bugün

(bkz: middle earth)
(bkz: jrr tolkien)
aşağı dünyanın az yukarısında olan bir dünya çeşidi.
çocukluk yıllarımda hayallere dalarak kendimi kaybettiğim elf,trol,ork,hobbit(kimi zaman halfling),insan ve bilimum canlı türüne evsahipliği yapan fantastik kıta.
daha sonra hiç bi ütopyanın,hiç bi evrenin yanına bile yaklaşamadığı diyarlar..john ronald reuel tolkien isimli aşmış bi hayalgücüne sahip insanın yarattığı mükemmel ortam.
orjinali için (bkz: middle earth)

dünyanın ortasıdır kelime anlamı.
Tolkien'nın kitaplarında bahsettiği dünya. Bu dünya kavramının eski mitlerde de bulunduğu söyleniyor. Orjinal ismi Middle Earth olup cennetle cehennem arasına sıkışmış bir dünya olarak geçer.
gerçek dünyada yer aLamayan zavaLLıLarın kendi kafaLArında oLuşturduğu dünya...
isminin iskandinav mitolojisinde dünyaya verilen ad olan midgaard'dan geldiği söylenir (bkz: middle earth).doğrudur kanımca.
aynı zamanda, ankara'da bir cafeye de ismini vermektedir.
(bkz: googleearth)
keşke orda yaşasaymışım dediğim mekan.arwenler, eowynler, hatta ve hatta rosie cotton lar... offf ulen...
ankara'nın en güzel cafe'si üst katındada (bkz: frp)oynarız... (bkz: ravenloft) (bkz: jander)
artık radyosuda var..

http://www.ortadunya.radyosu.com

suan blind guardian,iced earth,kamelot gibi devler yer almaktadır...Kosun... Kacırmayın..Uzulmeyin
ucuza kaliteli dvd bulabileceğiniz * istanbul kadıköy kadife sokaktaki(barlar sokağı,rexx sinemasının yanından girilen) video dükkanlarının ismi *
J.R.R. Tolkien'in oğlu Christopher Tolkien tarafından kapıları bir kez daha aralanan masalsı dünya.
(bkz: cafe orta dünya)
bir zamanlar, bulaşıklara yardım edince bedava çorba veren, kalkıp bulaşığını mutfağa götürdüğün, çalışanlarıyla oturup saatlerce muhabbet edebilidiğin, balkonunda uyuklayabildiğin, müdavimleriyle akraba gibi olduğun ve her gidişinde birkaç arkadaşınla karşılaşabildiğin bir mekanken her şey orta dünya'nın hürriyet'in eklerinden birinde "ankara'nın en seçkin on mekanı" arasına girmesiyle değişir. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

aniden ortalığı ted kolejliler sarar. orta dünya gittikçe kalabalıklaşmaktadır. müzik dersleri verilen odacık, oturulacak bir bölüm haline getirilir. sonra özgür abi yayılmacı bir politika izlemeye başlar/başlamak zorunda kalır. ve binanın girişindeki pek de iş yapmayan "kafe bir yer"i alarak orayı da orta dünya'ya çevirir.

artık iki farklı orta dünya vardır: biri kemikleşmiş kesimin inatla gitmek istediği, duvarlarında eskiyi, anıları aradığı orta dünya; diğeriyse yeniliklere açık, herkese hitap eden orta dünya...

lakin zamanla, ilk gözağrısı üst katta işler ters gitmeye başlar. önce balkona çıkmak yasaklanır. sonra "efendim frp oynanıyor, kalabalık" tarzı mazaretlerle bir şekilde burası unutturulur. zaten bünye büyüdükçe o kadar katı çıkmak için duyduğu heves de geçmektedir. önceleri, kat arasında sevdiceğin dudağına kondurulacak bir öpücük bile, tek başına, o kadar basamağı tırmanmak için bir neden, hatta bir heyecan vesilesiyken zamanla hadise "aman ya gel şu ilk masaya oturalım"a dönüşür.

sonra ankara'ya veda edilir. (bkz: bir şehri öylece bırakıp gitmek) istanbul'da, o ilk orta dünya'nın tadını verecek mekan arayışı başlar bu sefer. the beatles cafe'de benzer zevkler yakalanır. fakat gerçeklerle yüzleşilmelidir: artık büyünmüş, istekler, beklentiler değişmiştir. ne orta dünyadaki tatlı anılar tekrar yaşanabilecek, ne de o anılardaki rol tekrar oynanabilecektir.

orta dünya, halen anılarda son derece büyük bir öneme sahip olsa da, hala ankara'ya her dönüşte uğranılan bir mekan olsa da asla eski tadı vermez. fiziksel ve sosyolojik açıdan yaşanan değişimlere bağlanır bu. ama ortada başka bir gerçek daha vardır ki, o da bir mekanı değerli kılanın içinde yaşananlar olduğudur. hatırlanmaya değer yeni anılar üretmedikçe orası da değerini kaybedecektir.

kıssadan hisse olmayan lakin yine de kapanış konuşması mahiyetindeki cümleler silsilesi olarak denebilir ki mekanlarla duygusal bağ kurmak saçmadır. o bağ kopar. mekan yanar, iflas eder, kapanır, tikkyler basar, mafya kurşunlar...

ama insanlık halidir. bir yerin duvarının rengini sevmenin, posterlerini ezberlemenin önüne geçilemiyorsa da elden bir şey gelmez.
tolkien in dünyasıdır.
günümüz avrasyasını sembolize ettiği söylenen dünyadır ki doğrudur. ama bunda illa ki kötü bir yan aramamak gerekir.
blind guardian'ın ekmek kapısıdır orta dünya.
şövalyeler,ejderhalar,krallar,yüzükler,büyücüler ve kahramanlardan geçilmeyen dünya.yaşanır ölünür.onur vardır.
rexx sineması civarlarında işletilen dvd dükkanı. Çok bi para ödemeyerek iyi bir arşiv yaratmanızı sağlayacak, kotalı internet kullanıcılarının dostu olan kadıköy filmcisi.
kadıköyde aradığım eski filmleri bile bulabildiğim nadir bir yer.
Tolkien okuyan varlıkların içinde yaşamak istediği dünyadır ama (bkz: Saruman) olmasa da olur.