bugün

muhtemelen düzenli olarak ecstasy kullanan hatun.
- polyanna, kolunu kestiler!!!
- olsun bi tane daha var.

espri by ata demirer
göte ne girse umursamayan masal kahramanı.
bir adet 4.nesil yazardır, kendileri.hoşgelmiştir.
(bkz: pollyanna sedat)
amelie'nin masal hali.
'hayat sevince güzel' adlı türk filmindeki 'Ayşe'karakteri.*
polyanna'ya tecavüz etmişler , "olsuuuun , ama götü kurtardık." demiş.
polyanna'ya tecavüz etmişler ,"olsuuuun , kirlenmek güzeldir." demiş.
gibi esprilere konu olan , hep iyimser masal kahramanı.
(bkz: omo reklamı)
bir diğer mutlu güvercin ikizi için lütfen önemle hattı zatında büyük önemle bakınız: heidi (haydi)
gerçeklere sırtını dönen ve bardağın dolu tarafı ile karnını dolduran kandırılmış kişilere hatırlatılan örneklem.
psikolojide tatlı limon olarak geçer.
- pollyanna duydun mu savaş çıkmış.
+ olsun barışılır.
- ama senin babanı da askere almışlar.
+ olsun kahraman olur babam.
- bizim köyü bombalamışlar.
+ olsun yeniden yapılır.
son olarak çocuk dayanamaz:
-ebeni be pollyanna ebeni...
Akla zarar bir insan hayal ürünüdür. Dağa kaçırılıp işkence edilse bile olaylara pembe gözlükle bakan bir kız. Burda yazar olsa herhalde asla 'boş entry' vermez ve eksi oy kullanmazdı.**
Bakalım Pollyanna Abla şu durumda ne yapardı; (bkz: alinan porno cdnin bos cikmasi)
Kendi kendini kandırmakla mutlu olan kız.
çelik sinirlidir bu kız, gunumuz dünyasında yaşasaydı yine böyle olabilir miydi bu da merak konusudur.
çocukluk aşkımdır.
pollyanna hayata tutunmanın formülünü bulmuştur. ama nükleer bombalardan kaçan nagazaki'li çocuklara "olsun vardır bunda da bir hayır" diyebilmiş midir acaba? ırak'lı bir bebeğin bombalarla parçalanmış bedeninde hala mutlu olunabilecek birşeyler kalmış mıdır?

otuziki yaşıma geldim. dünyada türlü rezillik gördüm. mutluluk oyunlarım onlarca kez bozguna uğradı.
ey pollyanna sonunda sen de yalan oldun!
nazan öncel aplamızın hatrına sustum albumun en sağlam parçasıdır.

sözleri olmadan olmaz.

duvarlarla konuşmalar
kendinle takışmalar
arasam yuh olsun derken
tükürdüğünü yalamalar
deliriyorum
pollyanna ah ah ah
görüorsun ya
pollyanna ahah ah
böyledir dünya
bu kadar ceza
seni de bozar beni de bozar
herkesi bozar
bu kadar acı
yaza da yeter kışa da
topuna yeter
deliriyorum
çok çocuksun çok
git oyna çocuksun
çok çocuksun çok çok
git oyna çocuk
mutluluk oyunların
sırların yorumların
içindeki çocuğu rahat bırak
yıkılsın duvarların
ağlama çocuk
pollyanna ah ah ah
görüyorsun ya
pollyanna ah ah ah
böyledir dünya
bu kadar ceza
seni de bozar beni de bozar
herkesi bozar
bu kadar acı
yaza da yeter kışa da
topuna yeter
unutma çocuk.
pollyanna aslında çift kişiliktir. neandertal hocanızı çok etkilediler küçüklüğünde.

neden onca zaman poll'ün peşinden koştum, şimdi de bulamıyorum. evet, güzel bir kızdı ve çok sevimliydi. sarı saçları rüzgarda dalgalanırken ona karşı ilgisiz kalmak imkansızdı. her şeye karşı sonsuz bir iyimserliği vardı. onun yanında kendini her zaman iyi hissedebilirdin. "olsun" derdi, "daha kötüsü de olabilirdi." yine de benim katlanamayacağım çok şey vardı onda. hele de o cadaloz ikiz kardeşi, o sersem anna. poll ne kadar iyimser ve sempatik ise, anna o kadar kötü ve iticiydi, poll ne kadar pırıl pırıl aydınlık ise anna o derece karanlıktı. poll, "olsun" dedikçe, anna "olmasın" diye düzeltiyordu.

poll'ün iyicilliği de katlanılmazdı belki ama anna'ya katlanmak mümkün değildi. yine de poll'ü elde etmek istiyordum. belki onun popülaritesiydi beni çeken, belki yaşamımı kolaylaştırma çabası. ama anna oldukça hiçbir şeyin kolaylaşacağı da yoktu. hiç anlaşamamalarına karşın hep birlikteydiler üstelik. poll, anna'yı bir türlü ayırmıyordu yanından. sonunda şahane planımı yaptım. evet, o gece poll'ü dansa davet edecektim ve o tatlı diliyle "olsun" diyecekti elbet. arkadaşım cin ali'yi de yanıma alacaktım. cin ali, varoluş sorunları ile uğraşan sivilceli bir çocuktu. tam anna'ya göreydi. anna, cin ali'nin varoluş sorunlarına kötümser yorumlar getirmekle meşgul olurken, ben poll ile işi pişirecektim.

