bugün

bazı bayanların saç ve yüzlerinin bir kısmını yabancı erkeklere göstermemek için taktıkları kumaş. Baş örtüsüyle karıştırılmamalıdır. Baş örtüsü adet yerine gelsin diye takılır türban ise daha kesin yargıları olan bir dogmadır, misal saçın hiç bir parçasının gözükmemesi falan. bazılarının hayatını komple işgal eden bazıları içinse hiç bir anlam ifade etmeyen nesnedir.*
kuran da gecen kadınlara da soyle basortuleriyle yakalarını ortsunler ifadesinin musluman kadınlar tarafından algılanmıs ve uygulanmıs bicimidir. ayrıca bu ayetin basortusu ayeti olmadıgını,basortusunun arap toplumuna has bir adet oldugunu, kuran da basortusu hukmunun olmadıgını ileri surenler varsa da kemiyet ve keyfiyet acısından onem arzetmemektedir.

ayrıca bugunlerde yine tartıstıgımız rahatsızlık veren konudur. rahatsızlık veren turban ya da basortusu degil insani ozgurluklerin, egitim haklarının, fırsat esitliginin, inanc ozgurlugunun tartısılmasıdır. aydın, guclu hede hödö turkiye diyen zevatın en temel ozgurlukler konusunda bile sovenist bir tutum sergilemesi akıllara zarardır.
kur-an da istenen bir yana her şeyden önce bir özgürlük meselesidir, bir insanlık hakkıdır türban. vicdanı ve de saygısı olan herkesin desteklemesi gereken bir inanç gereğidir kimilerine göre.

bırakın arkadaşlar türban var mı yok mu diye düşünmeyi, ortaya teoriler atmayı varsa da yoksa da birileri var olduğuna inanmış takıyor. artık diğerlerine saygılı olmak düşer.

birilerinin laf ebeliği yaptığı gibi de siyasi bir simge değildir türban. farzedelim siyasi simge olsun... bu memlekette parti rozeti takmak da mı yasak. siyasal partilerin bayraklarını asmak da mı yasak.

elimizi vicdanımıza koyalım ve bir kez daha düşünelim. ben bu türbanı siyaset yapmak için takıyorum(kaldı ki siyaset ayıp veya yasak değil) diyen, bu hissiyata sahip olduğunu düşündüğünüz tek bir türbanlı tanıdınız mı???
Dini bir gereksinimdir ve kimsenin hiçbir hakla engellemeye hakkı yoktur.Dini bir gereksinim olmasa bile ve hatta siyasi bir simge olsa bile yine kimseyi ilgilendirmez.
Bu konuyu tartışanların dinden tek kelime çakmayan abdestsiz imamların olmalarıysa ayrı bir hendikap olup olayı saptırmaktan öte gitmemektedir.
Bırakın insanları rahat rahat giyinsinler.Bir de saçma sapan türban başka başörtüsü başka diyip insanları kategorize etme ihtiyacı duyanlar yalnızca toplumda bölücülük yapmaktadır.Siyasi simge olduğunu söyleyenlerin kimler olduğunu biliyoruz.Çünkü işlerine öyle geliyor.Yasakçı zihniyet.
Açık açık söyleyemiyorlar.deseler ya biz türbanlıları hazmedemiyoruz,biz onları sevmiyoruz diy.Niye kıvırırlar dansöz gibi başörtüsü başka türban başka diye?Peki soruyoruz o zaman başartüsü neden yasak?Hani türban yasaktı ya.Kendiniz bir tutuyorsunuz değerlendirmede.Çelişki çelişki çelişki...
(bkz: kurban)*
türban=baş örtüsü
kimilerinin tamamen siyasi bir simgedir dediği, bir başka kesimin gözünde neredeyse bayrakla eşdeğer anlam taşır hale gelen; radikal kesimin vazgeçilmez unsuru olarak tanımlayabileceği ve buna bir ton başka anlamlarda yüklemenin beni hiç şaşırtmıyacağı olay.

