bugün

görsel

- mutsuzluk, çok sebepleri olan serotonin eksikliğidir.

- yataktan çıkmak istemiyorsan,
- sürekli uyku hali çekiyorsan,
- okula gitmek ders çalışmak herhangi bir aktivasyon isteksizliği,
- melankolik şarkılara duyulan eğilim,
- içini acıtan olayları tekrar kafanda sorgulaman.

bu ve benzerleri ,

aile arasında (anne ve baba) çatışmaya götüren davranışlardır.

önce inkar, suçluluk ve kabullenme süreçlerini yasamanin adı mutsuzluk,
yani olgunlaşma evresidir.

yani portakalın ekşi hâli devresindesin.

tatlı ve lezzetli hale gelmenin adı.

deneyimdir.(ders çıkartmak)


bu dönemi (dönemleri) yaşamadan büyüyemezsin.

Siyah ve koyu renk giyinme,
melankolik şarkılar dinleme,
hareketli dans parçaları dinle.
neşeli şarkılar olsun,hatta komik.

olumsuz düşünceler böbrek üstü salgı bezlerinin serotonin sinyalleri göndermesine engel olur.

olumlu düşün.
yeşillikler arasında yürü.(tek başına,güvenli ortamda)
odana iki saksı çiçeği al aynı cins.
sabah ve gece yatmadan önce onlarla konuş.
birine olumlu düşüncelerini anlat,
birine olumsuz düşünceler anlat.

her ikisinde 7 dakikayı geçmesin.
ilk önce olumsuz çiçekten başla.
sabah ve yatarken,

yapabiliyorsun her gün yazı yaz.
olumlu düşüncelere ön sayfadan basla,
olumsuz düşüncelere son sayfadan basla.

(bir iki yıl sonra ben neleri dert yapmışım diyebilirsin)

anılarımız bizim yaşadığımız an' dir.

mutluluk bir hedef değildir.

sadece gidilen yol' dur.

bu yol üzerindeki her canlı çiçek ve hayvan, (insanlar dahil) ya mutluluk verir ya da mutluluğu emer.

mutluluk emicilerden uzak dur.

seni rahatsız eden her insan ve ortamdan uzaklas,

cevap verme zorunluluğu bile hissetme.

çünkü sen değerlisin.

Kendine inan.

keyif ve neşe ile.
mutluluk, sen ona koşmasan bile o sana yine sırf seni iyi hissetirmek adına geldiğinde yakalayabilmektir bence. daha doğrusu onu yakalamak istemektir. sırf sizin yüzünüzün gülmesi için şaklabanlık yapanları terslememektir mutluluğu yakalamak. her şey zamanında gelsin diye diye, mutlu olmamız gerekirken mutluluğu erteliyoruz. ondan sonra da yarına çıkacağımızın garantisi yok ki diyoruz. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu hesabı.
Oysa yapacak bir şey kalmamıştır artık.
Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan.
Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır.
bir resim ile anlatmak gerekirse;
http://i26.tinypic.com/f0yr0p.jpg
Mutluluk, kendimizi iyi hissettiğimizde gerçekten daha olumlu bakmamızı sağlayan, diğer insanlardan, durumlardan ve olaylardan bağımsız bir ruh halidir. Bu, hayatımızda meydana gelen her türlü olumsuz olaya rağmen mutlu olabileceğimiz anlamına gelir. Aksi takdirde mutluluğunuz, huzurunuz ve duygularınız diğer insanlara bağlı olacaktır.
görsel

6 yaşında yetim kalan Avusturyalı Werfel isimli bir çocuğun, 1945 yılında sona eren savaş sonrası, kendisine hediye edilen yeni ayakkabılarını aldığı andaki mutluluğu, bu şekilde fotoğraflanmıştır.

Fotoğraf, Gerald Waller tarafından Am Himmel Yetimhanesinde çekilmiş ve LIFE Dergisinin 30 Aralık 1946 tarihli baskısının 2. Sayfasında yayımlanmıştır. 24 Eylül 1951 yılında da yine LIFE dergisinin 180. Sayfasında “Yeni Ayakkabılar” başlığıyla tekrar yayımlanmıştır.

ilgili link: https://www.reddit.com/r/..._throws_his_head_back_in/
elde ettiğinizi istemeniz.
taze bir rüzgarın yüzünüze vurması,

hoş kokulu bir esintinin içinize dolmasıdır.

sebepsiz, anlamsız bir sevincin dört bir yanınızı sarması yahut gözlerinizin huzura dalmasıdır.
uçabildiğini kimseye söyleme. öyle bir inanmazlar ki, düşersin.

görsel
ve mutluluk bir kibrit çöpü.
artık ne kadar yanarsa...
kimi zaman ahenktir zihninde,

sevdiğin bir ses olur duymaktan usanmadığın,

belki bir tat olur hiç ama hiç unutamadığın,

belki de bir görüntüdür delicesine anlattığın..

kimi zaman sevdiklerindir kalbinde,

hayatının anlamlarıdır hep seninle,

belki uzaktır uyku kadar gecene,

belki de çok yakındır her cümlende,

kimi zaman, bir nefes alışı kadar uzaktır aslında insana..

yaşamaktan çok yaşamayı bilene..

tanım: bulmasını bilen için duyguların en güzeli..
görsel
bu, en saf hâli.
bugün ciddi anlamda bir insanın çok basit şeylerden de mutlu olabileceğini gördüm. düşünülmek, sevilmek her insanı mutlu ediyor. fakat çok enteresan ki, sevginin fazlası o hissi değersizleştiriyor. arsız insan, her şeye alışıyor.
her geçen gün,
şu boktan dünyada adını biraz daha unuttuğumuz,
hasret kaldığımız huzurlu anlar..
belki bir akşam üstü derinden aldığın nefes,
belki de içine çekildiğin büyülü bir ses,
hani zaman kaybından uzak bir hikaye,
bir çocuğun gülümsemesinde,
huzurlu bir koşuşturmaca içinde,
belki de tek bir kelime,
yaşamayı hissettirircesine..