bugün

Sırrı Süreyya Önder'i konuşturmadıkları program. Hadi Selahattin Yusuf neyse de Tarık Tufan hiç çekilmiyor.
sırrı süreyya önder'in neden orada olduğunu anlamadım program. neyse ki bugün yokmuş. bu arada ihl sözlük de ortada konuşan elamanı 5 dakika dinleyeyim dedim afedersiniz ama bir gram bir şey anlamadım. kendisini anlatmakta ciddi sıkıntıları var, allah kolaylık versin ne diyeyim. bir de selahattin yusuf arkadaş bu kadar kasıntı olmana gerek yok. aha ortadaki eleman şimdi kutsal bilgi kaynağı lafını eleştiriyor affedersiniz de bi s.tirin gidin hakikaten ne biçim program lan bu.
bu akşamki konuk, düşünce suçundan yıllarca cezaevinde yatmış ve işkencelere maruz kalmış hukukçu ve yazar aynı zamanda büyük beşiktaş'lı eşber yağmurdereli'dir.
eskiden pek hoşlanmadığım ama gittikçe sevmeye başladığım proğramdır. sırrı bey'in insani ve içtenlik dolud uruşunu her zaman takdir etmişimdir; ama konu o değil. bu proğramda gittikçe ciddi ve güzel konular işlenmeye başladı. bu gece konu f tipi cezaevleriydi ve konuk ülkemizin az sayıdaki haysiyetli adamından biri eşber yağmurdereli'ydi.

hasılı, olacak, olacak...
vakti geldiğinde, nah! kafa dendi olandır..
yeni sezon da tarık tufan ın ve selahattin yusuf un yanında üçüncü olarak gökdemir ihsan ın bulunacağının açıklandığı program.

yeni sezonda programın saati 23.30 ve ucu açık. tarık tufan ağabeyimiz bu yıl programın daha serbest ve interaktif geçeceğini belirtmişti.

meksika sınırıtadında programlara imza atmaları dileğiyle allah yardımcıları olsun diyoruz.
sıkıysa sırrı süreyya önder ile devam edilseydi ya denilebilir bu program için. olmasa da olur programlardandır.
olay yerinden canlı bildiriyorum;

''popüler kültür malzemesi olan che fotoğrafları, zengin ablaların tişörtlerinden çok yemendeki ablaların ellerine yakışmış.''
artık gökdemir ihsan var programda. tadından yenmez.
kafa dengim tarık tufan olduğu için izlediğim program.
islamcı felsefe programı.
her şeye baştan başlamak gerek bunlarla:

"evren bir toz bulutu idi" gibi. zira ne konuşsalar hep islam alt yapılı değerlendiriyorlar. bi de niçe t-shirtü giyip, -saç uzatmakla filozof olunmadığını birileri bunlara iletsin.

misal şöyle bir olaya şahit oldum:
"sayenizde kürk mantolu madonna'yı okudum, artık ben de bir sabahattin ali hayranıyım".
yanıt selahattin abi'den geldi:
"allah razı olsun".

allah ne alaka lan? edebiyat bu.
terörist sırrı süreyya önder'i başımızı musallat eden delikanlının bulunduğu program. bir de islamcı geçinmeleri yok mu?
Kanal 24'teki sozde tartisma programi. Sozde diyorum cunku programin uc demirbas uyesi de durmadan birbirlerine "haklisin" diyerekten katiliyolar. Siyasi gorusleri acikca belli olan bu insanlarin, tarafsizliklarini daha baslamadan yitirdiklerine eminim. Degisen sehir tiyatrolari yonetmeligi hakkinda yaptiklari programda beni cileden cikartmislardi. 98 yillik sehir tiyatrolarini yerin dibine sokan selahattin isimli sahis, akp'nin belediye tiyatrolarini goklere sigdiramadi. 10 dakikalik konusmasinda ne muhsin ertugrul'u birakti, ne sehir tiyatrolarini. Utanmaz adam.
pek de kafa dengim olmayan program. bunun birçok nedeni var.

ilk defa karşılaştığım ve haklarında bilgi sahibi olmadığım zamanlarda edebiyat konuşulmasından mütevellit ilgilenmiş ve sempati duymuştum bu programa. edebi muhabbetler, kitap tanıtımları falan... hoş gelmişti ilk başta. kaliteli içerik konusunda oldukça kısır ve yoz olan tv dünyasında izlenmeye değer bir program gibiydi.

