bugün

zevkleri, hisleri, düşünceleri aynı standart insanı yaratmak için oluşturulmuş büyük balon...
aynı diziyi izleyen, gömleğini pantolonuna aynı şekilde sokan, saçlarını aynı renge boyatıp aynı tarzda kestiren, aynı olaylara aynı şekilde tepkiler veren(vermeyen!), iğrenç tek tip insan yığınları yaratan bir ucubedir populer kültür...
halkı uyutmak, tepkisizleştirmek, hissizleştirmek yada en genel tabiriyle aptallaştırmak için kullanılan bir çeşit morfindir populer kültür...
emperyalizmin en çok sevdiği oyuncaktır populer kültür...
popüler kültür son derece zararlı ve insanları öz benliklerinden uzaklaştıran, sıradanlaştıran, herkesleştiren, kendi belirlediği kalıplara sokan bir kavramdır. tamamen size dayatılmış hayatları size yaşatmaktır. popüler kültür kesinlikle iğrenç bir şeydir...

insanların çoğu bir şeyden hoşlanıyor veya hoşlandıklarına inandırılıyorlar. ve diğer insanlar da popüler kültür sayesinde aynı tuzağa düşüp çoğunluğun hoşlandığını sandığı şeyden hoşlanmaya başlıyorlar. kendi fikirleri veya ideolojileri yok. başkaları hoşlanıyorsa bu güzel bir şeydir şeklinde düz bir mantıkları var sadece. işte bu bir insanı popüler kültürün kölesi yapan etkendir.

bir yerde okumuştum ve şöyle diyordu;
seni gece gündüz diğer insanlardan farksız kılmaya çalışan bu dünyada kendin gibi kalabilmek dünyanın en zor savaşını vermektir.

popüler kültürün çok iyi bir özetidir bu cümle. seni herkesleştirir. bir kalıba sokar. bak herkes bunu yiyor sende yiyeceksin. herkes bunu giyiyor sen de giyeceksin. herkes şu telefonu kullanıyor sen de kullanacaksın. herkes şuraya tatile gidip, şu internet sitesinde fotoğraf paylaşıyor sen de paylaşacaksın.

her türlü ürün ve içeriği medya ve/veya sosyal medya aracılığıyla popüler yapabilir, insanlara tanıtabilir ve onları insanlara zorla beğendirebilirsin. beğenmeyen az kişi kalacaktır ve onlar da çoğunluğun beğendiği şeyi beğenmiyor olmanın hatasını kendilerinde arayacaklardır ve beğenmeye başlayacaklardır.

örneğin çok saçma, aptalca, en ufak kalite barındırmayan bir filmin galasına ünlüleri çağırırsın. onlara güzel yorumlar yaptırırsın, sosyal medyada tanıtımını yaptırırsın. sonra film gişe rekorları yapar. filmi çok beğenmesen bile bunu dile getiremezsin sonra. koskoca ünlüler çok beğenmiş sen kimsin ki beğenmiyorsun diye kendinde bulursun suçu. sonra o film hakkındaki olumsuz düşüncelerini kendine saklar, kimseyle paylaşmazsın. popüler kültürün faşistliği ve iğrençliğinin küçük bir örneğidir bu.

örneğin demet akalının eline zayıflama çayı verirsin. bir video çektirirsin. bakın kızlar ben formumu bu çay sayesinde koruyorum dedirttirirsin. ertesi gün satış patlaması olur o üründe. sağlam paralar kazanırsın o aptal insanlar üzerinden. halbuki o çayı hayatında içmemiştir bile demet akalın. sadece onun popülerliği sayesinde insanları etki altına almaktır hedef. popüler kültürün yalancılığının, dolandırıcılığının ve iğrençliğinin küçük bir örneğidir bu.

örneğin beş kuruş etmez bir çantayı dünyaca popüler bir kadına kullandırıp onun reklamını yaptırdığınızda o beş kuruş etmez çanta bir anda 5000 euro eder. ve babası zengin olan bütün kızlar o çantayı almak için birbirleriyle yarışırlar. ama aslında o çantayı üretenler o reklamı yaptırmasa ve kimsenin o çantadan haberi olmasa, o kızlar o çantanın aynısını pazarda 50 liraya görseler asla almazlardı. popüler kültürün iki yüzlü ve iğrençliğinin küçük bir örneğidir bu.

