır. eşanlamlıları: başörtüsü, yemeni, yazma, tülbent tir. yani amaç burda saçlarını kapamaya yarayan herhangi bir bez parçasıdır. müslüman olan her kadın örtünmekle mükellef kılınmasından ötürü * ki bu tercih değil zorunluluktur. Bu zorunluluğa uymayan sadece bu konuda günahkar olabilir. allahsız, dinsiz yada benzer kelimelerle muhatap edilemez. aynı şekilde örtünmeyi kabul eden ve bu zorunluluda kabuyl eden ise ne çok iyi müslümandır nede çok iyi dindar. sadece allah'ın emrettiği bu mükellefiyetten sorumlu olmazlar hesap vermezler.. ama diğer günahlarının hesabını elbetteki vereceklerdir. *
Kısacası türban sadece ve sadece örtünmeye yarayan, ihsan doğramacı isimli yök başkanı tarafından ilk defa kullanılmış bir nesnedir.
iktidar tarafından, büyük bir banka yüzünden çöküntüye girmek üzere olan ekonomiden, halkın ilgisini uzaklaştırmak için kullanılan siyasal simge...
türkiye'ye doğru koşan ekonomik krizinden daha önemliymiş gibi haftalardır bizi aptal yerine koyan bir grup siyasetçinin oyuncağı olan bez parçası.
medya'nın haberlerdeki yeni oyuncağıdır. abartmaktan dört köşe olan basın- medya- nın oyun hamuru şeklini almış üzerinde fazla örselenen günümüz lakırdısı. kimine göre laikliğin sembolü!
kimilerine göre demokrasi ve özgürlüğün kimilerine göre şeriat rejimin sembolu olan, aslında hiçbirşeyin sembolü olmayan, halk uyutucu süper suni gündem maddesi. *
Allah'la kul arasında ki bez parçasıdır. Lakin son zamanlarda değeri arttığı için, bir takım çığırtkanlar tarafından din logosu, bir takım çığırtkanlar için ise cumhuriyetin yıkılışının logosu olarak kullanılmaktadır. Halbusem ne dini simgeler ne de dinsizliği.
türkiye gibi laik bir ülkede dini çağrışım yaptığı sürece hep gerginlik yaratacak olan şey. modern dünyada içsel kısıtlamanın olmadığı zamanda doğal olarak çok sırıtıyor. inanç ve özgürlük kisvesi altında suvunulan türbanın, siyasi emellerin bulaşması sonucu bir rant kapısı haline gelmesi, ülkenin var olan mevcut düzenine kasıt gibi durması karşıt görüşteki insanların kendi yaşam alanlarına sirayet eder korkusunu açığa çıkarıyor.

oluşan kutuplaşmada bölünmeler birlik ve beraberliği zedelemekte, toplum keskin sivri uçlara ayrılmaktadır. çözüme yönelik sunulan, eğitim öğretim konusunda mağdur olan kişilerin temel hak ve özgürlüklerini yasal bir çerçeveye dayanarak düzeltme girişimleri iktidarda olan partinin geçmişinde savunduğu ideolojik düşünceler yüzünden herkese doğal olarak samimi gelmemektedir.

bu konuyu çözmek yerine sürüncemede bırakmak her halde herkesin hayrınadır. zaten yapılan anketlerde türban yüzünden mağdur olan kesimin sayısı yüzde birlerde iken, hassas dengeler, çözülemeyecek sorunlar listesinde kalması en uygunudur. ülke laik ama bazı konularda haklar verilmemesi en doğrusu. kurunun yanında yaşta yanar.
turban bir tabumudur ?
evet bir tabudur birilerinin tabusudur ve haklı gerekçeleri vardır .
onların gözünde türbanlılar üniversiteye girmemelidir ki kendi çağdaş görünümlü
çocuklarına yer acılsın hatta namaz kılanlar yahut bıyık bırakanlar tesbih taşıyanlarda
okullara hatta hiçbir resmi ve özel kurumlara girmemelidir ki kendi yaşam alanları kısıtlanmasın .
laiklikmi? oda ne ,başlı başına bir hikaye eminim ,kendilerini laik diye adlandıran kesimin bile bazı inançları var bunları güncel hayatlarında hatta yasama ve yargı organlarında yer almasını isterler (türban laikliğe aykırıdır!!!!)
atatürk,türbanı yasakladıgı yanlış bir diyalogdur,evet zorlada cıkarttırmadı.yaptığı tek şey

'' güzel olan kadınlar yüzlerini açabilirler '' demekti.

bütün halk buna kulak verdi,isteyen actı,isteyen kapattı.

gerici zihniyet haram diyerek karşı cıktı,
busefer neyzen tevfik sordu ?