türkiyede laik düzenin nerdeyse bir numaralı düşmanı ilan edilmiş; geçen haftalarda bir öğretmenin bırakın okulu okul dışında bile türban takması; çocuklara kötü örnek oluyor gibi sadece bir türke yakışan bir mantıkla yasaklanmıştır.

temelin özgürlük olması gereken bir rejimde yaşayan insanların özgürlüklerin kısıtlanmasından kendilerine pay çıkarma arayışları nın sonucudur türkiyede türban sorunu.

kurunun yanında yaşında yandığı gibi söylemlerde vardır hakkında ama bende geçen gün elinde x marka saat olan bir terorist gördüm televizyonda. o zaman x marka saat takan herkes teroristir; sistem düşmanıdır dimi:) ideoloji ise ideoloji; tehtidse tehdit...çok zekice...:).

21.yy da insanlar teknolojide gelişirken bizim halen ilkel çağ tartışmaları yapıyor olmamız çok yazık ve üzücüdür..
türbanı takan ve de onu savunana türkiyeyi irana çevirmeyi istiyorsunuz palavraları sıkılmaktadır. evet bugün ülkemiz irana çevrilmiştir. nasıl mı? iranda nasıl türban takmak mecburi ise bugun ülkemizde de takmamak mecburi hale getirilmeye çalışılmaktadır.

evet suçluyu uzaklarda aramayın bugün iranın baskıcı rejimine paralel bir takım davranışları göstermeyi bizim cumhurbaşkanımız, anayasa mahkememiz, yargıtayımız başarmışlardır.

ama tarih hepsinden gaspedilen özgürlükler adına hesap soracaktır. birgün sevgi elbet başkaldırı suçunu işleyecektir.

(bkz: yasak yasaktır)
(bkz: insan hakları)
(bkz: muz cumhuriyeti)
açık seçik giyinmedikleri için bazı erkekler tarafından hor görülen,küçük görülen,önemsenmeyen,çağ dışı adledilen kadınların uyguladığı islami bir emirdir.
insanın saçlarının örtülmesi geleneği, eski mezapotamya uygarlıklarından mirastır. Birçok kaynak, eski mezapotamyada kadınların saçlarının cinsel organdaki tüylerin bir uzantısı olarak düşünüldüğü, bu yüzden de örtülmesi gerekli gördüklerini söyler.

Günümüzde kullanımının* kimseyi ilgilendirmeyeceğini düşündüğüm giysi.
nasılsa dışarıda orak cekiç amblemli koca bi t-shirt giyersek siyasi bir sembol olarak kabul ediliyor , bence bu da öyle . Hem türban takanların çoğu ailesinin isteği ile takıyor bunu yani siyasi olarak takmayanlarda aileden gördükleri için öyle yapılıyorlar. (bkz: gereksiz)
(bkz: duygu sömürüsü)
1960 ların sonlarına kadar kimsenin takmadığı;sonra birden nereden ithal edildiyse*başımıza dert olan;kesinlikle bir töre filan olmayan,başörtüsüyle çok farklı bir örtünme şekli...başörtüsü dediğin töredir ama türban ideolojik bir yıpratma aracıdır...ulu önder bile kara çarşafa karşı yapmıştır kılık kıyafet devrimini ama haklıdır da o zamanlar türban yoktu tabii...
kuranda örtünme emri,Dogrudan dogruya kiskanclik duygularindan dogma bir itisle konmustur. Maksat kadini erkegin mali bilip baska erkeklerin "nazarindan ve temasindan " uzak tutmaktir.HAtirlatmak yerinde olacaktir ki Muhammed, kiskanclik denen seyi frenlemek degil, fakat dinsel fazilet seklinde bilmek ve bunu erkegin karakterinde guclendirmek ve herkesten once kendisinden ornek vermek suretiyle kisisel ve toplumsal yasamlara yon cizmistir. Kendisini inananlarin en kiskanci bilerek ovunurken Tanri'yi da kendisi gibi, hatta daha da kiskanc gosterirdi. Ornegin, Sai'd b. Ubade'nin, son derece kiskanc bir insan oldugunu ogrendiginde:"Sai'd'in kiskancligi sizi sasirtiyor, degil mi? Hayir, sasirtmasin, cunku Tanri ve ben, her ikimiz de ondan cok daha kiskanciz ve Tanri benden de daha kiskanctir."demistir. (Bu hadisler icin bkGazali-1975-II, 120; Sahih-i...XI 287`)

