bugün

ing. koşulsuz şartsız. aynı zamanda bir er bölümünün* adı.
(bkz: free love)
öncelikle filmimizde Natalie Portman ve Ashton Kutcher oynuyo ki natalieyi görmemiştik romantik komedi de iyi oldu. (daha vizyona girmesine var abd'de de ocak 2011 de).film adından da anlaşılca gibi aşkı içine katmadan sadece seks yapan, normal hayattada arkadaş olan iki insanın hikayesi fragman için hemen bi link geliiii
http://www.imdb.com/video/imdb/vi1902549273/

iş bundan sonra ilginçleşiyo aslında. üşenmemişler filmi olurda kaçırırsanız diye justin timberlake ve mila kunisle 'friends with benefits' adıyla tekrar çekmişler!!. bunun linki de burda üşenmedim efet.
http://www.imdb.com/video/screenplay/vi1431607577/

ilki daha gişeye oynucak gibi. bakıcaz artık.
fuck buddy'liğin temel öğretilerinden biri, kimsenin kimseye sarmaması durumu.
başrollerinde natalie portman, ashton kutcher'ın yer aldığı film 'duygusallık içermeyen seks yapan arkadaşlar, gerçekten iyi arkadaş kalabilirler mi?' konusu üzerinden ilerliyor. bu aynı zamanda natalie portmanın sansüre uğramış 2.filmi..

ilki:

(bkz: your highness)

romantik - komedi türündeki film için amerikan film değerlendirme kurumu 'r-rated' tarafından18 yaşından küçüklere uygun olmadığı açıklaması gelmiştir.

filmin red band fragmanı da şöyle:

http://video.karsihaber.com/4-13605-kosulsuz_fragmani.htm
natalie portman ve ashton kutcher'i yatakta fazlaca kaynaştırdığı için sinemalarda 15+ etiketle vizyona giren depeche mode'a ait free love şarkısının beyazperdeye yansımış hali.

şarkı sözlerinden alıntılanmış hali de şöyle:

Just free love
No hidden catch
No strings attached
Just free love
beklentileri karşılayıp karşılamaması açısından kötü, genel olaraksa vasat bir romantik-komedi var karşımızda.

film aslında güzel ve ince esprilerle başlıyor fakat ardından gerçekten iki iğreti karakterin zorlama seks arkadaşlıklarını izliyoruz. hani bizim sıkıcı yivrenç çiftlerimizi alın, seks tabusunu yıkmış, her yerde her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilen bireyler haline getirin, filmdeki çiftin formülünü bulmuş olursunuz. şu amerikan rüyasının edinilen saygın bir iş, başta zorluklarla karşılaşma ama zorlukları her şekilde atlatma, lüks mekanlarda güzel insanlarla harika zamanlar geçirme ve harika seks yapabileceğiniz inanılmaz çekicilikteki karşı cins ilişkilerini fazlaca gözümüze sokup iğretiliklerini farkettirmesi bazen epeyce tiksinti yaratabiliyor. ashton cather'ın yuvarlak, düzgün hatlı bir götü ve tonu rezalet kalın bir ses tonu varmış. natalie portman'sa black swan'daki rolünün etkisinde yer yer. unutmadan filmin producer'larından biri de natalie portman.
eskiden filmlere konu edilen "bir erkekle bir kadın seks olmadan birbirini sevebilir mi?" temasının günümüzde tam tersine dönmesi sonucu "bir erkekle bir kadın birbirlerini sevmeden sadece seks yapabilir mi?" temasını işleyen, kişisel saplantım olan natalie portman'ın rol alması sebebiyle izlemenin şart olduğu film.
... just free love. (bkz: depeche mode)
konusu friends with benefits'i anımsatan film. ama oyuncu kadrosu için izlemeye değer.
dave gahan fena der bunu.
--spoiler--

