bugün

bu saatte basaksehirden evime gitmek icin bakırköy marmaray istasyonunda 26 dakikadır tren bekliyorum.birkac insan falan da var herkes the walking dead’deki gibi tedirgin ve telaslı.gözümden ve götümden uyku akıyor.öğlen 2 den beri ayaktayım.bunlardır söylemek istediklerim.
Sağ kolum cok ağrıyor sözlük, telefon bile kaldıramıyorum.
her şeyi öğrendim. bilmemem gereken her şeyi öğrendim.
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü.
Belki bir uğraş, belki birisi, belki bir kedi... Her neye inanıyorsanız ona sımsıkı sarılmalısınız.
deprasyondayım.

birkaç gündür kek ve türevlerini yapıyorum internetten tariflerine bakarak. 1 saat önce de un helvası yaptım. işin garibi ilk denemede başarılı oluyorum her seferinde. kadın olsaydım ne doktorlar ne mühendisler isterdi de varmazdım herhalde.

şaka maka bu gidişle aşçı olacağım. deprasyon çok kötü, sakın girmeyin.

ulan hayat çok acımasızsın.
Bir yere ait olamamak kötü bir şey. Yine ait olmadığım bir yerdeyim ama uzun sürmeyecek.
son 1 yıldır boşlukta gibiyim.
Paranormal bir olaya şahit olmak, Bu hayatta En çok istediğim şeylerden biri. Ayrıca bu durum karşısında Soğukkanlılığımı koruyabilecek miyim çok merak ediyorum.
Eskiye baktığımız zaman herzaman keşkelerimiz vardır
Bizim yapmamız gereken zamanı geri sarıp o günlere geri dönme imkanımız olmadığı için kendimize kızmak yerine hatalardan ders çıkarmak ve ruhsal olarak bir yaş daha büyük olarak hayata devam etmektir.
Insanı sevileceği kadar sev, fazlası yük olur.
Sozlugun eski tadi tuzu yok. Yillar sonra bir umutla geri donup belki de o yillara dair duygularimi, umutlarimi ozledigimden mutevellit kendimi buldugum yer beni hic sarmadi desem yeridir. Ne ben o eski benim ne de sozluk. Zamanda yolculuk neden mumkun kilinmaz ki hala?
Hayatima farkinda olmadan hep aklini kullanabilen insanlari almisim. Bana bir sey katabilecek, ogretebilecek insanlari seviyorum ve onlardan kopamiyorum.
Gün itibariyle otuza girmiş bulunmaktayım.

Görme ve duymada zayıflama, eklemlerde ağrı, ani hareketlerde yüksek sesle "bism" deme ve durup dururken "allah sen büyüksün yarabbi" çıkışları başladı bende.

Neyse ben avodart'ımı içip yatayım.

Yakın gözlük ve sözcü gazetesi ile.
Yaşamayı bilmiyoz.
aptal, senin fikirlerin, düşüncelerin, duyguların, beklentilerin, umutların, hayallerin kimseyi ilgilendirmiyor. sadece sensin ve sadece seni bağlayan süprüntülerin.
"bir cam aldanmış kendini ayna sanmış." bitti gitti. sen de git.
keşke hissettiklerimi bilebilsen. en ufak bir fikrin olsa keşke.
Yitirmeden anlamıyormuş insan gerçekten sevdiklerinin kıymetini.
hiç kimse çok iyi ya da çok kötü değildir. herkes karşısındaki kişinin dengidir. o yüzden, karşınızdaki insanı severken kendinizi de bir parça sevin; karşınızdaki insana söverken bir parça kendinize de sövün. hiçbir şey olmazsa, egonuzun neticede yine sizin ruhunuza acı verecek olan çatlak sesinden kurtulursunuz.
Sabahın beşinde Dostoyevski’nin suç ve ceza’da; “Her şeyi anlıyorum ve bu beni öldürecek” cümlesi yankılanıyor beynimde ve bu kendimi bok gibi hissetmeme sebep oluyor...
kendime olan "bu saatte niye uyanıksın"
bizim millete olan "az gözünüzü açın"
meclisteki 5 siyasi parti başkanına ve özellikle de cumhurbaşkanına olan "..."(bir şey yazmadım ,Silivri soğuktur)
gelecekte ki bana olan "ne oldu ,keyfin nasıl kardeşim?"
buraya her geldiğimde nedendir bilinmez arka planda hafif dramatik şarkılar açmak istiyorum.
Uzakdoğululardan nefret ediyorum iğrenç..
boş muhabbet yapcak biri var mı??? ders çalışmamak için her şeyi yaparım lüften.
Dersten sıkılan boş muhabbet arayanlara birebirimdir..