Bana tebeşir atan ruh hastası ilkokul öğretmenim.

Kadın yüzünden okula gitmek istemiyordum.
Simit ayranın 75 kuruş oluşu.
öğretmenimizin tahtaya bir şeyler yazdığında şıngırdayan bilezikleri.o ses çok hoşuma gidiyordu niyeyse.
Andımız. .

Türküm...
Doğruyum.
Çalışkanım...
Yassam...
evden başka yere yapmak istemediğim için tutamayıp altıma sıçmıştım. evet yaptım bunu.
Lastik pabuçları eve girer gibi merdivenlerde bırakıp öylece girmiştim sınıfa.sonrası kahkahalar ve utanç.
ilkokul 2.sınıftayken yaramazlık yaptığım için öğretmenden dayak yiyip ağlamıştım öğretmende gönlümü almak için beni tahtaya çıkartıp şarkı söyletmeye çalıştı o canımı dayaktan daha çok acıtmıştı sıçıp sıvayan öğretmenim vardı çok severdim ama kendisini buradan filiz öğretmenime selamlar emekli olmuştur belki o zamanlar 35 yaşlarında falandı. sene 2004.
ilkokul beşinci sınıf. Yemekhanede yemeğimi yiyorum uslu uslu. Üst sınıflardan yarma bir çocuk geldi, meyve suyumu kaptığı gibi içmeye başladı. Olayın şokuyla ben de yanına gittim...

"bir şey mi diyeceksin?" dedi yarma oğlan.
"Yok, sadece ben o meyve suyunun içine tükürmüştüm, ama sen zaten yarılamışsın" dedim.
Miğdesi kalktı kusacak gibi oldu. Ben de aldım bardağı üstüne döktüm. Sanki üstüne kezzap atmışım gibi panik yaptı. Sonrasını hatırlamıyorum.
Nasıl bir yürek yemişsem, nasıl gaza gelmişsem artık. *
Babam her zaman "malına sahip çık oğlum" derdi.
Ayrıca akıl var mantık var, kendi meyve suyuma niye tüküreyim. Allah boy vermiş, gerisini koyvermiş. *
Geçenlerde oturmuş derste bir kağıdı karalıyordum. Elimi kaldırmadan e’ler çizmeye başladım. Bir an için ilkokulun kokusu geçti burnumdan sanki. Bir an için öğretmenin gelip yıldız atacağını beklediğimi hissettim. Hisler çok ilginç şeyler... yıllar öncesine birkaç saniyeliğine de olsa döndürebiliyor bedeni. O anı tekrar yaşatıyor. O an aldığın bir kokuyu alıyorsun, kolunda o anın hareketini hissediyorsun, gözlerin yıllar önceki deftere bakıyor sanki. Bunu açıklayan bilimsel bir şey var mı bilmiyorum. Ama ben istemeden de olsa eskiye bazen dönebiliyorum. Sadece orada kalamıyorum.
ilkokul 1. Artık sistematik bir şekilde ödev yapmaktan sıkılmıştım. Öğretmen her gün defterimize o günün ödevini yazıyor, evde annemle babamın gözetiminde ellerim acıya acıya ödev yapıyorum. Artık ne darlandıysam öğretmenin defterime yazdığı “1 sayfa r harfi yazılacak” yazısının bulunduğu sayfayı komple yırttım. Gururluydum. O akşam ödev yapmayacaktım. Öğretmen sayfayı yırttığımı görüp kulağımı çekmişti. Ve defterime “3 sayfa r harfi yazılacak” diye not düşmüştü... bütün sınıfın 1 sayfa yaptığı ödevi ben 3 sayfa yazmıştım. Hala da sevmem r harfini.
ilk aşkımı hatırladım.
güven tebeşirleri.
Lakabımın ''Sümüklü'' olması. Damn the fack it.
sınıfta ayı olarak çağırılmam.
okumayı öğrendiğimde takılan o aptal kırmızı kurdele. herkese göstermiştim. ilk bu aptal anı geldi nedense aklıma. nasıl sevindiysem demek.
Herşeyin masum ve doğal oluşu.
cuma günü istiklâl marşı'nın ardındaN amaçsızca okul çıkışına koşmak. Ve bunu yapan yüzlerce öğrencinin gürültüsü.

Sınıfta kırdığım camlar, kapılar, ev ekonomisi dersini saçma bulup hiçbir şey yapmadan geçirmem, sağ arka köşedeki sürekli dövdüğüm çocuk...

Ulan epey bi zarar ziyanmışım. Şimdiyse hiçbir şeyle ilgim alakam yok. Çocukluğumda ne kadar hareketliysem şu an bir o kadar durgun yaşıyorum.
trampet sopasıya sıra dayağı. o zamanlar ne kadar da normaldi.
görsel
25 kuruş harçlık götürürdüm simit ayran alırdım üstüne para artardı be hey gidi günler hey.
Düğmeye basılınca kapağı açılan kalem kutu. Allahım ne severdim.

Orijinal gelmeyebilir ama sene 85.
medeni öğretmenler. evet ilkokul deyince hep atatürkçü, çağdaş öğretmenlerim gelir aklıma. sadece bir tane ayı vardı içlerinde bizi tokatlayan o da şimdi bir imam hatipe müdür olmuş. torpilliler okula çoktan doluşmuş. benim merak ettiğim bir şey var ulan her yere kendi adamlarınızı sokunca ne oluyor? neden işini iyi yapana vermek yerine sırf sizin gibi düşünen insanlara veriyorsunuz?
Okulda nöbetçiyken kavga ettiğimiz sınıfın kapısına kurşun kalemle küfür yazarken matematik öğretmenimiz kapıyı açmıştı. Öyle tesadüfen falan değil ama kurşun kalem arka tarafta kara tahtadan çıkan sesi bile bastıyormuş meğer. Allahtan küfürleri sadece öğretmen okudu da olası bir linçten kurtuldum.
şerefsiz en fazla beni dövmüştü oysaki sakin ve sessiz bir öğrenciydim demekki yaramaz olanları değil sessiz ve sakin olanlara bağırmayı ve dövmeyi tercih ediyordu.
ilkokulda sıra arkadaşım beni sevdiğini söylediği için ağlamıştım çok. 20 sene geçmiş üzerinden. sevmeye layık olmadığımı düşündüğüm için değildi elbette, sevmeye ve sevilmeye utandığım içindi. hala öyleyim. insan 20 senede nasıl kendini geliştiremez, bunun en reel kanıtı olarak mevcudiyetimi sürdürüyorum.