Son birkaç yılda artarak devam eden sayıda ortada dolaşan, genellikle somut bir yerden karşılaştırılabilecek bilgilere değil, düz mantık ya da genel söylemlere dayanan bilgi ve haberlerdir.

Örneğin Egemen Bağış'ın bir yabancı programda söylediği, Türkiye'de gazetecilerin gazetecilik dışında suçlardan içeride yattığı hakkındaki haber.

http://www.cezmikalorifer.com/video/izle.php?id=6618

Öncelikle bakalım, çoğu gazetecinin suçları ne? Terör örgütü üyesi olmak, terör örgütüne yardım etmek. Diyor ki zatı-ı muhterem, banka soyan ve tecavüz eden kişi gazeteci kartı taşıyor diye mahkum olmayacak mı?

Gerizekalı olsam adam doğru söylüyor derim. Ama cümlede iki büyük hata var, anlatmak lazım.

1) içerideki gazetecilerin hangisi banka soymuş, hangisi tecavüz suçu işlemiş? Bu kişiler hangi suçlardan içeride yatıyor, niye net ifade edilmiyor?

2) içeride yatan gazetecilerin suç işledikleri kesinleşmiş mi? Bir delil, somut tanıklar var mı?

Yoksa gecenin bir vakti apar topar içeri alınıp yıllardır içeride yatan, suçu ne olduğu bilinmeyen, kendilerinin bile suçunun ne olduğunu bilmediği, içerideyken bile kitap ve makale üreten insanlar yok mu? Varsa niye yok gibi konuşuluyor? Yoksa içeride tecavüzden ve banka soygunundan yatanlar kimler? Ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
Şu habere bir bakalım:

http://gundem.milliyet.co....2012/1512797/default.htm

Şu işe bakın! Şimdiki sistemde, hadi söyleyin; Atatürk'ün kurduğu eğitim sisteminde çalışan bir okul müdürü, öğrencisiyle ilişkiye giriyor. Arka plandaki mesaj ne: Sen kızını okula gönderirsen senin kızının da namusu elden gider.

Şimdi bu haber ele alalım:

1) Eğitim sistemi çok uzun yıllardır böyle değildi, maşallah oyun hamuru gibi oynaya oynaya müfredatı kuşa çeviren, okulları okul olmaktan çıkartan ben kendimi bildim bileli bir sürü hükümet oldu.

2) Milli Eğitim içerisindeki kadrolaşma yine eskiden beri var ve bu kadrolar sırasıyla MHP ve AKP'nin güdümüne girmiş durumda. ilkokul öğretmenliği birkaç yıl yapıp sonra küt diye en ballı kaymaklı orta ve lise dengi okulların müdürlüğüne terfi ettirilen imam hatip mezunu sayısı nedir, bize bir söylesinler bakalım? Bu arkadaşın kökeni nereden geliyor acaba? Pek merak ettim, acaba herhangi bir haber ajansı biliyorsa da bunu söyleyebilecek mi?

3) 4+4+4 sistemi gibi konuların gündemde olduğunda bu haberlerin manşete çekilmesi ilginç bir tesadüf olsa gerek. Sahi, bir zamanlar doktor yerine hacı hocaya giden, orada cinsel istismara uğrayan bir kesim vardı, buharlaştı mı bunlar? Ne oldu?

On senede eğitim sistemini kevgire çevirdikten sonra şimdi de başkalaştırarak sorunu çözeceğini iddia etmek kimin basiretsizliği kardeşim? 5 tane adamın bir araya gelip yazdığı bir rapor, sadece önder isimli bir stk tarafından onay gördüğü için mi milyonlarca insanın kaderini değiştirmeye değer bulundu? bunun için insanların görüşü alınmaz mı, komisyonlar kurulmaz mı? ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
olağan gündemin azıcık dışına çıkan konuları genelde irdeliyoruz ama, büyük gündem maddeleriyle ilgili yapılanlarla ilgili de birşeyler söylemek lazım.

