bugün

gönülçelen albümünden bir teoman şarkısı.

bırakmıştım uzun zamandır ama ihtiyacım var şu anda
bazen bir içki şişesi yaşam destek ünitesi.
https://www.youtube.com/watch?v=ymi3JixhBps
bir seks tarzı.
(bkz: nefes nefese)
teoman'ın en iyi yaptığı şeydir.

''artık çok üzmüyor beni,
hiçbir şey hissetmiyorum hatta.
birkaç anı onlar da silinir nasılsa zamanla.
bırakmıştım uzun zamandır,
ama ihtiyacım var şu anda
bazen bir içki şisesi; yaşam destek ünitesi.
bu kez gerçekten giderken,
gerçekten terk ederken
sana kapıyı çekerken uzun uzun bakıyorum
son kez...''

bu şarkının, bu kısmı bundan 2 ay kadar önce beni çok etkiliyordu.
ayrılık kötü bir şey a dostlar, hele böyle şarkılar da varken.

cem karaca'nın dediği gibi;

''ölümle ayrılığı tartmışlar,
iki dirhem fazla çekmiş ayrılık.''
ahmet telli'nin mükemmel dizelerinin notalar la buluştuğu grup yorum eseri.

bu şarkının son bölümünde ritm hızlanır ve bağlama ile blok fülüt, evet bildiğiniz plastik, helvacıoğlu fülüt, iç içe geçerek bir melodiyi çalarlar. işte o bölüm şu kulaklarımın dünya üzerinde duyduğu en şahane melodilerden biridir.
teoman'ın darmadağın eden şarkılarından biridir, dinle ve dağıl, tabi acın varsa.
--spoiler--
Mekan tutmak ve her akşam aynı ufukta
Güneşin batışını seyretmek ölümdür biraz
Ölümdür biraz hep aynı yatakta
Aynı kadınla sevişerek sabaha varmak
Kitapları hep aynı raflara sıralamak
Aynı eşyayı kullanmak eskimektir biraz
Soluk soluğa yaşamalı insan
Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli
Ve cehenneme dönse de bir ömür
Mutlaka bir şeyler değişmeli her/gün
--spoiler--

kısaca: sikerten bir şiirdir.
--spoiler--
Şair Ahmet TELLi'nin devrim için mücadele eden ve bu yolda yaşamını yitirenler için yazdığı ve kendisinin okuduğu, "Soluk Soluğa" isimli şiiri...
--spoiler--

http://www.dailymotion.co...luya-ahmet-telli_creation
--spoiler--
SOLUK SOLUğA -2

Büyük aşklar yolculuklarla başlar
ve serüvenciler düşer bu yollara ancak

Onlar ki dünyanın son umudu
soyları tükenen birer çılgındırlar

Ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında
Ölümle alay ederler sanki

Nerde beklenirse ordaydılar
bir kez bile gecikmediler ömür boyu

Neydi onları ordan oraya
savurup duran şey

Onları daima yalnız kılan
neydi bu yaşam denilen gürültüde

Her dilden bir adları vardı onların
ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımadılar

Sarışındılar belki de esmer
yani birçok yüzün bileşkesi

Ne altın arayıcısıydılar
ne de aylak bir gezgin

Vurulup düşseler de her kuşatmada
serüvencidir onlar ve hiç ölmezler

Ki onlar hep yalnızdır ve her nasılsa
Bulurlar heder olmanın bir yolunu

Onlar ki bu dünyada
kahraman olmaya mahkumdurlar

Sislenen anılar kaldı bize onlardan
renkleri bozulup duran solgun anılar

Nasıl yazmalı ki silinip gitmesin
bulutlar gibi çekilmesin gök boşluğuna

Bileği güçlü ve gözüpek avcılar mıydı
onları kuşatıp yeryüzü cennetinden atan

Yoksa kendini tüketen hüzünler miydi
vurulup düştükçe ışığını karartan

O serüvenlerin günlüğü tutulmadı
yazılmadı o insanların destan şiiri

Parça parça ettirilseler bir kartala
(ki sanırım böyle oldu sonları)

Fışkırır yüreklerinden
başarısız ihtilallerin yangınları

şair : AHMET TELLi

--spoiler--
ahmet telli'nin iki bölümden oluşan, nehir şiiridir. yolculuğa, serüvene, aşka çağırır tüm serseri ya da şair ruhları.

--spoiler--
SOLUK SOLUĞA -1

Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı
Ama atıldı yine de serüvenlere
Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya
Durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı.

Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı
- ki onlar daima birer yalnızdılar

Nerde doğmuştu ve ne zaman kopup
Gitmişti o kentten anımsamıyor artık
Hangi sokaktaydı ilk sevgili ve hala
Sürüp gider mi ilk öpüşmenin esrikliği
Gizlice buluşmaya gelen ve ölürcesine
Korkular geçiren o kız nerededir şimdi
Sensiz olursam yaşayamam diyen
O liseli kız hangi kentte kaldı
Ve o sarışın
O afeti devran bekler mi hala
Atlas yataklara sererek yaşamanın anlamını

Üşüten bir acıydı belki her ayrılık
Her yolculuk yangınların başladığı yereydi
Ama vakti olmadı hesabını tutmaya
Aşkların, ayrılıkların ve acıların

istese de kalamazdı vakti gelince
Geyik sesleri yankılanınca yamaçlarda
Yürek burkulması ve hüzün ve keder
Aralıksız doldururdu acıların bohçasını
Dudaklarında öpüşlerin gül esmerliği
içinde kıpırdanıp durur ufuk çizgisi
Ay bile soğuktur o zaman
Bir buz parçasıdır
Çaresiz çıkılacaktır o yolculuklara
Ki bir ömrün karşılığıdır serüvenler

Biraz da serüvendi yaşamak
Belki yatkındı büyük yolculuklara
Ki serüvenler daima büyük aşklar
Ve büyük yolculuklarla başlar

Anıları aşkları ve bir kenti
Bırakıp gidebilirdi apansız
Apansız başlardı yolculuklar
Hangi saatinde olursa günün
Ve hep kar yağardı nedense
Durmadan kar yağardı yol boyunca
Ve nasılsa yok olup giderdi hüzün
Kent görünmez olunca arkada
Ne bir veda sözcüğü dökülürdü dudaklarından
Ne de dönüp bakardı geriye bir kez olsun

Ne zaman yollara düşse biterdi acılar
Gül yüzlü sular fışkırırdı toprağın karnından
Kavaklarsa oynak bir çingene kızı
Her kıpırdanışında açılıverir uzun ince bacakları

Mekan tutmak ve her akşam aynı ufukta
Güneşin batışını seyretmek ölümdür biraz
Ölümdür biraz hep aynı yatakta
Aynı kadınla sevişerek sabaha varmak
Kitapları hep aynı raflara sıralamak
Aynı eşyayı kullanmak eskimektir biraz
Soluk soluğa yaşamalı insan
Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli
Ve cehenneme dönse de bir ömür
Mutlaka bir şeyler değişmeli her/gün

Ey o büyük yolculukların ürperten heyecanı
Okyanus dalgalarının sesleriyle dol bu ömre
Ölüme ve aşka durmadan kement atan
Serüvenlerle geçsin yaşamak

Buz tutmuş bir dünya ortasında
Yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla
Önünde dağlar, uçurumlar
Sarsılan gök, yarılan toprak
Çelik uğultularla burgaçlanırken
Yaşamak işte öylesine kucaklardı onu
Ve her nasılsa keklik sekişli
Bir aşkın sevinci dolardı yüreğine
Çıkarıp atardı o zaman deli bir ırmağa
Ne kalmışsa bir önceki serüvenden

Soluk soluğa yaşadı kentleri, aşkları
Bağlanacak kadar kalmadı hiçbirinde
Pervasız bir acemi, bir çılgın
Soyu tükenen bir bilgeydi belki de...

O yalnız kaybetmesini öğrendi ömründe
Avucundan dökülen kum taneleriydi her şey
Ne bir serseriydi ne de yılgın bir savaşçı
Ama kendi kafasıyla düşünen ve hakkında
Ölüm fermanları çıkartılan biriydi belki
Sevince deli gibi severdi
Pervasız severdi sevince
Dövüşmek ancak ona yakışırdı
Ona yakışırdı aşklar ve yolculuklar
Yoktu bağlandığı herhangi bir şey
Bulutlar gibi çekilip giderdi seslerin arasından

Ne bilir ömrün değerini bir çılgın
Yalnızca kendini yaşamayı nereden bilebilir
Ve başarısız eylemler çağında o
Kaçabilir mi binlerce kez ölmekten

