bugün

yeryüzündeki diğer canlılara kıyasla başlıca iki avantajı düşünebilmesi ve elleridir. elleri olmasa sadece düşünebilmesi kendi başına çok işine yaramazdı, mesela deniz analarının vücutlarına sahip olsaydı. oysa düşünceleri ve elleri sayesinde karmaşık araçlar üretip diğer canlılar üzerinde üstünlük kurabilmiştir, çeşitli fiziksel açılardan bir çoğuna göre dezavantajlı olduğu halde. maalesef bu zihin insana diğer canlılarda bulunmayan karanlık bir taraf da katmıştır. an itibarıyla yeryüzünde her şeyi yapabilecek tek canlı türü gibi görünmektir, başka gezegenlere robotlar göndermekten tutun da türdeşlerine eziyet etmeye varana dek. şu haliyle insan, potansiyeli ziyan olan bir mucizedir.
ins'ten gelir. arapça kökenli bir kelimedir.
öldürdüğü karıncalardan habersiz yolda yürüyendir.
çeşit çeşitlerdir. iyi olanlarını al, sev. lakin kötü olanları insana hayatı zehir eder abartısız.
mesela takıntılı olanlar.. bir şeye takıntısı vardır bunun. size olabilir örneğin.. çıldırtır. git dersiniz, gitmez. defol dersiniz defolmaz. bir süre hayatınızı zindan eder size. mesaj atar, arar.. bunaltır yani. önce gayet normal karşılarken sonra karşınızdakinin hasta olduğunun farkına varırsınız. sizi korkutmaya başlar bu. yine aynı eylemleri gerçekleştirdiği bir gün, siz çıldırırsınız. karşınızdaki sizin nasıl yıprandığınızı anlar, susar. umarım devam eder.
bir diğeri ezik olanlar.. bunların kişilikleri oturmamıştır daha. sizin hiçbir kötü düşünce taşımadan gerçekleştirdiğiniz eylemi bunlar kendi cinlikleri doğrultusunda farklı yorumlarlar. cin olmadan adam çarpma durumu yani. hatta bir de tutup sizin kötülük yaptığınızı düşünüp, kendilerince karşılık vermeye çalışırlar. bunların kafasından kıvılcım çıkartılmalıdır.
en sevdiğim tipe geldik: bencil olanlar. senin gerektiği anda canını verebileceğin insan, dostum dediğin insanın seni hayalkırıklığına uğrattığı andır bencil olduğunu anladığın an. neyse onu da öyle kabullenmek lazım sanırım.
bu yazının sonuna geldiğimde az önce o 3 gruptan birine soktuğum arkadaşım benle konuştuktan sonra, affettim mesela. çok da iyidir ayrıca insanlar.*
einstein meşhur denklemine göre (e=mc2), bedeninde, ortalama otuz tane hidrojen bombasına eş değer enerji taşıyan varlık.
hissedilen her duydu ona hastır.bu kocaman kainat içinde barındırdığı en küçük ayrıntıyla beraber ona aittir.ama insan kıymetini bilmemektedir.
evrimleşen canlı veya öyle iddia edilir. ve tabi evrimleşmeye devam eden canlı. bu fark değildir elbette.
bazi inanışlara göre yaratilmişların en şereflisi, bazılarına göre tapınılacak zat, bazılarına göreyse bir hic.
engels e göre insan sosyal bir hayvandır. peki insanın diger hayvanlardan farki nedir diye düşündüm hep. şuur mu, konuşma yeteneği mi yoksa ruh mu ? hayvanlar da insanlar kadar acı ceker. onlarda da yavruya sahiplenme güdüsü vardır. ve tabi iletişim. hayvanlar da birbiyle iletişime gecer. biz anlamıyorsak o yoktur demek son derece haksızlık olur. ya ruh ? muamma...
bundan sonra da acaba evrimleşip daha üst düzey, mükemmel ve daha yaratıcı bir canlıya dönüşe bilir mi diye merak ettiğim mahlukat.
ben (K)a(M)o.
gördüğüm içi en boşaltılmış kelime. bazılarının düşüncesi insan olamayacak kadar hastalıklı da olsa düşünebilen her canlıya söylenebilmesi ne kötü. içimizde insanlıktan çıkmış o kadar çok insan! varki...
geçmişini anılarda, geleceğini hayallerde yaşatan.
insan üç beş damla kan.
(bkz: üstad necip fazıl kısakürek)
ruh ve bedenden oluşan akıl sahibi varlık.
en byük özelliklerinden biri aklıyla hareket edebilme yeteneğidir.
konuşa konuşa anlaşa(maya)n canlılardır.
doğadaki herşeyi kendi isteğine göre şekillendirebilen dünya gezegeninin en zararlı canlısı.
aklını ve ellerini kullanabilen dil gibi bir olguyu yaratmış hayvanlar aleminin en ilerlemiş canlısı.
her şeyi kendine hak gören, ayrıcalıklı olduğu yanılgısını hayatının merkezinde tutan varlık.
tarihin ilk günlerinden beri dünyaya geliş amacını sorgulayan, buldukları itibariyle okyanusta damla olan canlıdır.
tabiatından ve kimyasından ötürü beni benden alan hayattan soğutan yaratıktır. biraz daha açacak olursak aslında her şey bitmiş bütün mesele bacakları ayırmaktan ibaret hale gelmiştir. iğrenmekteyim.

not: ayırmak kelimesinden midem bulanır oldu sözlük yaşamak istemiyorum.
2/3 ü sudan oluştuğu söylenen canlı.

külliyen yalan... aslında hepimiz karpuzuz!

peşinen edit: kafam 1500
annen, baban, kardeşin, sevgilin, dostun... şuyun buyun, hepsinin ortak özelliği bir noktada nankör oluşlarıdır. başka bir şey değil.
nüfusu acilen -hangi yollarla olursa olsun!- 2 milyar seviyelerine çekilmesi gereken zararlı, parazitik tür.
insan yıkılırken bile "Lamelif" gibi devrilmeli bükülmeden.
insan sevdiğine atılan kurşunları "Cim" gibi alabilmeli bağrına.
insan sırtına dağlar yüklendiğinde "Elif" gibi dimdik durabilmeli. ( l ).
insan bir ömür "Kef" gibi sevdiğini kucağında taşıyabilmeli.
insan sevdiğine ölürken bile "Te" gibi tebessüm edebilmeli.
insan bir tek RABB karşısında "Mim" gibi secdeye koymalı başını...
sevildiğinde, gıdığı okşandığında, götü kalkan canlı!
insan üç beş damla kan ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki hayata kurmuş pusu
Geldi ölümlü yalan gitti ölümsüz gerçek;
Siz hayat süren leşler,sizi kim diriltecek?

(bkz: Necip Fazıl Kısakürek)
samimiyetine inanırken durup bir kez daha düşünülecek varlık.
boşuna dememiş m.akif ersoy;
"aldanma insanların samimiyetine,menfaatleri gelir her şeyden önce..
vaad etmeseydi allah cenneti,o’na bile etmezlerdi secde.."