http://siyaset.milliyet.c...detay/1785020/default.htm

akp oy durumunu toparlamak için geldi-gitti yine ilk gündem maddesine yapıştı. arkadaş ne zorlu süreçmiş bu ya! üniversitede türban serbest olsun olmasın, bir sürü konuşuldu birşeyler oldu. tamam taksınlar, ne olursa olsun tavrımı o günden beri değiştirdiğimi hatırlamıyorum. sonra yok kamuda taksın-takmasın, mecliste taksın-takmasın. ya mesele artık türban takılsın takılmasın meselesi değil, bunu kafaya takarsın-takmazsın meselesi. bu konu konuşuldukça, bundan nemalanan hükümetin popülaritesi artıyor. halbuki bildiğim kadarıyla daha türban takılmasıyla ilgili yönetmelikleri değiştirmediler, gerekçe de belli işte: her dönem kaymağını yiyelim.

chp başta olmak üzere diğer muhalefet partileriyle ilgili de şöyle bir durum var: Bu adamların gündeme gerçek konuları getirmediğinden yakınıyoruz ama, onların mı yoksa medya kuruluşlarının mı gündeme getirmesiyle ilgili bu durum anlayamadım. yine de, gezi olayları başladığından beri yaşananlara verilen tepkilerin fazlaca popülist ve genele yayılmayan tepkiler olduğunu görüyorum.

kanaatim, ulusa seslenirken yalan söyleyen bir başbakanımız var ve bundan sonra söyleyeceği hiçbirşeye de güvenilmez. dahası, kendi tabanı dışındaki insanlar sorumluluk alanında değilmiş gibi konuşuyor ve hiçbirşey için sorumluluk almıyor.

http://akparti.gen.tr/imd...iyorlar-10392-haberi.html

marmaray projesi sonuçta hepimize hizmet edecek, ama bunu tamamen kendisi yapmış gibi başbakana mal etmek hem samimiyetsizlik hem de ayıptır. eh, kendisiyle bu kadar özdeşleştirince de ona muhalefet edenler yapılan işe muhalefet etmiş oluyorlar. bunlar hep birbirini mi doğuruyor bilmiyorum ama, sonra başbakan çıkıp oluşan sorunla ilgili abuk subuk bir açıklama yapıyor. arkadaş bu tarz aksamalar olur, her yerde, ne var ki bunda? ama yok, hep mağdur ve haklı olan hükümet, diğerleri kötü.

ya arkadaş, defalarca yazdık. gezi direnişinde anayasal protesto hakkı kullanıldı. buna sert müdahalenin açıklaması yok, ama buraya destek veren tiyatroların ödenekleri kesiliyor, haziran ayında chp başta bu direnişe destek de vermişlerdi. kim nasıl kafa kola aldıysa diyemiyorlar ki: bu direniş haklıydı, sebebi belliydi. susturmaya çalışırken çuvallandı, yaralı ve ölüler çıktı. birisi bunun hesabını versin!

gerizekalıyız, bu kadar iş güç arasında gündemimiz buysa hakikaten gerzeğiz vesselam.
Karşı propaganda örneği:

http://magazin.milliyet.c....2012/1532456/default.htm

Efendim manşet Volkan Konak'ın Amerikan karşıtlığını bıraktığı ile ilgili. Haberde de, eski model jipine modifiye yaptığından bahsediyor.

Bir kere kişinin politik duruşu yaşantısını devam için kullandığı ürünlerle ölçemezsiniz. Kimse kusura bakmasın, parasıyla herhangi bir jipin son modelin de sonuncusunu alacağı Coca-Cola reklamını reddetmek başka birşeydir, Amerikan jipini kullanmak bambaşka birşeydir. Eğer bu iş arabanın markasıyla ölçülüyorsa kimse Türkiye sınırlarındaki Ford ve Toyota fabrikalarıyla artistlik yapmasın, ihracat rekoru otomotiv sektöründe falan demesin.. Mümkünse Türkiye'de Türk markası otomobil görelim. Hükümetin girişimleri vardı, ne oldu sahi? Efendim? Duyamıyorum? Fıss mı, o da ne demek??