Hic kuskusuz bu nedenledir ki Kur'an'a erkeklerin kadinlara ve kadinlarin de erkeklere bakmalarini yasaklayan hukumler koymustur:

"Ey Muhammed! Mu'min erkeklere soyle; gozlerini bakilmasi yasak olandan cevirsinler.." (Nur/24:30)

"Mumin kadinalara da soyle; gozlerini bakilmasi yasak olandan cevirsinler.." (Nur/24:31)

Bu sinirsiz kiskancligi nedeniyledir ki once kendi karilarini giyim kusam ozgurlugunden, baskalariyla temastan yoksun kilmakla ve evin duvarlari arasina kapamakla ise baslamis, ve ayni seylerin tum musluman kadinlara uygulanmasi yolunu acmistir. Kur'an'in Ahzab suresinin 33, 53, 55 ve 59 uncu ayetleriyle Nur suresinin 31inci ayetleri bu konuda verilebilecek orneklerden bazilaridir..kadınları bohçalıyor ama kendisi başka kadınlara "şehvet"le bakabiliyordu..
OYSA Ki Muhammed, karılarının dışında da bir kadına "şehvetle" bakıyordu. Ve ilgisini çeken bir kadın gördüğünde "şehvete geliyor"du. Bu kimi ayetlerle de dile getiriliyor. Örneğin Ahzab Suresinin 52. ayetinde, karı almasına sınır getirilirken "(başka kadınların) güzellikleri seni imrendirse bile..." deniyor. Aynı hadise yer veren Gazalî de, "şehvet"in önemini ve cinsel ilişkide bulunup rahatlamanın sağladığı yararı uzun uzun anlatıyor; bu arada da, Muhammed'in şehvetine ve gereksinimini nasıl karşıladığına geniş yer veriyor. ( (bkz: Gazali lhya-u Ulûmiddin Arapça 2/27-29).)
türban konusunda yazı yazmamak için çok tuttum kendimi. biliyorum ki bu yazım zamanın ötesine gidecek.. belki bir sürü insan bana küfredecek. dinsizlikle kafirlikle suçlanacağım. ama peki bunlar benim umurumda mı?

asla...

türban konusunda yoruma başlamadan önce, ne tür bir sorunla karşılaştığımızı ortaya koyalım.

türban bir laiklik sorunudur ve bütün laik devletlerde bu konuyu ilgilendiren sorunlar hukukçuların yetki alanındadır. bu sorunları din adamlarının söylediği şekilde çözen toplumlar ise laik değil teokratik toplumlardır.

ülkemizde türban ile ilgili kesinleşmiş yargı kararları bulunmaktadır. elbette yargı kararları da eleştirilebilir ama değiştirilene kadar bu kararlar geçerlidir. başını kapatamadığını ifade edip ülkesini Hristiyanların topluluğu ab'nin insan hakları mahkemesine şikayet eden kişiler bu mekanizmadan da gereken cevabı almışlardır.

derler ki;

''türban kişinin yaşam biçimi, allahın kendisine yapmasını emrettiği bir vecibedir ve bu vecibeyi yerine getirmesini kimse engelleyemez''

peki öyleyse namaz kılmak da bir müslümanın dini yükümlülüğü. bugün türbana izin verirsek yarın ''ders saatlerini namaz vakitlerine göre ayarlayalım'' taleplerine ne cevap vereceğiz. bugün türbana izin verirsek yarın inançları gereği kara çarşafa girmiş kızlara ne diyeceğiz?

türban takan bir kız öncelikle şunu düşünmelidir. ben ne yapıyorum? bu din benim hakkımda ne yorumlar getirmiş, bana nasıl bir yaşam öngörmüş?

işte kurandan kadınlar hakkında iki yorum;