14 yaşındaki emma kurtzman, big lodge’un dışındaki weehawken kampı’nda, garip bir ergen olan adam franklin’i reddettiğinde, ikisinin de gerçek, yetişkin cinselliğiyle ilgili hiçbir bilgileri yoktur. yıllar sonra, hayatlarına normal bir şekilde devam ederken, yolları kesişen (natalie portman) ve adam (ashton kutcher) için bunun tam tersi gerçekleşir. kendilerini yatakta sevişirken bulurlar… üstelik bu gerçekten iyi bir sevişmedir.

emma’nın ilişkilere karşı “alerjisi” vardır. adam ise, tüm ilişkilere tövbe etmiştir çünkü bir zamanların ünlü televizyon yıldızı olan babası, adam’ın eski kız arkadaşıyla çıkmaktadır. emma ve adam süregelen duygusal ilişkiler karmaşasını bırakıp, çıkar arkadaşlığı kurmaya karar verirler. saplanıp kalmadan takılmak, dert etmeden seks yapmak, ücret ödemeden cinsellik... bağlılık yok, yalan söylemek yok, kıskançlık yok, giyinik şekilde sarılarak uzanmak yok, duygusallaşmak yok, beraber kahvaltı etmek yok, “seni özledim” demek yok, uzuvlara isim takmak yok, karışık kasetler yok… kısaca her şey “koşulsuz”olacaktır.

fiziksel bir ihtiyaca, muhteşem bir çözüm gibi başlayan bu durum, adam’ın duygularını yanlışlıkla yatağa taşımasıyla karışık bir hal alır. (ayrıca hastane dolabına, arabanın arka koltuğuna, yatay pozisyona geçilmesini sağlayan her yere taşımasıyla da) sonunda ikisi de baştan beri engellemeye çalıştıkları ipleri çözmeye çalışırken, yumak olurlar ve bir sorunun cevabını bulmaya çalışırlar: iki arkadaş işe aşkı karıştırmadan sadece cinsellik yaşayabilir mi?

--spoiler--
beklentisizlerin vakitlerini geçirecekleri, natalie portman'ın çok hoş olduğu film.
dvdrip'i bir türlü çıkmayan film.

arkadaş, ne kıymetli filminiz varmış, dvd'sini çıkartmaya kıyamıyorsunuz!
sonunda dvdrip'i çıkmış, izlenmiş, beğenilmiş romantik komedi.

carlos mencia'nın da aynı adlı tek kişilik bir gösterisi vardır. amerika'daki tüm etnik topluluklara gider yapar. yarım yarım yarar. torrent ortamlarına da video google'da da bulunur. ingilizce bilen herkesin izlemesi salık verilir.

düzeltme: carlos mencia'nın gösterisinin adı not for the easily offended'dı. karıştırmışım.
konusu saçma olan ama natalie portman sayesinde sıkılmadan izlenilen bir filmdir. hatta sırf natalie portman için bir kere daha izleyebilirim. *
büyük bir hayal kırıklığı olan filmdir.
edit: bi de natalie portman işi jessica alba'ya bıraksın bence *
konusu gereği bize hayatın gerçeklerinden bahsetmiyeceği için sadece eğlence üzerine yapılan filmdir. fazlasıylada başarmışlar. sıkılmadan vakit geçirmişdir.
HAYATIMDA izlediğim en gereksiz yere çevirilmiş, her konuda dökülen berbat film.
yönetmenliğini Ivan Reitman'ın yaptığı, başrollerini Natalie Portman ve Ashton Kutcher'ın paylaştığı film. romantik desen, değil. komik desen, değil. ve en önemlisi; hiç inandırıcı değil. (uyarı! şu dakikadan sonra yazacaklarım azıcık ucundan spoiler içerir. istersen sen bakma.)

