bugün

“Bir şeyi gerçekten istersen” demişti yaşlı adam, “onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar.”

simyacı
“insanlar daha güçlü olanlardan bir şey istedikleri sürece yumuşaktırlar; ama daha zayıf olanlar bir şey istediğinde onları terslerler. Bugüne kadar toplumdaki insanın özüne açılan kapının anahtarı işte budur.”

Max Horkheimer ve Theodor W. Adorno - aydınlanmanın diyalektiği
“Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır dedim kendime. iyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı.”
Hayata karanlıktan geldiğini bilmelisin. Anavatanın karanlıktır. Karanlığın kuralları yoktur. Karanlığın tarihi yoktur.

Hakan Günday, Azil.
Siz bilmezsiniz size anlatmak da istemem.
"mesele kötü insan olmak değil ama ışığı yitiriyor insan. evet ışığı. sabahları kendini bağışlayan kişinin o kutsal masumluğunu yitirdik biz."
*
görsel
“Bir keresinde Kaygı (Cura) bir nehirden geçiyordu, bir kireç parçası gördü ve ona şekil vermeye başladı. Oluşturduğu şeye bakıp düşünürken Jüpiter geldi. Kaygı Jüpiter’den bu parçaya ruh vermesini istedi. Jüpiter memnuniyetle kabul edip kireç parçasına ruh verdi. Ardından Jüpiter parçaya kendi isminin verilmesini istedi. Kaygı ile Jüpiter arasında bu konuda bir tartışma başladı. Derken yeryüzü ayaklandı ve yaratığa kendi isminin verilmesi gerektiğini çünkü kendi parçasından yapılmış olduğunu söyledi. Üçü birden Satürn’den hakemlik yapmasını istediler. Satürn şu karara vardı: Jüpiter, sen ruhunu vermiş olduğun için yaratık öldüğünde ruhu senin olacak, sen yeryüzü, bedeni verdiğin için, bu şeyin bedenini sen alacaksın. Ama bu yaratığa ilk Kaygı biçim vermiş olduğundan, yaşadığı sürece bu yaratığa Kaygı sahip olacak. Ve aranızda isim konusunda bir anlaşmazlık olduğuna göre, gelin ona insan (homo) ismini verelim, çünkü topraktan (humus) yapılmıştır.”

varlık ve zaman, m. heidegger
görsel
görsel
Yazıyı büyütmen gerek.
Yeni nesil yazarlarımız ve kitapları...
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
“insanın ettiği kötülük yaşar ardından,
iyilikleriyse toprağa gider kemikleriyle. “

julius caesar-shakespeare
"umuyorum sadece bilim ve teknoloji ilerlemez. insan da çağa ayak uydurabilen ve yaşadığı gezegenin kıymetini bilen bir türe doğru evrimleşir, geçmişinden ders alarak ilerler."

kaostan kozmosa - selçuk topal
"...ama bunlar sadece yazı sevgili bilge, kötülüğüm kelimelerin arasında kayboluyor."
görsel
görsel
Başkaları tarafından ikna edilemeyecek kadar beş duyularının alıcılarını kısma yeteneğine sahip olan piçler, okyanusa benzeyen bir akla sahiptir. Değişirler. Değişimleri bir illüzyonistin gösterileri gibi şaşırtıcı ve çabuktur. Söz konusu olan el değil, akıl çabukluğudur. Bir piçin gerçek bilgi ve görüşlerinden yararlanmak için şansa ihtiyaç vardır. Doğru zamanda doğru yerde karşılaşmak gerekir. Çünkü bir saat öncesinin dâhi piçi, bir aptaldan daha aptal olarak karşınıza çıkabilir. Dolayısıyla piçlerle sadece bir kez karşılaşmış olan her insanın, onlara dair düşüncesi farklıdır. Oysa piçlerin dehalarından yararlanabilmek için sabırlı olmak gerekir. Çünkü piçler gölgelerinden hızlı değişir.
ilhami algör- fakat müzeyyen bu derin bir tutku
Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri’ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri’nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine...

ölmeden dört kez daha okuycam bu kitabı.
"obscenity entails a flirtation with the forbidden, and given this place in the social imagination, any relationship with the forbidden creates unavoidable psychological tension. that is why making the reader laugh is an important technique employed in erotic popular stories."

interessant.