bugün

Boş beleş prof.

Daha dün başka bugün başka söylemlerde bulunuyor.

Nabza göre yalamaca !.

görsel

132 Kürt yazar ve araştırmacı yayınladıkları ortak açıklama ile Kürt ve Ermenilerle ilgili sarfettiği sözlerden dolayı Prof. Taner Akçam’ı kınadı.

132 isim yayınladıkları ortak açıklamayla Taner Akçam’ın üstenci dil ve bakışa sahip olduğunu 'ilk gece hakkı' ifadelerinin ise “absürd bir iddia” olduğunu belirttiler ...

Taner Akçam, Duvar’dan Filiz Gazi’nin sorduğu, “Osmanlı’nın hakimiyeti altındaki milletlerin, halkların hürriyetlerinin teminat altına alındığı söylenir, resmi tarih bu yönde söz üretir. Müslüman-Türk hoşgörüsünden bahsedilir. Hıristiyanlar, Müslümanlardan ayrı olarak sosyal hayat içinde nasıl konumlandırılmışlardı? Hukuki eşitsizlikler nelerdi?” sorusuna şu yanıtı vermişti:

Bizde bir deyim vardır: Haddini bilmek! Haddini aşmayacaksın! 19. yüzyılda Ermenilere “millet-i sadıka” denirdi. Yani, “yerlerini-hadlerini” bilirlerdi. Türkiye’de kadınlara da bu söylenir, biliyorsunuz. Mutfaktan çıkmayacak, erkekle eşit haklar istemeye falan kalkarsa dayağı hak eder gibi… Hıristiyanlara biçilen yer, ikinci sınıf vatandaş olmaktı. Korkunç bir örnek vereyim: 19. yüzyıl feodal toplumunda örneğin Kürt bölgelerinde Kürt ağaları, evlenen Ermenilerin ilk gece hakkına sahiplerdi. Onun ötesinde Ermeniler çifte vergi veriyordu. Bir devlete normal vergi veriyorlardı, bir de “Hafir” (veya hapir; kiafir) denen yöredeki Kürt feodal yöneticilerine vergi veriyorlardı yani vatandaş sayılmıyorlardı. Mahkemelerde ifadeleri kabul edilmiyordu. En iyi sayılan Hanifi hukukuna göre bile iki tane Hıristiyan bulacaksın ki, bir tane Müslüman’ın şahitliğine eşit olsun. Hukuki eşitsizlikler anlatılır gibi değil. Kıyaslarsak eğer Güney Afrika’daki ırkçı rejime benzer. Ermeniler, Hıristiyanlar, Süryaniler ikinci sınıf vatandaş statüsündedirler, o statülerini değiştirmek istemedikleri müddetçe sorun yok. Kürtlerin bugün her bakımdan Türklerle onurlu, eşit ve eş değer bir arada yaşamak istemeleri gibi.

https://www.indyturk.com/...A7am%E2%80%99-k%C4%B1nama
Bir dönem, 5-6 yıl falan önce, almanyadaki mhp yapılanması ile ilgili bir davada bilirkişi olmuş; şaşırtıcı biçimde mhp'nin sıradan bir populist sağ parti olduğunu, npd gibi neonazi partilerle bir benzerliğinin olmadığını söylediği için almanyanın türkiyeli demokratlarınca linç yemişti.
Mit amerikada bunun kafasına sokacakmış. Gerçekleri.
Hakkında 'acaba ağır mı yazdım?' diyerek entry mi silmiştim ama vatan haini sıfatını sonuna kadar hakkediyormuş. Türk adı altında ermeni techirini soykırım olarak nitelendiren, vatan düşmanı ermenilerle aynı dili kullanan bir varlık. 'Shame act' adlı sözde ermeni soykırımı yalanını destekleyen bir kitabı vardır. Ayrıca bunun destekçileri içinde 'bakın türk profesör bile var' demek isteyenler için güzel bir kukladır. Mesela 'time'ın şu yazısında yine kendisinden alıntı yapmışlardır.
En azından açıktan hainlik yapıyo rda neler yapabileceğini biliyoruz diyerek bardağa dolu tarafından bakalım.

http://time.com/3831056/p...lth-care-franklin-county/
alman yeşiller partisinin bir milletvekili adayı bozkurtların gecesine katılınca yeşiller izahat istiyor. ilgili vekil adayı da taner akçam'a bir mhp raporu hazırlatıyor. o rapordan birkaç alıntı:

