bugün

onlar -zafere kadar- savaşın
sabır heykeli.
onlar hıncını savaşta bileyenler
nefsini yenen,
savaştan dönmeyenler-
''onlar'' tek kalsamda
dönmem diyenler.
görsel
Cinlerden korkan insanların, cinler yerine kullandığı kelime.
Sakın böyle yapmayın. Cinler böyle isimlerle zikredilmekten asla hoşlanmaz.
Onlar burdalaar demek istediğim replik.
arif Nihat Asya'nın komünistlere ithafen yazdığı şiir. *~
orakları olur
boyunları için;

çekiçleri vardır
beyinleri için !
Onlar

Onlar onlar ışıyıp gecemizde ay kadınları,
ay kadınları,
onlar aşka örs alınları...

Onlar onlar ışıyıp gecemizde ay kadınları,
ay kadınları,
ey sevinç testileri, ey ışığın en yalınları!

Onlar onlar ışıyıp gecemizde ay kadınları,
ay kadınları,
Sedef kutularda kitlendi hep yarınları.

Onlar onlar ışıyıp gecemizde ay kadınları,
ay kadınları,
öfkemizin ifritine gebeyken saf karınları.

Ay kadınları,
ay kadınları,
oldular ah ölümün, zor demirin sırça kınları!

(bkz: Sait Maden)
Geceyi hala tutuklayan birileri var.
Ellerini bağlayanlar da onlar,
yürümeni ve düşünmeni engelleyen de.
Zamanı önüne koyup seyrettiriyorlar zorla.
Zorbaca gırtlağına sarılıp seni istiyorlar.
Nefes alma çabası boşuna
Deli gibi seviyor, sevdiriyorlar
Tercih istiyorlar
ikilemlerde kayboluyorsun.
Koca bir labirentin ortasına koyup
kaçıyorlar..
Yaramazlık sanıyorlar
Çocuk değiller aslında.
(bkz: rte)
Adam Blake'in Can Yayınlarından çıkma gerilim kitabıdır. Hoş, güzel, akıcı bir kitaptır. Tavsiye edilir.
dün starda verilen film.sanırsam yaşanmış bir hikayeden yapılmış.
onlar

onlar ki, dudakları ölümsüzlük tasında;
imzaları, mavera yurdu haritasında...

(1976)

necip fazıl kısakürek..
Nerde kaldı o anlar ki,
Analar kurt doğururdu,
Hilkat insan çamurunu
Destanlarla yoğururdu.

Nerde o yiğitler ki gür
Sesleri ülkeyi bürür,
"Yürü!" dese dağlar yürür,
"Dur!" dese kalpler dururdu?

Yurda, baş dedikleri bir
Ağır adakla geldiler
Ve şu bayraksız dünyaya,
Bayrakla geldiler.

Kopardılar ayı gökten,
Bir ipek dala astılar...
Yurt dediler, gölgesine
Ayaklarını bastılar.

Yeryüzünün göbeğinde
Kuruldu Kurultayları...
Günleri sönmek bilmedi,
Yere düşmedi ayları.

Onlardan kaldı bu toprak...
Biz gezip tozmayalım mı?
Yabanlar kıskanır diye
Destan da yazmayalım mı?

Benim, dedemle yan yana
Yazılı kalacak adım...
Yıldızların söneceği
Güne yıldızlar sakladım.

Arif Nihat ASYA
bir mehmet şevket eygi yazısı:

1. Onlar kendilerine "Ma'amim" (mü'minler, inananlar) der, Müslümanlara ve Türklere acı soğan der.

2. Onların iki kimliği vardır. Asıl kimliklerini gizli tutarlar, dıştan Müslüman görünürler.

3. Onların iki ismi vardır. Gerçek isimleri gizlidir.

4. Onlar Kemalizmi bir din haline getirmişlerdir.

5. Onlar lâik değil, lâikçidir.

6. Onlar islâm'a düşmandır.

7. Onlar islâm Şeriatına düşmandır.

8. Osmanlı devleti zamanındaki ve Cumhuriyet devrindeki bütün Marksist-Komünist öncüler bu cemaattendir.

9. Onlar, islâm'dan kopuk, hattâ islâm'a düşman bir Türkçülük ve milliyetçilik oluşturmuş ve geliştirmişlerdir.

10. Onlar sekülaristtir.

11. Son 150 yıl içindeki bütün ihtilâl, inkılap, darbe, kökten değişim hareketlerini onlar planlamıştır.

12. Sultan ikinci Abdülhamid Hân'ı onlar devirmiştir.

13. Jön Türkler ve ittihad Terakki hareketi onların eseridir.

14. Müslümanlara ve Türklere yapılan zulümlerde büyük rolleri olmuştur.

15. islâm kadınlarının açılması saçılması onların eseridir.

16. Türkiyelileri, atalarının mezar taşlarını okuyamayacak kadar kara câhil bırakanlar onlardır.

17. Millî Türk mimarîsini onlar dejenere etmiştir.

18.Türkiye'deki çirkinlikler onların eseridir.

19. Millî eğitimi onlar bozmuştur.

20. Üniversiteleri onlar bozmuştur.

21. Ahlâka, fazilete, iffete, ismete, hayaya onlar savaş ilan etmiştir.

22. Onlar kızlarını ve oğullarını Müslümanlarla ve Türklerle evlendirmez. Şayet evlenecek olurlarsa onlara dünyayı zindan ederler.