`madem haram yok gözünde
başı acıga neden türban sorarsın`

dedi.

cevap gelmedi..
Hala birileri tarafından yok dinde yok, yok devrimde yok, yok haram mı niye kapatıyorsun, günah olsaydı kel yaratılırdı, gibi abuk subuk şeylerle savunulmaya çalışılan yasağın konusu. Bir insan neci olursa olsun, şeriatçı, taocu, dombili, tırı vırı, ne olursa olsun bunu ben takmak istiyorum, bununla eğitim almak istiyorum dedikten sonra kime ne? dünyanın neresinde efendim bu suç işleyecek bu gelmesin mantığı var bir insan suç işlerse cezasını verirsiniz ama bunlar suç işleyebilir diye eğitim hakkını elinden alamazsınız.
(bkz: hem turbanli olup hem kokos olan bayanlar)
(bkz: ek 17 senaryosu)
gündemi mesgul etmekle sorumlu siyasi simge.
vakıflar yasasının yürürlülüğe konması an meselesiyken *, halkın oyalanaması için elimize verilen oyuncak.
takanların büyük çoğunluğunun * neden taktıklarını bile bilmedikleri, herkes takıyor diye taktıkları eşarptır kafalarına. sağdan, soldan, çene altından iğneleyince kafayı da uzaylı gibi uzatınca* adı türban olmuştur eşarbın. zira saçın açık olmasından çok daha ilgi çekerler bu şekilde türban takanlar. özgürlük olduğunu savunduklarına göre gelip geçici bir modadır. bu moda akımı sırasında allısını morlusunu satıp ticari kazanç elde edenler edeceklerdir. gerisi yalandır. din gereği kapanmak isteyen adabıyla kapanır orda burda çemkirmez.* saçının bir teli * göründü diye cehennemlik olacağını düşünmez. ayrıca ne kendini ne de karşısındakini sapık yerine koymaz.
karşı çıkanlarında neden karşı çıktıklarnını bilmedikleri şey.
Türban olarak adlandırdığımız sıkmabaş şeklinde örtünme kuran-kerim'de yoktur. türban şule yüksel şenler tarafından geliştirilmiştir ve anadoluda şehir şehir gezerek türbanı yaymıştır. bu sebeple türban tamamıyla bir siyasi simgedir. saf insanların dini inançları istismar edilerek yaygınlaştırılmaktadır. kuran-ı kerim'de yer almayan birşeyin müslümanlar tarafından uygulanmasını anlamak mümkün değildir.
nur suresi 31. ayetinin işlerine gelen güya islam bilginlerince bir taraflarından yorumlamaları sonucu tesettür ötesi birşeye giren bayanların,siyasi bir simge olarak kullandıkları örtüdür.
başörtüsü olduğunu şiddetli bir şekilde diretmelerine şöyle bir soruyla karşı gelinebilir:
"hiç mi bir anadolu kadını görmediniz?"
elleri kolları ayakları bacakları dizaltından açık,oyalı işlemeli süslü başörtüleri saçlarının önündeki beyazlıkları görünecek şekilde açık ninelerimizi hiç mi görmediniz?
onu bırakın kaçınız elinize alıp bir kuran-ı kerim okudunuz?hadi okudunuz da yorum getirip anladınız,çeşitli yorumları okudunuz,tartışma programı izleyip,gazete köşelerini takip ettiniz,objektif bir din adamına soru sordunuz?kaçınız?
kuran da açıkça belirtilmiştir ki:
"Mümin kadınlara da söyle: Bakışları ölçülü olsun ve cinsel organlarını korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünenler hariç açmasınlar. Örtülerini yaka açıklarına koysunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları, yahut babaları, yahut kocalarının babaları, yahut oğulları, yahut kocalarının oğulları, yahut kardeşleri, yahut kardeşlerinin oğulları, yahut kendi kadınları, yahut ellerinin altında bulunanlar, yahut kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar, yahut kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hepiniz topluca Allah’a tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz.

