bugün

inanan insanin olabilcek tum gercekustu olaylara, mumkundur gozuyle bakmasi, inanmasi.. **
tesadüfleri reddetmek..
varlığa inanmaktır aslında. çünkü varlık bir mucizedir. öncelikle de insanın kendi varlığına inanmasıdır.
mutlulukları daha çekici, hayatı yaşanılır kılandır. sağanak yağmur altında yabancı bir şehirde yürürken her an güneşin bulutların ardından yüzünü göstereceği, uzun süredir gözlerinin içine bakılan platonik aşkın sonunda farkedeceği umududur. belki kulağa basit gelebilir ancak hayatı devam ettiren küçük mucizelerdir, temeli de inanmaktır.
bile bile lades demektir.
bir canlının oluşumu, doğumu ve herşeye rağmen yaşaması mucizenin ta kendisidir. yaşayan mucizeye inanmamak zeka değil aptallık göstergesidir zannımca.
iyi mi kötü mü olduğuna karar veremediğim durum. umut etmek güzeldir ama %99.9 olmayacak bir şeyde umudunu yitirmemek hayal kırıklığını daha da körüklemez mi?
hayat kendi başına bir mucizeyken, mucizelere inanmamak hayatın kendisini reddetmek demek olur.
eğer alalade bir sokakta, ömrünüzce bir santim bile kıpırdamanıza olanak olmadan dursaydınız, bunu siz de anlardınız.
fakat mucizelere inanmak, hiçbir şey yapmadan bir şey olmasını beklemek değil elbette. yalnızca kaybedişlerin ardından umudu kaybetmemektir.
bunu başarmak hem mutsuzlukların yüzüne kapı çarpmak hem de ah vah edip hayatı kaçırmamak demektir.
bir direğin düşünecek çok zaman oluyor güzel yazarlar... düşünmüştüm, zaten ben kendim bir mucize değil miyim? bencil insanoğullarından biri, yetinmeyi bilmek zorunda olan bir sokak lambasına dönüşüyorsa, erdeme ulaşılan o meşakkatli yolun kendisi bir mucize değil mi?
sabretmek erdemi, erdem ise sevgiyi doğuruyor.
bu yüzdendir yunus emre'nin yaratılanı yaradandan ötürü karşılıksızca sevmesi, sadece sevmesi...
mucizeniz kendi yaşamınız olsun, çok uzaklarda aramak hiçbir vakit mucize tadamamanız anlamına gelir.

http://www.youtube.com/watch?v=1G4isv_Fylg
mucizeler gerçekleşiyorsa, ki zaten gerçekleşiyor. ve ki, hayat zaten bir mucize ise, ama tüm bunların, bu mucize denilen şeylerin farkına varmadan , idrak etmeden, mucize gerçekten gerçekleştiğinde, ben mucizelere inanıyordum, inanıyorum demenin doğruluğunu merak ettiğim durum. yani, kafamda iki soru var. mucizeler gerçekleştiğinde mucizelere inanmak mı yoksa mucizelerin bir gün gerçekleşeceğine inanarak beklemek mi mucizelere inanmak.
insanın bazen başka çaresi kalmıyor.
Bir gün mimar olursam mucizelere inanırım.
(bkz: yarak var yer misin)
inanmak imanın şartlarından değildir. imanın şartı altıdır bunun içinde mucizelere inanmak yoktur, yoktur yani. bize illa olağanüstü olaylar üzerinden din anlatma ve dini benimsetme geleneği hem şiddetle eleştirilmeli hem de değiştirilmelidir.
güncel Önemli Başlıklar