bugün

istanbul'un bahcelievler ilcesinde bir semt.
belediyenin unuttuğu bakımsız, inşaatın hiç bitmediği semttir.
otobuse bineceğim zaman istanbulun neresinde olursam olayım hep ilk duraktan binmek istememe rağmen asla kullanmadığım ilk duraklardan biridir.nedense şirinevler durağını daha çok kullanasım gelir.
almancilarin yogun olarak yasadigi yerlerden birisidir. bir de adim basi bir cep dukkani var.
"şşt alo" diyenlere dönülüp bakılmaması gereken semttir. bir de arabayla gidiyorsanız ara sokaklara arabayı bırakmamanız tavsiye olunur.
Tekstil sektörünün can damarları olan imalathanelerin bulunduğu ve 31 Numaralı otobüsün gittiği güzide semt
hayatımın 15 yılını verdiğim, istanbul, Bahçelievlere bağlı semt. Her çeşit insan mevcuttur. E-5'ten girdiğiniz zamanki mevkiinin adı Kuleli'dir. Burası bir çok otobüsün ilk durağıdır. Burası genellikle Yenibosna zannedilir fakat geçek Yenibosna, az daha yukarıdadır.
Yenibosna tabelasından içeri girdiğiniz zaman, karşınızda gerçek yenibosna vardır. Ağır abileri, yankesicileri, korsan taksileri, üçkağıtçıları ile adeta kendi içinde bir semttir. Ancak içinde bulundurduğu birbirinden ünlü markaların outlet'leri herkesi yenibosna'ya çeker. Kuyumcukent,TiM, kuleliye yeni yapılacak olan alış veriş merkeziyle adeta büyük bir ilçe gibi semttir.
Dahada yukarı çıktığımız zaman karşımıza radar mevkii çıkar. Burada uçaklar için inşa edilmiş, iki apartman yüksekliğinde devasa üç radar bulunur. Ancak burada, kuleli'deki olayın tersine, düzenli inşa edilmiş siteler, aşağılara göre daha eli yüzü düzgün insanlar karşınıza çıkar.
Yenibosna ayrıca tam bir öğrenci semtidir. Şehir dışından gelmiş bir çok öğrenci buralarda ev tutar. Polis kayıtlarına göre ise, Yenibosna esrar gibi uyuşturcu maddelerin kullanımda istanbul'da hatrı sayılır bir yeri vardır.
istanbul üniversitesi avcılar kampüsündeki öğrencilerin çoğunun vaz geçemediği duraklardan biri.aktarma yapmak için kullanılan bu durakta şirinevler yazsa da keklenmeyin iç taraf yeni bosnadır.
(bkz: 31)
(bkz: 98b)
(bkz: altınyıldız)
pis insanları yüzünden içine girelemeyen pis semt.
boktan yapılaşmaya en iyi örnek semtlerden biri.

(bkz: küçükçekmece)
(bkz: bağcılar)
(bkz: ikitelli)
ramazan aylarında köprünün altına iftar çadırı kurulur bu semtte. dar sokaklarda kafanızı kaldırdığınızda gökyüzünü göremeyecek gibi gelir insana. büyük büyük düzensiz yapılmış apartmanların çoğu mozaik taşlardan yapılmıştır.
tam bir türkiye mozaiği olan semt .

dünyadaki gelişmelere ayak uydurup şehirli olmak ile göç ettikleri yerlerin geleneklerine göre yaşamakta direten insanların bir arada yaşadığı semttir .

semtin neredeyse tamamı 1970'li yıllardan sonra kente göç sonucu imar edilmiş , fakat başarılı olunamamıştır . sonuçta önemli altyapı sorunları ve ciddi görüntü kirliliği hakimdir semtin sokaklarına .

kısacası ; çocukları internette bilmem hangi siteyi çökertmeye çalışırken , anneleri çöpünü çöp variline atmak yerine balkondan direkt olarak sokağa sallayan insanlarla doludur yenibosna .
lacoste, coca cola, ten iç çamaşırları, tommy gibi firmaların türkiye üretim tesislerinin bulunduğu semt. ayrıca eskidji ve spot alışveriş merkezleri vardır. her markanın en ucuzunu bulabileceğiniz yerlerden birisidir. ancak gel gör ki bu kadar fabrikanın arasında yaşamak zorunda kalan bizler varız. hele o meşhur ilaç fabrikası yok mu, önünden geçerken bayılcak gibi oluyorum. vel hasıl yenibosna tam bir sanayi merkezidir. ancak yaşanacak semt değildir.
bayrampaşa otogarında metro ile trafik sorunu yaşamadan gidilecek yerdir.
bir zamanlar istanbul'un en çok sayıda karate salonuna sahip olmuş semti...
bit pazarının(eskidji)bulunduğu semtdir.
türkiye'nin ilk organize sanayi sitesi bu semte kurulmuştur.