23. Onların kendilerine mahsus gizli din adamları vardır.

24. Onlar evlenen çocuklarına gizli nikah yaptırırlar.

25. Onlar ölülerini belli mezarlıklara defn eder.

26. Onlar büyük sermayeyi kontrol altında tutar.

27. Onlar büyük medyayı kontrol altında tutar.

28. Onlar islâm'da reform, yenilik, değişiklik yapılmasını ister.

29. Onlar Türkçe Kur'ân ve Türkçe Ezan okunmasını ister.

30. Derin devlet onların kontrolündedir.

31. Vesâyet rejimi ve demokrasisi onların kontrolündedir.

32. Ülkedeki her kesimin içinde ajanları, casusları, provokatörleri vardır.

33. Çoğunluğu "Böl, parçala, birbirine düşür ve hükmet" prensibine göre idare ederler.

34. 1950'lerden bu yana hayli sekülerleşmiş olmakla birlikte islâm ve Müslüman düşmanlıkları devam etmektedir.

35. Müslümanları yönlendirmektedirler.

36. Müslümanları yüzlerce fırkaya, hizbe, cemaate, gruba, kliğe ayırmışlar, aralarına düşmanlık, kin, rekabet, çekişme, hizip asabiyeti tohumları ekmişlerdir.

37. Şeriata aykırı aşırı ve heterodoks tasavvufu teşvik ederler.

38. Parayı, lüksü, konforu, zenginliği, dolar ve euroyu din gibi tutarlar ve severler.

39. Ülkeyi mandıraları, halkı sağmal inekleri olarak görürler.

40. Türkiye Ortadoğu'nun Japonyası olamamışsa bunun sorumlusu ve suçlusu onlardır.

41. Asıl kimliğini bırakıp da gerçekten Müslüman olanı hiç affetmezler. Başvekil olsa bile gözünün yaşına bakmaz, idam ederler.

42. Modern, çağdaş, ileri, seküler Türkiye onların eseridir. Eserleriyle öğünsünler...
bir dursun ali erzincanlı şiiri.
onlar. yani biz değil. *
O'ndan gelenler - ON ON gelenler ; Onlarla gelenler ; O'nunla gelenler - O'na gelenler

(bkz: http://www.onlardan.com)
iskender'i ben öldürmedim'den;

ortalama bir renk körlüğü yörüngesinde;
ilerliyor tezgâhtan yeni çıkmış ada vapurlarının
habis mi habis yaz akşamlarında kanatmaktan usanmadığı
utanmaktan, sıkılmaktan bıkmadığı şaibeli aşklarda
üç beş adam, üç beş kadın, üç beş bir şey işte
kiminin sayarı bozuk bir hayatı, anlatsalar uzay çöker
kimi işkencede dost edinmiş köpüren kanının şelalesini
kimi köpüren kanının şelalesinde bir
değil, bin sevgilinin belalısı

şehre inmez bunlar, bunların topunun atı topal,
cigaralarının zıvanası gazate kâğından
polis kimlik sorsa gözlerini gösterirler
gözlerinin aksanı arızalı, bakışlar tedbirsiz
tarifi imkânsız büyülerle cebelleşmekteler
üç beş adam, üç beş kadın, üç beş bir şey işte
kâh içip beni okurlar, edip okurlar, nâzım severler
kâh içip cümle şaire cümbür cemaat küfür ederler
öyle kuşatılmışlar ki aynaların lisanıyla
öfkelendiler mi kendilerinden başka kelime de bilmezler

iyiye kötü, kötüye iyi olmak gibi bir hususiyetleri vardır
üstlerine gitmeyin, anlatsalar yunuslar da ölür, mana biter

küçük iskender, 17 ağustos 2005
bülent ortaçgil'in fahir atakoğlu'nun bir albümünde söylediği şarkı...

okulum benim sokaklardır
evim uzakmıdır
varmıdır
sessizce bağırırım herkese
ama bütün kulaklar sağırmıdır

küçük işyerim kırmızı ışıklar
sarmaşıklar gibi dolanırım
beyoğlu'nda bitmez uzun geceler
her köşede arkadaşlarım

gözler yalan söyleyemezler
çünkü dışarı açılan pencerlerdir onlar

o izler artık silinemezler
yıllar sonra bile gizlenemezler onlar

dayak yedim yedi yaşımda
ilk sarhoşluğum sekizinde
avuç açtım vicdanlar duysunlar
ilk vukuatım dokuzunda

gözler yalan söyleyemezler
çünkü dışarı açılan pencerelerdir onlar

o izler artık silinemezler
yıllar sonra bile gizlenemezler onlar

okulum benim sokaklardır
evim uzakmıdır
varmıdır
sessizce bağırırım herkese
ama bütün kulaklar sağırmıdır.
oğuz atay'ın sıkça bahsettiği, bizi yaşamımızdan bezdiren kötü kişiler.
(bkz: ils)
bir nazım hikmet şiiri

Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
câhil,
hakîm
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Onlar ki uyup hainin iğvâsına
sancaklarını elden yere düşürürler
ve düşmanı meydanda koyup
kaçarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler
ve yeşil bir ağaç gibi gülen
ve merasimsiz ağlayan
ve ana avrat küfreden onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Demir,
kömür
ve şeker
ve kırmızı bakır
ve mensucat
ve sevda ve zulüm ve hayat
ve bilcümle sanayi kollarının
ve gökyüzü
ve sahra
ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve nehirlerin bahtı
bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
onlar ağır ellerini toprağa basıp
doğruldukları zaman.

En bilgin aynalara
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok söz edildi onlara dair
ve onlar için:
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi.
televizyon makinasındaki skeçleri yapan müthiş ikili
(bkz: gurgen öz)
(bkz: murat akkoyunlu)
üçüncü çoğul kişi