bugün

ilkokul yıllarında dilden dile fülüttten fülüte dolaşan efsane başyapıt. Diziside pek bir tatlı, pek bir hoştu. Devamının çekilmesi arzumuzdur fakat duayen Şevket Altuğ'un Hakan Peker'e özenmediyse yaşlanmış olması muhtemel olduğundan, dizi ismi değişebilir
(bkz: dizel baba)
(bkz: normal baba)
hiç bitmesin dediğim ama tam zamanında ve yerinde bitmiş olan dizi. aradan 12 sene geçmesine rağmen damaklarda bıraktığı tad hiç eksilmeyen tv eseri.
dünyanın en sıcak, en samimi, en bağlayıcı dizisi. ilginç bir şekilde aklıma geldi yazmadan edemedim. şimdi selena, yok sihirli bilmem ne halt etmiş süper baba'nın yanında.
şevket altuğ da sanki o dizide oynamak için özenle seçilse bulunamazdı.nam-ı diğer fiko. ne güzel diziydi yaa.
yıllar öncesinin süper yerli dizisi idi... maalesef şimdiki diziler gibi cıvkını çıkardıkça çıkarmadan bitirdiler. galiba ozamanın seyircisi daha bi kaliteli idi. her cuma akşamı televizyonun başına kitlenip kalmama, ağlamama, gülmeme, sebep, dizidir. Aşk vardır,sevgi vardır; komşuluk,akrabalık; arkadaşlık,dostluk; iyilik,kötülük; vardır. Yeni Türkü vardır, oya&bora vardır, saymakla bitmez kısaca yok yoktur...

dizide yeralan bir şarkıdan kısaca '' özgürlük uçsuz bucaksız bir ülke , sevgin ışık tutmazsa yolumu bulamam ki ; Mutluluk uzansam dokunacak kadar yakın , dostlarım olmazsa tadına varamam ki'' bukadarda bencillikten uzaklaşmamızı sağlayan dizi idi.
çocukluğu anımsatır...

bana bir masal anlat baba içinde denizle bulutlar içinde istanbul olsun...

(bkz: nostalji)
Hayatımda izlediğim en güzel en samimi ve ömür boyunca hatırlayacağım dizidir süper baba.

dizi'nin müzikleride çok güzeldir.

bir zamanlar, çengel köy olur masal, dostlarım, hoşçakal fiko, kaybettim şarkımı, ipek, ipek'in yolculuğu, Zeynep'in aşkı, madam eleni ve tabiki bana bir masal anlat baba süper baba dizisinin ruhu dinlendiren harika müzikleridir.
son bölümünde fiko ve nihat arasında geçen diyalogla
ağlatmış dizi..

fikret: gitme desem gitmeyecekti düşünsene...
nihat: ona ne dedin fiko? sen ne dedin elif'e?
fikret: yapamam dedim..
nihat: yapamam dedin?
fikret: gitme kal diyemedim. nasıl diyeyim? ben, benim işte. her şey böyle. yani... niye böyle nihat?.. niye böyle be?