Ayrıca modifiye yüksek tutmuş falan da kabul edilecek şeyler değil, bu trafikte adam belki de bir yerden bir yere giderken otel gibi kullanacağı bir arabaya ihtiyaç duyuyor? Modifiyeyi yerli bir firmaya, yerli ürünlerle yapmışsa ne diyebileceksiniz? Anlamıyorum, anlayamıyorum. Ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
http://siyaset.milliyet.c....2012/1608288/default.htm

Bunun üzerine daha fazla konuşmak istemiyorum. yanlış aktarıldığını da zannetmiyorum, böyle bir durum varsa yazdığımı gelir düzeltirim. hakikaten şehitlerle ilgili söylediğini, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a** sempatisi olup, hitabetini beğenip, partisini destekleyen varsa; yaptığı icraat ölçüsünde destek verip bu gibi olumlu düşüncelerin etkisiyle beğenene de birşey demeyeceğim. ancak, bu söylenenleri hakikaten mantığı kaldırıp şehitler konusunda başbakanı destekleyen, chp ye tepkili olan varsa orada durum hele.

şehit haberlerinin başkasının ekmeğine yağ sürdüğünden başlayan bir sürü olayla beraber, arkalarından bazen yas bile tutamadığımız şehitlerimiz bugün başbakanın konuşmasında yer alıyor ve onlara arka çıkıyorsa.. yok hakikaten şaka olmalı, canım ülkemin başbakanının vatandaşların tamamına gerizekalı muamelesi yapması fazla geldi, kaldıramıyorum.
Milliyet web sayfasında daha açar açmaz karşınıza çıkan haber:

http://spor.milliyet.com.....2012/1515154/default.htm

Başlık da Çıldırmış Bunlar ve altında Kahrolsun Beşiktaş ve Galatasaray ve de alevli top.

Konu neymiş, Almanya amatör kümede Lokomotiv Leipzig diye bir kulübün taraftarları böyle bağırıyormuş, ırkçıymış.

1) Almanya bilmemkaçıncı ligindeki takımın taraftarının yaptığı her biri bir Almanya nüfusu kadar taraftara sahip iki kulübü niye bağlasın?

2) Niye ırkçı söylemlerle ilgili habere lapin gibi atlayıp anasayfaya koyuyorsunuz da, dostluk gösterisi falan olduğu zaman bu derece aşırı bir gösteriş merakı yok?

3) Irkçı diye ayıplıyor ve Alman hükümetinin yaptıklarını yazıyorsunuz da, niye bu adamların hayvanlığına ortak oluyorsunuz?

Kardeşim milliyetçi akımlar sebebiyle ulusların bölünmesi, sınırların ayrışması ve iç savaşlar dönemini geçireli ne kadar zaman oldu. Şu anda ne fiziken ne sanal olarak böyle bir ayrılıkçılığı körüklemek günümüzün hangi gerçeğiyle örtüşüyor? Bunun yerine yazsanıza Türkiye sınırları içerisindeki güzellikleri, yazsanıza Almanya'daki Türk asıllıların icraatlerini, yaptıklarını? Bu insanların bahsi geçmesi için ya manken ya da futbolcu mu olması gerekiyor? Siz kendi kendinizi tatmin edin Almanya'da ırkçılar var diye, iki nesil sonra görürüm Almanya'da kalıyor mu Türk'üm diyen, Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı kalan ve kültürünü yaşatan? anlamıyorum arkadaş, ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
http://www.haber3.com/tur...orenle-girdi-1551026h.htm

Dün bu haber TRT2 de yayınlanırken, yolda gözüme birşey ilişti: Mauritius'dan gelen vatandaş demiş ki Kurtuluş Savaşı'na ataları yardım göndermiş. bu yazı da, üstelik THY nin bir etkinliği haberin ana konusu olduğunu düşündüğüm bir sırada yaklaşık iki dakika gösterildi.