örneğin bir zamanlar yılan hikayesi diye bir dizi vardı. o dizide kürşat diye kötü bir karakter vardı. memoliye çok sıkıntılar çektirmişti. sonra o kürşat karakterini canlandıran adamcağızı bir alışveriş merkezinde gören bir grup gerizekalı insan müsveddesi o adamı dövmüşlerdi. sonra bir zamanlar deli yürek dizisi vardı. kenan imirzalıoğlu bir palto giyerdi. herkes bir anda o paltodan satın alıp giymeye başladı. kendini deli yürek gibi hissetmek istediler geri zekalılar. sonra kurtlar vadisi başladı. polat alemdar parliament sigara içerdi. herkes bir anda aynı sigaradan içmeye başladı. kendilerini polat gibi hissetmeye başladı geri zekalılar. sonra dizide çakır karakteri öldüğünde bir yerde dizi karakterinin cenaze namazını kılanlar olmuştu. muhteşem yüzyıl hürrem sultanın yüzüğünü satın alanlar oldu. aşkı memnudaki bihterin kendini vurduğu tabancayı alanlar oldu. fatmagülün suçu neydi dizisindeki fatmagülün donunu satan esnaflar türedi. ve bu donları alan geri zekalı insanlar oldu. popüler kültürün geri zekalılığının ve iğrençliğinin küçük bir örneğidir bu.

örneğin musa eroğlunun mihriban adlı türküsünü dinlersen kıro olursun geri kafalı olursun. ama aynı türkünün coverini cem adriandan dinlediğin zaman çağdaş, modern, sanattan anlayan müzik zevki olan biri olursun. halbuki türküler bizim özümüzdür. bu vatan vatan yapılırken sadece onlar vardı. bu vatanı vatan yapan insanlar onları dinler onlarla huzur bulurdu. şimdi yeni yetme ergenler popüler kültür sayesinde onları dışladılar. popüler kültürün toplum değerlerine saygısızlığının ve iğrençliğinin küçük bir örneğidir bu.

örneğin popüler kültür denildiğinde bestseller kitaplar gelir benim aklıma. insanların birbirlerine off oğlum çok güzel kitap ya, kızım mutlaka okumalısın süper kitap tarzında övdükleri, bir kitabı överken çaktırmadan ben kitap okuyorum bak ben çok kültürlü bir insanım tarzında verilen saçma sapan mesajları duyuyorum sanki. o kitapları bestseller yapan şeyler içeriğindeki manalardan ziyade insanların birbirlerine yaptıkları reklamlardır, instagramda, facebookta paylaştıklarıdır. tutunamayanlar, yok şu nedir olriç? bu nedir olriç? yok efendim kelimeler albayım. zart zurt albayım. insanlar herşeyin bokunu çıkardı. popüler kültürün boktanlığının ve iğrençliğinin küçük bir örneğidir bu.

örneğin google dan aşkı memnu diye arattığınızda eminim karşınıza çıkacak olan ilk şey kıvanç tatlıtuğ olacaktır. halit ziya uşaklıgilin bile önüne geçmiştir kıvanç tatlıtuğ mesela. halbuki o eseri eser yapan kişi onun yaratıcısı olan adamdır. o hikayenin güzelliği o adamın ruhundandır. ama popüler kültür bize bu değerleri öğretmek yerine saçma sapan şeyler öğretir işte. popüler kültürün bize değerlerimizi unutturup, akıllarımıza saçma sapan şeyleri kazıdığının küçük bir örneğidir bu.

kapitalizmin ne olduğunu bilen bilinçli kişiler popüler kültürün aslında kapitalizmin en büyük silahı olduğunu da bilirler. sürekli insanlara bir şeyler dayatma yöntemleriyle onlara ihtiyacı olandan fazla maddi harcamalar yaptırıp, sonrasında daha fazla para kazanma hırsı aşılayıp, daha fazla köle gibi çalışmalarını sağlar. kişi para kazanır ve harcar. bunu harcarken kendini mutlu ettiğine inandırır. ama aslında o parayı çalışırken ki yaptığı kölelik, yaşadığı stres ve sıkıntılar o kazandığı paraya ve kazandığı parayla yaptığı harcamalara değmeyecektir. kapitalizm ve kullandığı silah olan popüler kültür bunu insanlara fark ettirmeden yaparlar.