24 Nur Suresi 31 "

burada birçok din bilginince açıklanmış olan "süs" kelimesi şüphesiz göğüsleri ve bilimum mahrem yerlerini anlatmaktadır.birçok kendini bilmez dinadamının çevirdiği gibi bir el-yüz-saç-baş örtme ortalarda yoktur.
olsaydı bile bu ayet bir farzdan söz etmemektedir.çünkü nisa suresinde açıkça belirtilmiştir ki,allah,yargıolanma günü geldiğinde,kişinin saçına,yüzüne,dış görünüşüne,giyinişine bakmayacaktır.içinize bakacaktır...
kuran-ı kerim'den içtihad yapan çakma şeyhülislamların siyasi simge olarak addettikleri örtü. kuran'da jack daniel's içmek haramdır da demiyor. o'nun yerine şarabı haram kılıyor. ee o zaman şarap var, insanlar ondan anlıyor. şimdi kitap çıkıp da; absolute'den bahsetse çok açık mucize olur, imtihan denilen durumun hiçbir ehemmiyeti kalmaz. o yüzden ne diyor? şarap haramdır! daha da ilginci; 1500 yıldır, yeni çıkan bütün alkol türevleri haram kabul ediliyor. demek ki içtihad bilmeden yapılmıyor. adam 100 tane tefsir kitabı okuyup, 50 bin tane hadis öğreniyor sonra fahih oluyor, alim oluyor. ama ne gerek var. ağzı olan evliya oluyor bu ülkede nasılsa. be adam mal mısın, o kadar ilim öğreniyorsun. 20 tane entry'ye bakar fetva vermek bu ülkede. buradan geleceğim sonuç; türban haram, tu kaka hatta. anladın sen![göz kırpma efekti]
Bütün mesele kadınlara bakış açımızla alakalı aslında... işin kökenine baktığımız da ta Adem ile Havva'nın Cennet'ten kovulma hikayesine kadar gidebiliyoruz... Aslında sormamız gereken soru şu:Biz erkekler kadınlar karşısında bu kadar aciz miyiz ki onları kapatıp da kendi hayvani duygularımızla yüzleşmekten kurtulabilelim.Çünkü sunu biliyoruz ki bu zihniyetin kaynağı kadını bir günah makinesi olarak görüyor ve tamamen erkil bir bakış açısı...
işin güzel tarafı da kadınlar da bu örtüyü giymeye hevesli...
Ama işin kökenine bakmadan...
Arabistan'ın kızgın çöllerine neden kız çocuklarının bir zamanlar diri diri gömüldüğünü düşünmeden...
işin siyasi boyutlarını sorgulamadan...
Aslında bunun islam değil Arap geleneği olduğunu bilmeden...
Siyasilere rant olduklarını görmeden...
son haftalarda sol frame de görmekten bıkılan hede..
bazilarinin cüzdanlarini, banka hesaplarini, mallarini, mülklerini bir hayli kabartmasi ile o bazilarinin evlerinde ellerine alarak halay cektikleri bez parcasi.
hayatımda duyduğum en anlamsız tartışmanın öznesi.
neyi tartışıyoruz? kim neden konuşuyor?
eğer üniversite "özgür" olduğunu iddia ediyorsa türbanlı insan neden oraya giremiyor? onun özgürlüğü neden kısıtlanıyor?
aynı düşünce tarzındaki erkekler elini kolunu sallaya sallaya girerken "kadınlar" neden giremiyor? kadın erkek eşitliğinden yana olanlar, feministler bu duruma neden susuyor?
türbanın kadınları engellediğini düşünenler, onları üniversiteye almayarak daha da engellemiş olmuyor mu?
siyasi simge ne demek? o zaman koyu yeşil parka, kirli sakal, uzun saç, kulakta küpe, beyaz bağcık, hatta kot pantolon da siyasi simge olmaz mı?
ben karşımdaki insanın başında örtü var diye onu nasıl ve neden yargılarım? ona neden "aptal" muamelesi yaparım?
karşımdaki insan benim başım açık diye bana "dinsiz" deme hakkını neden ve nerden alır?
üniversite özgür olmalı, özgür kalmalıdır. türkiye'nin laik kalması gerektiği gibi...