Diyorum ki, yemezler. askeriyede psikolojik harp ile ilgili birimi kapattınız ama bilinci yüksek komutanlar akıl edip kısa dönem askerliğim sırasında bize bir tam gün bu konuyla ilgili seminer verdiler. konuyla ilgisiz bir bilgiyi iki dakika boyunca ekranda tutmanın anlamı gri propagandadır. istediğiniz kadar tepinin, bu ülke kendi imkan-imkansızlıklarıyla emperyalist güçleri bu vatan topraklarından zamanında kazımıştır. burada askeri deha Mustafa Kemal'in ve silah arkadaşlarının da yönlendirmesi önemli rol oynamıştır. bu gerçeği unutmayız, unutturmayız. üstelik bu propaganda çalışmalarını, atatürk ün kurduğu, vergilerimizle finanse olan kurum eliyle yapmak kadar aşağılık bir iş de düşünemiyorum. yatacak yeriniz yok, sadece ahiret inancınız olsa bile bunu yapmazdınız.
http://www.ulusalpost.com...tisilacak-belge-3560h.htm

Evet, şimdi bakalım. Bir davaya atanan görevli savcı var ve o dava dahilinde operasyon düzenliyor. sonra, o davaya yardımcı olmak amaçlı iki tane daha savcı atanıyor. daha sonra, başsavcı, davayla ilgili yürütmede ihtilaf olması durumunda üç savcıdan ikisinin görüşünün yeterli olduğunu söylüyor. geri zekalıya anlatır gibi anlatalım:

ali'ye görev veriliyor git bak bakalım depoda herşey yolunda mı diye. ahmet gidiyor ve bakıyor ki depodan birileri birşey yürüttüğüne dair belgeler var. belgelerle ilişkili şüphelileri şikayet ediyor. sonra diyorlar ki bu iş büyük senin yanına veli ile mehmet'i verelim. ama şikayet ederken aranızda tartışma çıkarsa oylama yapın, üç tanenizden ikisi ne derse onu yapın. örnek vereyim, ali dedi ki depoda kocaman bir delik var bunu söylememiz lazım. diğerleri diyecek ki hop dur bakalım delik olduğu ne malum, biz görmüyoruz ki. gel oylama yapalım. ali var dedi, veli yok dedi, mehmet yok dedi. delik yok o zaman, biz soruşturalım.

bana kimse hukukun bağımsızlığı-tarafsızlığı falan demesin, dönsün şunu baştan okusun. ne hale düştük ya!
Yayınları deşifre edelim, arkasındaki mesajları görelim derken, kendimi objektif iş ve gazetecilik yapma dersi verirken buluyorum. Anladığımdan değil, ama iş düsturu diye birşey vardır, insan kendine pay çıkartır bazı konularda. Bakın şimdi:

http://spor.milliyet.com.....2012/1515662/default.htm

Süleyman Seba açıklama yapıyor, diyor ki ben Yalçın Karadeniz'i aday olarak göstermedim. Şimdi habere bakın:

http://spor.milliyet.com.....2012/1514646/default.htm

Yazılı olarak açıklama yaptığı söyleniyor. Burada objektif bakalım bir çelişki var. Ya Süleyman Seba yalancı ya da bu haberi yapanlar. Bitti mi, hayır:

http://spor.milliyet.com.....2012/1515095/default.htm

Süleyman Seba'nın açıklaması üzerine aday olan ve adaylıktan çekilenler var. Şimdi, durumdan etkilenen ve vazife çıkartanlar söz konusu.

Ben diyorum ki ortada en az bir yalancı var. Bu yalancı Süleyman Seba ise basının ağzından girip burnundan çıkıp bunu ortaya dökmesi lazım. Resmen manipülasyon yapılmış durumda, açıklamadan etkilenenler var.