örneğin kuzeninin düğününde giyeceği elbiseye 1000 lira vermektir. mezuniyette takacağı çantaya 300 lira vermektir. bir ruja 80 lira vermektir. sıkacağı bir parfüme 400 lira vermektir. bir ayakkabıya 500 lira vermektir. bir yemek takımına 2000 lira vermektir. bir restoranda bir akşam yemeğine 500 lira vermek ama sokakta çöp toplayan bir çocuğun karnını 5 liraya doyurmamaktır...

örneğin asgari ücretle çalışan birinin 5000 liralık telefon alması.örneğin maddi durumu iyi olmayan bir kızın ben bir kere evleniyorum diyerek kocasına 5000 liralık gelinlik aldırması, bir sürü ev eşyası aldırması ve yıllarca çalışıp ödeyecekleri borcun altına sokması. buradaki tek amaç gösteriştir. düğünüme gelen insanların gözüne güzel gözükmek, evimi görmeye gelen insanlara hava atmak, sağda solda paylaştığım resimleri gören insanların ağızlarına laf vermemek. örneğin siz evlendiğiniz zaman balayına nereye gitmiştiniz diye sorduklarında onlara çok güzel bir cevap verebilmek için en pahalı, en uzak yere tatile gitmek, gittiğinde burada geçirdiğin anın tadını çıkarmak, sevdiğin insanla doğanın, denizin, yemeklerin hatta en önemlisi birbirinizin tadını çıkarmak, anınızı en güzel şekilde yaşamak yerine sürekli dakika başı fotoğraf çekmek, snap veya story çekip sağda solda paylaşarak bunları insanların gözlerine sokmaya çalışmak popüler kültür köpekliğine bir örnektir.

köpeklik demişken örneğin barınakta veya sokakta yaşayan köpekleri sahiplenmek ve onların hayatlarını kurtarmak yerine, binlerce liralık hayvanları petshoplardan satın almak. buradaki amaç bir hayvanın hayatını kurtarmak, ona sıcak bir yuva sağlamak, ona sevgi ve ilgi vermek değildir. buradaki tek amaç gösteriştir. halbuki senin vicdanın olsaydı zaten bakıma muhtaç olmayan bir hayvana binlerce lira para vermek yerine, bakılmaya muhtaç olan, sokaklarda yaşayan, kötü durumdaki bir hayvanı sahiplenip, onun tüm dünyasını bir anda değiştirip, inanılmaz derecede mutlu ve huzurlu olmasını sağlardın. insanlardaki bu gösteriş ve hayvana bile gösterdiği dış güzellik meraklılığı popüler kültürün dayatmalarına küçük bir örnektir.

yani kısacası herhangi bir meta, kavram veya olgu ne kadar çok insan tarafından yüceltilmişse o kadar çok ayağa düşmüş demektir. çünkü benzer benzerini sever. insanlar birbirlerinin klonları haline gelmiştir artık. adı kültür olmasına rağmen kültürle uzaktan yakından alakası yoktur. kültürün en yozlaşmış, en faşist halidir popüler kültür. sığlığın hegemonyasıdır. ideolojiyi yok eden, parayı ilahlaştıran ve ona bağımlı insanlar üreten sistemdir.

af edersiniz ama popüler kültür hepimizi sikiyor arkadaşlar. buna/bunlara alet olmayalım. başkalarının bize dayattıkları hayatları yaşamayalım. kendimiz olalım. kendi fikirlerimiz, kendi zevklerimiz, kendi beğenilerimiz, kendi düşüncelerimiz, kendi ideolojimiz olsun. kendi hayatlarımızı kimseye danışmadan, hiçbir ortak aklın etkisi altında kalmadan, kendi hür irademiz doğrultusunda yaşamalıyız. ve en önemlisi de gelecek nesillerimizi yani çocuklarımızı da bu şekilde yaşatmalıyız.

sonra olarak tüm bu yazılardan hiç bir şey anlamayanlar için sözlüğümüzden örnek vererek tanımlamak istiyorum popüler kültürün ne demek olduğunu.