Yerleşik yargıları olmadı hiç
Kurmadı güzel gelecek düşleri
Nerede bir yangın, nerede tehlike
O mutlaka oradaydı birdenbire
Dinsizdi, özgür sayılırdı belki
Ama bağlanmazdı özgürlüğe de
Hiçbir yerde yeterinden çok kalmadı
Beklemedi anılar sarnıcının dolmasını
Şikayetsiz yaşadı yaşadığı her günü
Yoktu yüreğinde pişmanlıkların izi

Ayrıntıların izi kalmamış artık
Üst üste yaşanmakta ayrılıklar
Ve bir bulut gibi sıyrılıp gidilmiştir
Dağların, denizlerin üzerinden

Geride kalan ne varsa soluktur şimdi
Titreyen kandiller gibi sönmek üzeredir
O eski konaklar gibidir anılar
Gül bahçeleri, sessiz koru ve orman
Belki sağanak boşanır apansız
Yüzyıllık bir yağmur başlar
Ve sinsi bir hastalığa dönmeden alışkanlıklar
Yok olup gider her şey, belki kül olur

Hırçın bir okyanustur yürek
Dar gelir ufuk ve mutluluklar çevreni
Anılarsa birer çıban izidir
Yaşanmaz onların ölgün gölgesinde

Durgun bir su gibi aktı mı yaşamak
Ve zaman uysal bir kısrak gibi dinginleşti mi
Anısız kalınmıyor artık ne yapılsa
Kuşatıyor yolları, aşkı ve ömrü
Bekleyişleri kemiren çakal sesleri
Oysa bütün köprüler yakılmalı ayrılık vakti
Ve herhangi bir şeyle eşit olmaksızın
Yollara düşülmeli habersiz ve sessiz
Çürük bir diş gibi kanırtıp kentleri
Dünyanın ağzını kanlar içinde bırakmalı

Bir ömrün olgunlaştıramayacağı
acemilikler toplamı ve bir çılgın
boyun eğmedi kendine bile
seçme zorunda kalmadı yaşamayı

nasıl bağlanmadıysa yere ve zamana
bağlanmadı kendine de ömür boyu
dağlara tırmana atlar gibi
soluk soluğa yaşamak istedi dünyayı
bir şahin gibi bulutlara kurdu
dumanlı sevdaların yörük çadırını
sıradan bir gezgin değildi hiç
dövüşür gibi yaşadı yolculukları
belki korkusuz sayılmazdı büsbütün
korkardı korkulara düşmekten zaman zaman

ve bütün gemileri yakıp
yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla
mutlu muydu, hiç düşünmedi böyle şeyleri
umutlardansa nefret etti daima

hep yanıldı ve yenilgilere uğradı
ama atıldı yine de serüvenlere

pervasız bir acemi
soyu tükenen bir bilgeydi belki de

Ama bir şey vardı yine de
Başarısız ihtilallerden kendine kalan

şair : AHMET TELLi
--spoiler--
konuşacağım uyusan da
tek bir kelime bile duymasan da
biterken bir zamanlar
çok sevdiğimiz bu hikaye

bu sözleri anlatır her şeyi, tüm hissettiklerimi.. kesinlikle dinlenilmesi gereken harika bir teoman şarkısı daha işte.

[http://www.youtube.com/watch?v=ymi3JixhBps]
bunalımlı bir gecede dinlendiğinde adamın içini çok fena acıtan teoman'ın yaşanmışlık kokan güzel şarkılarından biri.
diğerleri için
(bkz: renkli rüyalar oteli)
(bkz: kim)
teoman'ın insanı içine çeken şarkısı. şarkı çalarken o saat 3 odasının içinde oluyosun mutlaka ve yatağın ucuna oturup birine bir şeyler anlatıyosun ya da bir şeyler dinliyosun birinden uyurken. kapı kapanmadan uyanmak gerek.
aynı zamanda grup yorum'un melodisi insanın içine işleyen sözlerini ahmet telli'nin yazdığı aşırı anlamlı bir eseridir.

büyük aşklar yolculuklarda başlar
ve serüvenciler düşer yollara
onlar ki dünyanın son umudu
soyları tükenmeyen birer şahindirler

ne bir adresleri vardır onların
ne de aşktan başka bir sığınakları
ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında
ölümle alay ederler sanki
neydi onları oradan oraya
savurup duran şey?

söz: ahmet telli
müzik: grup yorum
''bazen bir içki şişesi; yaşam destek ünitesi'' diyen teoman şarkısı... gönülçelen albümünden.
kelimelerin güzelliğini anlatmakta kifayetsiz kalacağı bir grup yorum şarkısıdır. insanı her dinleyişte ayrı bir dünyaya götürür.
teoman'nın gönülçelen albümünden bir parça.

