bugün

emre altuğ'un albümüne ismini vermiş şarkısı.
cocukken oynanılan bir oyunun* soguk kelimesiyle birlikte temel elemanları
herhangi birsey saklanır sahsiyet saklanan seye yaklastıkca sicek uzaklastıkca soguk denir
an itibarıyla insanlara yaşamayı zindan edebilecek dereceye ulaşmış olan hede.
ing hot
eski defterler'den bir bülent ortaçgil şarkısı;

eller sıcak
gözler sıcak
yüzün sıcak
duvarlar sıcak
taşlar sıcak
düşler sıcak

çok sıcak
daha da sıcak olacak
beni seversen

canlar sıcak
heyecanlar yok
soluklar umursamaz
saatler duracak
konuşulmayacak

giyisiler sıcak
giymeseler sıcak
uykusuzluk sıcak
bardaklar eriyecek
kuşlar susacak

çok sıcak
daha da sıcak olacak
beni seversen

sessizliğin sesi
ayışığı
buzun güzelliği
yıldızların yaldızı
o geceler
o geceler

çok sıcak
daha da sıcak olacak
beni seversen

beklemek sıcak
dinlemek sıcak
durmak sıcak
dam üstü cehennem
ağaç altı sıcak

avucum sıcak
param sıcak
doğrular paramparça
sokaklarda şaşkınlık
kediler sıcak
soğuk bile sıcak
daha da sıcak olacak
beni seversen

herşey sıcak
daha da sıcak olacak
beni seversen
(bkz: sıcaklikolcer)
turkcell'in bir reklamında bu ortaçgil şarkısı fon müziği olarak kullanılmıştır.
(bkz: duvarlardaki sloganlar reklamlara dönüştüler)
emre altup'un bir şarkısıdır.
-sıcak çok sıcak
sıcak daha da sıcak olucak bu geceee... diye devam eder. güzel, yazlık, eğlenceli bir şarkıdır.
ç ile yazılanı antalya kale de bir köy ismidir.ayrıca üçağız kıyılarında bir koyda bu isimle anılır.bu koydan teknelerden inilip(zira tek ulaşım yolu denizdir) bir miktar yüründükten sonra antik aperlai şehrine ulaşılablir...
gün itibari ile istanbul'un yaşadığı bunaltıcı durum.
antalya'da yaşanır.
budur.
yarın, 27.06.07, ankara, gölgede 36 derece.
insanın nefret ettiği soğuğu bile özleten kaş havasıdır.
(bkz: klima)
aynı zamanda bir kız ismi.
abdullah oğuz'un yeni filminin ismi. cem özer, ebru akel, gürgen öz ve hazım körmükçü oynamaktadır.
Bugun vizyona giren, Müziklerini Cem Adrian'ın yapmış ve küçük bir yan rolde* oynamış olduğu abdullah oğuz filmidir.
abdullah oğuz'un mutluluk'tan sonra anlattığı ikinci meryem öyküsü. ama bu meryem şehirli, okumuş kesimi temsil etmekte.
çekimleri bozcaada'da 5 hafta sürdüğü belirtilen bir abdullah oğuz filmi.
abdullah oguz'un mutluluk'tan sonra anlattığı benzer bir meryem öyküsü. neden 'meryem öyküsü'? çünkü filmin büyük bir kısmı meryem'in içinde bulunduğu psikolojik durumu kapsıyor.

sanatsal bir film. olaylar ağır gelişiyor. karakterlerin ruh halleri üzerinde duruluyor çünkü. gerilimli bir film, ama kişilerin bunalımlı durum ele alındığı için dram da içeriyor. klişeler olsa da konu özünde farklı. *
--spoiler--
filmi izlerken farkediliyor; genelde hep bir cinayet olurdu ve biz katili şüphelilerin farklı tavırlarını yakalayarak bulmaya çalışırdık. bu sefer konu bir cinayet sahibinin ağzından aktarılıyor gibi. bir insanı öldürmenin yaşattığı duyguları bize de yaşatıyor meryem ve yusuf. suçlu veya suçsuz diye düşünmek değil de, insanların ne kadar çaresiz kalabileceğini ve bazı zaafların bizi nerelere sürüklediğini görebiliyoruz meryem karakterinde ki mutluluk'taki meryemle en belirgin benzerlik bu. ikisinin de çaresiz ve sözü geçmez olması. evet bu seferki şehirli meryem ama karı-koca ilişkisine indirgendiğinde ne kadar acı ki şehirli olup, kendi ayaklarının üzerinde durmak bile bir fark yaratmıyor.

--spoiler--
ibrahim altun 'un yeni baskısı doğan kitapçılık 'tan çıkan kitap ve aynı adlı romanından uyarlanan film.

onlar yol arkadaşıydılar…

yusuf batık gemilerin enkazını çıkartıp satan bir denizcilik firmasında çalışıyor. güzel karısı meryem ise özel ders veren mütevazı bir öğretmen ve iki aylık hamile. karıkoca, bozcaada açıklarındaki batık gemi projesi için çıktıkları bu kısacık yolculuğun, hiç tanımadıkları bir kadının bıraktığı mektup yüzünden bir karabasana dönüşeceğinden habersizdir henüz.

aynı saatlerde, karısının başka bir adamla kaçtığını öğrenen ve yardım istemek için umutsuzca o adadaki tek dostu eski dalgıç niko'yu arayıp duran zavallı asker adem ise cinnetin eşiğindedir.

güneş batar, gök yarılır ve o saat geldiğinde kader ortaklarını bir araya getirir. hayatları kesişen bu dört kişiden birine ölüm yazılmıştır o gece.

geride kalan üç kişinin kalplerine ise cehennem gibi bir sıcak...
salak saçması bir senaryoyla ancak zaman kaybı olabilen film.
klima denen cihaz sayesinde pek hissedilmeyendir.
bugünlerde kendini gösteren yavşak olgu. vıcık vıcık oldum lan.
şimdi abdullahcım en son bir kubrick filminde izlemiştim uzay gemisi gelir kapagı acılır ve biz bunu kare kare 15 dakika izleriz bak kubrick diyorum sana,ona bile kubrick insanı baymak için elinden geleni yapmıssın diyesim geldi ama kendisi vefat etmişti diyemedim.simdi sana söyleyebilme imkanım var söylüyorum.arabanın bir yerden bir baska yere ulasmasındaki sureci tekerleklerin dönüş asamasına kadar çekmek,uzaklara bakan insanları 10 dk izletmek iş değildir.e ama stanley de yapmış bak dersen eğer,ben de stanley kubrick otomatik portakalı da yapmış derim ağlayarak kaçıp uzaklaşmak zorunda kalırsın.
güncel Önemli Başlıklar