bugün

-içine başka bir şey karıştırılmadan içilen içki,
-süt endüstri kurumu.
(bkz: sek sek sekerek mahmure)
(bkz: sek sek sekmek)
süt ve süt ürünleri üreten marka.

.
fabrikası bir zamanlar yenibosna-kuleli'de olan süt kurumu. şimdi fabrikanın yerinde koçtaş var.
Şevval Sam albümü.kendisi albümde şimdi uzaklardasın, kimseye etmem şikayet gibi birçok türk sanat müziği eserini seslendirmiştir.kadife sesiyle bizleri büyülemeyi bir kez daha başarmıştır.helal olsundur..
albüm içeriği şu şekildedir.

1 Hicaz Peşrevi
2 Söyleyemem Derdimi
3 Şimdi Uzaklardasın
4 Kapıldım Gidiyorum
5 Hastayım Yalnızım
6 Ah Edip inlerim (Neyleyim Köşkü)
7 Bir Fırtına Tuttu Bizi (Selanik Türküsü)
8 Muhabbet Bağına Girdim
9 Klarnet Taksimi
10 Ömrümüzün Son Demi
11 Böylemi Esecekti
12 Talihin Elinde Oyuncak Oldum
13 Ölürsem Yazıktır
14 Güzel Bir Göz Beni Attı
15 Kimseye Etmem Şikayet
16 Kanun Taksimi
17 Benzemez Kimse Sana
18 Menekşe Gözler Hülyalı
19 Ninni (Ah Yine O Menekşe Gözler)
20 Bir Bakış Baktın (Bağdat Yolu)
özelleştirilmesinin ardından yenibosna'daki epeyce geniş arazisini bir diğer koç holding kuruluşu tansaş'a ve koçtaş'a emanet etmiş olan kurum.
katıksız olan.
(bkz: sek hazır salep)
"sekmek" eyleminin emir kipiyle çekimlenmiş hali.
karadeniz türkülerinden oluştuğunu sandığımız, lakin içinde külliyen türk sanat musikisi eserleri olduğunu görünce de üzülmeyip bilakis sevindiğimiz şevval sam ın piyasadaki müzik albümü.
swedish kronor'un kisaltmasi.

su an icin yaklasik 200 ykr.

(bkz: isvec kronu)
şevval sam'ın tsm albümü. kapak tasarımı on numaradır. bir hevesle cd'yi sürücüye koyarsın. bir de arabada gidiyorsun acayip keyiflisin. müthiş bir hicaz peşrevle başlıyor albüm. ardından o da ne beklenilenin aksine çok çok yumuşak ve uyumsuz bir ses. sazlar şahane, şarkı seçimleri şahane, şevval'e rağmen albümü almak için al sana bahane.
albümün ismi cuk oturmuştur...lan şevval sam da çoğu kişiden iyi ses var**, neden kaset yapmıyo diye yıllarca kendimizi paraladıktan sonra internette bi sitede rastladığım ve hemen dinlemeye başladığım albümünün adıdır...şarkı seçimleri çok güzeldir...
sut urunlerinin yaninda, cok guzel elma suyu da yapan turk markasi.
en iyi günlük süt kategorisinde oscar'ı hak ettiğini düşündüğüm marka.
şevval sam' ın sesinin su gibi bir tonda şarkılarla bu kadar uyumlumu olur diye düşündüren albümünün ismi. şiddetle dinlenilmesi tavsiye edilir. özellikle türk sanat müziği hayranlarına...
'türk sanat müziğimi pehh milattan önceden kalmış şarkılar lan bunlar' diyen insanlara bile o şarkıları dinletecek harika bir şevval sam albümü.
salep ürününün piyasada pek bulunmamasının sebebini öğrenmiş bulunduğum markadır. *
(bkz: #3379321)
Garsona söylemekten en çok keyif aldığım kelimelerden biridir; SEK...

Ama, vodka kadar güzel olmayabiliyor bazen hayat. Ve sek ya da başka bir "şey"le karıştırmanın iyi mi kötü mü olduğuna karar verilemiyor bazen.

Sen hiç cama vuran kar taneleriyle
Sabaha kadar papatya falı baktın mı?

Kimseyle selamlaşmadan yaşayabilir mi ulan insan hayatı boyunca? Sabah uyandığında "günaydın" diyeceği kimsesi olmadan. Gece uyurken sarılacağı, izleyeceği; belki gizlice öpeceği kimsesi olmadan yaşayabilir mi ömür boyu? Sürekli kendi pişirdiği yemekleri, tek başına yemeye ne kadar dayanabilir insan? Dinlediği müziğe kimsenin itiraz etmemesine. Eve geldiği saatin kimseyi ilgilendirmemesine.

Bir de saman sarısı
Bir de özlem kırmızısı

Belki de esas soru;

Tüm bunları göze alabilecek kadar sıkılabilir mi peki insan, insanlardan?

Belki de...

Belkilerin kol gezdiği bir saatte
"Belkim", belki bile değildim

Yahut;

Havuz problemi gibi yaşamaktan sıkıldım belki de... Ben hayatımı doldurmaya çalıştıkça, boşaltan insanlar... Bu ikilemden ortaya çıkabilecek onlarca soru.

