bugün

entry'ler (140)

düşün ki o bunu okuyor

Seninle tanıştığım için asla pişmanlık duymadım; aksine, bu dostluğun değerini her geçen gün daha iyi anlıyorum. Seni seviyorum ve aramızdaki bağı her daim kıymetli buluyorum. Ancak, dostluğumuz boyunca sana sunduğum destek ve sevgi, içimi burkan bir haksızlıkla karşı karşıya kalmamı sağladı. Sana her türlü desteği vermeye çalıştım, zorluklarla mücadele ederken bile yanındaydım. Kendi sıkıntılarımı arka planda bırakıp, seninle ilgilendim ve sana güç vermek için çaba gösterdim. Ancak, basit bir isteğim söz konusu olduğunda, bu küçük talebimi reddetmen ve bunu adaletsizlik olarak görmen.. Sadece saçmalık. Bana yapılan haksızlıkları göz ardı ettin, bu tür durumlarda sessiz kaldın ve geçiştirdin. Ama işte şimdi, en masum isteğime karşı "adil olmaya çalışıyorum, haksızlık yapmamı mı istiyorsun?" şeklinde bir tepki alıyorum..

Dostluk, karşılıklı güven ve saygıya dayanır. Bu temellerin sarsılması, ortaya büyük bir hayal kırıklığı çıkarıyor. Yaşanan haksızlıklar, tüm emeklerin ve iyi niyetlerin anlamını kaybetmesine yol açıyor.

şiir

Gecenin kucağında bir yıldız kayar,
Gizli bir şarkı rüzgarla akar.
Dudaklarımda akar bir fısıltı, sessizce,
Uzaktan geler bir yankı, derinleştikçe.

Bir gölge gibi süzülür hayal,
Kalbimde yankılanır sessiz bir masal.
Belki de bir anı, belki de bir düş,
Kaybolan her sözün izini sürer bir düşüş.

Rüyaların içinde yüzler kaybolur,
Bir hatıra, bir esinti - zamanla doludur.
Sonsuz okyanusun ortasında bir sal,
Dalgalara kapılmış, sessiz ve dalgalı bir hal.

Gezer gözlerim bulutları uzakta,
Hafif bir sis, belirsiz bir hatıratta.
Zaman durur, anlar geçer,
Bir nefes, bir ses - içimden bir his eser.

Yollar kıvrılır, bilinmez ufuklara,
Kavşaklarda belirsizlik, bekler sessiz kuruntulara.
Bir adım atsam, uçurumun kenarında,
Sonsuzluğa düşer bir yaprak, rüzgarla savrularak.

Gecenin en karanlık saatinde,
Kayar bir yıldız, gökyüzünün izinde.
Kelimeler dokunulmaz, fakat hissedilir,
Bir sevda, bir korku, umutla birlikte gelir.

Sessizlikte saklanır, gözlerimde hüzün,
Kalbimde ağırlık, vedamızda gizli yüzün.
Kalbimin derinliklerinde bir sızı
Ve her şeyin ötesinde bir umudun izi.

larisalisa isimli yazar silik olsun kampanyası

Biz insanları yaşatan şey: sevgi, sevilmek, dik duruş ve kendimize olan sevgi ile saygıdır. Bu sebeple, ben ve arkadaşlarım dahil birçok kişinin en az 100 yıl yaşayacağına inanıyorum. Ancak üzülerek söylüyorum ki, bazıları içlerindeki kin, nefret ve iğrenç duygular yüzünden 50 yaşını görebilecekler mi, sanmıyorum. Hepinize en içten olan tüm güzel dileklerimi sunuyorum.

Bu arada, yakında Birleşmiş Milletler'e 'Dünya Barış Elçisi' olmak için başvuracağım. pauajajajjaaj.

larisalisa

ben kendime: doğruluğuma ve haklılığıma inanıyorum. gerçeklerin gün yüzüne çıkacağı gün, konuşmaya utanacaksınız..

larisalisa

benim becereksizliğim işte.. uf pauajjaja.

sari renkli seker

arkadaşım değil, abim gibi sevdiğim çok harika bir insan..