(bkz: doğu sanayi sitesi)

ayrıca bölgenin tarihçesiyle ilgili bahçelievler belediyesi'nin resmi internet sitesinde aşağıdaki bilgilere yer verilmiştir:

"tarihi araştırmalardan elde ettiğimiz bulgular; bölgenin haçlı seferleri sırasında latin ve avrupa medeniyetlerine ev sahipliği yaptığını gösteriyor.

bizanslılar zamanında ise bölge jeptimun ve hebdemon adlarıyla anılmaktadır. jeptimun: güzel kent, hebdemon ise verimli toprak anlamlarına gelmekteydi. bundan bizanslılar'dan itibaren verimli topraklarıyla anılmış; tarım ve bağcılığın merkezi olmuş; marmara denizi'ne yakınlığı sebebiyle rağbet gören yazlık kentlerden birisi haline gelmiştir. bizans, tarihi boyunca hebdemon rumeli'den gelen kervan ve askeri konvoyların istanbul'a geçiş gözergahı üzerinde bulunmuştur. topraklarının genişliği, istanbul'a yakınlığı ve bol suyu sayesinde önemli bir karargah halini almıştır. bizans döneminde bölgede imparator sarayları, kiliseler ve yazlıklar inşa edilmiştir. bölge 1204'teki haçlı seferleri'nde latin medeniyetlerince yağma edilmiştir. bizans halkının şiddetli depremlerden sonra tehlikenin bitimine kadar bölgede konakladığını da yine tarih metinlerinden anlıyoruz. daha sonra bölgenin yerleşim olarak tamamen terk edilmesiyle taş ve kum ocakları açılmış, çıkarılan taşlarla surların yenilenme işlemi tamamlanmıştır.

osmanlı orduları 1356 tarihinde rumeli'ye ayak bastıktan sonra bizans'a yakınlığı sebebiyle (12 km) buralara yerleşmişlerdir. bölge 1453 istanbul'un fethine kadar osmanlı'nın rumeli'ye yaptığı seferlerde askeri üs karargah rolünü üstlenmiştir. fatih sultan mehmet'in istanbul'u fethinden önce osmanlı ordusu bahçelievler ve yenibosna'da konaklamış; askerlerin atları buradaki geniş çayırlıklarda otlatılmıştır. osmanlı'da fetih sonrası yerleşim sur içine kaydığı için bölge bir kaç küçük köy dışında tamamen sahipsiz kalmıştır.

osmanlı buradaki sahipsiz toprakları vakfetmiş ve hazine-i hassanın mülkü saymıştır. bizans'la başlayıp osmanlı ile devam eden süreçte bölgenin taş ve kum ocakları olarak kullanılmasına devam edilmiş; çıkarılan taş ve kumlarla imarethaneler, mescit, cami ve çeşmeler inşa edilmiştir. bölgenin yerleşim yeri olarak tekrar hatırlanması ise osmanlının son dönemlerine rastlayacaktır.

peki tarihi bu kadar geçmişe dayanan yenibosna'nın adı nereden gelmektedir. bu konuda tarih kaynaklarında pek çok rivayetler mevcuttur. kesin olarak bildiğimiz yenibosna'nın ilk adının saraybosna daha sonra da viranbosna olduğudur. peki bu isimler nereden çıkmıştır.