''Güçlü'yü(ilgili vekil adayı) Partiden atmak isteyenleri bilgi eksikliği ile suçlamak istemem. Ama anladığım kadarıyla bu kararın arkasında hala 1960 ve 70'li yıllardaki Türk siyasal hayatının parametreleri etkin. Bu kararı alanlar 1980 Askeri Darbesi sonrası Türk siyasal hayatının geçirdiği evrimden habersiz görünüyorlar ve özellikle de MHP'nin 2000'li yıllarda izlediği siyasi çizgiyi bilmiyorlar. Yine anladığım kadarıyla, MHP ve bu partinin Almanya'daki uzantıları NDP veya benzeri Neo-Nazi gruplarla eş tutuluyor ve Güçlü'ye tavır bu temelde alınıyor. Oysa, Türk siyasal hayatını yakından takip edenler bilirler ki, 1980'li yılların ikinci yarısından sonra, Türk siyasal hayatının normalleşmeye başlaması ile birlikte, MHP son derece sıradan bir [bürgerliche] parti haline geldi. Onu elbette siyasi görüşleri itibarıyla öteki partilerden ayırabilirsiniz ama o kadar.''

''Tekrar etmek isterim ki, eğer Türkiye 1990'lı ve özellikle de 2000'li yıllarda, iç savaşa da yol açabilecek bir şiddet ortamına sürüklenmemiş ise, MHP'nin bu konudaki ısrarlı tutumunun özel bir yeri vardır. Görüşlerini beğenmeyebiliriz, fakat parti sivil demokratik normlara uyan ve saygı gösteren her hangi bir partiden farksızdır. Ve hatta, eğer geçmişi de düşünülürse, Türkiye'de bu özelliği ile diğer partilerden daha da sorumlu davranmaktadır.''

tabi almanya'daki kelime hazneleri zekasıyla orantılı olan kürt ve alevi örgütlerinin borazancıları çok kızmış akçam'a. kıyamam ya sevgi yumaklarına. hatta birisi 'bu ülkenin ilerici yüzü alevileri' diye başlayan bir cümle bile kurmuş.
http://galeri.uludagsozlu.../taner-ak%C3%A7am-244507/
Ermeni Soykırımı Amerika'da keyifli bir intikam romanı gibi değerlendirilir. Bu romanı yazanlar, her yıl yeni görüşler, öneriler ve bazı belgeler sunarak dikkat çekmeye çalışırlar.
Anlatılanlar, işin aslını aktarma konusunda tereddüt yaratınca, destekçi kadrolar ile yeniden canlandırma merakı dikkat çeker. Son yıllarda en çok ilgi çeken konu budur.
Acaba bu yıl yeni olarak neler bulundu, bulunanlara göre neler yeni şeyler gibi sunulmak istendi?
Geçmişte bir grup tarihçi kadro sürekli itham ile öne çıkardı. Bunlara "diaspora beslemeleri" denirdi...
Bu yöntem de kısa sürede kendini tüketti. Bu kez, Türk tarihçileri ve edebiyatçıları bu bahislerde konuşturmak yolu denendi.
Böyle bir Türk aydını olarak sunulan kişi, Ermeni soykırımını dillendiren 3-5 şey yazıp söyleyince büyük bir tarihi itiraf hüviyeti verilmeye çalışıldı. Başlangıçta çok etkili oldular.