nihat: ne durdun? yürü hadi, seni eve bırakayım.
fiko: niye ben böyleyim nihat? niye bu kadar korkağım?
nihat: saçmalama be oğlum, değilsin.
fikret: niye hiçbir şeye cesaretim yok? elif dedi ki bana, hep başkaları ne der diye soruyorsun, dedi. kendim ne isterim diye düşünmüyormuşum hiç... haklı.. düşünmeye bile korkuyorum... sence niye peki böyle nihat? niye? niye söyle? neden kapıp koyuveremiyorum kendimi, neden her şeyi oluruna bırakamıyorum?
nihat: fiko... çünkü sen.. sen var ya sen.. fiko.
fikret: ben buraya hapsoldum nihat. hapsoldum. evler, dükkanlar, ağaçlar, hep aynı şeyler, aynı yüzler, aynı sesler.. yedi yaşında geldim ben buraya nihat! ne hayallerle geldim! kırk yıl sonra halime bak! buranın bir parçası oldum, iskele gibi, durak gibi, sermet'in köşesi gibi-
nihat: fiko...
fikret: yaşıyor muyum, ölü müyüm, taş mıyım, ağaç mıyım, duvar mıyım ben neyim! hayatımın anlamı ne!
nihat: fiko, fiko senin bir ailen var. çocukların var, arkadaşların var fiko..
fikret: çocuklarım, babam, dedem, eski karım, arkadaşlarım, ya ben nihat? ben nerdeyim ya? yetti artık, burama geldi! dayanamıyorum be, nefes alamıyorum ya! ölünce arkamdan iyi adamdı diyecekler, kıyak delikanlıydı diyecekler, fedakardı, ailesine düşkündü, yardımseverdi, hep başkalarını düşünürdü, çengelköy'ün evliyasıydı!
nihat: yapma fiko.. allah aşkına yapma böyle be fiko!
fikret: hadi, hadi gömün beni! ne bekliyorsunuz, şimdiden gömün! yaşamıyorum zaten, yaşamıyorum! yaşasam "sen kendin için ne istiyorsun be adam" diye sorarım, soramıyorum! korkuyorum! sevdiğim insana, bekle ben de geliyorum, diyemiyorum ben be! ölmüşüm ben nihat, ölmüşüm ya! siz öldürdünüz beni, siz! siz!

fikret: beni bu semt öldürdü! allah kahretsin! istemiyorum, istemiyorum, ölmek istemiyorum! durduğum yerde çürümek istemiyorum!!

fikret: istemiyorum! istemiyorum! elif, benim son umudumdu, son çaremdi! bu hapishaneden çıkaracaktı! o benim kurtuluşumdu! gitme demek istedim, diyemedim! diyemedim! diyemedim!! diyemedim nihat, diyemedim!!!
nihat: fiko-
fikret: elif de gitti nihat.. ben gene kaldım.. bittim.. bittim ben nihat...
türk televizyonlarında yapılmış en iyi dizidir, bir numaradır, üstüne yoktur. özellikle son bir kaç yılda yapılan dizilere bakılınca durum daha da iyi anlaşılmaktadır (karton oyunculuklar, hiç de bizden olmayan karakterler, hiç bizi yansıtmayan konular, kalas gibi adamlar, odun gibi kadınlar vs. vs.). karakterlerinde kendinizi bulduğunuz, konularında hatıralarınızın canlandığı, mekanlarında yaşadığınızı hissettiğiniz, korkularıyla ürktüğünüz, sevinçleriyle mutlu olduğunuz bir kurmaca yapım. yapılabiliyormuş böyle güzel şeyler hem de en kralından. peki noldu sonradan, neden bu kadar yüzeysel ve de mukavvadan olabildi bu diziler? eski evlerin yerini ne zaman boğazda yalılar aldı, kartal arabalar ne zaman jiplerle değişildi, en ufak bir sorunda yanında olan komşuların yerini ne vakit çıkarcı tipler aldı? yeni, neden eskinin devamı değil de çürümüş bir ucube?
son bir not da filmin adına ve şuna; (bkz: #4601593)
cuma akşamlarının vaz geçilmezi.
En sevdiğim yerli dizidir. Fiko, Fiko'nun çapkın dedesi, ipek,Deniz, Elif, Zeynep unutulmaz karakterlerindendir. Sanki bizden biri konuşur, ağlar, düşer , kalkar.... Arka fonda Çengelköy görüntüsü,Karadeniz şivesi,iyi kotarılan oyunculuklar ve çok iyi bir senaryoyla güzel müziklerin bileşkesidir.
Şaşıfelek ve Gülbeyaz ile birlikte bana en samimi gelen dizidir.Sıcacıktır.
DVD'cilerde mevcuttur.
Çengelköy'ün ev sahipliği yaptığı çocukluğumun efsane dizisi...Türk televizyonlarında dönüm noktasıdır.
hakkında yazamayacak kadar beni etkilemiş dizi... yaşattığı yoğun duyguların kelimelere dökülmesi ile sözlüğün web alanında tüm kotasının dolacağı dizi...
nasıl bir etkiyse artık, müzikleriyle sahneler kafada yeniden canlanır, hiç bıkılmaz dinlenmekten. alıp götürür insanı, hey gidi günler dedirtir...