aleyna tilki başlığına fazıl say başlığından daha fazla entry girmektir...
kutu içinde kutudur. popüler kültürü reddetmek bile neredeyse popüler olmuştur.
özentilik.
kültür seviyesi düşük olan toplumlara daha yaygın olarak empoze edilebilen (örneğin bizim toplumumuz) bu toplumlara belirli bir yaşam şekli dayatan sosyal diktedir.somut olarak varlığı isbat edilemesede inkar edilemiyecek olan bir gerçektir.
bugün üniversitelerimize gider ve bir yarım saat insanların -ki bunlar yarın söz sahibi olacaklar- nelerden nasıl konuştuklarına bakarsanız karşınızda popüler kültür ve onun dayatmalarını görmüş olursunuz.
tabi bu popüler olan şeylerin daima kötü ve uzak durulması gereken kavramlar olduklarını göstermez.popüler kültürün belirli bir kavram veya kavramlardan öte bunlara bir yaklaşım tarzı olduğunu ortaya koymak da kanımca sağlıklı olacaktır.
En orospu çocuğu kültür türü.

Ulan insan ölmüş adamın fotoğrafını atıp beğeni kasmak ister mi?

Sırf ortama uymak için saçma sapan ideoloji triplerine girer mi?

Popüler olayım diye en olmadık ibnelikler yapar mı?

Sırf artı puan almak için internetten roman özeti çıkarıp bunu okumuş gibi yapan ve o bilgelik edasıyla karşıdakini hiç siklemeden konuşur mu?

Bok gibi bir nesil olduk iyice.
okan bayülgen in ekmek kapısıdır.
öncelikle popüler kültürü takip eden kimse, kültürlü değildir.

popüler kültürü bir yemek olarak düşünsek fast food'dur.
besin değeri az, sağlıksız, yağlı.

bu popüler kültürün etkisini büyüten ise entelektüel açlık gibi bir sıkıntısı olmayan insanlar

boş beleş diziler, kitaplar, filmler, sanatçılar, şarkıcılar vs vs. bunların peşinde giden gereksiz ilgiler.

bu boşluğa bırakılan ilgiler, meraklar, bir süre sonra insanların güzele, emek verilene, estetik olana dair değerlendirme yetisini kaybettiriyor.

bakın türkiye'nin en çok satan kitapları arasında metal fırtına adlı bir kitap vardı.
şimdi o kitabı okuyanlar bile hatırlamaz ne yazdığını. ama herkesin elindeydi. şu an alıp okuyan var mı ? hayır.

en çok izlenen filmler recep ivedik tarzı komedi film türünü şaklabanlığa getiren filmler.

güldür güldür, bkm, arkadaşım gibi tiyatrovari tv programları ile tiyatro izlediğini düşünen büyük bir cühela var.

oysa gitse şehir tiyatroları, devlet tiyatroları oyun bileti 10-16 lira arası değişiyor.

şimdi insanlar gerçekten bir kültür değeri olan sinema filmleri, oyunları, kitapları okumadığı için, bir araya geldiğinde o boş beleş dizileri, filmleri, kitapları ve o boş popüler kültürü yaratan boş beleş kişileri konuşuyor.

dolayısıyla entelektüel olarak hiçbir yarar kazanmamakla beraber, insanlar sıradanlaşıyor.

popüler kültür, sıradan insanların sayısını artırır.
tek tip insan yaratmakta oldukça başarılı bir oluşum.

--spoiler--
aa sen daha titanic izlemedin mi?

ne demek facebook kullanmıyorum?

ece seçkinin şarkıları bomba yaa, değil mi?

takım tutmuyor musun? oha.

kitap okuyor musun bari? Kahraman tazeoğlu falan?