''Erkekler kadınlar üzerinde hakimdirler. itaat dairesinden çıkmalarından korktuğunuz kadınlara nasihat edin, yatağınızı ayırın, hafifçe dövün...(Nisa, 34)''

''Kadınlarınız, çocuk yetiştiren ekin tarlalarınızdır. Tarlanızı istediğiniz gibi kullanınız. (Bakara, 223)''

evet gerçekten bakara 223 te görüldüğü gibi, islam dini kadınlar için çocuk yetiştiren ekin tarlalarından daha yüksek bir mertebeyi uygun görmemiştir.. arap peygamberi muhammed'in hadislerinde ise bu ifadelerden çok daha kırıcıları mevcut olmakta ve örneğin kadınlar için;

''Kadınlar arasında saliha kadın, yüz tane siyah karga arasında alaca bir kargaya benzer''

''Uğursuzluk üç şeyde vardır: karıda, evde ve atda''

''Namazı (bozan) şeyler köpek, eşek, domuz ve kadın\'dır'' (bknz: sahih-i buhari muhtasarı)

denmektedir.

her ne kadar ''cennet annelerin ayakları altındadır'' gibi veciz bir sözü söylemiş olsa da bu muhammed'in kadına yüksek bir değer biçtiği anlamına gelmez. çünkü kendisi bu konuda örneğin ''cennet kadınların ayakları altındadır'' değil ve fakat ''cennet annelerin ayakları altındadır'' demiştir. annelik kurumuna saygının yeryüzündeki en ilkel topluluklarda -ve dahi hayvanlarda- bile var olduğunu dikkate alacak olursak bu sözler çokta fazla bir anlam içermemektedir.

kadınların yeryüzündeki vazifelerini, kocasının hizmetini görmek, çocuk doğurmak ve bakmak, serkeşlik etmemek, kocasının izni olmadan dışarı çıkmamak vb. gibi hükümlerle belirleyen bir dinin genç yaşta kızların erkeklerle birlikte okula gitmesini, yüksek tahsil yapmasını, dışarıda çalışmasını, kendi ayakları üzerinde durmasını kabul etmeyeceği kesindir. nitekim osmanlı da kızlar 1922 yılına kadar yüksek öğretime alınmamıştır..

peki bütün bu yaygara neden koparılıyor? neden kafasına türbanı geçirerek islamiyetin kadınlar hakkındaki olumsuz hükümlerini kabul eden bir bayan, bütün bu gerçekleri benden çok daha iyi bildiği halde üniversiteye o haliyle girebilmek için devlete isyan ediyor? amaç belli; şeriat...

yazımın son kısmını sayıları gittikçe azalan başı açık kadınlarımız için yazıyorum.

türbanlı zihniyet sizin yemek yediğiniz, içki içtiğiniz ortamlarda rahatlıkla bulunabiliyor, siz mayonuzla denize girerken, onlar sizin yanınızda giyinik durabiliyor, sizin kaldığınız otellerde siz erkek arkadaşlarınızla havuza girerken kimse onları da bu şekilde davranmaya zorlamıyor. peki aynı şeyleri siz onlara ait mekanlarda yapabiliyor musunuz? helal(!) otellerinde, helal(!) restaurantlarında, erkek arkadaşlarınızla havuza girip, şarabınızı yudumluyabiliyor musunuz? onların çok olduğu sahillerde korkmadan mayonuzla denize girebiliyor musunuz? peki yaşam alanınızın kısıtlandığının farkında değil misiniz?

ey kadınlar!! bütün bu gerçekleri göze alıyorsanız takın türbanı. eğer bir adamın 4. karısı olmayı, kocanız size 3 kere boş ol dedikten sonra sokağa atılabileceğinizi, mirastan erkek kardeşinizin yarısı kadar pay almayı kabul ediyorsanız takın türbanı...

söylenecek çok şey var fakat hepsini yazmaya ne imkanım ne de zamanım müsait. ben her türlü sorunla karşılaştığımızda yapmamız gerektiği gibi bu sorunda da atatürk'ü referans almamızın doğru olacağı kanısını taşıyorum;

''Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştamal veya buna benzer bir şeyler asarak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır. (1 Eylül 1925)''
Başı kapamak icin kullanilan örtüdür.
Sümerlilier zamanında tanrı için sex yapan tapınak fahişeleri vardı.Bugün anladığımız anlamın çok uzağında tapınakta innana'ya ibadet için erkeklerle birleşirlerdi.Erkekliğe adım törenlerinde genç delikanlılara yol gösterirlerdi.
Tapınaklarda innna adına sex yapan fahişeler hor görülmez,ancak toplumdan uzak tutulurlardı.Onları diğer insanlardan başlarına taktıkları "türbanları" ayırırdı.
Sümerlilerden kalan bu alışkanlık,daha sonraki dönemlerde de,toplumun inancından farklı bir inanca sahip olduğunu göstermek için kullanıldı.Musevilik döneminde baş kapamak hala tapınak fahişeliğinin göstergesiydi ancak yavaş yavaş yayılmakta olan ilahi din bunu ayıp olarak karşıladı.
islamiyet döneminde ise Arap Coğrafyasında kadınlar,yine inançlarının ayrı olduğunu göstermek için başlarını kapadılar.Amaçları sadece farklı inanca sahip olduklarının altını çizmekti.
Ancak Peygamberin ölümü ile birlikte Kur'an da birtakım değişiklikler yapıldı ve işin boyutu "mahrem yerleri" kapamaya geldi ve sonunda ortaya çıkış amacından oldukça uzaklara saptı.
Şu anda ise tamamen siyasal bir simge olarak genç kızlarımıza kullandırılmaktadır.
Amac erkeğe çekici gelen yerlerin kapanması olsaydı,sürmeli gözler,dar pardesüler ve pedikürlü ayakların daha önce kapatılması gerekirdi.
Günümüzde özellikle öğretmenlerin televizyon programlarına çıkıp "türban takıyorum diye görevden alındım" şeklindeki yakınmaları ise tamamen içten pazarlıklı bir tavırdır.
Öğretmen olmak tarafsız eğitim vermeyi gerektirir.Siz ideolojik ya da dinsel yaklaşımınızın altını çizerek derse girerseniz öğrencilerinizin henüz yeni yeni oluşan fikirlerini ister istemez yönlendirmiş olursunuz.
Öğretmenlik formasyonu alan insanların bunu en başından biliyor olmaları bile türbanlarını siyasal simge olarak kullandıklarının göstergesidir.
ülkemin başına geçirilen en talihsiz şey.
cüneyt arcayürek'in tabirine göre "yumurta kafa"
"siyasi simge" ile "siyasi parti logosu" gibi iki farklı kavramı ayırt edemeyen bünyelerin pek bir beğendiği desenli bez.
türban:21.yüzyılın saçmalığı...kur'an da geçmeyen büyük bir ihtimal yahudilerin uydurduğu kadın sarığı...
kullanıldığı ülkeleri gelişmemiş gösteren gereksiz bez parçası...
daha dün bütün dünyayı sömürmüşlere, bugün de lübnanlıların filistinlilerin kafalarına bomba yağdıranlara bizi "gelişmemiş" gösteren bez parçasıymış. iranın başı örtülü mühendis hanımları taktik füze hesapları yaparken benim ülkemin civciv sarısında kafalı, derin dekolteli çağdaş kızları daha cebindeki paranın hesabını yapamıyor. türban neyi örter diyen zihniyetin belindeki tommy don neyi örtüyor sormak gerekir.
bazı ailelerde genç kızlar özgürlüklerini, kafalarına bunu sarınarak kazanırlar.
Cemaatlerin namus simgesi olarak kullandığı örtünme biçimi.
-kutsal kitapta sadece "başörtünüzü göğüslerinizin üstüne örtün" yazdığı için (ki bu bile tam olarak zorunluluk içermiyor), kadının yüzünü hatta gözünü bile kapkara çarşaflarla, peçelerle örtmesine, saklamasına sebep veren bez'den öte bez parçası.
(bkz: turbanlilarin turkiye deki mezuniyet toreni)
bir ara jet ski leri çalındığından dolayı haber olan bir otel..