misal; adam karakteri, sevgilisinden ayrılmış ve 8 aydır kimseyle birlikte olamamış bir tip. ve tecrübe ettiğimiz üzere bu adamlar ekseriyetle tipsizdir. zira, bir çük 8 ay boyunca insan içine çıkmamış ve ait olduğu vücudun başka bir uzvu tarafından tatmin edilmişse, anlaşılacağı gibi o adama ücretsiz kimse vermiyordur. böyle bir karakteri tutup da Ashton Kutcher gibi bir insana oynatmakta yapılacak en yersiz hatadır. yani, sizce de böyle bir adamın kadınlarla birlikte olmak için bu kadar çabalaması saçma değil mi? hadi bunu geçtim. kainattaki tüm erkeklerin ortak hayalinin, özgürce sevişmek olduğu (bağlanmamak, sorumluluk almamak vs.) bilinen bir gerçekken, neden her filmde romantizm kasan yakışıklı bir adam oluyor ki? kadın zaten fuck buddy kafasında, mesaj atıyorsun bi' koşu gelip ateşli ateşli sevişiveriyor. daha neyi elde etmek peşindesin abi sen? hayır böyle yapıyorsunuz, bizi can evimizden vuruyorsunuz, sonra gerçek hayatta böyle sanıyoruz. sokak lambasının altında sevgilimiz bizi niye aniden öpmedi diye depresyona giriyoruz.

ayrıca, her romantik komedi filminde; kalbi kırılmasın diye ilişkilere mesafeli bakan, karşı cinsle işi ciddiye bindirmekten korkan, hayatındaki en acı verici olaylara bile sıradan bir şeymişçesine yaklaşan, fakat en nihayetinde birine delice aşık olan tipleri görmekten fena halde sıkıldık. ve böylesi bir tipi Natalie Portman'ın canlandırmasına gerçekten çok üzüldük. yeminle ağlıyorum şu an.

hoşuma giden bir şey var ki söylemeden geçemeyecağim; romantik insan Adam franklin, adet dönemindeki kızımıza bir kutu çikolatalı kek ve regl günlerine özel içinde 'kanamak' kelimesi geçen şarkılardan oluşan bir cd ile gidiyor. gerçekten etkileyici. (bleeding love ile kâh güldüm kâh hüzünlendim, ergenliğimden kalma bir nostalji fırtınası oldu resmen) yaratıcı zekanın önünde her daim saygıyla eğilirim.

ha bir de şu replik iyiydi; "kime aşık olacağımızı seçemeyiz ve asla olması gerektiği gibi olmaz."
BAŞROLLERiNi ASHTON KUTCHER VE NATALiE PORTMAN IN PAYLAŞTIĞI ROMANTiK KOMEDi.
evet benim için asıl önemli olan natalie portman'ın black swan gibi kariyerinin top noktasına ulaştığı bir filmden sonra boktan filmelerindendir.(imdb puanı 6.2 ama tavsiye etmiyorum)
Başımıza Justin Timberlake gibi orta halli bir müzik adamını sarmış iğrenç boy band NSYNC'in patlama yaptığı (galiba) 1999 çıkışlı ikinci albümü.

O döneme denk gelen (benim gibi) ergenler üzerinde iki etkisi olmuştur: Kimileri yabancı poptan nefret etmiş, ben dahil diğer grup da kaliteli müzik nedir ne değildir iyice anlamış ve arayışlarını çeşitlendirmiştir. Şimdi dinlediğim onlarca iyi sanatçıyı bu kukla çocukların bu iğrenç albümüne borçluyum.

ABD'de satış rekorları kırmıştır ama eminim dönemin satın alan her ergen kızı şimdi o günleri hatırlarken gözlerine siyah bant çekmektedir. (bkz: utanç)
film o kadar ani başlıyor ki öyle pat küt hiç uzatmadan konuyu . herşey , tüm karakterler , olay örgüsü apaçık ve en sonunda beklenen son. natalie' ye yakışmadı bu beni hayal kırıklığına uğrattı .
Amaçsız bir film.