bu konuda birden fazla rivayet var. bunlardan ilk rivayete göre, osmanlı imparatorluğu devrinde, yoguslavya'dan kaçan prense bu bölge yerleşim alanı olarak tahsis edilmiştir. prens geldiği kişilerle bu bölgeye yerleştirilmiştir. şimdiki yenibosna merkez mahallesi ilkokulunun güneybatısında bulunan yere bir saray yaptırırlar. mahiyetindeki kişilerde sarayın etrafındaki alana evlerini kurarlar. buraya yugoslavya'daki saraybosna'dan esinlenerek saraybosna adını verirler. bunu öğrenen zamanın padişahı prensin kendisinden daha güzel saray yaptırmasına ve buraya saraybosna adı verilmesine çok kızar. sefaköy'e sarayın karşısına yeni bir saray yaptırır. buradan yenibosna'daki saray topa tutulur. sarayla birlikte köy de yıkılır. prens öldürülür. köy harabe halini alır. bu olaydan sonra yenibosna viranbosna adıyla anılmaya başlanır.

bir diğer rivayete göre ise padişah bosna'yı ziyaret ettiği sırada güzel bir boşnak kızı görür ve ona aşık olur. istanbul'a dönerken bu kızla evlenmiş; kızın ailesini de istanbul'a getirmiştir. yenibosna'yı da kızın ailesine yerleşim yeri olarak vermiş ve buraya yaptırdığı saraya yerleştirmiştir. bölge daha sonra bosna'dan göçlere sanhe olmuş, saraybosna adı verilmiştir. savaşlar sonunda yapılan saray yıkılmış ve köy halkı ise geri göç etmişlerdir. bölgede kalanlar buraya viranbosna adını vermişlerdir.

bir diğer rivayete göre ise bölge, bosna'daki savaşlarda yararlılık gösteren bir beye tımar olarak verilmiştir. tımar beyi burada kendine bir saray inşa ettirmiştir. tımar beyi bosna'da şehit olduktan sonra askerleri bölgeye saraybosna adını vermişlerdir. savaşlar sonucunda sarayın yıkılmasıyla bölgenin adı yine viranbosna olarak kalır. üç rivayetin de ortak noktası saray bosna olan bu yerin uğradığı felaketlerin ardından viranbosna olmasıdır.

rivayetlerde bahsi geçen sarayın kalıntıları şimdiki yenibosna merkez mahallesi ilkokulunun arkasındadır. viranbosna adı 1936'da yenibosna olarak değiştirilmiştir. yenibosna'daki asıl yerleşme 93 harbi olarak anılan osmanlı-rus savaşından sonra bulgaristan'dan gelen 5-6 ailenin bölgeye yerleştirilmesiyle başlamıştır. yenibosna savaşta işgal altında kalmıştır. bu aileler yenibosna ilkokulunun güney tarafında şimdi sadece kalıntılarının bulunduğu viransaray'ın yanına yerleştirilmişlerdir. bu aileler göç edenlerin lakaplarıyla anılır. tespit edebildiğimiz kadarıyla bu aileler özkaya'lar, çavuşoğulları, süleyman ağalar ve kırcılar'dır. bölgeye yerleşip tarım ve hayvancılıkla uğraşan göçmenlere londra asfaltıyla ayamama deresi arasındaki arazi tapusuz dağıtılmıştır. tapusuz dağıtılan bu araziler için 1950'li yıllarda bir çok hukuki sorun ortaya çıkmıştır. cumhuriyetten sonra bölgeye bulgaristan'dan yeni bir göç dalgası gelmiş bu yeni göçlerle birlikte hane sayısı 40'ı bulmuştur. bu dönem göç eden aileler mollalar, hüseyinler, gelgeçler, semerciler ve pala bıyıklardır. bunlar köyün alt tarafına yerleşmiş burada muhacir mahallesini kurmuşlardır. halk verimli toprakları ekip biçmeye ve geçimini çiftçilikten kazanmaya başlamıştır. daha sonra 1935-1937 yılları arasında balkanlardan göç eden ailelerle yerleşim alanı daha da büyümüş; bu ailelere de şimdiki kuleli cami yakınındaki kuleli çiftliğine ait arazi hane başına 25-30 dönüm halinde ziraat bankası aracılığıyla dağıtılmıştır. yerleşim girişimlerinin sonucu olarak yenibosna'nın en işlek caddesi olan yıldırım beyazıt caddesi bu dönemde açılmıştır. yenibosna bu devirlerde hala köy havasında iken bahçelievler'de ise iki katlı, geniş, sıralar halinde bahçeli evler kurulmasına başlanmıştır.