şiir çok severim ben, cemal yücel ile can süreyya'ya bayılıyorum, pardon adlarını karıştırdım herhalde.

hadi bi selfie yapalım senle.
--spoiler--
reklam sektörü açısından yaratma sürecinde en çok irdelenen en çok kullanılan kavram.
(bkz: andy warhol)
internetteki sözlük oluşumları,forumlar,eğlence siteleri,vs popüler kültürün örneklerindendir.özellikle ekşisözlüğün başarısı sözlük formatını alt kültür olmaktan çıkarıp ulusal gazete ve televizyonlara haber olacak kadar popüler yapmış,biz de dahil olmak üzere değişik sözlük çeşitlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.birşeyin popüler olması için basit ya da ucuz olmasına gerek yoktur.bir kavrama bok atmadan önce bu kavramın ne kadar içindeyiz düşünülmesi gerekir.
gözlüklerim:rayban,
kıyafetim:amerikan,
felsefem:nihat doğan,
nerde kaldın hürrem sultan.
popüler kültür, en çok beğenilenin peşinden herkesin gitmesi olgusuna verilen bir isimdir.

bunun hakkında binlerce örnek verilebilir. örnekleri ile ülkemizde bol bol karışlaşılınabilir. dışarıdan etkilenmeye müsait, kültürel olarak belli bir tabakanın altında, tüketime ağırlık veren toplumlarda sıkça görülen bir olgudur. daha özele inersek, kişilikleri tam oturmamış-kişilik arayışı içinde olan- kendini belli bir insan güruhuna kabul ettirememiş, farklı olucam derken farklı olmaya çalışan milyonların aynısı olan insanların kaçışıdır, sığınışıdır. herkesin birbirine benzediği, belli şeyleri konuştuğu, belli başlı şeyleri yiyip içtiği, belli şeyleri izlediği bir toplumun üyesi olmak, popüler kültürün kurduğu çadırın baş köşesinde uyumaktır kısacası.

peki popüler kültür değerleri neden çok sevilir. yaştan yaşa göre nedenler sürekli değişmekte de olsa tüm yaş grupları için tek bir şey söylenebilir ki "kişinin kendini başkalarına kabul ettirebilme çabası" dır popüler kültüre olan aşkı. örnek verelim;

bir genç arkadaşı olmamaktan yakınmaktadır. sorunludur. arayış içerisindedir. ama bu iyi bir gençtir. annesi babası iyi insanlardır, neyin doğru olup neyin yanlış olduğunu bilen, efendi olup efendi konuşan bir gençtir.

ancak hayat istediği gibi gitmez, zira bir noktadan sonra yalnız kalmayı sindiremez. "ya ben nerde yanlış yapıyorum" diyip yeni bir arkadaş grubu edinmeye çalışır. girdiği arkadaş grubunda herkesin siyah giydiğini görür. o da giyer. herkes ne kadar boktan d aolsa duman dinlemektedir, o da dinler. sorgulamak yoktur. zira popüler olan sorgusuz sualsiz, yasaksız yanlışsız sevilmelidir. saçlarını uzatır bla bla bla. tek bir prototipe doğru kayan görünüşün içine tek bir fabrikadan çıkmış beyin yerleştirilir.

üniversitelerimizin çok büyük bir yüzdesi maalesef bu gençlerimizle doludur. hayır ben buna kızmıyorum. tam tersine ne güzel yapıyorlar diyorum. aynı insan tabakasından olmaktansa marjinalliğe doğru yelken açmak istiyorum. popüler kültürü sevmiyorum ama popüler kültürü yemiş insanlara da kıl olmuyorum. facebook tan nefret ediyorum, duman ın dünyanın en kötü müzik grubu olduğunu düşünüyorum, rockerlarla patsocu diye dalga geçiyorum, beyaz gömlek giyip içine muska takan, kolunda ruslarla gezen adamlara küfür ediyorum. starbucks ın önünden geçerken hareket çekiyorum, 'mor ve ötesi çok iyi ya' diyip iki şarkısını sayamayanların yanından hemen uzaklaşıyorum. eldivenlerinin parmaklarını kesenleri anlamıyorum. keçi sakal uzatıp "nasıl olmuş baba?" diyenlere "b*k gibi olmuş" diyorum. cebinde yüzlerce ytl si varken sokakta yatıp da "abi havamız yerinde, şarap sımsıcak, ne kadar farklıyız ulan!, akşama otlanalım bi de ehehe." diyenleri gördükçe sktirin ulan!" diye haykırıp kuğulu parka sigara içmeye koşuyorum. evet montla sıçıyorum.

ama tek başımayım. ve daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum.
popüler kültüre uymayan insanlar toplum tarafından, farklı olmaya çalışma olarak görülür ve dışlanır. hit yapmış bir şarkıyı beğenmiyorsanız toplum tarafından müzik kültürü olmamakla itham edilirsiniz.