Kademe kademe bunları yaşadık. Bu gelişme içinde en fazla dikkat çeken isim, Ermeni Diasporası'nın sıklıkla referans gösterdiği (kullandığı) isim Taner Akçam oldu.
Akçam, 60'a yakın yaşlarda. Ardahanlı bir köy çocuğu. Bölge sosyolojisini iyi bildiği varsayılıyor. ODTÜ mezunu. 70'li yıllarda solcu çalışmalarda dikkat çekiyor. Hapse mahkum olmuş. Hapisten kaçmış. Almanya'da çalışmış. Şimdi Amerika'da...
Böyle bir özgeçmişin Amerika'da dikkat çekmesi doğaldır.
Nitekim Ermeni soykırım iddiasının, dikkatini çeken isim olarak öne çıkmış; belki de en tesirli fotoğraf olmuş. Genelde 24 Nisan'a yakın tarihlerde ortaya çıkan bu tartışmalı sima, şimdi yeniden gündemdedir.
Amerika'daki Türk akademisyenler Ermeni konusunda ikiye ayrılmış durumda. Taner Akçam bir grubun başını çeken isim. Türkiye'yi Ermeni soykırımı konusunda savunan akademisyenleri Türk Dışişleri'nden para almakla suçluyor. Açık anlatımı ile "satılmışlar" diyor.
Bu işin bir de karşılığı var. Amerika'da bulunan bir grup akademisyen de Taner Akçam'ı Ermeni Diasporası'ndan para almakla suçluyor. Açık anlatımı ile Akçam'ı Ermenilere "satılmış" olarak gösteriyor... Bunlar Türk, Amerikalı ve Avrupalı akademisyenler...
Taner Akçam, son olarak Ermenilerin örgütlediği bir toplantıda üç Ermeni siyasetçinin refakatinde bu konuyu yeniden gündeme getirmiş. Yine vermiş veriştirmiş. Bu arada sadece Türk tarihçilere değil, bu konuyu tarafsız değerlendiren yabancı (özellikle Amerikalı) tarihçileri de satılmışlıkla suçlamış.
Bu grupta biraz korku hakimiyeti de var. Taşnak - Hıncak çetelerine karşı hedef gösterildikleri endişesini taşıyorlar.
Şimdi Amerika'daki Türk tarihçileri adına Prof. Hakan Yavuz, bu konuyu mahkemelere taşımış ve Akçam'ı tazminata mahkum ettirmek için deneyimli ve ünlü avukatlarla temasa geçmiş. Nasıl bir sonuç alacağını merak ediyorum. Sanki bu kez başaracakmış gibi görünüyor.
Önemli olan 100 yıldır bir teranenin gına getirmemiş olmasıdır. Muhtemeldir ki 2015 yılında bir dünya olimpiyatı toplar gibi bir felaketli Diaspora gösterisi yaşayabiliriz.
(Yılmaz Karakoyunlu, Habertürk, 15.07.2011)
şöyle bir iddiada bulunmuş tarihçidir.

http://dunya.milliyet.com....2011/1414029/default.htm
dersim sözlü tarih projesinin genel koordinatörlüğünü üstlenmiştir.
katıldığı tartışmalarda genellikle konuşanlara göre daha donanımlı olduğunu gözümüze sokan profesördür.

son yazısında davutoğluna giydirmiştir.

http://taraf.com.tr/haber/davutoglu-nun-anlayamadiklari.htm
Katıldığı "Karşıt Görüş" adlı programda karşıt görüşleri duyunca daha doğrusu kitaplarında yaptığı tarih ve belge tahrifleri ortaya konunca bu "demokrat" kişilik anında gerçek kimliğine bürünmüş ve Balçiçek Pamir'e ben sadece sizi muhatap alırım diye stüdyodaki diğer katılımcıları görmezden gelmeye çalışmıştır. Eski yazı Türkçe bilmeden Halaçoğlu'nun çıkardığı belgeleri tahrif ettiğini nasıl iddia eder ve asıl bu iddiayı eden kişi nasıl ciddiye alınır hala anlamış değilim.
Ülkesini soykırımla suçlayan birinin ise ABD adlı işgalci ve soykırımcı bir ülkede neden yaşadığı ise daha anlaşılmaz.
ermeni parasıyla çalışan türk düşmanı kürttür . insanlar boşuna faşist olmuyor. türk ün malesef türkten başka dostu yok.

kardeş denilen sırtımızdan bıçaklıyor ilk fırsatta..
ermeni 'olaylari' uzerine uzman olup soykirim tezini savunan az sayidaki turkiyeli profesorden bir tanesi.

Soykirim konusundaki tezlerinin cogunlugu orijinal degildir aslinda. Ama onemli islere de imza atmistir. Aslinda en onemlisi, sirf varligiyla bile, Turk akademisinde devlet sponsorlugunda gelisen yapay konsensusu yok etmistir. Ayrica kendisinin yazilari sayesinde, Yusuf Halacoglu'nun kitaplarinda 'belge' diye referans verdigi telgraflarin icerklerini tahrif ettigini de biliyoruz.