Yok, Seba böyle bir açıklama yapmadıysa, tarih sırasına göre ilk iki haber külliyen yalan demektir. Bu kurguyu kim niye yapıyor? Yoksa tüm haberler bu şekilde mi üretiliyor, kurgu dünyasında mı yaşıyoruz. Buna mutlaka edit atacağım çünkü havada kalan birşey var burada. Birisi açıklasın, ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?

edit: Anlaşılan o ki, Seba arkadaş arasında birşeyler söylüyor ve bu basına yetiştiriliyor. Yani yazılı açıklama ifadesi yalan. Ayrıca bu demek oluyor ki, bu haberi duyan akıllı muhabirlerden herhangi birisi gidip Seba'dan haberi teyit etmemiş. Bir de sanki olağanüstü bir durum gibi adamın düzeltme yapmasını haberleştiriyorlar. Bu gelen haberin doğruluğunu teyit etmeyi akıl edemeyen kuşbeyinlilerin utancıdır, utanmak yerine yeni haber bulmuş gibi yayınlamıyorlar mı?! Oof of!!

Bu arada Yalçın Karadeniz Beşiktaş - Atletico Madrid maçında içişleri Bakanı idris Naim Şahin ile yan yanaydı. Tesadüf? Protokol gereği? Yoksa??
http://yenisafak.com.tr/y...me-kayiyor%E2%80%A6/34613

Şu yazıyı yazan kişi hem milletvekili hem de köşe yazarı ya! Ne günlere kaldık, inanamıyorum. yazıya bakın, ben gerçekten tek tek yanıt vermeyi düşünerek buraya eklemiştim yazıyı ama tek cümle içerisinde birden fazla zırvaya dayanamıyorum, karnıma ağrılar giriyor.

Sayın Metiner, ergenekoncu dediğiniz kim? ergenekon destanını benimseyen, seven mi? Nasıl bir şey anlayamıyorum, yüzlerce adam aynı anda bir yalanı dillendirince gerçek mi olacak? Yalan işte, tek bir somut kanıt olsa yıllardır hapiste çürüttüğünüz insanları mahkum edebileceksiniz ama tüm hukuk sistemi elinizdeyken bile ancak oldubittiye getirip bunu başarıyorsunuz.

Uzaylıların bile inanmayacağı, bugün ülkede demokrasi olduğudur. tek adamlığı, dikta rejimini asla atatürk gibi bir insana yamayamazsınız! osmanlı padişahlarınız mı demokrattı? atatürk den sonra gelen menderes mi, özal mı demokrattı?

Bir Türk dünyaya bedel demiş Atatürk. binlerce türkün temsilcisi bir insan neler diyor inanamıyorum yahu! tabii bu cümleyi karşısında kursam daha ilk dakika türk lafına itiraz edip sonra dini vicdan, özgürlük, alt kimlik, çorba yapıp durun. o kadar sıkıldım ki, lafı bağlayasım bile gelmiyor. ben mi gerizekalıyım, yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?

edit: bu arada, atatürk ile rahmet okutmak kavramını yan yana kullanırken bir düşünmek lazım, bu kişi ne yapmış ne yapmamış? duyan da o zamanlarda yaşayıp eziyet çektiğini falan zannedecek. oof of!
http://www.milliyet.com.t...detay/1948689/default.htm

buyrun işte. yabancı firmalar türkiye'de fabrika kuruyorlar, sonra burada ürettikleri arabaları yurt dışına satıyorlar. türkiye'deki firma yurt dışına satış yaptı gözüktüğü için ihracat yapıyoruz, rekor kırdı diye durumu sahipleniyorlar, ihracat rakamımız yükseliyor diyorlar. tabii satıştan elde edilen kar bizim ülkede kalıyor değil mi? ben de gerizekalıyım, yedim?!? afiyet olsun, ben almayayım, dokunuyor.
http://www.sabah.com.tr/S...bzonu-karistiran-fotograf

Trabzon karışmış, niye? Yabancı futbolcular Türkiye Kupası'ndan elenince mutlu gözüktükleri için.