Gönülçelen kasetinin çıkmasından sonra teoman ile röportaj yapılır ve soluk soluğa parçası için sorulacak soru kaçınılmazdır.

- peki teoman bu şarkıyı yaparken hiç tepki alacağını düşünmedin mi?
+ neden?
- yani sözleri biraz iddialı değil mi?
+ hee o mu? yok yaa ben evde daha açıklarını söylüyorum.

Röportajı yapan bayanın hıı diyerek yutkunması gözlerden kaçmamıştır. Haksız da değil hani..
bir paket sigara içtikten sonra çıkılacak merdivenlerin hayalini kurarken karşı karşıya gelinen durum. (bkz: yarın bırakıyorum abi söz)
son sevisme, son vedayi anlatan asmis teoman sarkilarindan bir tanesi.
grup yorum un hazıranda olmek zor albumunde seslendırdıgı ahmet tellı sıırı... sarkı seklı ıcın;

büyük aşklar yolculuklarda başlar
ve serüvenciler düşer yollara
onlar ki dünyanın son umudu
soyları tükenmeyen birer şahindirler

ne bir adresleri vardır onların
ne de aşktan başka bir sığınakları
ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında
ölümle alay ederler sanki
neydi onları oradan oraya
savurup duran şey?

söz: ahmet telli
müzik: grup yorum
ahmet telli'nin bir şiiridir ayrıca.

1.

büyük aşklar yolculuklarla başlar
ve serüvenciler düşer bu yollara ancak

onlar ki dünyanın son umudu
soyları tükenen birer çılgındırlar

ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında
ölümle alay ederler sanki

nerde beklenirse ordaydılar
bir kez bile gecikmediler ömür boyu

neydi onları ordan oraya
savurup duran şey

onları daima yalnız kılan
neydi bu yaşam denilen gürültüde

her dilden bir adları vardı onların
ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımadılar

sarışındılar belki de esmer
yani birçok yüzün bileşkesi

ne altın arayıcısıydılar
ne de aylak bir gezgin

vurulup düşseler de her kuşatmada
serüvencidir onlar ve hiç ölmezler

ki onlar hep yalnızdır ve her nasılsa
bulurlar heder olmanın bir yolunu

onlar ki bu dünyada
kahraman olmaya mahkumdurlar

sislenen anılar kaldı bize onlardan
renkleri bozulup duran solgun anılar

nasıl yazmalı ki silinip gitmesin
bulutlar gibi çekilmesin gök boşluğuna

bileği güçlü ve gözüpek avcılar mıydı
onları kuşatıp yeryüzü cennetinden atan

yoksa kendini tüketen hüzünler miydi
vurulup düştükçe ışığını karartan

o serüvenlerin günlüğü tutulmadı
yazılmadı o insanların destan şiiri

parça parça ettirilseler bir kartala
(ki sanırım böyle oldu sonları)

fışkırır yüreklerinden
başarısız ihtilallerin yangınları

.............
özellikle müziği çok güzel olan teoman parçası.
teoman'ın gönülçelen albümünden beni benden alan sözlere sahip, keşfedilmemeiş ama bana göre hit parçası. *

sözlerini de ellerimle yazayım:

konuşacağım uyusan da
tek bir kelime bile duymasan da
biterken bir zamanlar
çok sevdiğimiz bu hikaye

dokunuyorum ellerine
yaranlamış bacaklarına
eğilip ıslak ağzına
ağzımı dayıyorum son kez

soluk soluğa soluk soluğa
soluk soluğa soluk soluğa

saçların darmadağın
çamaşırların odaya saçılmış
dün ağladıktan sonra
makyajın yatağına akmış

uyandırmadan seni
sıyırıp üstünden her şeyi
terden ıslak vücudumu
vücuduna dayıyorum son kez

soluk soluğa soluk soluğa
soluk soluğa soluk soluğa

artık çok üzmüyor beni
hiç bir şey hissetmiyorum hatta
bir kaç sadece onlar da
silinir nasılsa zamanla

bırakmıştım uzun zamandır
ama ihtiyacım var şu anda
bazen bir içki şişesi
zaman destek ünitesi

bu kez gerçekten giderken
gerçekten terk ederken
sana kapıyı çekerken
uzun uzun bakıyorum son kez

soluk soluğa soluk soluğa
soluk soluğa soluk soluğa