Çözsem, bir boka yaramayacak; çözmesem, kendimi çözemiyorum.

'Sikinti' yok
'Çozum' var...

Uzak şehirlerde bırakılmış minik parçalar... Her birinde ayrı parçalar... Her biri ayrı parçalar.

işin kötüsü küçükken oynadığımız legolar gibi de değil bu parçalar. Birleşmiyorlar yeniden. Birleşince voltran'ı da oluşturmuyorlar. Tekerleği kırılmış oyuncak araba gibi yani, bir daha asla eskisi gibi gitmiyorlar.

Kitaplarım Gitti Peşinden
Sonra Kahramanlarım
Çocukluğum Kayboluverdi
Nerdeler?
Oyuncaklarım, Oyuncaklarım.

Küçük bir çocuktum oysa ben, oyuncak topu bile olmayan... Yine de annemin hala atmadığı bir torba taso'm var içerdeki dolapta. Bir torba da misket duruyor yanında. Gazozuna oynayabileceğim hiç arkadaşım kalmayacak olsa da, sorun değil işte. Taso yalnızken de zevklidir. Ve misketler tek kişiyken de yuvarlanabiliyor...

Giden gelmiyor geri dönmüyor
Oyunun sonundaaaa sonundaaa
Giden gelmiyor hayat denilen şey
Bir ipin ucundaaa ucundaaa

Yazıya gece 1'de başladım, hala bitmedi. Belki de ömrümde hiç silmediğim kadar harf sildim bu gece. ilkokul 2'den sonra hiç silgim olmadı zaten. "Küçük Emrah" tribi değil ulan, kullanmadım işte. Sonra bu alışkanlık kitap ve defter kullanmayarak devam etti. Neyse dağılmasın konu. Hoş konumuz da yok ama; neyse...

Yazasım da kalmadı zaten. Yeterince rahatladım sanırsam. En iyisi evvelden karalanmış bir kaç şeyi "kopi-peyst" edip bitirmek bu yazıyı...

Materyalist Aşk

Şimdi hafif bir tebessümdür
Onca yılın ardından geriye kalan.
Doğ(a)mamış bir çocuğun hiç duyulmamış ağlamaları,
Ve duymamak için rüyalarda
Vazgeçilen uykular...

Gel deseydin;
Kaç yüz kilometre gelirdim,
Kim bilir.

Düşünüyorum da;
Yine de düşünüyorum ya seni,
Onca şeye rağmen gelebiliyorsun ya aklıma;
Ne tuhaf diyorum,
Ne iğrenç bir muamma.

Gel deseydin;
Kaç yılımı siler, dönerdim,
Kim bilir.

Oysa silmiştim her şeyi,
Kandırmıştım önce aynayı;
Sonra aynadakini...
- ki çevremdekileri kandırmak
Ne kadar kolay olmuştur kendimden sonra;
Sen hesap et-

Gel deseydin;
Kaç yaş gençleşip gelirdim,
Kim bilir.

Oysa deniz kenarında büyütecektik "Deniz"leri.
Hangi şehirde yaşarsak yaşayalım
"Deniz"i görecek
Ay ışıltısında yakamozu seyredecektik.

Gel deseydin;
Kaç şehir geçip gelirdim,
Kim bilir.

Bir diyalektik örneklemesi,
Bir "Şekil A"ydı yaşananlar;
"Ben" varım diye "Sen" de oluyordun,
Sonucunda ortaya "Biz" çıkıyor,
Biz olamadığımız pratikte ispatlanınca da;
"Ben" bana, "Sen" sana dönüşüyorduk yeniden.

Gel deseydin;
Kaç yeminimden dönerdim,
Kim bilir.

Bilirsin,
Hiçbir şeyin "Yok"tan "Var" olamayacağına inanırdım.
Şimdiki acılarım "Yok"luğundan "Var" oluyor;
inanamıyorum!

Gel deseydin;
Kaç inanç değiştirirdim,
Kim bilir...

rcy '08

"Hey garson! Bana bir hayat getir; Sek olsun..."
1998 yılında dönemin hükümetince özelleştirilmiş olan süt endüstirisi kurumudur. dünya özelleştirme tarihine ve ekonomi derslerine geçecek bir derste vermiştir. özelleştirilen 21 fabrikanın 18'i hemen kapatılmıştır, üstelik bugün en çok yatırıma ihtiyacı olduğu herkesçe söylenen doğu bölgesinde olmuştur. verimsiz kurumlar özelleştirilirken istihdamın ve üretimin azalması özelleştirme adı altında yapılanların ne demek olduğunu bir kez daha ispat etmiştir.
şevval sam'ın sesinden, ölümsüz türk sanat müziği eserlerinin, daha da bir doyumsuz tat almış halinin bulunduğu albümdür.
sek rakı yanında keyfe keyif, kedere keder katar. rakı severlerin arşivlerinde olmalıdır...
litre de maksimum 4 gr şeker bulunan şaraplara verilen isim.
şevval sam'ın sadece rakı değil, beyaz peynirli roka salatası bile kokan albümüdür.

Söyleyemem Derdimi
eğer birden fazla içerseniz gecenin ilerleyen saatlerinde çoğul eki alan hede.

(bkz: seks)
güncel Önemli Başlıklar