Futbolcu maç oynar ve üç ihtimallidir. Performansını da çok iyi, orta ve çok kötü olarak sıralayalım. Şimdi bu iki farklı değişken birbiriyle paralel çalışmaz. Yani futbolcu çok kötü oynadığı maçı kazanabilir ya da çok iyi oynadığı maçı kaybedebilir. Morali de buna bağlı ve hedefine bağlı olarak değişir.

Türkiye Kupası zaten bu sene nerede kaldı diye düşünülürken çıkan bir ara format. 4 büyükler Play-off maçlarına konsantre olmaya başlamışken, kim takar kupayı? Hadi bu düşüncem doğru olmasın, ya adamın moral bozucu bir sonuçtan sonra kendini toparlaması kötü mü? Disiplin kavramı var, tersinden anlayınca böyle oluyor.
Yine bir *Yıldırım Demirören vakası:

http://spor.internethaber...dogana-destek-119142.html

Aslında tek başına anlatmak istediğimi aktarmaya yeterli olmayacak, şunu da eklemem gerekir:

http://spor.milliyet.com.....2012/1521818/default.htm

Şimdi ben şaibeli bir şekilde * BJK kulübüne başkan oluyorum, sonra param da çok, BJK için eller cebe diye bir ton para ile bir sürü adam transfer ediyorum. Sonuçta adamların çoğu elimde patlıyor ama, ben diyorum ki kardeşim bu paraları ben hibe ettim, başkanlıktan ayrılırsam kulüpten isterim. Sonra hükümetin dümen suyuna gidiyorum, param çok yine, gazete satın alıp hükümet borazanlığı yapmaya başlıyorum, (bkz: milliyet) (bkz: vatan) ihaleler alıyorum (bkz: demirören alışveriş merkezi) ve bunun gibi gelişmeler sonucunda federasyon başkanı oluyorum.

şimdi ben federasyon başkanı iken bir bakıyorum ki uefa borcu olan kulüpleri Avrupa'ya almayacakmış. burada benim hinliğim cinliğim ortaya çıkar diye düşünüp, ihale üzerime kalmasın diye başbakanın avrupa ya hiç gitmeyiz fikrini destekler miyim? Desteklerim tabii.

Parası olanın herşeyi yapmaya hakkı olduğunu düşünen zihniyet, alın başınıza çalın! bu işin sonunun iyi olmadığı, futbol programlarında futbol görüntülerinin yayınlanmamaya başlanmasından belliydi. şu anda bakın neler konuşuluyor, futbol mu kaldı ortalıkta? ama şöyle bir şey var, futbol milletin afyonuydu ama, bu yorumculuk işine farklı dallardan insanlar, entellüktüel birikimi olan farklı fikirleri olan adamlar girdiğinden beri, biz aslında futbol üzerinden siyaset yapıyor idik. ama siyasi gündemi belirlemeye çalışan zihniyet gelip futbol rantından pay isteyince, kendi kalelerine golü atıverdiler. ondandır, fb taraftarları hükümet muhalifi oldu. uyuyan devi uyandırdılar, benim kavrayamadığım daha büyük bir planın parçası değilse eğer, şike soruşturması işi, hazırlayanların yüzüne gözüne bulaşacak.

o yüzden ne kadar sevmesem de, aziz yıldırım ın gittiği yol, yıldırım demirören'in gittiğinden çok çok iyi. en azından fenerbahçe taraftarı yıl içerisinde amatör kümeye gitmeye bile razıydı, kulüplerine de maddi manevi değer katıyorlar. bakın bakalım demirörenspor haline gelen beşiktaş ta durum ne? Ben kendim beşiktaş lıyım, ama eğer bu avrupa yolu tıkanması falan söz konusu olursa biliyorum ki burada sivrilecek takım fenerbahçe dir. o yüzden, bu çocuk oyunlarını gidin gerizekalılara yapın. niye ikide bir bu adamların yaptıklarını izlemek zorunda kalıyoruz ya, dumur olmaktan yorulduk kardeşim! Ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
allahaşkına ya!