iftiralara aldırmayıp sessiz kalmak

iftiralara karşı sessiz kalmak, kolay bir seçim gibi görünse de aslında büyük bir güç ve sabır gerektirir. insanların benim hakkımda söyledikleri asılsız iddialar, iftiralar ve dedikodularla başa çıkmanın en onurlu yolu bazen sessiz kalmaktan geçer. Sessizlik, bu tür saldırılara karşı en güçlü kalkan olabilir. Kimi zaman, iftiraların peşine düşmek, kendimizi savunmak için harcadığımız çaba, asıl değerli olan şeyleri gözden kaçırmamıza neden olabilir. Hayatımızda daha önemli, daha anlamlı şeylere odaklanmamız gerekirken, gereksiz yere enerji harcamak yerine, sessiz kalarak iç huzurumuzu korumak, uzun vadede daha faydalı olacaktır.
Sessizliğim, bir acizlik veya kabullenme işareti değil; aksine, kendime ve doğrularıma olan güvenimin bir ifadesidir. iftiralar ne kadar çirkin olursa olsun, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağına inanıyorum. Vicdanımın rahatlığı ve içsel huzurum, dış dünyadaki gürültüden daha değerlidir. Sessizlik bazen en büyük cevaptır. iftira atanların amaçları, bizi sarsmak, moralimizi bozmak ve enerjimizi tüketmektir. Sessiz kalarak onların oyununu bozar, kendi iç dengemizi koruruz. Kendi değerlerime sadık kalarak, hakkımda konuşulanların benim gerçeğimi değiştirmeyeceğini biliyorum. Bu yüzden, iftiralara sessiz kalıyorum. Kendi doğrularıma inanıyor, hayatımı dürüstlük ve onurla yaşamaya devam ediyorum. Çünkü eninde sonunda, gerçekler gün yüzüne çıkar ve iftira atanların maskeleri düşer. O gün geldiğinde, sessizliğimin gücü daha da anlaşılır hale gelecek.

sözlük yazarlarından şiirler

Gözyaşlarım sel olacak,
Her hatıranda yanacak,
Ayrılık rüzgarı esip
Kalbimi delip geçecek.

Anılar canlanacak,
Her köşede seni arayacak,
Yüreğimde bir boşluk,
Sonsuza dek kalacak.

Belki bir gün döneriz,
O eski günlere, bilirsin,
Ama bu son veda,
Kalbimde hep saklı kalacak.

Her nefesim acı dolu,
Sensizlik kor bir ateş,
Bu son veda, bu son an,
Yüreğimde bir yara.

Her sabah sensiz doğacak,
Geceler hüzünle dolacak,
Seni benden koparacak
Bu son veda, bu son aşk...

bilinmeyen saati uygulaması

Özel ve güzel şarkı..

"Seni bir saat ileri almışlar, beni bir saat geri
Bu zamanlar yoksa bize düşman mı?"

https://open.spotify.com/...ck/5oZxkUiu5mwZdid2gPkPK6

psikolojimi bozmayin lutfen

ricalardan bir demet.

sari renkli seker

dünyanın en iyi insanı, abisi, yazarı. çok seviyorum seni. muahhh.

larisalisa

--spoiler--
kendini kraliçe sanan
--spoiler--

ben zaten kraliçeyim. ben sonradan kraliçe olmadım, 21 yıl önce gözlerimi dünyaya açtığım andan itibaren kraliçeyim.

açken ilaç içmek

Her gün yaptığım ve kendime eziyet vermeme sebep olan bir davranış var. Yemek yemeyi sevmiyorum, ilaç içmeyi de sevmiyorum. Bir de ömür boyu kullanmam gereken ilaçlarım var... Bana bi fenalık geldi..

aleyna tilki nin memeleri

gece gece açacağınız başlığa tüküreyim aq.

sevgilim

Sevgilim, en sevdiğim kelimedir "sevgilim,"
Zamanın yıprattığı aşkımızda bir hatıradır şimdi.
Hüzünle hatırladığım o eski günlerim,
Çatlayan cam misali, kırık parçalarımda gizlidir.

Bir zamanlar gözlerinde kaybolduğum,
Şimdi uzak, ulaşılmaz bir deniz gibi.
Ellerin ellerimdeyken dünyayı unuturdum,
Şimdi her dokunuş, sanki bir vedanın yankısı.

Gözyaşlarının anlattığı hikayeler,
Sessizce akıp giden zamanın izleri.
Birlikte kurduğumuz hayaller,
Rüzgarın savurduğu yapraklar gibi.

Ayrılık - soğuk bir kış akşamı,
Üşüten, sızlatan, yalnız bırakan.
Fakat sevdanın sıcaklığıdır hâlâ içimde,
Anılarla ısınır ruhumun derinlikleri.

Her yeni sabah;
Yeni bir umut.
Belki bir gün, bir yerde tekrar kesişir yollarımız.
Sevginin, yeniden filizlendiği o anı beklerim,
Tıpkı baharın gelişi gibi sabırla.