yukarida verilen linklerden guncel bir tartismadaki performansi izlenebilir.
edit: tum programin linki surada: http://www.haberturk.com/.../501432-1915te-neler-oldu
ermeni soykırımı meselesine kafayı takmasa şu an medya da yöneticiydi. bir ara tarafta yusuf halaçoğlu ile ayşe hür'ün köşesi üzerinden tartışmıştı. 3-1 maçı almıştı.

dünün videoları ise,

http://www.habersahifesi....e_neler_oldu_-_video.html
anasını öldürmüşler gibi ermeni soykırımı savını destekleyen türk. para verseler böyle konuşamaz.(!) *
(bkz: sevan nişanyan)'ın biraz daha bilgilisidir. hakaret kısmında ise sevan bey biraz geride kalır. sanki kendisi yüksek merci olmuş da bizim haberimiz yokmuş gibi. "dinleyin de birşeyler öğrenin" demesi. "türk halına sesleniyorum, okuduğunuz herşeyi yırtın atın, beni dinleyin" demesi. saptırdığı tarihler söylenince, kavanozcu abi gibi sinirlenip, moderatöre dönmesi. neresinden tutsanız elinizde kalcak bir zaat. bildiğini sandığı kısımları anlatırken ne kadar da rahattı halbu ki.

edit : de bağlaç ise ayrılır
türk düşmanı bir kürttür.
bu akşam Habertürk'te izlerken utandığım, kitaplarına bakıp diğer kitaplarla karşılaştırırsanız, bilgilerin ancak bu kadar saptırılabileceğini gördüğünüz doktor olabilmesine şaşırdığım adam. Türkiye dışındaki ülkelere yaranabilmek adına kendi ülkesi aleyhinde her yerde konuşan, Türk olduğundan şüphe duyduğum şahsiyet. Ancak yardımcı doçent doktor orhan çekiç'i tebrik ederim, çekiç tarafından soruları çok güzel cevaplandı. herkes gibi onun da verebilecek başka hiçbir cevabı yok, çünkü yargı organlarının vermesi gereken sözde soykırım kararını, ancak lobi çalışmaları yaptıkları ve finansman sağladıkları hükümetlerde geçirebilmişlerdir.
bu akşam habertürkü izlerken beyin göçü olduğunu, 2 bilgisize anlatırken, iyice hisettiren tarihçi.
anası gürcü, babası ermeni'dir. dedesi Ahalkeleki bölgesinde Valei köyünde yaşayan agop isimli bir toprak zenginidir menşevikler ile işbirliğine gitmiştir. anası ise, su katılmamış gürcü'dür. türklük ile uzaktan yakından alakası olmayan bir ''şahsiyet?''tir. minesota üniversitesi'nden clark üniversitesi'ne geçmiş, ermeni soykırımı ile alakalı bir departmanda çalışmaktadır.

edit: kendisi, safkan bir ahıska türk'ü olduğunu iddia eder. kimileri ise, kürt olduğunu söyler. anası, babası nereli olursa olsun, sıkıntı yok. ama ben şöyle türküm, böyle türküm diyerek koskoca bir milletin fertlerini zan altında bırakmak, zor durumda bırakmak ikiyüzlülüktür.

bakınız , Türk Milletine ve Türk Devletine Düşmanlıktan dolayı 9 yıl hapis cezasına çarptırılan bu adam için kendisini satın alan zoryan enstitüsü kurucusu Vahakn Dadrian şunları söylemiş,

"Taner Akçam Osmanlıca bilmez. Bu nedenle Ermeni davasının farklı bir gözden incelemesi amacıyla işsiz bir şekilde ortalıkta dolaşırken kendisine iş buldum, hem de Amerika da. Osmanlıcayı da öğrenmesi için çok çalıştım ama olmadı. Her şeye rağmen ondan çok memnunum, çünkü dediklerimi harfiyen yapıyor. Daha da önemlisi hiç itiraz etmiyor, beni ve savunduğum fikirleri sorgulamıyor. Bu nedenle kendisine ilgilendiğimiz konu ile ilgili dokümanlar verdim. Oldukça sığ olarak nitelendirdiğim bilgilerini kaleme dökmekte zorlandığı için yazılarında kendisine yardımcı oldum.
Hatta bazı zamanlar oldu ki, bazı konferanslarda kullanmadığım tebliğ metinlerinin altında yer alan Prof.Dr.Vahakn Dadrian imzasını çıkararak Taner Akçam imzasıyla yayınlatılmasını sağladım.
Yazılanların objektif olarak algılanması açısından bu gerekliydi, sonuçta o, düşündüklerimizi insanlara aktarmamız için özveri ile çalışıyordu."
şeklindeki ifadelerine yer verildi.