http://dunya.milliyet.com....2012/1519097/default.htm

--spoiler--
Bugün açıklanan bir araştırmanın sonuçları, ingiltere'yi kıskandırdı.
Geçtiğimiz 12 ay içerisinde Avrupa'daki 30 ülkenin otoyollarındaki bakım, yenileme ve onarım çalışmalarının incelendiği raporda, Türkiye 118.352 yenilemeyle Avrupa genelinde altıncı sıraya oturdu.
--spoiler--

Uzatmayayım. Bu şuna benziyor: Televizyon alıyorsunuz, biri A markası arıza yapmıyor, diğeri B markası sürekli arıza yapıyor. Bir yılın sonunda teknik servisler arasında araştırma yapılıyor, B markası teknik servisleri A markası'ndan fazla onarım yapmış. Soru şu, sizce hangi marka televizyon daha iyi?
(#14964543) da açıkladım ama sinirimi alamadım, arkadaş yollar berbat durumda. Özene bezene, bütçenden kısıp, yıllık sıkı masrafları göze alıp araba sahibi oluyorsun, sonra gözbebeği araban iğrenç köstebek yuvası yollarda telef oluyor. Yani hem kel hem fodul durumu; hem yaptığın yollar kötü ya da altyapı olmadığı için yolları kazıp kazıp duruyoruz. Bir de marifetmiş gibi bunun fazlalığını başkalarının kıskandığını iddia ediyoruz ya, bu ne??

Yollarda giderken dakika başı hop oturup hop kalkıyoruz, çukura girmek ayrı, kasislerden aşıp gelmek ayrı zıplatıyor. bir de marifetmiş gibi anlatmıyorlar mı delireceğim ya! Bu kadar gerizekalı mı insanlar anlamıyorum ya? Ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
http://siyaset.milliyet.c....2012/1545559/default.htm

Bu haberle ilgili diyeceklerim için ben de bir analiz yapayım. Başbakan bir sürü konunun üzerinden geçmiş ve ben söylediklerinin normal bir zihnin ürünü olduğundan kaygılıyım. O yüzden maalesef tek başına 3 çocuk söylemini analiz etmek durumu kurtarmıyor.

Anne karnında bebeği öldürmenin bir vatandaşı öldürmekten çok farkı var. 20 yaşına gelmiş bir birey için 20 yıllık kaynağın çöpe atılması demek. Ayrıca, etik olarak insanların zihnindeki bir tartışmayı ortaya atıp hükümetin uludere deki kusurlarını unutturmaya çalışmak basitliğine artık girmeyip biraz sorumluluk almayı öğrenmeleri lazım. Herhalde kürtaj yapan doktorları ve hastaları ergenekon kapsamında içeriye almazlar. Yoksa??

Nüfusun fazlalığı değil niteliği sizin üzerinde durmanız gereken konu değil mi? Niye ülkedeki insanların yaşantısının niteliği üzerine analiz yok? Inşaatları yapıp, gereken yiyecek içecek neyse dışarıdan alıp milyonlarca adam besleyelim, ülkede ölenleri kalanları da düşünmeye gerek yok, zaten tohumbolca var mı demek mantıklı olan?

Bir de yolsuzluğun antitezine bakalım. Neler yapılmış?

Maaşlar denmiş. Buradaki iki ayda bir ne maaşı bilmiyorum, normal maaşlarsa insanların hakkı olanı vermek farklılık değil zorunuluktur.

Duble yollarınız duble köstebek yuvaları. Arabaya dünyanın parasını ver, iyi marka olsun diye, sonra tekrar tabanı köstebek yuvalarında, kasisli tepelerde delik deşik olsun. Yol inşaatları sırasında beklenilen kuyruklar ve çekilen sıkıntıların da hesabını birileri vermeli.

Derslik yapılıyor ama öğretmen atanmıyor. Yani yaptık denilen işlerin adı var, ortada birşeyler var ama içi boş içi.

Sıkıldım hakikaten. ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?