fakat takip ettiğim zaman içerisinde güncel, siyasal, felsefik konulardaki tutum ve fikirlerini, anlatışlarını gördükçe hayretler içerisinde kalmaya ve hayal kırıklığına doğru giden bir tahayyüle götürdüler beni. tartışmaları ne kadar sakin, üsluplu görünse de ortaya attıkları fikirler, dayanak noktaları oldukça rahatsız etmeye başlamıştı. birbirlerine karşıt görünen bazı noktalarda bile aynı kaynaktan beslenen ve denize ulaşamayan dereler misali tartışmaları, fikir telakkileri gösterdi birçok şeyi. dini, örfi, ahlaki vb. kısıtlayıcı ve taraflı tarzda bilinç ve yaklaşımlarıyla bilimde olduğu gibi edebiyatın ve daha önemlisi felsefe ve sosyolojinin tartışılıp, doğru bir bakış açısıyla anlaşılamayacağı kanaatindeyim. bu tip yaklaşımlar çok dar bir bakış açısı sunar ve aklı kısıtlayıcıdır. aydınlanma peşinde olan insanın ufkunu açabilecek bir noktaya ulaşamaz. düşünceye hep bir zincir vurur.

aydın görüntüsü altında bu tarz ve benzeri zihniyette olan cenahlar hep var-olmuştur ve varolacaktır. fakat son yıllarda(iktidardan da güç alarak) daha cesur ve cüretkar hale gelmiş bulunmaktalar.
'laikçi, muhafazakar' gibi toplumsal ayrışmaya hız vermek dışında hiçbir somut değeri olmayan etiketler üzerinden tartışmalar yürüten, necip fazıl gibi bir kişiyi bile savunabilen selahattin yusuf adlı bir konuşmacı var aralarında. diğer iki konuşmacıdan ayrı olarak önceden eleştirmiş olduğum hususların en çok kendisinde toplanmış olduğu belli oluyor konuşmalarından. bazı konuşmaları ve eleştirileri* oldukça hastalıklı ve kindarca. fikirleri daha yuvarlak köşeli ve mantıklı görünen gökdemir ihsan ise programı izlenebilir kılan kişidir gözümde.* kendisinin de bazı fikirlerine katılmamsam da hoş bir üsluba sahiptir.

hepsinden gayrı dinden ahlaktan, haktan, hukuktan bahsedip de kendi ülkesinin başındaki en büyük beladan, mevcudiyetini tehdit düzeyine ulaşan büyük tehlikeden bahsetmemek ne derece aydınca bir yaklaşımdır?! iktidarın akıl almaz icraatlerine karşı ses çıkarabildiklerine hiç tanık olmadım bu arkadaşların. her ne koşulda olursa olsun eğilip bükülmeden gerçeği dile getirebilmek kolay değil farkındayım. zaten bunu başarabilme yetisine sahip şahıs göremiyoruz tv ekranlarında. *

programın yayınlandığı kanalın konumuna ve misyonuna baktığımızda zaten böyle bir kanalda farklı bir programın yayınlanabileceğini düşünmek abesle iştigal olurdu. bu ülkenin gerçek aydınları, iktidardan korkmadan yalnızca doğruları savunabilenleri, işte onlar televizyon kanallarında yer alamıyor, geniş kitlelere ulaşamıyorlar. fakat gerçeğin ve sanatın arayışında olan bilinçler bir şekilde kucaklaşıyorlar münevver olanlarla.
uzun zamandir izleyemedigim program. yukardaki elestirilerden sonra merak ediyorum programda ne degisti. benim bildigim zalimin karsisina akilci bilimsen yaklasimlarla degil vicdani ve insani yaklasimlarla cikmayi savunanlarin kafa dengiydi.
an itibariyle kanal 24'te yayınlanmakta olan program, bitmek üzere, beğenilsin beğenilmesin farklı bakış açıları getiriyorlar.

(bkz: selahattin yusuf)
bu seneki yayın saati sebebiyle çok da fazla takip edemediğim program. son bölümünü internetten izliyorum şu an, her daim takip edilebilecek bir keyif benim için. ayrıca gökdemir ihsan başlı başına izleme sebebi.
türk kanalları içinde sanırım en iyi söyleşi programı. kanal 24 te olması beni şaşırtır açıkcası çünkü inanılmaz demokratik söyleşiler geçmekte. selahattin yusuf u da taktir etmeden geçemeyeceğim.
Bu sefer buldum galiba. Chainard diye bir ekşi sözlük yazarı kendisi. Bütün girilerini okumak için sabırsızlanıyorum.
olayları ele alışları, bakış açıları, vizyonları ile türk tvlerindeki tartışma programlarının çok üzerinde olan 3 adamın sunduğu program. partici olmadan siyaset konuşabilen, kutuplaşmadan görüş bildirebilen nadir insanların sunduğu program.
daha ne isteriz.
an itibariyle kanal 24 te devam eden kültür sanat gündem hayat programi. yeni formatı hem gönüle hem göze hitap ediyor.
maç geyiğinden sıkılanlar için birebir.
an tibarı ile kanal 24 ta uludere olayları üzerine kafa çalıştırılıyor.
bu gece de fena olmayan program albert camus anıldıktan sonra mevzu gökdelenlere gelmiştir.
zor bulunurlar.
şu ana kadar hiç bulunamayandır.
güncel Önemli Başlıklar