Gelinen bu noktada, halen Türkiye de yayınlanan AGOS gazetesinde köşesi bulunan Taner Akçam ın, yazılarını kendisinin kaleme almadığı anlaşılıyor. Ancak akıllardaki şu soru açıkta kalıyor: Sözde Ermeni soykırımının önde gelen savunucularından biri olan Vahakn Dadrian neden bu açıklamayı şimdi yapma gereği hissetti ? Ayrıca, Taner Akçam gibi fanatik Ermeni ırkçılığına angaje olmuş, gerçek tarih ve Türkiye düşmanının, Bilirkişi hüviyetinin büyük ölçüde zedelenmesine hatta yıkılmasına neden imkan yaratıldı?

Bize göre, tarihi gerçeklerle yüzleşmekten köşe bucak kaçan T.Akçam gibi sözde bilim adamları, Türkiye deki hassas araştırmalardan son derece rahatsız olmaktadırlar. Ermeni bilim adamlarının Viyana'da gerçekleştirilmesi planlanan ve arşiv belgelerinin tartışılacağı Viyana Türk-Ermeni Platformu na son anda katılmaktan vazgeçmesinin ise bunun en son örneğini oluşturduğu da göz önüne alındığında, Taner Akçam ın asılsız iddialara hizmet süresinin dolduğu ve artık bu iddiaları destekleyen çevreler tarafından finanse edilmeyeceği fikri ağırlık kazanıyor''.
dursun akçam'ın oğlu.*
hakkında birçok uydurma bilgi bulunan, araştırmacı yazar. amacı kahrolsun türkler yaşasın ermeniler yönünde değildir. sadece tarih sahnesinde karanlık olan yerleri aydınlatmaya çalışan, bunun için de bulabildiği bütün kaynakları kullanan kişi.

şu an kanada'da yaşamaktadır, çünkü 1975-80 döneminde devrimci yol komitesinde bulunduğu için türkiye'de hala yasaklıdır.

"adına tehcir, kırım, soykırım ya da ne dersek diyelim... yaşanmış acıları anlayan, nedeni ne olursa olsun, dini, etnik kökeni farklı diye insanlara karşı işlenmiş cinayetleri kınayan bir dil geliştirilmedikçe sorunun çözüm doğrultusunda sağlıklı adımların atılması mümkün olmayacaktır. Yani öncelikle ihtiyacımız olan şey, ahlaken, vicdanen kabul edilemez bir eylemle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini görmek ve buna uygun bir dil geliştirebilmektir." beni etkilemiş paragraflarından sadece biri, ermeni meselesi hallolunmuştur - osmanlı belgelerine göre savaş yıllarında ermenilere yönelik politikalar kitabının arka yüzünde bulunan bir paragraf aynı zamanda.

kendisini yanlış yorumlayanlara, oradan buradan duyduğu, internet sitesinden gördüklerine inananlara selam ederim. ermeni soykırımı yoktur'u kanıtlamadan kabul ettiren, yararlı örgütler-zararlı örgütler diye ayrım yapan bir eğitim sistemini ve hala bu eğitim sisteminde kazandığı bilgileri kullanan insanları, taner akçam'ı okumaya davet ediyorum.

kendisi değerli bir araştırmacı, bilim adamıdır. ilgilendiği konular ve benzerleri için:
(bkz: ermeni meselesi hallolunmuştur)
(bkz: benden selam söyle anadolu ya)*
bonus: (bkz: iletişim yayınları)
http://www.eraren.org/ind...ltenNo=11590&Lisan=tr
ermeni diasporasinin "bakin durust turk bilim adamlari da bidi bidi vidi vidi diyor, bizimle ayni goruste... " diye ornek verdigi bilim adami. ulan ipneler, sizinle ayni dusunmeyen turk bilim adamlari durust degil mi? durust turk bilim adami diye isiniz taner akcam'a kalmissa vay halinize. peki taner akcam neden buna karsi birsey demiyor, "bakin ermeni dostlarim karsi gorusteki bilim adamlari da durust, sadece farkli dusunuyoruz" demiyor?
zamanında hakkında yabancı bir bilim adamından "karaköyde limon satmaya çalışsa yapamaz" diye duydugum bilim insanı.