bu evlerden dolayı bölge daha sonraları bahçelievler olarak anılmaya başlanmıştır. 1933 yılında köye bir cami ve 1940 yılında bir ilkokul yapılmıştır. 1940 yılında nüfusu 350 kişiye ulaşan yenibosna halkı londra asfaltının kurulmasıyla yetiştirdiği ürünleri bakırköy pazarına götürüp satmaya başlamıştır. londra asfaltı, avrupa ile ilişkilerin gelişmesi sonucu tren yollarının yetersizliğinden açılmıştır. yerleşim londra asfaltı'nın açılmasıyla yol kenarlarına tanınmıştır. londra asfaltının yetersiz kalmasıyla 65'li yıllarda güneyden e-5 karayolu inşa edilmiş; bu yol bahçelievler'i güneyden sınırlamıştır. önce altınyıldız kumaş fabrikası, ardından halkalı'da bir yem fabrikasının kurulmasından sonra yenibosna'daki muhtarlık eliyle sanayi için ucuz arazi satışının başlaması çevrede yavaş yavaş sanayi faaliyetlerinin belirlemesine neden olmuştur. sanayi faaliyetlerinin bu alanı seçmelerine neden olan etkenler londra asfaltının sağladığı ulaşım kolaylığı, sanayi için bol ve ucuz arazinin varlığı ve işçi sağlanmasındaki kolaylıklardır.

yenibosna 1972 yılında belediye haline gelmesine rağmen sanayi tesislerinin, konutların ve tarım dışı faaliyetlerin araziden plansız yararlanmaları sürmüş, hızlı nüfus artışının da buna eklenmesiyle sonuçta ortaya konut sorunu ve altyapı yetersizliği gibi bir çok şehirsel sorun ortaya çıkmıştır. özellikle 1970'ten sonra sanayi tesislerinin çoğalması, yerleşmenin mekansal olarak genişlemesine yol açarken tarımsal alanda çalışan halk sanayiye yönelmiştir. bu tarihlerden sonra yenibosna plansız yapılaşmadan su ve kanalizasyon gibi altyapı yetersizliklerine kadar çözümlenmesi gereken bir dizi ağır sorun barındıran istanbul'un plansız yapılaşmasıyla genişlemesinin en güzel örneği de yenibosna'da görülür. günümüzde yenibosna bahçelievler belediyesi sınırları içinde kalmaktadır. 1992 tarihinde bahçelievler, bakırköy belediyesinden 3806 sayılı kanunla ayrılıp ilçe oluştur. son nüfus sayımına göre bahçelievler ilçesinin toplam 526 bin 520 nüfusu içinde, yenibosna semtinin 190 bin nüfusu vardır. bahçelievler ve yenibosna istanbul'un avrupa'ya açılan stratejik öneme sahip bölgeleridir."
istanbul adlı şehirden tiksinme sebebi olan yer. abuzer mi ararsın, mor gömlek iskarpin gençlik mi ararsın ne ararsan hepsi burada var. birbiriyle alakası olmayan, biri 2 biri 5 katlı boyasız evler, hangi akla hizmet ruhsat verildiği anlaşılmamış olan dükkanlar, olmayan asayiş. ismini duyunca insan "iyi bir yer herhalde" diyor sebepsiz. ancak gidince anlıyor ne sikko bir yer olduğunu.
af buyrun biraz sikko bir semt olur kendileri...ama ayık olmakta fayda vardır her an her yerde tehlikedesinizidr burda...
20 yılımın gectiği ve nihayet kurtuldugum, nerde o eski yenibosna denilecek semt. gitmeyenler bir şey kaybetmemiştir.
insanı verem eden semttir. * tabir edilen insanların yaşadığı semttir. eli yüzü düzgün insan pek bi azdır. * son zamanlarda starcty, kuyumcukent, kanal 24, zaman gazetesi gibi yerleri içinde bulundurmayı başarsada insanları aynıdır. asla değişmeyecek semttir.
dün sabah 6.30 sularında thy personelini taşıyan servis aracının kaza yaptığı semttir.
sevgilimin istanbuldaki evinin bulunduğu en boktan semttir.. insanları safkan birer yobazdır, öküzdür, morondur.. arada üç beş düzgün insan çıkar..

(bkz: evlerden ırak)