evet, her şey gerçekten iyi gidiyordu. cin ali, anna'yı lafa tutmayı başarmıştı ve bunu benim için değil isteyerek yapıyordu üstelik. bense poll ile dans pistini aşındırıp iyice yakınlaşmaya çalışıyordum. sonunda cin ali'yle anna'yı varoluşun kötülükleri üzerine sohbetlerinde bırakıp poll'ün varoluşunu kucaklamak niyetindeydim. ama yaşam planlara pek sıcak bakmaz. tersliğin nerede başladığını bile farketmemiştim. poll'e sımsıkı sarılmış çılgınca dansediyordum. ama poll'ün elimden kurtulup masaya yönelmesi bir oldu. sanırım cin ali de anna'nın varoluşunu kutlamak niyetindeydi ve anna her zamanki olumsuz tavrıyla "olmasın" demişti. bu da bizim masada benim farkedemediğim bir arbedeye yol açmıştı. ama poll, o iyilik meleğinin olaya ilgisiz kalması düşünülemezdi elbet. sinirim tepemdeydi, her şeyden çok da poll'e sinirliydim. bir kere olsun, birilerini düşünmeyi bırakıp benimle ilgilenemez miydi? poll'ün katlanılmaz yanlarını göstermesi açısından belki iyi oldu o gece, yine de her şeyin yolunda gitmesini yeğlerdim doğrusu. böylelikle, bir süredir ertelediğim kuzey yolculuğuna çıktım. bu aptal kasabada hayatımı geçirmek için bir nedenim yoktu artık. yeni maceralar genç ruhumu bekliyordu. anna haklıydı belki de, birçok şey olmasa daha iyiydi. üstelik yeni planlarıma daha adil yaklaşabilirdi belki de yaşam...

hazin haber birkaç ay sonra geldi postadan. bir grup maganda, poll'ü ve anna'yı dağa kaldırıp bir hafta tecavüz etmişti. zorlukla magandaların elinden kurtulmuşlar ve eve dönerken poll, "olsun, hiç olmazsa dağ havası almış olduk" demişti. bu söz, anna'nın kötümser ruhuna bile dayanılmaz gelmiş ve eve döner dönmez intihar etmişti. poll'ün, o iyimser ve sürekli gülen kızcağızın, anna'nın mezarı başında günlerce ağladığını anlattılar. artık "tek" başınaydı poll. artık ömrünün geri kalanını, diğer yarısını aramakla geçirecekti.

notlar;

(1) y ispanyolca'da "ve, ile" anlamlarına geliyor. yazar, burada
"poll y anna" şeklinde şık bir söz oyunu yapıyor ki ona yakışan da budur.

(2) pollyanna'nın tecavüz sonrası konuşmaları toplumumuzun epey ilgisini çekmiş. bu konuda çeşitli yorumlar var fekat terbiyem gereği buraya alıntılamadım. lakin, "tecavüz mü, yalnızca kendisini ifade etmeye çalışıyordu adam" yanıtını, dağ havası almış olmakla yer değiştirsem, öyküye daha entellektüel bir hava katmış olur muyum diye düşünmeden edemedim. neyse, sonra bakarım artık ona da...

(3) bu ne böyle seksist seksist demeyin. aslında pek abartmış olursunuz. poll ile anna yazımızın kadınlarla bir ilgisi olmadığı gibi bahsettiğiniz kötü niyetleri de asla barındırmıyor. diğer tüm yazılarımız gibi. nitekim poll ile anna'da yaşamın ikili yüzünü (diyalektiği) ortaya sermeye çalıştık. bence siz, "yeniden okuma"yı denemelisiniz...
bu kadar acı seni de bozar beni de bozar, herkesi bozar diyerek büyük nasihatlar içinde barındıran nazan öncel şarkısı.
yeterinden fazla iyi düşünen küçük dağda bayırda gezen ölüm gibi konuya bile iyi yönden bakan binevi beyin hücrelerini kaybetmiş kızcağızdır.
bu kız nedense bütün fıkralarda illaki tecavüze uğrar ve yine nedense bunu pek umursamaz.
iyi kızdır aslında.
hayatın güzel yanlarını görmeye çalışan kızdır pollyanna. eleanor porter romanıdır.
çok şirin bir insandır kendisi, tüm dünyayı mutlu eder hepimiz mutlu oluruz onunla. keşke masallarda değilde gerçekten de yaşasaydı yanı başımızda ama olsun masallarda bile yaşaması bile insanı mutlu etmeye yetiyor.
Eleanor Hodgman Porter, Miss Billy adlı genç kızın öykülerini anlatan üç kitap yayımladıktan sonra bir başka kızın, Pollyanna Whitterın öyküsünü yazmaya karar verir; bu, bir çocuk klasiğinin doğduğu andır. Pollyanna 1913 yılında okuyucu ile tanışır tanışmaz övgülerle karşılaşır. Anne ve babasını kaybetmiş olan Pollyanna, Beldingsville adlı küçük kente, teyzesinin yanına gider. Asık suratlı, işgüzar, dediğim dedik, sevgisini gizlemeyi erdem sayan bu kadın, Pollyannanın herkese bulaşan iyimserliği karşısında bocalayıp duracaktır. Pollyanna dertli, yalnız, hasta, karamsar, hayattan umudunu kesmiş insanlara bardağın dolu olan yarısını görmeyi öğretecektir.
(antoloji.com) dan alıntı. mutlu olmanın güzel bir yöntemi, pollyanna cılık.
bir kolu koptuğunda "olsun bir tane daha var" diyen yaşam formudur.