01 - Ah Neriman
02 - Alim Eve Döner
03 - Bana Masal Anlat Baba
04 - Bana Masal Anlat Baba 2
05 - Bir Zamanlar
06 - Çayelinde Aşk
07 - Çengelköy Olur Masal
08 - Dostalarım
09 - Eski Aşklar Rüyada Yaşar
10 - Hayat Sürer
11 - Haylaz
12 - Hoşçakal Fiko
13 - ipek
14 - ipek'in Yolculuğu
15 - Kaybettim Şarkımı
16 - Madam Eleni
17 - Ninni
18 - Piknik
19 - Şule'nin Çocukları
20 - Yeniden
21 - Yılbaşı Şarkısı
22 - Zeynep'in Aşkı
23 - Zeynep'in Aşkı 2
başrolünü şevket altuğ'un canlandırdığı süper dizi. birde zamanında komşulardan az küfür yenmemiştir sayesinde.
(bkz: süper baba müziğini flüt ile çalmaya çalışmak)
ülkemizde bizimkilerden sonra yayınlanan ikinci en kaliteli uzun soluklu dizi. Tabi dizinin bu kadar tutmasında oyuncuların samimi rol yapmalarının da rolü çok büyük.
atv'nin eylül ayında tekrarlarını yayınlayacağı dizi.
tüm zamanların belki de en iyi yerli dizisi. zamanında izlemeyenler çok şey kaçırdılar
dizinin çekilmiş olduğu evin yerinde yeller esmekte olup yerine yeni bina çoktan yapılmıştır bile.
türk televizyon tarihinde iz bırakan en büyük dizi filmlerinden birisi.

ayrıcana;

(bkz: bana bir masal anlat baba)
unutulması mümkün olmayan dizi, nasıl bir iz bırakmış ki süper baba dendiğin de hüzün basıyor insanı ve yeni türkü' nün ölümsüz şarkısı;
Bana bir masal anlat baba,
Anlatırken tut elimi uykuya dalıp gitsem bile bırakıp gitme sakın beni.
şevket altuğ ve ekibinin tapılası oyunculuk perfarmansını sergilediği dizi.

hele bir son bölümü var ki; o müthiş deyiş o müthiş oyunculuk, tüyleri diken diken, gözleri dolu dolu baktıran. 'bittim ben nihat'
buyrun:
http://www.youtube.com/watch?v=FRHuIsHZd6c
çocukluğumuzun cuma günü sevincidir.
akıllılık edip yeniden prime time'da yayınlayacak kanalın rayting rekorları kırmasını sağlayacak olan efsane dizi.
ekmek teknesi vb. dizilerin tekrar bölümlerini yayınlayan kanalların haddi hesabı yokken bu güzide dizinin tekrarlarını tek bir kanalda bile göremememiz çok üzücü.
izleyicisine anılar bırakmış müthiş diziydi. şevket altuğ'un baba rolündeki başarısı, mahalle yaşamının ve karakterlerinin gerçekçiliği, olayların gelişimi çok iyi anlatılıyordu.

babanın sevdaları, dertleri, çocukları için mücadelesi öyle gerçekçi bir dramatiklikteydi. çocukların da hepsinin dünyası ayrı ayrı aktarılıyordu. evin oğlu bilgisayarını satmıştı maddi açıdan sıkıştıklarında, hem de yıllarca isteyip, para biriktirip aldığı bilgisayarı. bir de aikido öğrenmişti bu çocuk. değişik bir diziydi, izleyenleri şanslı kılan bir diziydi...