Sevgilim, bu aşk dolu mısralarım,
Bir gün gerçek olur mu yeniden?
Kalbimin en kuytu köşesinde saklı,
O büyülü an, bekleyişin sonunu getirir mi?

Belki de hayat, bize ikinci bir şans verir,
Güneş, yeniden doğar mı ufkumuzda?
Birbirimize verdiğimiz o sözlerle*
Yankılanır mı kulaklarımız?

erkek yönetici olur ama kadın yönetici olamaz

Boş bir cümle, söyleyeni gibi..
Kadınlar, en az erkekler kadar harika yöneticilerdir. Tarihte bunun birçok örneği var: Cleopatra, Mısır'ın güçlü ve etkili kraliçesi; Kraliçe Elizabeth I, ingiltere'yi Altın Çağ'a taşıyan lider ve daha niceleri. Ben, ismini vermeyeceğim bir eğitim ve öğrenci gelişim kurumun iki ayrı bölümünde yöneticiyim, başkanım. Üç yıldır sahip olduğum bu görevlerde daima en iyisini yaptım ve yurt içi ve de yurt dışı olarak birçok başarı kazandım. Kurumumda başka kadın başkanlar da var. Hepsi de çok yetenekli ve görevlerini son derece iyi yapıyorlar, kendi bölümlerinde çalışanları da çok iyi yönetiyorlar.

dede korkut kitabı

Çoğu kaynağa göre 1. milenyumun sonları ve 2. milenyumun başlarında ortaya çıkan, Türk milli ruhunu, yaşam tarzını ve ahlakını yansıtan bir destandır. Üzülerek söylüyorum, modern dönemde araştırmacılar bu destan üzerinde pek çok değişiklik yapmışlardır. Destan hakkında, ana içeriğinin ve amacının islam dinini yaymak ve Oğuz halkının birliğini göstermek olduğu yazılıyor. Bu düşünce hem komik hem de trajiktir. Öncelikle, destandaki olayların islam ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu konuda yeterince güçlü kanıtlar sunulabilir. Hatta bazıları, Dede Korkut'un Hz. Muhammed ile görüştüğünü ısrarla iddia etmektedir. Eğer bu doğruysa, Dede Korkut'un öncelikle islam'ı kabul etmiş olması gerekir. Onun ölümüyle ilgili düşünceler de pek mantıklı değildir. Söylenenlere göre, Dede Korkut Dağıstan'a islam'ı yaymak için gitmiş ve yerel halkın öfkesi sonucu öldürülmüştür. Mezarı da Dağıstan'dadır.
Öncelikle, Dede Korkut'un bir şaman olduğunu bilmek gerekir. Bu noktaya özellikle dikkat etmek önemlidir. Dede Korkut'un boylar ve soylarla ilgili yaptığı anlatılar sıradan bir süreç değildir; Dede Korkut bilinmeyene dalar, oradan bilgiler getirir ve buna göre kararlar verirdi. isim verme töreni bunun en belirgin örneğidir. Ayrıca, Korkut Dede'nin kopuza yemin ettiğinden bahsedebiliriz. Neden Allah'a değil de kopuza? Görünen o ki, kopuz daha kutsal sayılıyordu. Bunun nedeni, Korkut Dede'nin bir şaman ruhunu taşıyor olmasıdır. Ayrıca, bu olaylar 7. yüzyılda gerçekleştiyse, destanda Tepegöz gibi mitolojik bir karakterin yer alması gülünçtür. Ya da o dönemde böyle bir karakterin varlığı ne kadar gerçekçi görünüyor?
Görünüşe göre, bazı araştırmacılar ve insanlar islam adını kullanarak destana bir şeyler eklemek istemiş, fakat destanı, maalesef ki, birbirine katmışlar. Dede Korkut, Dede Korkut'tur. Hiçbir süslemeye ihtiyacı yok.

aynaya bakmayı seven insan

benim. çok seviyorum aynada kendime bakmayı. beyaz ve kusursuz ten, sarı saçlar, doğal ve ince burun... seviyorum kendimi, delicesine ama deli değilim.

kendini tanımlamak

bir kurumun iki ayrı bölümünde başkan olarak, eğitimli, bakımlı ve güzel biriyim.

yazarların bugün içtiği sigara sayısı

şu ana kadar 9 sigara içtim. artık eskisi kadar içmiyorum, en fazla 2 pakete yakın..